Değerli okurlarım; Bu haftaki konuma geçmeden önce 15 Mart 2019 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren,yani revizyona uğrayan,uçuculara yönelik gelir vergisi kanunundaki değişiklikleri önce sunup sonradan yorumlamaya çalışacağım.
Uçuş ve Dalış Hizmetlerinde İstisna YENİ DÜZENLEME
Yasal düzenleme
MADDE 2 – (1) 7161 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“17. Kamu kurum ve kuruluşları hariç Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış kabin memurlarına ödenen aylık ücretin gerçek safi değerinin %70’i (Cumhurbaşkanı, bu oranı %100’e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.).”
(2) 7161 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile 193 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“2. Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere (teknisyen) , dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren personele fiilen uçuş hizmetleri ve kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde deniz altına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;”
İstisnanın kapsamı ve uygulaması
MADDE 3 – (1) 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (17) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile kamu kurum ve kuruluşları hariç Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen,
- a) Hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlara,
- b) Uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış kabin memurlarına
1/2/2019 tarihinden itibaren nakden veya hesaben ödenen aylık ücretlerinin gerçek safi değerinin %70’i gelir vergisinden istisna edilmiştir.
(2) Türk Hava Kurumu veya kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde görevli olmakla birlikte birinci fıkrada belirtilen görevliler dışındaki diğer personel, yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış veya uçak içinde hizmet veriyor olsa da bu istisnadan yararlanamayacaktır.
(3) 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış ve ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla, pilot ve kabin memurlarına, bu hizmetlerine ilişkin olarak ödenen aylık ücret, mesai, prim, ikramiye, gider karşılığı ve sair adlarla yapılan tüm ödemeler ve sağlanan menfaatler de ücret kapsamında değerlendirilecektir.
(4) Ücretin gerçek safi değeri; işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından, 193 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde sayılan sigorta primi, şahıs/hayat sigortası primi ve sendika aidatları gibi indirimler ile 31 inci maddesinde yer alan engellilik indirimi düşüldükten sonra kalan miktardır. Bu hesaplama yapılırken, 193 sayılı Kanunun 23 ilâ 29 uncu maddelerine göre istisna kapsamında olan ve bordroda gösterilen diğer ücret ve benzeri ödemelerin ise ilgili hükümlerine göre vergiden istisna edileceği tabiidir.
(5) Birinci fıkrada belirtilen personele ödenen aylık ücretlerin gerçek safi değerinin %70’i istisna edildikten sonra kalan %30’luk kısım gelir vergisine tabi olacaktır.
Örnek 1: (A) Hava yollarında çalışan ve bekâr olan pilot Bay (B)’ye, 2019 yılı Şubat ayında brüt 40.000 TL ücret ödenmiştir. Bay (B)’nin kendi adına ödediği 1.000 TL şahıs sigorta pirimi bulunmaktadır.
Pilot (B)’nin 2019 Şubat ayına ilişkin ödenen ücretine uygulanacak gelir vergisi istisnası tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Brüt ücret | 40.000,00 TL |
SGK primi (%14 + %1)* | 2.878,20 TL |
Şahıs sigorta primi | 1.000,00 TL |
Safi ücret (gelir vergisi matrahı) | 36.121,80 TL |
İstisna edilecek matrah (36.121,80 x %70) | 25.285,26 TL |
Vergiye tabi matrah | 10.836,54 TL |
Hesaplanan gelir vergisi | 1.625,48 TL |
Asgari geçim indirimi tutarı | 191,88 TL |
Ödenecek gelir vergisi | 1.433,60TL |
*2019 yılı sigorta prim tavan tutarı olan 19.188 TL dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. |
Örnek 2: (C) Hava yollarında çalışan ve bekâr olan kabin memuru Bayan (Ç)’ye, 2019 yılı Şubat ayında brüt 10.000 TL ücret ödenmiştir. Bayan (Ç)’nin kendi adına ödediği 1.000 TL şahıs sigorta pirimi bulunmaktadır.
Kabin memuru Bayan (Ç)’nin 2019 Şubat ayına ilişkin ödenen ücretine uygulanacak gelir vergisi istisnası tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Brüt ücret | 10.000,00 TL |
SGK primi (%14 + %1) | 1.500,00 TL |
Şahıs sigorta primi | 1.000,00 TL |
Safi ücret (gelir vergisi matrahı) | 7.500,00 TL |
İstisna edilecek matrah (7.500 x %70) | 5.250,00 TL |
Vergiye tabi matrah | 2.250,00 TL |
Hesaplanan gelir vergisi | 337,50 TL |
Asgari geçim indirimi tutarı | 191,88 TL |
Ödenecek gelir vergisi | 145,62 TL |
(6) 193 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yapılan düzenlemeye göre, subay, astsubay, erbaş ve erlere ve ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler ve zamlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresi ile görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren personele fiilen uçuş hizmetleri ve kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde deniz altına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemelere ilişkin istisna uygulaması önceden olduğu şekilde devam etmektedir.
……………………………………………………………….
Değerli Uçak teknisyenleri;
Yukarıdaki yasal düzenlemeyi okudunuz. siyah koyu harflerle yazılmış 2.Maddeyi de yavaş yavaş okuyun.
Şimdide gelelim, bir zamanlar aynı vergi kanununa tabi iken ve o zamanki vergi kanunu uçakta görev yapma şartı aramazken, teknisyenlerin de aynı kanundan neden yararlandırılmadığına yönelik dava açılmış ve kazandıktan sonra haklarımızı çatır çatır son damlasına kadar almıştık. İşte ben o zamanlar THY den ayrılmak zorunda bırakılmıştım. THY, maliye bakanlığına bağlıydı. (Kemal Unakıtan beyin zamanı) Benim için “Bu ne ya… atın bu herifi” dedi ve dediği de yapıldı.
Emekliliğimi yasarken, yani henüz emekli olalı bir sene kadar zaman geçmişken, kulağıma gelir vergisi kanunundan faydalandırılmamamız adına, fiili uçuş şartı konacağı üzerine bir çalışma yapıldığı bilgisini maliye bakanlığından (ismi lazım değil) birinden duydum. 2007 yılları idi sanırım
Hemen derneğimizi aradım. Yönetime bu konuyu aktardım. Mutlaka kanun çıkmadan araya girin ve neyin ne olduğunu ve mevcut düzenlemede iş tazminatlarından vergi kesilmediğini anlatın dedim. Paraya doymuş olacaklar ki kimse uğraşmadı ve bir sene sonra teknisyen kanunun dışında bırakılarak imzalandı.
Ya ben zamanında dava açarken enayi idim, ya da şimdikiler çok korkaktı… Buna henüz karar veremedim. Kimseden ses çıkmamıştı. Sessiz ve gayet sakin karşılandı…
Bunun üzerine, Yenibosna bölge idare mahkemesi, yani vergi mahkemesine gittim. Zamanında açtığım dava seyrini oradan izlerdim. Şimdi hala orada mı bilemiyorum, beni tanıyan kişinin odasına çıktım ve yeni düzenlemeye ben itiraz edebilirmiyim diye soru yönelttim. Yani tekrar müdahil olmak istedim. Malum, bizimkilerden ses seda yok ve kanun değişti değişecek… İlgili kişi, “Hayır siz olamazsın dedi. Vergi kanunları bireyseldir. Siz emeklisiniz ve sizin ilgili kanunla hiç ilginiz yok. Bu nedenle, sen dilekçe verseniz, konumunuz gereği reddedilecek, boşuna dilekçe vermeyin” dedi. Peki kim verebilir diye sordum? Sizden,yeni kanunla mağdur olduğunu iddia eden ve halen çalışan bir teknisyen dava açabilir dedi.
Neyse uzatmayalım;
Ne yapalım ne edelim diye düşünürken kanun imzalanmış ve bugünkü haline gelmişti. Düşünüyorum da yine büyük haksızlık var. Teknisyen uçucu, yetkili sivil havacılık otoritesince lisanslandırılmış ve sertifikaları bol bol var. Uçakta göreve gidiyor ve arıza yapsın yapmasın o uçağa bakım yapıyor. Kanun yapıcılar bunu biliyor ve bu nedenle “havada görev yapmayı” kanuna ilave ederek, teknisyeni kapsam dışına atmış oluyorlar. Kasıtlı bir uygulama. Sadece uçak teknisyenini mağdur ediyor.
Bakın şimdi yeni maddeye; Fiili uçuş şartına…
Pilotlarımız simulatorde uçarken fiili uçuş mu yapmış mı oluyorlar? Hayati bir tehlike mi yaşıyorlar? Simulatör görevleri fiili uçuş olarak kabul edildiğine ve uçuş saatlerine eklenebildiğine göre, teknisyenin de uçağı hazırlarken veya arızayı giderirken ki hizmeti, uçak içinde fiilen yapıldığı halde neden kabul görmüyor? Bu nasıl bir mantıktır.
Fiilen kelimesini havada uçarken olarak düşünüp yazdılarsa, simulatörler, fiilen havada mı uçmaktadır? Ayrıca, uçak günümüzün en emniyetli aracı. Kaza, ölüm sayısı en azı… Acaba diyorum, bu fiili uçuş şartı, uçucuların hayati ehemmiyetine yönelik konduysa, yolculardan da vergi almamak mantıklı olabilir. Yani yasayı ben anlayamadım. Ona şöyle buna böyle diye yasa mı olur?
Kısaca havadaki fiili uçuş şartı ve ücretlendirme şekli simülatör uygulamasıyla sulanıyor. Mesela, uçuş işletme başkanı veya THY uçuş işletme genel müdür yardımcısı bir kaç saat simülatörde uçarak tüm gelirlerinin %70’ini net alabiliyorsa, o zaman devamlı uçanların ne artıları oluyor ki… Simülatör de aynı, uçuş görevi de aynı ise, teknisyenin simülatörü de zaten her an üstünde çalıştığı gerçek uçağın içi… Çok karışık konu değil mi?
Gelin bu kanun maddesini yargıya taşıyın. Mahkemeye bu vergi Kanunu’nun kasıtlı olarak değiştirildiğini ve bir zamanlar vergisiz olarak aldığınız iş tazminatlarını şimdi vergili almak zorunda bırakıldığınızın yanlışını iddia edin. Ben emekli olduğumdan dava açamıyorum. Çalışan ve mağdur olan bir teknisyen arıyorum?
Olur veya olmaz… Onu bilemem ama inandığım bir davada pes etmeyeceğimi bilirim. Hukuk mücadelesinin çalıştığınız şirketle alakası yok. Kısaca, Açılan dava şirketinize yönelik olmayacak. Maliye bakanlığına karşı açılacak.
Sendika veya dernek tüzel kişiliği ile bu mücadeleye başlamakta fayda var. O zamanda böyle başlamıştık. Kobay bendim….Sendika veya dernek aynı güçtedir. Mahkemeler daha önem verir bir grubun temsilcilerine. Her tarafa girip çıkabilir ve hak arayışında bulunabilirler. İşten atılırlarsa da kahraman olarak anılırlar. Derneği ve sendikanızı zorlayın.
Bu davadan kaçamazlar… Kendi menfaatleri de var. Mevcut sendika şube başkanı ve UTED başkanı ve yönetim kuruluda benim başlattığım dava sonucunda ekstra geriye dönük tazminatlar aldılar. Biz almayız hak etmedik demediler. Hatta bizzat veya telefon aracılığı ile teşekkür edenleri var aralarında…
Demek ki hak ettiklerini biliyorlar. O halde şimdi de hak ediyorlar ve sessiz kalmamalılar.
Bu tür durumlarda korkak olmak,enayi olmaktan daha utandırıcıdır bilesiniz. Çünkü enayi kendine zarar verir. Korkak ise temsil ettiği tüm topluma…
NOT/ Vergi davaları bireyseldir. Grup olarak açılamaz. Ancak bir kişi açar ve kazanırsa emsal teşkil edebilir ve sonra her dava açan aynı özellikte kişiler ise hepsine aynı muafiyet tanınır.
Abi bu ülkede adalet yok ki neye kime dava açacaksın Borajetten işten çıkartılan o kadar kişi davasını kazandığı halde tazminatlarını alamıyorlar. Bir kısım da zaten alamayacağız boşuna mahkeme ile uğraşmayalım diye dava açmıyor. Adalet yok bu ülkede çözülmez bu işler.
Sonuna kadar katılıyorum eski bir Borajet çalışanı olarak
Abi bizde nerede o yürek. Şefine bile itiraz edemeyen bir topluluk yaratıldı. Ne mahkemesi. Dernek bizim için çalışmıyor ki onlar kendileri için orada bir nevi evcilik oynuyorlar.hepsi boş hepsi
Yasada açık olan dolu yer var. bence hala tam olarak sorunları çözer boyutta değil. ilerde de revizyonlar yapılarak yamalı bohçaya döner
Sevgili Sefa, elma ile armutu karıştırma. Simulatör planlanmasından hazırlığına ve uygulamasına kadar gerçek uçuştan farklı değildir.. Hatta uçuşta milyonda bir yaşayacağın emercensi ve arızaları orada her seferinde yaşarsın. Visual ve motion olmadan olmaz. Kanun ve yönetmelikler gereği fiili uçuştan sayılır. Bu arada ”Uçuş Tazminatı” kavramı ile diğer gelir ve tazminatlar karıştırılmamalıdır. Son çıkan kanun uçuş tazminatları üzerine. % 100 vergiden muaf iken şimdi % 70 muaf. Yani uçuculara atılan bir gol
Sayın yorumcu; Burada anlatılan uçucuların vergilerinin yanlışlığı değil. Çünkü zamanında Kanun yapıcının yanlışlığını Danıştay görmüş ve makinist adı altında geçen kişilerinde tazminatlarının net olması gerektiğini onaylamışken. Danıştay kararını delici yeni revizyonlar getirilmesi ve ilgili maddeyi yamalı bohça gibi devamlı ilave değişiklikler yaparak içinden çıkılmaz hale getirilmesi anlatılıyor. Ayrıca taaa Atatürk zamanından beri havacılığı teşvik edici (o zamanki teknoloji ile düşen uçakları unutmayalım) olsun diye uygulama alanı bulmuş kanuna laf atan yok. Sadece bu kanunun çıkış amacı,o zamanki havacılığın çok tehlikeli mesleklerden biri olarak görülmesinden ibaretdir. (TBMM kütüphanesinde,kanunun ilk çıkış hali var) Şimdi de aynı kanun yürürlükte iken ve o konunun ana yapısı tehlikeli mesleklerin teşviki amacını taşırken simulatör uygulamasının da aynı kanun içinde mütalaa edilmesi,ilgili kanunun çıkış amacına pek de uygun düşmüyor. Simulatörü bilmeyen biri değilim.Kanunun tehlikeli mesleklerden biri olarak gördüğü havacılık tazminatları simulatör düşünülerek yapılmış olmamalı. Çünkü o zamanlar zaten simulatörler yoktu.
Sendika zaten iktidarın ve şirketin sendikası. Dernek desen kendi gölgesinden korkan akp yandaşı şirket yalakası yöneticilerden oluşuyor. Bu ekonomik ve piyasa şartlarında kimse de işinden olmak istemez. Çünkü bu vicdansizlar kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Böyle olunca da yüzde 50’nin desteklediği hükümet de istediği gibi at oynatır. Bu kanuna göre uçuş paralarından da vergi kesilmeye başlanmış. (Vermeye gelince kanun dışında kalıyoruz. Almaya gelince fiilen ucutugunuz için vergi kesiyoruz) Biz ve bizim gibilere müstehak. Az bile yapıyorlar…
Sizin gibi liderler olmadığı için açılamıyor
neden kac bin kisi var … memleketin ici boyle boyle boşaldı herkes sabahtan aksama kadar kadin gibi dir dir dir eder anca… sefa bey isinden olmaktan cekiniyorlar bu yuzden kimse dava acamiyor o unakitn dediginizi deAllaha havale ediyoruz
Ekmek aslanın ağzında. Sessiz sedasız devalüasyon sonrası ailece tenzim satış kuyruğundayız. Tuzu kuru olan dava açar mı, bizim gurup böyle düşünmüyor. Siz kaharaman arıyorsunuz, ses getirecek haber yapmak istiyorsunuz ama kapının önüne konmak akıllıca değil. Gençlerden bir-iki kişi yazınıza karşı tenkit yazdı, onları da basmıyorsunuz zaten. Pek itibar edilecek bir yazı değil. her şeyin yolu yöntemi var. Kurarsın bir ekip TBMM çıkar davanı anlatırsın. Bu işler dava ile hallolmaz.
Çok yanlış bir yorum atmışsınız. sefa beyi yakinen tanımadığınız belli oluyor. UTED derginin 2006 yılından sonra ki( Sefa beyin derneği bıraktığı sene) Genel yayın yönetmeni kim bakın lütfen. Ben söyleyeyim,dergi sorumluluğu ve içerik Sefa İnan olduğunu göreceksiniz. Sefa Beyden sonra başkanlığı kabul edip göreve gelen Tevfik Kırmacı ve Ümit bey size dergiyi neden sefa beye bıraktıklarını açıklar. Derginin bırakıldığı kişide bırakın da telefon kullansın yani. Şahsen kendi özel numarası varken kullandığını da sanmam.
Bizim grup dediğim bir zamanlar dostluk kurduğumuz, size güven duymuş arkadaşlar topluluğu. Elbette tekniğin tamamı değil.
Yazıyı çok iyi anladık.
Medeni insanlar yasalarla işlerini çözerler, onu da biliriz. Anlamadığımız husus şu:
Her daim doğruluktan, haktan hukuktan bahsediyorsunuz ya….
Bir insan başkanlıktan çekildiği halde özel telefon harcamalarını nasıl UTED’e ödetir? Üyelik aidatları ile faaliyetlerini sürdüren dernek neden sizin özel masraflarınızı karşıladı.
O paralar UTED’e aidat ödeyen teknik arkadaşlarımızın boğazından kesildi. Yani güven kaybı var.
keşke bunları genel kurulda bana sorsanız çok ama çok memnun olurum. Hemen kısaca anlatayım. Ben başkanlığı bıraktığımda yeni başkan olan arkadaş ve genel kurul UTED dergiyi sefa bey çıkarmaya devam etsin isteği yapıldı. (Bunlar Video olarak kayıtlı) bende ısrarları kırmayıp dergiyi bir dönem yüklenir sonra başka bir arkadaşa bırakırım dedim. Dolayısıyle yönetim ayrı dergi yeni yönetimin acemilik dönemi bitene kadar bana bırakıldı. Benim mevcut telefonum Türkcell olup tam 25 senedir bendedir. O zamanda vardı ama dernek başkanı olarak kullandığım 0505 li hat bu nedenle bende bırakıldı. Çünkü dergi çalışmlarını o telefonla yürütüyordum. Ayda 10 lira aidat alan bir derneğin bakırköy’deki mülkünü alan benim. AYRICA UTED i tam tmına 515 veya 525.000 TL ile bıraktım. (Buda kayıtlı rakam banka kayıtlı) 2006 yılında 525.000 TL ile bakırköy civarında 3 bina alınabiliyordu. Yeni yönetime bırakıp gittim. 505 li hattı incelerseniz kaç ay aktif olduğunu görürsünüz. Numara belii. Ayrıca dergi ile ilgilenme görevini almış biirnin UTED derginin iletişimini o numara ile yapmasının sakıncası nedir. Paramıdır bu? Ayrıca bu soru, benden sonra göreve gelen Tevfik ve Ümit başkanlara sorulmalıdır. Onlar neden bu numarayı bende bırakmışlar? Cevabı onlar verecektir. Sorunun muhatabı benden sonra başkanlığı yürütenlerdir.
Şimdi bile Turkcell özel numaram olarak ayda 70 TL ödüyorum. Hadi diyelim ki oda 70 tl olsun.Bu kadar küçük rakama bakan biri 525.000 TL karla bıraktığı UTED i neden bıraksın ki:) Koskoca para varken ve genel kurul derneği bırakma diye uğraşıp başarılı olamayınca onursal başkanlığı verdiği bir kişiye bu kadar ufak ve gereksiz bir suçlama yı nasıl yapabilmişler hayret. Şimdi sizin göreviniz bana ilk genel kurulda bu soruyu sorup kayda geçirdikten sonra cevabımı dinlemeniz olacaktır.
Sem kimsin be aslanım. Bu kafayla sen tanzim kuyruklarından çıkamazsın. Yazıyı bile anlamamışsın. Bizim grup dediğin sanırım teknikte 5-10 tane yalakalar dan ibaret olmalı veya sendikacı bozuntuları da olabilir.
bizim grup dediğiniz kim. Tüm tekniği mi kastediyorsunuz? Ayrıca yazıyı anlamamışsınız. Dernek ve sendika bu konu hakkında çalışmalı deniyor. Var mı o tür bir çalışma kaç senedir? Medeni insanlar yasalarla işlerini çözerler. Mahkemeye vermek hak aramak ne zaman yanlış oldu. Yasa müsaitse ve bireysel açılabiliyorsa her Türk vatandaşı davasını açar ve neticeye göre hareket eder. Teslimiyetci bir tarz yorum atmışsınız. Kahramanlığa gerek yok. Dava şirkete yönelik açılmıyor. THY nin davaya müdahil olmasına gerek yok. Mahkeme bu yasa maddesi yanlış uygulanıyor ve söyle uygulanmalı dediğinde THY nin cebinden beş kuruş çıkmaz. Maliye ile karşı karşıyasınız. THY ile değil.
Hukuk mu var Sefa abi ? Fetöcü damgası yiyecegimiz kesin. Allah xxxx versin artık bunların.
Çağrışım fakirliği taşıyan bazı yazılar, bazı sesler vardır, onları okurken geçmiş emekli kuşağın yaşamından ibret alıcı kesitler, bireysel olaylar üzerine düşüncelere dalarsınız. Bu yazı da öyle olmuş.
sefa bey , birsey sorabilir miyim bu vergilendirmede geriye donuk olarak fark alınabiliyor mu ? sonucta bunu yapacak adamda donanım olacak bu cok fazla kiside yok malesef.
Evet…En fazla 5 yıl geriye dönük alınabilir.
Herkese hakki verilsin. 3-4 bin arasi kesinti oldu bu vergi duzenlemesi yuzunden. Ulkeye hizmete gitse yanmam birilerinin cebine gidiyor ona kiziyorum.
Peki ya uçan aşçılar?Bir fiil ayda 100 küsür saat uçuyorlar ve malesef uçtukları halde sertifikaları olmadığı için bu kanunun dışında tutuluyorlar(sanki sertifikayı kendileri alabiliyormuşuz da almıyormuşuz gibi!!!Ben vergi davamı kayıp ettim ama ilerki safa da bu bana verilmeyen sertifika ve alamadığım sertifika yüzünden her ay fazladan ödediğim vergiler için THY ye ve doco rezil şirkete dava açacağım.
Necdet gidecekmiş gitsinde zaten sabiha gökçende sendikayla bir oluşum yapmaya başladık hadi hayırlısı
Sefa bey konuya ilişkin dava açacak bir teknisyen buldunuz mu?
maalesef
çelik iş imzalari atinca kilit vurdun ofise paralari ezmeye mi gittiniz verdiginiz sozleri tutun teknik destegin onunu acin bir an once yeter.
Ben eski bir çalışan değilim sefa bey burada dava açma hakkım var açmayı da düşünüyorum ancak bana bu kanun işe girmeden önce çıkarıldığı için bu kanun kapsamına kabul ve rıza gösterdiğim düşünülebilir. Ancak bu davayı eski bir çalışan elbetteki açabilir. Şirketlere dokunan bir durum yok çünkü aynı ücreti bana vereceğine devlete ödüyor. Ancak çoğu şirket yöneticileri hükümet ile iç içe ve hükümetin canı sıkılınca illa ki onlarında canı sıkılacak. Türkiye de belkide bir daha iş bulamayacak ki şöyle bir durum da var artık şirketler emekliliği gelir gelmez insanların emekliliğini başlatıyorlar. Buna cesaret edip açmaya yeltenecek insanları direk durum dışına çıkarıyorlar. İnsanları öyle korkutuyorlar ki ama artık yavaş yavaş isyanlar başladı. Dikkat ederseniz herkes durumdan şikayetçi benim korkum artık insanların bu bunalım yüzünden insan faktörleri etkisiyle bir kazaya sebep olmaları. Şirketler bunu ön görmüyor. Sessizlik hakim ama sonu hiç iyi olacak gibi değil.