Bu hafta iki ayrı konuyu bir arada yazmak zorunda kaldım.Her ikiside gündem olup beklemeye tahammülü olmayan konular. Bunlardan biri yukarıdaki başlığı taşıyor. Diğer önemli konu; Sektörün eğitim sistemindeki iş garantili tüm kursları ve okulları içermekte.
——————————————–
Tarih 26-11-2010“THY de türbanın yolu açıldı” diyerek kendi kişisel sitemde bir haber yayınlamıştım. Bu haber ertesi gün tüm medya tarafından aynı rozet olayı gibi izinsiz kullanıldı.
Neydi o haber; Haber linkinde görüldüğü üzere; 13 mayıs 2010 tarihli THY’nin yaz kılık kıyafet yönetmeliğinde bayanlar için “görev mahalinde saçlar tamamen açık düzgün taranmış veya toplanmış olacaktır” kısmını 26-11-2010 tarihli yazı ile genelgeden kaldırmışlar. Buna sığınarak türban ile şirketde çalışma serbest kılınmış. Böylece THY tarihinde bir ilk olarak görünmez bir şekilde bir madde değiştirilerek Turban’a THY’de serbestlik gelmiş oldu.
Ne olmuştu da eski genelge deki “Görev mahallinde saçlar tamamen açık düzgün taranmış veya toplanmış” bölümü kaldırılmıştı. Senelerdir yönetmeliklerde yer almış bu bölümün neden kaldırıldığına dikkat etmiş ve olsa olsa Türbanı serbest bırakabilmek amaçlı olduğunu düşünerek,”THY’de Türbanın yolu açıldı” başlığını atmıştım.
Bu haberimin hemen medya tarafından kullanılması karşısında THY basın sözcüsü Ali Genç ,THY’nin özel şirket statüsünde bulunduğunu belirterek bu uygulamayı savunmakla beraber bu yönetmelik hükmünün kesinlikle uçuş ekiplerine yönelik olmadığını beyan etmişti.
Evet…Bu doğru idi .Çünkü bu yönetmelik yer personeline yönelik çıkartılmış olduğundan,üniforma giymeyen personeline yönelikti.
Bu sefer sıra Üniformalı personele geldi ve ilk hamle 12 Temmuz 2011 tarihinde yönetmelikde aynı Türban yazmadan Türban serbestliği sağlandığı gibi bu seferde Atatürk-Bayrak demeden Atatürk rozeti kaldırılma isteği kabul edilmiş oldu.
Şüphesiz, bir kabin memuru veya kokpit personelinin resmi elbisesinin yakasına tuttuğu takımı veya üyesi olduğu siyasi parti-dernek vb.. Rozetini takması son derece mantıksızdır. Ancak bu yeni yönetmelikde Atatürk ve Türk bayrağı içeren rozetler hariç yazılmadıkca,ben hala THY basın sözcüsü Ali Genç’in “”Biz aslında bunu kastetmemiştik” diyerek verdiği demeci yetersiz bulmaktayım. Çünkü; Asıl olan basın bildirisi veya yalanlama değil, YÖNETMELİKDİR.
Yönetmelikte rozet yasaklanması bölümüne ”Atatürk ve Türk bayrakları” hariç diye şerh düşülmedikce tüm rozetler yönetmelik gereği hala yasaktır. Bu nedenle çok yakında mahalle baskısına hazır olunmalı…
Ancak bu rozet konusunun altında yatan bunla beraber ATATÜRK ün ve Türk bayrağının temsili olduğunda burada durup düşünmek gerekiyor. Kısaca; Sapla saman karıştırılmamalıdır. ATATÜRK sadece Türkiye’deki tüm vatandaşlarımızın tanıdığı bir lider olmayıp dünyanın her yerinde Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve yetiştirdiği büyük deha olarak tanınmaktadır. THY onun eseri olarak bu günlere gelmiş ve Türk Hava Yolları ismiyle tüm dünya ya TÜRK bayrağını ile uçmaktadır.
Atatürk bir simge olmayıp, Türk halkının özgürlüğünü,kahramanlığını,barış seven bir millet olduğunu tüm dünya ya ispat etmiş kurucu bir liderken. Atatütürk portreli ve Türk bayrağı tarzında yapılmış bir rozet en azından Türk vatandaşını rahatsız edemez ve etmemelidir de. Nüfus kağıdında “T.C “ yazan herkes bu müstesna kişiliğe ve onunla birlikte kabul edilmiş TÜRK Bayrağına saygılı olmak zorundadır.”TC”Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti simgeler.
Aslına bakacak olursanız; Bu haber Airporthaber de ilk yayınlandığında gerek okunma sayısı ve yorumlara baktığımda,gözlemlediğim kadarı ile müthiş bir ATATÜRK sevgisi olduğunu ve bu sevginin,adeta bir sel misali gittikce arttığını gözlemledim. Bir kez daha anladım ki; Bu ülkeyi bölebilmek ve içimizdeki ATATÜRK sevgisini ve saygısını bitirebilmek mümkün değil.
Bu yönetmelik umarım ki; THY basın sözcüsü Ali Genç in dediği gibi düşünülmeden yayınlanmıştır(!) .Yine umarım ki; Bu istek siyasi makamlarca THY’ye diretilmemiştir.
Sonuç olarak; THY personelinin ve bilhassa uçucu ekiplerinin bu konudaki duyarlılıklarına hayran kaldım. THY de herkesin gördüğü mail havuzuna isimleri ile yorum atarak bu uygulamayı kınayan kişilere hayran kalmamak mümkün değil.Hepsini canı gönülden kutlarım. Bunun yanı sıra; Yönetmelik değişir,değişmez Kabin memurlarının ATATÜRK rozatlerine saldıran THY’nin görevli demeye bile dilimin varmadığı,kabin hizmetleri başkanlığı yöneticilerine(!) de teessüflerimi sunuyorum.
Sanırım, Ali Genç in THY adına verdiği tekzip tarzı bildiri nedeniyle utanmışlardır. Bu yöneticiler umarımki, acele ve anlayamadığım bir zevkle kabin memurlarının yakalarındaki ATATÜRK rozetlerine saldırdıkları için pişman olup istifa edebilme erdemini de gösterebilirler.
Bekleyip göreceğiz…