Değerli okurlarım, bugünlerde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emaneti olan Türk Hava Kurumu yangın yerine dönmüş durumda. Bildiğiniz üzere yapılan son olağan genel kurulda Genel Başkanlığa aday olmuştum ve dönemin Genel Başkanı, Genel Sekreteri ve Şubeler Teşkilat Müdürünün hukuk tanımaz işlemleri sonucu delege listesine ve seçim salonuna alınmadım; seçme-seçilme haklarım gasp edildi. Konuyu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ve Cumhurbaşkanlığı Makamlarına taşıdım ve belirttiğim malum şahıslar hakkında soruşturma başlattım.
O seçimde masumane bir şekilde göreve getirilen Sayın Ahmet Bertan NOGAYLAROĞLU, kendisi için oynanan oyunun farkında olmadan ısmarlama bir listenin başına Genel Başkan olarak geldi ve kendi altına dinamitler döşendi. Bizzat kendisine kargoyla iki farklı dosya gönderdim ve uyarmaya çalıştım. Bugün görüyorum ki; uyarılarıma konu ettiğim hususlarda o dinamitler patlamaya başladı; adeta “uyuyan hücreler uyandı.”
Sayın Genel Başkanın yapacağı şey çok basit: hiçbir suretle dimdik duran alnını yere eğmeyecektir. Şanlı Osmanlı tarihindeki “yeniçeriler” benzeri bir “isyancı” kalkışmaya en sert ve kökten yok edici manevraları yapmalıdır. Bu yapıyla iltisaklı kimsenin gözünün yaşına bakmamalıdır. Bu yola gönül veren ve bu yolda kaygı duyan tüm Türk Hava Kurumu sevdalıları olarak her zaman şer odaklarının karşısında olacağız. 13 Ekim 2018 tarihinde uğradığım hukuksuzluğu, mevcut Genel Başkanın yaşamasını istemiyorum. Bu isyancı yapının bir takım mensupları tarafından sosyal medyada yapılan Cumhurbaşkanımız ve devlet erkânı ile ilgili kayıtları istendiğinde vermeye hazırım
Ayrıca şunu da hatırlatmakta fayda var; Türk Hava Kurumu’nun yakın geçmişinde Genel Başkanlığa getirilen sivil nitelikteki ve Avukat kimliğiyle bildiğimiz Sayın Vacit ÖKTEM, “çetelere yenildim” şeklindeki basın açıklamasıyla Genel Başkanlık görevinden istifa etmişti.
O dönemde yenildiği çeteleri merak edenlere cevabını söyleyeyim: Türk Hava Kurumu Havacılık Vakfı Başkanlığı koltuğunda, beni 13 Kasım 2018 tarihinde hukuksuz bir şekilde Genel Kurul salonuna aldırmayan malum Genel Başkan oturmaktaydı. Ne kadar yazık değil mi? Aynı kişi öncesinde ve sonrasında kaç kişinin günahına giriyor ve kimlerin vebalini alıyor.
Peki, bu adamı sizce kim göreve getirmiş olabilir?
Hayallerimiz vardı, stratejilerimiz vardı, şubelerimize devrim niteliğinde yeniliklerimiz vardı ama yaptırmadılar çünkü onların derdi güneşi balçıkla sıvamaktı. Tıpkı bugünlerde kendilerinin aleyhinde yargıya gidecek mevzulara karşı yaptıkları manevralar gibi.
Size şu şekilde ispat edeyim, bakın burası çok önemli. Yazımın başından beri işaret ettiğim zat-ı muhterem eski Genel Başkan K.A.’nın şuanda Ankara Batı Adliyesi 6. Asliye Ceza Mahkemesinde 2019/163 dosya numaralı davada hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame ise vahim içerikte: Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde yapılan ihalelerdeki usulsüzlükler. Böyle bir insanın arkasından kim gidecek peki?
Sadece Üniversitesinde bu denli vahim durumların oluştuğunu düşünürsek onun döneminde Genel Başkanlık ve bağlı kuruluşlarındaki muhtemel yaşanmışlıkları hayal edebiliyor musunuz? Ben biliyorum ve nutkum tutuluyor. O yüzden görevdeki mevcut Genel Başkanın mücadelesinin arkasındayım.
Sevgiyle kalın dostlar.
Bu yazı yazar tarafından yazılalı neredeyse 1 yıl, maşallah!!!
Çok doğru siz 2019 yılının haberini mansetden değil eski haberlerden bulmuşsunuz
Erdal Bey ,Thk eski genel başkanı Osman Yıldırım dönemi hakkında ne düşünüyorsunuz, bu konuda da değerli görüşlerini öğrenmek isteriz.
Hocam güzel ve haklı bir yazı kaleme almışsınız tebrik ederim
mevcut genel başkan direnmeli emin olun kazanacak bu savaş dan galip çıkacaktır. Ne S:K. Ne K.A. nede Y. Z. artık durduramayacak artık ama mevcut genel başkan da en başta yaptığı hatalarını gözden geçirmelidir
Haklı olana nedenir, yaşanmışlıklar var işte kürşat işte onun yalakaları. Yerden göğe kadar haklısın.