featured

Türkiye’nin ilk ‘Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü’ kuruldu

Türk Hava Yolları ve İstanbul Üniversitesi iş birliğinde Türkiye’nin ilk ‘Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü’ kuruldu.

Küresel havacılığın nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak adına hayata geçirdiği farklı projeleri modern teknolojiye sahip uçuş eğitim merkezlerinde yürüten Türk Hava Yolları ile ülkemizin en köklü eğitim kurumu olan İstanbul Üniversitesi’nin ortak çalışmaları neticesinde Türkiye’nin ilk ‘Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü’ kuruldu.

 Türk Hava Yolları İnsan Kaynakları Başkanlığı koordinasyonunda Ocak 2017’de başlatılan ve geçtiğimiz ay başarıyla tamamlanan proje ile birlikte daha önce Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR) ile yürütülen kokpit seçim süreçlerindeki teknik olmayan yetkinliklerin değerlendirildiği mülakatlar, bu ay itibariyle İstanbul Üniversitesi bünyesindeki ‘Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü’nde düzenlenmeye başladı.

Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası’nda bugün düzenlenen lansman töreninde süreci değerlendiren Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi; “Bayrağımızı dünyanın 121 ülkesinde gururla dalgalandırdığımız gibi ülkemizde her geçen gün daha da yoğunluk kazanan yerlileşme ve millileşme çalışmalarına bu vesileyle de katkı sağlıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Uygulamaya aldığımız programdan önce yurtdışından ithal ettiğimiz bu hizmeti bundan böyle ülkemizin değerli akademisyenlerinden temin etmiş olacağız. Bu, hem ülkemiz, hem de bizler için büyük bir onur.” dedi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ise İstanbul Üniversitesi’nin bu çalışma ile bilimsel bilgiden toplumsal olarak faydalanılmasını mümkün kıldığını vurgulayarak; “İstanbul Üniversitesi ve Türk Hava Yolları arasındaki iş birliği, ilerleyen zamanlarda kişilik envanteri uygulamaları, ideal profil çalışmaları gibi farklı düzlemlerde devam edecek. Önümüzdeki yıllar içinde, Üniversitemizin bilgi ve yetenek testlerini içine alan bir laboratuvar için de, yine Türk Hava Yolları ile iş birliği içinde olmayı hedefliyoruz. ‘İÜ Havacılık Psikolojisi Araştırmaları Enstitüsü’ ile bu ortak çalışmalarımızın, ilerleyen zamanlarda havacılık psikolojisi ve havacılıkta insan faktörleri alanında açılacak yüksek lisans ve doktora programları ve havacılık alanındaki bilimsel araştırmalarla da devam etmesini amaçlıyoruz.” şeklinde görüş beyan etti.

Enstitünün ‘Psikiyatri’, ‘Psikoloji’, ‘Örgütsel Davranış’ ve ‘İnsan Kaynakları’ gibi konu başlıklarında uzman olan akademisyen ve psikologların oluşturduğu değerlendirme kurulu üyeleri bir yıl boyunca; ‘Türk Hava Yolları’, ‘Havacılık Kavramları ve Mevzuatı’, ‘Pilot Yetkinlikleri’ ve ‘Yetkinlik Bazlı Mülakat’ gibi konular üzerinde de uygulama ve gözlemleme imkânı buldukları eğitimler aldılar.

Proje ayrıca, daha önce yurt dışından ithal edilen hizmete alternatif oluşturması, dünyanın sayılı havacılık enstitülerinden biri olma hedefiyle kurulması ve bu alanda nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesine olanak sağlaması nedeniyle “YÖK Üstün Başarı Ödülleri” kapsamında Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde, “Üniversite Sanayi İş Birliği” ödülüne lâyık görülmüş olup, takdimi ise bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirilmiştir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 7 yıl önce

    Çetingüç hocaya katılıyorum

    Cevapla
  2. 7 yıl önce

    DLR yerine ikame edilecek böyle bir kurul ve havacılık psikolojisi dalında uzman bir kuruluşun çok yetkin olması gerekir. Keşke öyle olsalar, keşke DLR ile ilgili yakınmaları giderecek ulusal bir kurulumuz olsa ve kendi dilimizde mülakatlar yapılsa… Ama internette böyle bir enstitünün yeri-yurdu, kadrosu, müdürü, havacılık eğitim ve deneyimleri konusunda hiçbir bilgi yok. Umarım, ‘Ben yaptım oldu, kervan yolda düzülür’ anlayışıyla yola çıkılmamıştır. Almanlara tepki için alelacele alınmış politik bir karar değildir…

    Cevapla
  3. 7 yıl önce

    Hem DLR2 hem İstanbul Üniversitesi süreçlerinde bulunmuş bir pilot adayı olarak iki ekip arasında devasa deneyim ve iletişim farkı olduğunu belirtebilirim. DLR2’nin kaldırılmış olması kanımca prematüre bir karar.

    Cevapla