Türk Şirketleri Silah Satışında Zirveye Oynuyor. İstanbul Havalimanı Üçlü Operasyonda Üçüncü Oldu

Türk Şirketleri Silah Satışında Zirveye Oynuyor. İstanbul Havalimanı Üçlü Operasyonda Üçüncü Oldu

Tarihe, TUSAŞ Saldırısı olarak geçen ve beş kişinin şehit olmasına neden olan kanlı olayı bazı çevreler, tesiste üretilen silahların insanların ölümüne neden olmasına tepki olarak yapıldığı fikrini öne sürmüşlerdi. Bu görüşlerin ne kadar doğru, ne kadar geçerli olup olmadığını dünyadaki diğer şirketlerin satış gelirlerine bakarak anlayabiliriz.

Birilerine göre savunma sanayii diye adlandırılan bu sektör, bir başkasına göre savaş sanayii olarak görülebilir.

Counterpoint Market Intelligence adlı kuruluşun yaptığı araştırmaya göre 2023 yılında en çok satış yapan 50 savunma (!) şirketi içinde tam 24 ABD’li şirket bulunuyor. Uçak kazaları ve grevlerle sarsılmasına rağmen uçak şirketi Boeing 77.8 milyar dolar ile listenin ilk sırasında yer almış. İkinci sırayı 70.8 milyar dolarla Fransız- Alman ortaklığı Airbus alırken, üçüncü sırada 68.9 milyar dolarla yine bir ABD şirketi olan RTX yer alıyor. Ardından Loocheed Martin 67.6 milyarlık satış geliriyle dördüncü sırayı, beşinci sırayı da 39.3 milyar dolarla Northrop Grumman adlı şirket alırken, altıncı sırada GE Aerospace, yedinci sırada yine bir Fransız şirketi olan Safran bulunuyor. Sekizinci sırada 19.4 milyar dolarla ABD’den L 3 Harris yer alırken, dokuzuncu sırada İtalyan helikopter üreticisi Leonardo (16.5 milyar dolar) ve 10’uncu sırada da İngiliz BAE System 14.8 milyar dolarlık satışıyla yer almaktadır. İlk 50’nın içine ABD’den Honeywell, Textron, Elon Musk’ın SpaceX şirketi (4.5 milyar dolar) ve Türk kökenli Özmen Ailesi’ne ait Sierra Nevada (SNC) adlı şirket 1.8 milyar dolarlık satış geliriyle girebilmeyi başarmış.

Türk asıllı Tufan Erginbilgiç’in CEO’su olduğu İngiliz Rolls Royce listeye 14.2 milyar dolarla 11’inci sıradan girmiş.

Çinli AVIC 13.3 milyar dolarlık gelirle 13’üncü olabilirken, Kanadalı uçak üreticisi Bombardier 8 milyar dolarlık satışla 16’inci sırada yer almış. Alman MTU 5.8 milyar dolarla 20’inci, İsrailli Israel Aerospace Industries 5.3 milyar dolarla 24’üncü sırada yer bulabilmiş. Güney Kore ve Japon şirketleri de listenin devamında yer alabilmiş. Brezilyalı uçak üreticisi Embrarer de 5.3 milyar dolarlık satışla sıralamada 25’inci olmuş.

Türkiye savunma sanayinin gözde kamu şirketi TUSAŞ’ı 2.7 milyar dolarlık satış geliriyle 38’inci ve son yıllarda öne çıkan özel girişim Baykar Şirketi’ni de 1.8 milyar dolar satışla 49’uncu sırada görmekteyiz.

Bu listenin yanı sıra bir başka rapor da bu sektördeki şirketleri değerlendirdi.

İsveç’in başkenti Stockholm’de bulunan ve silahlanma karşıtlığıyla bilinen Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı son rapor, sektöründeki en büyük 100 şirketin gelirlerinin de 2022’ye göre yüzde 4,2 artışla 2023 yılında 632 milyar dolara ulaştığını göz önüne seriyor. Rapor, dünyanın en büyük 100 silah (!) üreticisi arasında bulunan üç Türk şirketi ASELSAN, BAYKAR ve TUSAŞ’ın satış gelirlerinin ise 6 milyar dolara ulaştığını kaydediyor.

SIPRI’nın listesinde bulunan ABD’li 41 şirket, 2022’ye göre gelirlerini yüzde 2,5 artırarak silah satışından 317 milyar dolar gelir kaydetmiş. Bu rakam, ilk 100 listesindeki toplam silah gelirlerinin yarısını oluşturuyor.

SIPRI listesinin yedinci sırasında Rus ROSTEC, devamında ise Çin şirketleri AVIC, NORINCO ve CETC yer alıyor.

SIPRI raporunda listede bulunan üç Türk şirketlerinin gelirlerini arttırdığı ve ihracat başarısıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerli ve milli ekipman edinmeye yönelik politikası da destek verdikleri dile getirildi.

Listede 54’üncü sırada bulunan ASELSAN, gelirlerini yüzde 12 artırarak 2023’te 2,440 milyar dolara yükseltip listenin 54’ünci sırasında yer almış. Akıncı, Kızılelma ve TB2 gibi yerli ve milli SİHA üreten BAYKAR’ın silah satışını yüzde 25 arttırarak 1.9 milyar dolar gelirle listede 69’uncu sırada yer edinmiş. KAAN, HÜRJET gibi yerli ve milli savaş jeti üreten TUSAŞ da gelirlerini yüzde 45 artırarak 1,7 milyar dolarlık listenin 78’inci sırasına çıkmış.

İsveç merkezli SIPRI adlı kuruluşun bu listesinde yer alan Rus devlet şirketi ROSTEC’in silah satış gelirinin yüzde 49 oranında arttığını ve 21.7 milyar dolara çıktığını belirtiyor.

Şimdi bu satış rakamlarına ve artışına bakarak, hangi ülkelerin, hangi şirket ve kurumlarının ne kadar silah satışı yaptığını rahatlıkla görebiliyoruz.

Dünyanın farklı bölgelerindeki savaş ve çatışmalar en çok da bu ülkelerin işine yaramakta, böylece daha çok savaş uçağı, silah ve mühimmat satmakta, bu da daha çok sivil veya asker insanın ölmesine neden oluyor. Barışın hüküm sürdüğü, savaşsız bir dünya dileğiyle.

Mutlu yarınlar Türkiye’m.

İstanbul Havalimanı ikinciliği kaçırdı Hong Kong üçlü uçuşları başlattı

İstanbul Havalimanı yapılırken büyük hedefler konulmuştu. Havacılığımızın gelişimine ayak uydurabilecek büyük bir havalimanı yapılacağı özellikle vurgulanmış ve her konuda yüksek rakamlar telaffuz edilmişti. Şehre 40 km. uzakta, 76,5 milyon metrekarelik alandaki bu havalimanı, 1,4 milyon metrekarelik terminal binasıyla, üç bağımsız pistiyle yıllık 90 milyon yolcu ağırlayabilecek kapasiteyle hizmet vermek üzere planlandı. Toplamda dört fazdan oluşan, tüm fazları tamamlandığında yıllık 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak ve 250 havayolu şirketini ağırlayacak dendi.

Bu hedeflerden biri de aynı anda iki uçağın kalkış veya iniş yapmasıydı.

Atatürk Havalimanı’nı 30 yıl izledim, birden fazla uçağı peş peşe inerken gözledim ama bir gün olsun iki uçağı yan yana uçarken hiç göremedim. Çünkü o iki pist, aynı anda inişe veya kalkışa olanak sağlayacak konumda ve ebatta değildi. Fakat şimdi sabah yürüyüşünde uçakların çifter çifter yan yana inişine tanık olmaktayım.

Tabi bu çok iyi bir şey ama, diğer pistler neden boş duruyor, neden o pistlerden uçuş yapılmıyor diye soru soranlara da cevap vermek gerek.

Dünyada, aynı anda üç uçağın iniş veya kalkış yapabildiği tek meydan ABD’nin Atlanta Eyaleti’nde bulunan Hartsfield–Jackson Uluslararası Havalimanı’dır. Bu pistler sayesinde 104 milyon yolcu ağırlayarak dünya lideri olmayı da böyle elde etmiştir.

İstanbul Havalimanı’nın da “Eş Zamanlı Bağımsız Üçlü Paralel Pist Operasyonları’ uygulama konusu yıllar öncesi düşünülmüş. Hatta bu konuda bilgi almak için İGA’nın ilk CEO’larından Hüseyin Keskin başkanlığındaki bir heyet Atlanta Havalimanı’nı bile ziyaret etmiş. Operasyon için çalışmalara ancak 2022’de başlanmış, fakat üçlü uçuşlar için kesin tarih verilmemişti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bu konuyla ilgili bir soruyu şöyle cevapladı:

“Dünyada paralel üç piste aynı anda operasyon sadece Amerika’da yapılabiliyor. Biz inşallah 17 Nisan’da (2025) İstanbul Havalimanı’nda uygulamaya geçeceğiz. Gerekli eğitimleri aldık. Kapasitemizi bir anlamda da katlamış olacağız. İstanbul Havalimanı’ndaki hedefimizin de yıllık 200 milyon yolcu olduğunu söylemek isterim.”

Bakan Bey, iyi söylemiş, güzel demiş ama dünyada üçlü uçuş operasyonu yapacak ikinci ülke olma fırsatını ne yazık ki kaçırdık. Biz, başka işlerle uğraşıp, pistleri hazırlayamadığımız sırada elin oğlu, üçlü operasyonlara başladı ve bizi üçüncü sıraya attı. (Avrupa’da ilk ülke olacağımız kesin).

Güney Doğu Asya’nın en önemli uçuş noktası olan Hong Kong Uluslararası Havaalanı (HKG) Aralık itibariyle üç pist (3RS-Three Runway System) sistemini devreye alarak, bu uçuşları yapan ikinci meydan oldu.

Yapılan açıklamada, “Her üç pistin de aynı anda çalışmaya başladığı, Hong Kong Havalimanı’nın uluslararası bir havacılık merkezi olarak konumunu daha da güçlendirdiği için arttırılmış kapasite de sağlıyor. Hong Kong’un hedefi, 10 yıl sonra yılda 120 milyon yolcuya hizmet etmek ve 10 milyon ton kargo taşımaktır.” denildi.

HKIA’da düzenlenen devreye alma törenine bir konuşma yapan Hong Kong Özel İdari Bölgesi (HKSAR) İcra Kurulu Başkanı John KC Lee; “Bu yıl Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 75’in yıldönümü. HKIA’nın üç pist sistemi tamamlandı ve şu anda faaliyette. Ülkenin dört bir yanından yolcuları ve kargoları daha fazla varış noktasına taşıyor ve özellikle önemli olan ana karaya küresel yolcu ve kargo akışı için daha fazla seçenek sunuyor. HKIA, sosyal ve ekonomik kalkınmada stratejik bir rol oynayan Hong Kong ve tüm Guangdong-Hong Kong-Makao Büyük Körfez Bölgesi için dünyaya açılan önemli bir kapıdır.”

Bu durumda, İstanbul Havalimanı dünyada üçlü operasyon yapan ikinci meydan / ülke olma başarısını ne yazık ki Hong Kong’a kaptırdık. Üzüldüm. Bu unvan bu havalimanına çok yakışırdı.

——————————————————-

NOT: 7 Aralık Dünya Sivil Havacılık Günü’nü kutluyor, bu mesleğe emek verip aramızdan ayrılanları rahmetle, halen emek verenleri saygıyla, geleceğin havacılarını sevgiyle anıyorum. (M. ALİOĞLU)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 3 gün önce

    Boşuna gaz vermeyi bırakın. Hakkimizin verilmesini istiyoruz öncelikle. Ben de obada çalışan kontrolör olarak bu işin bu paraya yapilamayacagini söylüyorum. Hong Kong da veya Avrupa’da kontrolörler ne kadar maaş aliyorsa biz de o kadar almamız gerek. Eğitim alındığı da yalan ben 3 lu paralel eğitimi almadım. Simülatör de burada yok Paris’te var ama gönderilmiyoruz hala. Her şeyden kısıp bizi tehdit edip bir de iş bekliyorlar ya ben de bordumda frekansta veririm cevabını ne katedis ne hızlandırma hiçbir şey yok

    Cevapla