Değerli okurlarım,
Bu hafta havacılık için güzel bir gelişme yaşandı. Bir Amerikan drama filmi olan “Top Gun” 27 Mayıs 2022 tarihinde vizyona girerken bir nesile daha havacılık ve uçuş sevgisini beyaz perdeden yüreklere saçtı.
Filmin olumlu ya da olumsuz eleştirisini yapacak değilim ama filmi hemen izleyenlerden biri olarak, aklımdan geçenleri sıcağı sıcağına siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim. Film içinde vurgulanan ve yazımızda tartışacağımız konulardan birincisi “yeni nesil hava araçlarının insanlı mı insansız mı olacağı” hakkında olacak. Sonraki tartışma film boyunca abartıla abartıla kutsanan pilotluk becerilerinin “gaz kolu-lövye denkleminden nereye doğru uzaklaştığına” yanıt arayacak. Üçüncü ve son tartışmamız ise birlikte hareket etmek üzerine filmde pek çok alt metinle vurgulanan “ekip olma becerisini” konu alacak.
Tüm bunları şu yüzden tartışmak istedim: Bugün “Ülkemizde seksenlerin yerli TOP-GUN’ larının artık emekliye ayrılması ya da en azından biraz daha fazla yenilenen dünyayı anlamaya çabalayarak yavaşça çekilmesi gerektiği” savımı ortaya koyacağım. Bunlarda sadece pilotları konu etmeyeceğim. Diğer havacılık dallarında da benzer TOP-GUN’ ların onları örnek alması gerektiğini vurgulayacağım.
Aşağıdaki satırlarda okuyacağınız bazı anıların tamamı gerçektir, sarsıcı olduklarını bizzat yaşadığım için biliyorum, kemerlerinizi bağlayarak okuyun ve lütfen şaşırmayın.
Gelecekte Hava Araçları
Teknolojik gelişmeler ve devam eden büyük projelerin yanında büyük hava aracı üreticilerinin üretim planlarını inceleyince geleceğin hava araçları hakkında aşağıdaki somut öngörüleri ortaya koyabiliyoruz:
- Geleceğin büyük gövdeli yolcu uçaklarının kapasitesi iki kat kadar daha büyük olacak,
- Yolcu uçaklarında en az 15 yıl daha iki pilot birlikte görev yapacak,
- Gelecekte hava kargo taşımacılığı daha fazla yaygınlaşacak,
- Geleceğin uçak motorları daha düşük emisyon standartlarında çalışacak,
- Bölgesel taşımacılıkta bugünün deneysel hava araçları yaygın olarak kullanılacak, bu araçlar fosil yakıta alternatif güç sistemlerine sahip olacak,
- Deniz üzeri alçak irtifa uçuşlarıyla bölgesel taşımacılıkta çok daha yaygın şekilde karşılaşılacak,
- DRONE benzeri insansız hava araçları, mini ulaştırmada, felaketlere müdahalede, tarımsal ilaçlamada, güvenlikte, vb. hem şehirlerde hem de kırsalda sorunlarımıza alternatif çözümleri yaygın şekilde sunabiliyor olacak,
- Havacılıkta yapay zekâ uygulamaları ilk Hava Trafik Yönetiminde önem kazanacak,
- Klasik havalimanı yapısı yok olacak, klasik navigasyon sistemleri yerlerini uydu bağlantılı çalışan navigasyon ve data link sistemlerine bırakacak,
- Havacı kavramı farklı branşlarda dahi ortak bazı yeni becerileri gerektirecek.
Gelecekte Pilot Becerileri
Top-Gun-II filminde Tom Cruise’un canlandırdığı Maverick karakteri üzerinden pilot becerileri kutsandığı için biraz bu yönde derinleşelim istiyorum. Mevcut uçaklarda dahi “gaz kolu-lövye” denklemi çoğu koşulda gerekli değil.
Öncelikle şunun altını güzelce çizelim: Gelecekte gerekli pilot becerilerini düşündüğümüzde teknik olmayan (non-technical) beceriler çok daha da ağırlıklı olacak şekilde bilişsel becerilere doğru evrilecek gibi görünüyor. Hava araçları yapay zekâ destekli karar verme yetenekleriyle uçuşun önemli bir kısmını kendiliğinden başarıyor olacak gibi. Bugün ekip kaynak yönetimi kapsamında bilişsel yeterlilikler artırılmaya çabalanıyor. Yarının eğitimlerinde geliştirilecek pilot becerilerine, bilişim sistemleri ile iletişim ve hatta yapay zekaya öğretme becerileri de eklenecek. Gelişen data-link sistemleri sayesinde kritik operasyonel kararları vermekte ya da arıza gidermede yerdeki ekiplerden çok daha kolay ve etkin destek alınabilecek. Gelişmiş ve öğrenci hatalarından (kişiye özel, bölgeye özel) öğrenerek kendini geliştirecek Simülatörler (sentetik cihazlar) sayesinde eğitimler ağırlık ve hız kazanacak.
Üzülerek söylemek zorundayım ki seksenli yıllarda Top-Gun I filmini izledikten sonra Zippo ve Ray-Ban edinerek hayatını devam ettirenlerin emeklilik vakti geldi. Çünkü başka bir havacılık dünyası kuruluyor. Aslında öngördüğüm bu gelecek biraz ertelendi gibi. İki büyük üretici firma maliyet düşürmeye odaklandığı için şu anda çalışır durumdaki yeni nesil cihazlar ile bunlara destek verecek yazılımları şimdilik tercih etmiyor. Bununla birlikte insansız hava araçları ve bölgesel küçük taşıyıcılar ekonomik çözümler sunan yeni teknolojilerden mutlaka yararlanacak gibi görünüyor. Bu da başımızın üstünden rüzgarlarla koşacak insanlı/insansız hava araçlarının sayısının yakın gelecekte hızla artmaya başlayacağını haber veriyor.
Ekip Olmak ve Ekip Yönetmek
Havacılıkta ekip olmanın önemi filmde de vurgulanıyor. Beş önemli isim filme senarist olarak imza atarken aslında bu konuya “mış gibi” bir çözüm önerebilmiş gibiler. Pilot egosunu ve başarı odaklı havacıların müdanasızlıklarını bu kadar çok öne çıkarırken ekip olma becerisini artırmak üzere çözüm olarak hep birlikte NAS North Island’ta deniz kıyısında beyzbol oynatmayı göstermişler. Bu bir yanılmaca, yanıltmaca. Biz de derslerde ve kurslarda takım oyunları oynatıyor ve eğlenceli tekniklere başvuruyoruz ama iş öyle basit değil.
Maalesef gerçek dünyada da filmdeki gibi oluyor. Bir diğerini anlamayı hatta dinlemeyi düşünmeyenler ekipmiş gibi yapıyor. Örneğin Kaptan pilotlar ekip lideri gibi davranmaya çalışırken onları da F/O’ları da hiç kaale almayan Kabin Amirleri var. Hatta bazen yatıya gidilen uzak illerde ekip arabasını alıp giden ve kendileri otele ulaştırıldıktan sonra pilotlar için aracı gönderen kabin amirlerine şahit oluyoruz. Kabin ekiplerinin kendi içinde “adalet kültürü (just culture)”nün teşvik ettiği raporlamaları ispiyonculuk aracı haline dönüştürüp kabin amiri aleyhine kullandığını da üzülerek duyuyoruz.
Ekip olmak ve ekip yönetmek becerilerini artırmakta benim önerim, kurumsal değerlerin kâğıt üzerine göstermelik konulması yerine gerçekten belirlenip geliştirilmesi için yönetsel çabaların her seviyede gösterilmesi ve kurum kimliği ile aidiyete odaklanılmasıdır.
Pistte Koşmak İçin Yerde Uzanan Cesetlerin Kaldırılmasına İhtiyaç Var
Top-Gun ve benzeri filmlerin artmasını ve pilotluk mesleğini daha çok sevdirerek uçuş heyecanını gençlerde uyandırmasını çok isterim. Pandemi nedeniyle yerlere serildiğimiz günlerden silkinerek kalktığımız bugünlere dönüşümde havacılığı öne çıkaracak her türde olumlu çabaya ihtiyaç var. Özellikle yeni açılan uçuş okullarımız için bu tür gelişmeler hayati öneme sahip.
İşte tam burada cesaretimizi kıran geçmişten bugüne yaşanmış bazı anılar oluyor elbette.
Bir yanda bilgide ya da tecrübede nakıs olup, makamda bonkörlükten faydalanmışların yetki sahibi olmasından kaynaklanan sorunlarımız devam ediyor. Diğer yanda hangi işe elimizi atsak o işte başarı sağlayamamışlar ayağımıza dolanıyor. Kendilerini başkalarının başarı öykülerine dahil edip pazarlayanların “ben Bükeç hocanın yaptığı işin daha iyisini daha ucuza yaparım” dediğini duymaktan usandım. Bunca bölüm ve program açtık, araştırma merkezleri kurduk, yüksek lisans programları başlattık. Çeşit çeşit müfredat geliştirdik. Yine de bahse konu “yem vereni bol olsunlar” peşimizden dolanmaktan vazgeçmedi. Bana bir şey olmadı, olmaz da. Fakat eğitim kurumlarımız zarar görüyor. En azından yeni nesil hava araçları için pilot eğitimlerinde değiştirmemiz gerekenlerde geri kalıyoruz. Biz eğitim maliyetlerini düşürüp yaygınlaştırmak için çabalarken çantacılar yüzünden daima ve mutlaka yükseliyor. Sonuçta kurumlar hak ettikleri eğitim kalitesine varmakta geç kalıyor.
Değişmezlerin Değişimi
Filmde sahip olunan iyi pilotların sahip olunacak iyi uçaklardan çok daha kıymetli olduğu vurgulanıyor. Ülkemizde uçuş okullarının hızla güçlendiğinin yakın şahidiyim. Havayolu işletmelerinde devamı verilen pilotluk eğitimlerinin uçuş okullarından daha kaliteli şekilde yürütüldüğünü düşünüyorum. Bu nedenlerle yakında değişmezlerin değişeceğine tanık olacağız diyorum.
Değişmeyecek olan havacılığa ve mavi göklere olan aşkımız. Fakat değişecek olan çok şey var. Yeter ki değişmesi gereken kafa değişsin. Yeni Maverick’ler bulunur elbet.
Yazılarınızı okurken bile dersinizdeymiş gibi hissediyorum Hocam. Elinize Sağlık..
Sn.Cengiz Hocam,Diğer yazilarinizda gerçekten beğenmiştim. Fakat bunu başka bir heyecanla okudum.Cunku havaciyim diyen yada sizin yazdığınız gibi,GERCEKTE SIZIN BASARDIKLARINIZA, cengiz hocadan daha iyisini yaparım diyenlere lafimdir. Bu gereksiz cümleyi kullanana kadar havacilikla ilgili gerçek iki kelimeyi bir araya getirsinlerde görelim. Yada basarsınlar diyemeyeceğim.cunku biz gerçek havaciyiz.Bu nedenle Sn.Cengiz Hocam mükemmel anlamışsınız.Eski Top Gun larda artık guncellige davet ediyorum bu yazıyı okuyarak. MUHTEŞEM BIR ANLATIM.TEŞEKKÜR EDERİM
Elinize sağlık hocam. Yine bir solukta okuduğumuz günceli irdeleyerek geleceğe ışık tutan bir yazı olmuş…
Cengiz hocam güzel yazı elinize sağlık. Konu ile ilgili yorumunda Avusturalyalı Q32 kaptanı Crespigny şöyle bir cümle kullanmış beğendim ve paylaşmak istedim. “Ego savaşları sinir bozucuydu çünkü ego takım çalışmasının düşmanıdır.”Kısaca ekip çalışması ile ilgili tamamlayıcı bir bilgi paylaşmak isterim. Elbette ve kesinlikle havacılıkta her alanda ekip çalışması ÇOK önemli. Ve ben özellikle kokpit, kabin ya da kabin+kokpit’deki ekip çalışması konusunda Tucjman modelinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü buralarda ekip belirli bir süreliğine oluşturuluyor, görev tamamlanıyor ve sonraki operasyon için tekrar ekip kuruluyor. Model, “forming, storming, norming, performing” adımlarından oluşuyor. Her adımla ilgili farkındalık ve her adımın hakkını vermek emniyetli operasyonu getirir diye düşünüyorum.
Eğitim konusunda ise; yapılan bir çalışma sonucunda CAE Sivil Havacılık Eğitim Çözümleri Eğitim Bilimi Başkanı Dr. Richard Kennedy ve Emirates Havayolları İnsan Faktörleri Müdürü Dr. Nicklas Dahlstrom, * Deneyimsel Eğitim için Simülasyona (SET) dayalı süreçlerin (mevcut sistemlerin yanı sıra daha yaygın kullanılabilen ve daha düşük maliyetli sistemlerin kullanılması)* Eğitimi operasyonlara dahil eden yaklaşımların* Yapay Zeka (AI) teknolojisinden daha fazla yararlanılan pilot eğitimlerinin öne çıkacağı öngörülmektedir.Bunlara ilave olarak eğitim süreçlerinin çeşitli aşamalarında nörobilim+yapay zekâ uygulamalarının “non-technical skills”lerin gözlemlenmesi ve geliştirilmesinde öne çıkacağı ve güç kazanacağını düşünüyorum.
pilot musun kardes? her seyi cok biliyosun