featured

Ukrayna’nın, Türkiye’den aldığı SİHA’ları kullanması, Rusya ile gerginliğe neden oldu

Suriye’nin kuzeyinde askeri hareketlilik artarken Ukrayna’nın, Türkiye’den aldığı SİHA’ları kullanması, Ankara-Moskova hattındaki gerilime yeni halka ekledi. Rusya, Türkiye’yi Batı’ya itmemek için temkinli.

Ukrayna’nın, ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçılara karşı Türkiye’den aldığı silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) ilk kez kullanması, Ankara-Moskova hattındaki gerilime yeni bir halka ekledi.

Aslında, Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov’un son derece diplomatik bir dille yaptığı açıklamaya bakıldığında Rusya’nın bölgede ortaya çıkan yeni ve önemli durumu büyütmeme eğiliminde olduğu sonucuna varılabilir. Çünkü Peskov, açıklamasında Türkiye ile olan özel ve iyi ilişkilere vurgu yaptı ve Ukrayna’ya silah satışının ülkenin doğusundaki durumu istikrarsızlaştırabileceğini söylemekle yetindi.

Ukrayna’nın yaz aylarında satın aldığı TB2 Bayraktar’la ilk kez vurduğu Donbass 2014 yılından beri Kiev’in kontrolü dışında bulunuyor. Ukrayna Batı’nın yörüngesine girdiği için Rusya bölgedeki ayrılıkçılara destek -ve vatandaşlık- vererek ülkeyi parçalama kozunu elinde tutuyor. Şimdiye kadar Türkiye’den altı SİHA alan, bu sayıyı 50’ye kadar çıkarmayı düşünen Kiev, üretim yapmayı da planlıyor. Rus Kommersant gazetesinin yazdığı gibi, Karabağ savaşında Ermenistan’ın yenilgisinde önemli rol oynayan Bayraktar’ın Ukrayna’nın doğusundaki askeri dengeleri kökten değiştirme potansiyeli bulunuyor.

Resmi açıklamalara sık yansımasa da Türkiye’nin gerek Ukrayna ile askeri yakınlaşması gerekse Kırım’daki “Rus ilhakı” ile ilgili sık sık yüksek perdeden gösterdiği tepki Moskova’da rahatsızlık yaratıyor ve dikkatlice not ediliyor. Bu iki sıkıntılı konuya Suriye’nin İdlib bölgesinde yılan hikâyesine dönen anlaşmazlığı da eklemek gerekiyor. Rusya’nın İdlib’deki terörist unsurların bölgeden çıkarılması için uzun süredir baskı yaptığı Ankara kendine göre gerekçelerle dikkatli hareket etmek istediğini söylüyor.

Çok ince bir ip üstünde yürüyen Türkiye, her şeye rağmen köprüleri atmak istemediği Batı’ya karşı “Rus kartı”nı oynamaya, Moskova’ya ise “Çaresiz değiliz, bizim de size karşı kozlarımız var” mesajını vermeye çalışıyor.

Bir açıdan Türk-Rus ilişkilerindeki hava 24 Kasım 2015’te bir Rus savaş uçağının düşürülmesiyle krize dönüşen sürece benzemeye başlıyor. “Münferit” sanılsa da uçak olayı aslında o dönemde ilişkilerde uzun süredir biriken sorunları patlamaya dönüştüren “bardağı taşıran damla” olmuştu. Yine de 2015’ten 2021’e köprünün altından çok su aktığı için karamsar tabloya ve sorunların yeniden birikmesine rağmen aynı film yeniden gösterime girmeyebilir. Bunun nedeni, Batı’nın baskısı altında bulunan iki ülkenin giderek yalnızlaşması, görüş ayrılıklarına rağmen birbirlerine ihtiyaç duyması ve pek çok alanda bağımlı hale gelmesi. Rusya, sıkıntılı konularda şimdiye kadar göstermekten kaçındığı sert tepkinin Türkiye’yi yeniden Batı’ya itmesinden endişe ediyor ve bu durumu stratejik çıkarlarına aykırı görüyor.

“Nasırına basılmasına sessiz kalma” ile Türkiye’yi uzaklaştırma seçenekleri arasında sıkışan Moskova’nın -mesela Suriye’de- büyük krize yol açmayabilecek bir karşı hamle yapması her şeye rağmen mümkün görünüyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir