featured

THY'DE BİKİNİ HAREKATI


Tuşlayın “Survival/ Survivor” kelimelerini arama motoruna…… bakın ne çıkacak?
Amerikalı Rapçı Eminem’in stüdyo albümü The Marshall Mathers’da yer alan şarkı ya da Acun Ilıca’lı’nın programı Survivor All Stars.
Havacılarla pek ilgisi yok yani.
*Ditching&Survival; suya mecburi iniş&hayatta kalma ve yaşamı idame ettirebilme çabası çok farklı bir şey.
Havacılıkta, uçuş emniyeti öncelikli olduğundan konfor,ikram vs.geriye itilir….itilmek zorundadır.
Modern,konforlu bir uçuşta okyanus üzerinde seyrederken veya deniz üzerinden kalkışlarda-alçalmalarda kabin ekibi teyakkuz halindedir,hadi daha Türkçe yazayım,tetiktedir. Bir şey olacağından,korkudan,panikten değil! Eğitim aşamasında; körpe dimağlara kalkış ve iniş sırasında gelişebilecek emergency durumlar öylesine empoze edilir ki, aklınızdan muhakkak geçer.
Denize zorunlu inişlerde; hayatı suda idame ettirebilme şansı çok yüksek ama kuralları uygulamak şart. İlk iş; tahliyeyi yapmak,botu uçaktan çıkarmak,tahliye edilenleri bota almak ve süratle botu uçaktan uzaklaştırmak. O kapıda görevli kabin memuru:
-Jump and slide diye komut verir:
-Atla ve kay!
Suya inişlerde ikinci aşamada slide şişirilir, bot haline getirilir.Botu uçağa bağlayan ip kesilir ve uzaklaşılır. Uçak batarken yaratacağı anafordan kaçmak gerek.
***
Kiralık Boeing-bilmem kaç tip no.lu uçakların yolcu kabininde ön-orta-arka tavanlarda,tam da tepede yerleşmiş, şişebilen botlarla ilgili eğitim verilirdi. 6 Ayda bir tazeleme eğitimi tekrarlanıyor,beyinler yıkanıyordu. Her şey afaki,pardon hayali. Resimlerle,tepegöz’e konmuş slaytlarla ve yabancı flimlerle karşımıza geliyor, öğretiliyor. Aslını gören yok! Hal böyle iken, o botu nasıl,hangi şartlarla tepeden aşağıya indirip de çıkış kapısına bağlayacaktık acaba?
Allahtan Uçuş Eğitim Müdürlüğü öğretmenleri gidip Teknik’le görüştü de, botun şişme tüplerinin yenileneceği bir çalışmada,gruplar halinde botlarla müşerref olduk.
Ben alık alık seyrediyordum mesela, yanıma kaç kişi alırsam alayım onu tavandan indiremiyeceğimi düşünürdüm, sonra düşünmekten vazgeçtim,kadere bıraktım.
McDonnell Douglas DC-10 geldiğinde durum biraz daha iç açıcıydı. Kimsenin bir şeyi çekip çıkartmasına, sürükleyip suya indirmesine gerek yoktu artık. Kapı slide’ı şişip, uçakla bağlantısı kesildiğinde bot oluyordu,işte survival.
***
Hint Okyanus’nda teknesi ile gezinti yapan adamın öyküsü 2013 yılında senaryo haline getirilmiş. “All Is Lost-Sona Doğru” adlı yapımda 77 Yaşındaki Robert Redford güçlü bir performans sergilerken, bilmeden havacılara ders veriyor sanki. Keşke o flim daha önce çekilseymiş.
Yat, açık denizde bir gemi konteynerine çarpınca, önce bilincini kaybediyor adam. Kendine geldiğinde kazayı yavaş yavaş hatırlamaya başlıyor. Telsiz, radyo ve diğer ekipman kayıp! Tekne batmak üzere,bota geçmek şart. Yok, flimi anlatacak değilim. Bunca yıl sonra bile, seyrederken beynimdeki dalgalar hareketlenmeye başladı. Neydi bottaki malzemeler?
Hayatta kalmak için, botu korumak için, işaret vermek için. Sonra onlar da kendi aralarında listelenir. Deniz suyunu tuzdan arındıran tabletten, balık tutacak oltaya, köpek balıklarını uzaklaştıracak kimyasaldan, gece-gündüz farklı renkte işaret veren fişeklere kadar. Hatırladınız değil mi?
Uçuş Eğitim Müdürlüğü baktı ki bot’u kabin ekiplerine seyrettirmekle,teknisyenlere ders verdirmekle sonuca ulaşamıyor. Bir DC-10 uçağının slide’ı denize indirildi.
Nerede? Yeşilköy Motel’i sahilinde.
***
Yeşilköy Motel’in sahibi İskender Evrenosoğlu,uçma tutkusu olan bir insan. Aile, Selanik’in işgalinden sonra Türkiye’ye gelip Yeşilköy’e yerleşmiş. Denize nazır,ağaçlar altındaki köşk çok görkemliydi.Zamanla bina eskidi,yıkıldı,yerine bir motel yapıldı. Tesis küçük ama mükemmel, Çınar otel ile yarışır halde. Gruplar halinde yabancılar konaklıyor. İstanbul’un elit tabakası burada. Ayrıca Türk Hava Yolları’nın üssü gibi. Yeni dönem mezunların diploma merasimi, sertifika dağıtımı,düğün-dernek-yemek,eğitim. Havaalanında olmayan bir tesisin boşluğunu gideriyor kısaca.
Uçuşu olmayan,kitabını-gazetesini kapan tesiste. İsteyen, buzlu-taze sap naneli bitter schweppes’i höpürdeterek güneşte kızarıyor. İstemeyen üst katta dü beş zar atıyor. 1984 Yılında denizin doldurulması ve yeni sahil yolunun yapılmasına kadar, Yeşilköy Motel konumunu muhafaza etti. Sonunda hiçbir cazibesi kalmayan motel yıkıldı,yerine bir site yapıldı.
***
1971’de Şirketin tatbiki eğitim merkezinde bir mokap(mocap) yok. Mokap kurulması masraflı,güç bir iş. Küçük bir grup eğitim için Beyrut’a, Amsterdam’a daha sonraları Seattle’a filan giderdi. Dönüşte Eğitim Müdürlüğünde Türkçeleştirilmiş kitaplar dağıtılır,tip eğitimi yapılır. Konuların tamamı teknik ve emergency.
Slide’ın motelin önünde denize indirilmesi ve şişirilmesi kararı son derece isabetliydi bence. Karar isabetliydi de, yankıları gazetelerin birinci sayfalarına yansıyınca aktüel habere döndü, başka güncellik yok sanki. Ne diyorlar şimdilerde;flash haber!
Bildiğim kadarıyla, gazeteciliğin en aşina klişesi; köpek mi adamı ısırdı yoksa adam mı köpeği’dir. Birinci olayın haber değeri yok ama ya diğerinin?
Biz de havayolu kabin ekipleri olarak payımıza düşeni aldık.
***
Sıcak mı sıcak bir Haziran günü deniz kıyısındaki Yeşilköy Motel’de tatbikat yapılacak. Deniz kıyafetini-mayosunu alan havacılar iskelede yerlerini aldılar.
Bot bir adet,ekip sayısı çok. Eğitim günlere göre planlanmış. Sırası gelen ya da uçuştan dönen kabin memuru motele yollanıyor. Uçuş eğitim öğretmenleri ve teknik müdürlükten görevli teknisyenler iş başında. Herkesin ağzı kulaklarında! Kimse *Ditching/Survival havasında değil! Tabii biz gençler, dehşetten uzak işin gırgırndayız.
Kabul edelim ki serde gençlik var ve çok farklı bir eğitim içersindeyiz. Dahası;
motelde kalan, güneşlenen, yüzen insanlara, yabancı turistlere konu olmuşuz. Gülümseyen yüzler, sorular, meraklı bakışlar.
-Yaaaaa…. işte biz böyle hayat kurtarırız! gibilerinden, gururla tatbikattayız.
***
Tanınmış bir gazetenin ana sayfasında:
“ ……..bir komando çevikliği ve hızıyla hareket eden hostesler can yeleklerini boyunlarına geçirerek, otomatik olarak şişen ve yolcuların hayatlarını denizde emniyet altına alan can botlarına atlamışlar ve tatbikatı kusursuz olarak başarmışlardır. Suyla temas ettiğinde otomatik olarak şişen ve tentesi ile yolcuları güneşten ve yağmurdan koruyan botlar……”
Haber böyle uzayıp gidiyor ve başlığı “Bikini Tatbikatı”.
Bizler de “Bikini Tatbikatı”na katılan harekatçılar.
Suyla temas edince otomatik şişip bot haline gelen bir slide henüz icat edilmemiştir, haber asparagas! Şişirme kolları kullanılır,terslik olursa pompa devreye girer.
Harekata son verildi, selamün kavlen bihayır!

Ditching:Suya mecburi iniş
Survive
Survival: Hayatta kalma
Survivor:Hayatta kalan kişi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 10 yıl önce

    Meralcim kalemine sağlık..hafızana sağlık..muhtesem anlatımına yine hayran oldum…

    Cevapla
  2. 10 yıl önce

    Bir konuyu gerçek boyutları ve detayları ile anlatmak var, kurgulayarak ve dramatize ederek aktarmak var, gülümsetmek,hoş anlar yaşatmak için karikatürize ederek paylaşmak var. THY’da eğitim her zaman çok ciddi hatta gereğinden çok daha fazla dikkate alınarak gerçekleşmiştir. Geçmişte; ne küçümsenecek ne de hafife alınacak boyutlarda, basit bir eğitim/tatbikat söz konusu olmadı,tüm yüreğimle biat ederim.

    Cevapla
  3. Yazar 10 yıl önce

    Meral kardeşim tabii ki uçak denize indiğinde yüzer halde ise dediklerin geçerli:) Unutma ki okyanusa veya büyük bir denize inmek Hudson Nehrine inmeye benzemez. Kanadı dalgaya kaptırdın mı doğru dibe gidersin:) Yazı çok güzel resimler harika. Eline sağlık. Bu tür anıların devamını bekliyoruz.

    Cevapla
    • 10 yıl önce

      Yaşanmış gerçek bir olayı detayları ile ciddi boyutlarda anlatmak var, gülümsetmek için karikatürize ederek yaşatmak var. Konu Hudson nehri veya okyanus olarak irdelenmedi. Uçağın suya düz inişi varsayımı ile yapılabilecekler anlatıldı. Ama ben dersin detaylarına inmek istemedim,sıkar. Sanırım meramımı anlatamamışım.

      Cevapla