featured

THY’NİN KAMİKAZE UÇUŞ EKİPLERİ VE HABOMZEDELER

THY İşvereni ve Hava-İş Sendikası anlaşıncaya ve Toplu İş Sözleşmesini birlikte imzalayıncaya kadar, grevcilere desteğimi sürdürmeye kararlıyım. Çünkü;  bu grevcilerin, toplu iş sözleşmesinden hiç bir maddi beklenti içerisinde olmaksızın, işverenin “ben yaptım oldu” mantıklı yaptırımlarına ve köle zihniyeti ile çalıştırılmaya karşı olduklarından, bu grevi sürdürdüklerine inanıyorum…
Desteğim sendika yönetimine değil sendikal yapı ve grevci çalışanlaradır.
Bu haftaki konulara kısaca değinip yorumlamaya başlayalım.
THY’nin iki pilotunun Lübnan’da kaçırılma olayı:
Bildiğiniz üzere; THY, uçuş ağını genişletmeyi sürdürüyor. Bu uçuş ağını da, genelde, Afrika ülkelerine yayıyorlar. Bu yayılma politikasında, birçok ülke havayollarının gitmeyi sakıncalı bulduğu hatlara, çekinmeden sefer koyuyorlar. Bu seferleri gerçekleştirirken, uçucu ekiplerin can güvenliğini koruyabilmek için her ne kadar önlemler alınsa da, bu hatların yine de büyük risk oluşturduğu bir gerçek.    
Şimdi biraz hafızalarımızı geriye doğru saralım ve yakın geçmişimizdeki bazı anekdotları anımsayalım. Bakalım THY ve kamikaze ekipleri neler yapmış.
11 Eylül’deki İkiz Kuleler ‘e yapılan saldırıdan sonra, ABD’ye ilk kim sefer yaptı? THY.
Bağdat’ta, savaş sonrasında, daha barut kokusu genizleri yakarken, ilk seferi kim yaptı? THY .
Gürcistan’a savaştan sonra, kan kokusu daha sokaklardan silinmemişken, ilk kim uçtu? THY.
İç savaş sırasında Malta’ya kaçan Libyalı askeri pilotlar bile korkudan ülkelerine dönememişken, Libya’ya ilk seferi kim yaptı? THY.
Uçaklara füzelerin atıldığı, Taliban’ın otelleri bastığı dönemde; Afganistan/Kabil’e, herkes dururken, ilk kim gitti? THY.
Son olarak, çetelerin, korsanların cirit attığı, Avrupa’nın nükleer çöplüğü Somali’ye ilk sefer kimden? THY’den.
Bunların yanı sıra;
Kongo’da; Kin şaşa, Nijerya’dan Lagos, Kono, Nijer’de Niramey, Zimbabve’de Lucapa, Kamerun’da; Douala ve Yaounde, Fildişi’nde; Abidjan, Ruanda’dan Kigali, Burkina Faso’dan Quagadougou, Kenya’da ise Mombosa’ya uçuyor.
Irak, Uganda, Ruanda, Tanzanya… Bunların hepsi, terörün yaşam biçimi haline gelmiş olduğu ülkeler. Kısaca; buralarda, riskin ağa babası var. Ancak, bu risklere rağmen seferler devam ediyor.  İstenmeyecek bir olay oluştuğunda, Takdir-i İlahi veya mukadderat denilerek geçiştirilecek konular değil bunlar.
THY her ne kadar özel şirketim dese de, bizler ve tüm dünya THY’yi devlet şirketi olarak tanımaya devam ediyor. Bu nedenle, THY ile TC, özellikle yabancı ülkeler ve vatandaşları için bir görülmekte.
Bu konuya neden mi geçiş yaptım?
Geçen hafta Lübnan’da THY’nin iki pilotunun kaçırılıp rehin tutulması, TC Hükümetinin bana göre dış politikası nedenlidir. Bunun yanı sıra; THY’nin pilotlarının kaçırılması ile bir başka özel şirketimizin pilotlarının kaçırılmasının dünya çapındaki yankısı ve ses getirmesi aynı olamaz. Bu nedenle, THY ekipleri, bu rehin alma olayında özel olarak seçilmiştir.
Her ne kadar, ağırlıklı olarak havacılık konularına yer verip yazıyorsam da; ben de en az sizler kadar tüm dünyadaki siyasi gelişmeleri bir vatandaş olarak yakından izliyorum.
Benim bu kaçırılma olayı hakkındaki görüşüm; bu olayın, tümüyle TC hükümetinin özellikle Ortadoğu politikalarına karşı bir tepkiden kaynaklandığı yönünde.
Bilindiği gibi, Türkiye-Suriye ilişkilerinde, Türkiye (basından izlediğimiz üzere) aşırı İslamcı mücahit bir grup olan, Sünni, El Nusra grubunu desteklediği söylenmekte. Buna karşılık İran ise, Esad yönetimine destek vermek, yani, Türkiye’ye misillemede bulunmak amacıyla, Şii Hizbullah’ın yanlıları ile Esad’a destek sağlayıp ESAD’ın tekrar kontrolü sağlamasına yardımcı olmuştu.
El Nusra ise; bu aşamalardan sonra, Hizbullah’tan 9 kişiyi rehin aldı. Hizbullah’ta buna karşılık rehinlerini geriye alabilmek için, El Nusra’ nın destekçisi olarak gördüğü Türkiye’nin, El Nusra üzerinde etkili olacağını düşünüp, THY uçağının iki pilotunu kaçırarak, 9 esirini geri almaya çalışacağını sanıyorum.
Şii-Sünni çatışmasının THY’nin ekiplerine kadar yansıması son derece üzücü ve son derece dikkatle izlenmesi gereken bir olaydır.
 Kısaca; THY’nin iki pilotu; Türkiye’nin bence Ortadoğu politikaları nedeniyle rehin alınmışlardır. Türkiye’nin bu duruma tepkisini ve olayın nasıl bir çözüme kavuşturulup THY’nin iki pilotunu geriye alma planlarını nasıl uygulayacağını birlikte izleyeceğiz. Umarım en kısa zamanda bu masum arkadaşlarımız evlerine geri dönerler.
****
HABOMZEDELER
Geçen hafta tarafıma bir mail atıldı ve bu konuyu irdelemem istendi. Önce maile bir bakalım;
“Sayın Sefa İnan, Airport Haber de yazmak ve haber yapmak suretiyle sesimizi duyurmanız için Habom A.Ş çalışanlarının en az %51’i adına sizinle bir haberi paylaşmak istiyorum;
Habom A:Ş çalışanlarının ücret şikâyeti ve memnuniyetsizliği zaten malumunuz.  08.08.2013 itibariyle Habom A.Ş çalışanları maaş konusunda bir skandalla daha karşılaştı. Diğer adı, Mağdurlar A.Ş olan şirketimizde bir kez daha maaş konusunda mağdur olduk.
    2012 Aralığının son haftasında Mali İşler Sorumlusu Genel müdürümüz olmadığı için Genel Müdürlüğe vekâlet eden Sn Ramis KULAK, bizzat kendisi Revizyon çay ocağında Habom A.Ş çalışanlarına yaptığı bilgilendirme toplantısında 2013 zam oranlarını %3+%4 olarak açıkladı ayrıca enflasyonun %7 den yüksek çıkması halinde enflasyon farkının zam olarak yansıtılacağını söyledi.
08.02.2013 tarihinde Habom A.Ş personeli maaşlarını %3 zamlı aldı. 08.08.2013 günü maaşlarını %4 zamlı alacağını planlayan Habom A.Ş personeli maalesef maaşlarında herhangi bir artış görmedi. Sn Ramis Kulak beyin bizzat kendi ağzıyla verdiği sözü yerine getirmediğini gördük ve şok olduk neden zam olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı acaba yine Habom A.Ş personeli unutulmak suretiyle bir yönetim sorumsuzluğumu gerçekleşti yada imzası gereken birkaç yönetici imzasını atmadan tatile mi çıktı bilmiyoruz fakat bildiğimiz enflasyonun son rakamlarının %8.8 civarında gerçekleşmesi ve maaşından zaten memnun olmayan 1600 çalışanın zam beklerken reel olarak maaşından %5.5 kaybetmiş olması bu mağduriyet neden oldu bilemiyoruz zaten şirketimizin  vekaletle 2.elden yönetilmesi, ağır bürokrasisi bilgi alabilmemize yada taleplerimize cevap alabilmemize imkan vermezken böyle bir durumda sesimizi duyuramayacağımızı biliyoruz.
      Bu konuda sizden yardım etmenizi istiyoruz eğer siz Airport Haber de bu durumu haber yaparsanız inanıyoruz ki işçisini dinlemeyen işçisiyle iletişimden kaçınan yönetim haberi umursayacaktır ve en azından bir açıklamayla durumu izah edecektir.
Sn Sefa İNAN Sizin havacılık sektöründe çalışan emekçilerin sesine her zaman kulak verdiğinizi biliyoruz ayrıca havacılık sektöründe gündem yaratma gücünüzün de şahidiyiz bu yüzden sizden 1600 mağdur Habom A:Ş çalışanı olarak zam mağduriyetini haber yapmanızı rica ediyoruz..
İyi Bayramlar…
“Habom A.Ş Çalışanları”
THY’nin ucuz iş gücü yaratmak için senelerdir başarılı bir şekilde sürdürdüğü stratejisinin üçüncü bacağı olan HABOM (Birinci bacak; TGS-İkinci bacak; THY/Kabin personeli Part time uygulamaları-Üçüncü bacak; ise HABOM oldu. Dördüncü bacak sizce neresi olur?) da sular durulmuyor.
Bu mailde anladığım kadarı ile ilk altı aylık zamdan sonra ikinci altı aylık dilimin neden yatırılmadığı sorgulanıyor?
Yorumum; HABOM çalışanlarının işverenin desteği ve yardımı ile Çelik İş Sendikasına üye yapılmak istenmesi ile bu ikinci altı aylık zammın verilmeyişi arasında bir bağlantı kurmak gerekiyor. Şimdi, bu zam mevcut durumda verilse idi, Çelik İş ilk yapacağı Toplu İş Sözleşmesinde bu rakamın üstüne zam almak zorunda kalacaktı. Ayrıca; Çelik İş yetki alır almaz maaşlara zam yapılması sempati doğurabilir.( Sarı sendikacılık taktikleri(!) )
Bu nedenle Çelik İş’e puan kazandırma adına bu zammı biraz ertelediler diye düşünüyorum. Çelik İş ikinci altı aylık dilimi %4’den yukarı çekip, “Bakın, ben ne güçlü sendikayım” demek için, işverenle ekstra pazarlığa girecektir. Bu pazarlık bugün için mutlaka HABOM çalışanlarının yararına olacaktır. Bu nedenle %4 ‘ün üstünde bir zam beklentisi içinde olabilirsiniz. Ancak bunlar göz boyama taktikleri olup geçicidir. Asıl olan, gerçek bir sendikacılık ardında, karsınızda hangi hükumet, hangi siyasi parti olursa olsun emeğin pazarlığını yapabilecek bir ekip kurabilip onu desteklemekten geçer.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 11 yıl önce

    Dış politika alanında atılan adımların doğru-yanlış olup-olmadığını bilemem ama…bildiğim; uçak,yolcu ve ekiplerin adıgeçen riskli bölgelere hiçbir şey yokmuş gibi salına salına gidip-gelmesi. Umarım bundan sonra daha gerçekçi davranılır, gerekli tedbirler alınır ve 2 pilotumuz sağ salim ülkeye dönerler. Dikkat çeken bir yazı olmuş, öneri niteliğinde. Değerlendirilmesini arzu ederim…

    Cevapla
  2. ALLAH YARDIMCILARI OLSUN.

    Cevapla