featured

THY’DEN ÇİFTE STANDARTLI İŞE İADE UYGULAMASI

THY-Hava-İş sendikası arasında imzalanan son toplu iş sözleşmesi yeni sendika yönetimi tarafından imzalanır imzalanmaz, THY ve Hava-İş in yönetimleri eylem neticesinde işten çıkartılan çalışanların işe iadeleri için girişimlere başladılar. Bu konuda, THY ve Hava-İş sendikası arasında görüşmeler neticesinde bazı şartlar ileri sürülerek, işten çıkartılanların işe iadesi kabul edildi.

Mahkemede işe iadeyi kazanıp tazminat alanlar ve mahkeme aşaması henüz bitmemiş olanlar ayrı, ayrı kategorilerde işe başlatılacaklar. THY’de hatırladığım kadarı ile daha öncede bu tür toplu işten çıkartılmalar (2003-2006-2011)yapılmış ve çalışanlar tarafından haksız işten çıkartılmalara yönelik mahkemeler kazanılmıştı.
Mahkemelerin işe iade vermesine rağmen, THY işten çıkarttıklarını işe başlatmayıp bir başka kanun maddesi eşliğinde hepsine tazminat ödemek zorunda kalıyordu. Ben o zamanlar bu kanuna “tavşan kaç tazı tut” Kanun maddesi ismini takmıştım. Biri atıyor diğeri işe iade veriyor sonra THY tekrar işe başlatmamak için bir başka kanun maddesinden faydalanıp ilgili kişiye tazminat ödeyerek işe iade kararını geçiştiriyordu.
Günümüze gelindiğinde ise manzara şöyle;
THY’de 305 arkadaşımız yapılan eylem sonucunda işten atıldılar ve gerçekten korkunç dirençli bir mücadele sürdürüldü. Bu eylem konusundaki düşüncelerimi biliyorsunuz. Bu nedenle bu eylemde kim haklı kim haksız bunu yinelemeyeceğim. Sonuçta;  Kimi hâkim; mevcut yasalar, kimi hâkim ise; ILO sözleşmesindeki koşullara göre kararlar verdiler. Kimi eylemin yapılışını suçlu, kimi ise; suçsuz buldu. Kısaca, farklı hukuksal sonuçları birlikte gözlemledik.
Bu mücadele öyle bir duruma geldi ki; sendika; 305’i geri alın, hemen imzalayacağım dedi. THY yönetimi bu öneriye yanaşmadı ve grev sürdürüldü. Sonuçta, THY’nin istediği ve gizli destek yerine doğrudan desteklemekten bile kaçınmadığı yönetim iktidara geldi.
Aslında bu tür sendikalar ileride işveren için sakıncalı olabiliyor. İşveren destekli yönetimin isteklerinin, işçilerin kendi özgür iradeleri ile seçtikleri sendika yönetimlerinden daha fazla olabiliyor. Çünkü onları oraya getirenlerle olan diyalog, daha cana yakın ve içten olunca, istenilen haklar ilk başlarda daha kolay alınabiliyor. Tabii ki, her iki tarafında kazanmayacağı birliktelik olmaz. “Al Gülüm ver Gülüm” sisteminde sonuçta sizin ne vereceğiniz de önemlidir.  Buda çok yakında kendini gösterecektir. (Umarım yanılırım)
Neyse, konudan kopmayalım ve günümüze gelelim;
Hepimizin bildiği üzere; yeni yönetimin ilk işi grevi sonlandırmak oldu. Buna karşılık da THY yeni yönetime can vermek için bir jest yapmaya karar verdi. Bu jest, eski Hava-İş yönetiminin, farklı sendikaların ve bir çok siyasi kişiliğin araya girmesine rağmen verilmeyen 305’in işe geri alınması idi. Bu aşamalar sırasında sendika, son koz olarak grevi bitirmek için 305 kozunu oynadıysa da, onaylanmadı.
Sevgili THY; Değil mi ki; öteden buyana gelen alışılmış davranışlarını (yani işten çıkardığın kişilerin hiçbir zaman geriye almamak) çiğneyip, yasaların işverene tanıdığı hakkı, mahkemeler işçi yararına işe geri dönme kararı vermiş bile olsa, işe başlatmayarak bunun yerine ekstra tazminat ödemeyi tercih ederdin. Şimdi bu alışılagelmiş tutumundan neden vazgeçtin. Bu duruma iyi niyetli değil “Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü” mantığında bakmak lazım. Daha doğrusu ben öyle bakıyor ve eniştenin bu öpücüğünün hangi amaçla yapıldığını çözmeye çalışıyorum.
Sevgili THY Yönetimi; 
Madem işten çıkarttığın bu kişileri tekrar alacaktın, eski sendika yönetiminin; grevin sonlanması için 305’in işe başlatılma şartını kabul edip en azından mahkemeleri kazananları işe başlatsaydın ya. Bu kaprisiniz nedeniyle, THY’yi aylarca grevde bırakan siz değil misiniz? Bir anda bu kararınızdan dönmek işçinin özgür iradesi ile seçtiği yönetimi tu-kaka ilan etmek, ama bir başka yönetim geldiğinde; tamam demek şimdi oldu mu? Madem alacaktın, çalışanları bu kadar kıyıma uğratıp strese sokmaya, orada burada iş aramak zorunda bırakmaya, ailelerini uzun süre zorda bırakmaya değer miydi?
Siz THY işvereni olarak, profesyonel yöneticiliğiniz gereği; THY’nin hak ve çıkarlarını gözetici kararlar almak yerine, size ait olmayan işçilerin kurmuş olduğu ve şimdiye kadar özgür istemleri yani kendi iradeleri ile yönetimlerini seçtiği sendikayı zorda bırakıp, sizin karışmamanız gereken “özgür” sendika seçimlerine neden el attınız?  Üstünüze vazife olmayan işlere neden burnunuzu soktunuz?
Siz THY yönetimisiniz. Karsınızdaki sendika, yönetiminde kim olursa olsun seçilmiş bir sendikaydı ve sandıktan çıkmıştı.  Hani sizi o makamlara getirenler; “Sandıktan çıkan özgür iradeye saygılı olmak gerekir” diyor ya. İşte ben de size, bu sözü hatırlatıyor ve işçinin özgür karar vermesine karışmamalıydınız diyorum. Sizler seçimle değil, atama ile göreve geldiğinizden; “sandık” sözü size yabancı gelebilir. Anımsatayım istedim.
Bu sorgulamamı; 305 çalışanın işten çıkarılıp tekrar işe alınmaların yanlış olduğunu değil, THY’nin yönetiminin profesyonellikten ve çağdaş hukuksal davranıştan uzak tutumunu yani, çalışanların bir kısmını işe geri alınmasına karşın geçmiş sosyal haklarının silinmesini! Bir kısmını da sendikal eylemleri desteklediler diye, yönetimsel yaptırımlarla alınmaması yanlış olup, tamamıyla antidemokratik bir davranıştır! 
Gelinen son durumda;
İşten çıkartılan 305 kişiden 256’sının işe başlatılması için bir sözleşme yaptığınızı ve bunun imzalanmasını istediğinizi duydum.(Kişi sayısı değişken olabilir)  Bunlardan hala davası sürenlere ayrı öneri, davasını kazanıp tazminat alanlara ayrı öneriler yapılıyormuş.
Henüz davası bitmeyen kişi sayının 45 civarında olduğu söyleniyor. Öğrenebildiğim kadarı ile bunlardan davalarını çekmeleri isteniyor. Bu 45 civarında çalışanın davaları Yargıtay 9. Dairesinde. Yargıtay 9.Dairesi şimdiye kadar işçi yararına kararlar almış. Peki, davası sonuçlanmayıp işe girmek isteyenden ne isteniyor? Davayı geri çek.
Peki, mahkemelik çalışan, davasını geri çektiğinde ne olur? İşverenin kanunsuz işlem ve eylem gerekçesiyle haklı nedenle kaldırma iddiasını kabul etmiş olur. İşçinin bu kabulü, yeniden işe başlasa bile geçmişe dönük kıdemlerini ortadan kaldırır.
Davadan vazgeçtiğinizde, Alacağınız olan, İhbar+ Kıdem+ TİS Farkı ( 6 bin ile 10.000 arasında) +4 Aylık ücret ve diğer haklar ( bu da zaten alınacak olan 4 aylık ücrete 1 aylık ücret daha eklenmesi kadardır.) +İş güvencesi tazminatı (Kişiye göre 4 ile 6 Aylık ücret)+ Senelik izin ve pas bilet hakkınızı yitirirsiniz. Ayrıca davadan kendi isteğinizle caymış olduğunuzdan, hem kendi avukatınıza hem de THY’nin avukatına ücret ödemek zorunda kalabilirsiniz. (THY avukatları biz almayız diyebilirler)
Şimdi de gelelim Yargıtay’dan davası sonuçlanıp işe iadesi netleşen ve tazminat aldıkları halde işe başlayacaklara;
Bu öneriyi kabul edip girenler, Toplu İş Sözleşmesindeki A1 kadrosuna oturtuluyorlar.  Kıdemleri sıfır kabul ediliyor. Senelik izin hakları yeni işe girenlerle aynı olacak. Pass hakkı ve bazı hak edişler; yeni giriş olarak kabul edilecek.  Halbuki bu gruptaki çalışanlara, aldığınız kıdem ve ihbar tazminatları ödemek koşuluyla sizi eski kadronuzla işe başlatalım seçeneği de sunmalıydınız.
Bu işin aslı herkesin eski kadrosu ve eski sinyoritesi ile işe başlaması olmalıdır.
Bu durumda THY’de kabin amirliği yaparken işten çıkartılan kabin memuru kendinden sonra girenin emrinde çalışmak zorunda kalacak.
İş bulamamış olanlar veya mevcut A1 kadrosu ile alacağı ücretin, başlamış olduğu işteki rakamdan daha cazip olacağını düşünenler için diyecek bir şey yok. Tazminat da alınmış olunduğundan, işe başlamak pek de mantıksız olmaz.  Sizden sonra girenlerin altında çalışmak ve sinyorite sıralamanız sizi psikolojik olarak etkilemeyecekse, problem yok.
Ancak benim anlayamadığım ve her konuya yönelik kuşkulu yaklaşımım; bir maddeye takılıp kalmama neden oldu. Ne de olsa THY yönetimine güvenimin olmadığını sağır sultan bile biliyor.
THY işe davet ettiklerine bir sözleşme imzalatıyor.   
THY imzaya açtığı sözleşmedeki; PR.10.35.0004 kabin personeli istihdam prosedüründe yer alan kriterleri sağlamak koşulunu niye yazmışlar(!) çözemedim. 305’deki kabin memurları ve özellikle davasını geri çekenler, bu sözleşmeyi imzaladığında bu prosedürlerden veya sadece birinden geçemedin denilerek alınmazsa ne olur? (Bu kıstaslar içinde kilo da var lisan seviyesi de)  Anlaşılan odur ki; Yeni işe alınacaklara uygulanan tüm kriterler senelerin kabin memurları içinde geçerli olacak. Yol iyice yokuşa sürülmüş. 
Bu konuda sakın sözlü olarak size dönüp te “yok ya öyle bir şey olmaz” “biz söz veriyoruz” laflarına kanmamak gerekir. Söz uçar, yazı kalır. İmzanızı, size sunulan metni iyice okumadan atmayacağınızı düşünüyorum.
Bu çalışanlar yeni değil ki; siz neden bir kez daha onlarda yeni personele uyguladığınız istihdam prosedürlerine uyumluluk arıyorsunuz? Kilosu fazla ise müddet verirsiniz kilosunu düşürüp uçar. Boy desen boy kısalmaz. Lisan seviyesi dersen işte bu problem olabilir. Siz isterseniz lisan yetersizliğinden istediğinizi çaktırırsınız.  O zaman davasını çekip işe başlamayı bekleyenler veya tazminatı alıp her hangi bir şirkette işe başlamış olan hepten yanar. Bu istihdam prosedürü bana tuzak gibi geliyor.
Hamdi Bey, madem THY’de işten çıkartılanların işe geri alınması konusunda bir ilke imza atıyorsunuz, kıdemmiş, sinyoriteymiş, izin hakları imiş, pass bilet hakları imiş… Önemsemeyin ve her kes kaldığı yerden görevlerine devam etsin. Bu yaşananları unutun artık. Yılların kabin memurunu, daha yeni işe girmiş kabin memurundan daha düşük sinyoriteye oturtmayın. Bu çalışanlarınızın deneyiminden istifade edeceğinize bunları ezdirmenin şirkete fayda sağlamayacağı kesin. Peki, neden yapıyorsunuz?
Bunların yanı sıra işe iade sadece kabin memurları ile sınırlı değil. Teknisyenlerde var.
11 Şubat 2013 tarihinde işten çıkarttığınız teknisyenlerin işe iadesi için yapılacak sözleşmede bakalım ne önereceksiniz? Bu sayı tahminen 44 veya 45 civarında olmalı. Bunlardan aynı kabindeki gibi ağzı laf yapan, sizleri eleştiren, haksızlığa karşı olan ve eski sendika yönetimine yakın 4 veya 5 kişiyi almayacağınızı duydum.
Ayrıca, teknisyenleri alırken işin doğrusunu yapıp kıdemlerini verdiğinizde (ki vermeniz lazım) diğer kabin memurlarına yönelik yaptığınız anlamsızlaşacaktır.  Birine kıdemini verip diğerine vermemek yakışık almaz. Bu resmen çifte standarttır.
Bu nedenle THY tarafından 305 in işe giriş şartlarının değişeceğini tahmin ediyorum.
Tabii ki, Aklın yolu bir ise…
12.02.2013 akşam üstü aldığım bilgiye göre, eyleme katıldığı iddia edilen ve işten cıkartılan teknisyenlerin hepsinin (39 KİŞİ) aldıkları tazminatları ile birlikte işten cıkartıldıkları kadroya geri dönüşü yapılacakmış. Buda şirketin ihtiyacı olan calışanı ile ihtiyacı olmadığını düşündüğü çalışanlarının arasında yaptıkları çifte standartın belgesi olmuştur. Bu tür bir karar ancak Ali babanın çiftliğinde alınabilir. 
NOT/ B737 Uçağnın üretim aşaması (Video) (Tıklayın)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir