Kara Afrika’yı dünyaya bağlayan bu destinasyonun açılışı bu nedenle hem THY, hem diğer rakip havayolu şirketleri açısından büyük önem taşımaktadır.
Türk Hava Yolları, geçen hafta birçok kişiye sıradan gelebilecek bir duyuruyla dünyanın yedi doğa harikasından biri olan Afrika Kıtası’ndaki Zambiya’nın başkenti Lusaka’ya yaptığı, ancak Covid-19 salgını nedeniyle ara verdiği seferlere yeniden başladığını açıkladı.
Kara Afrika’yı dünyaya bağlayan bu destinasyonun açılışı bu nedenle hem THY, hem diğer rakip havayolu şirketleri açısından büyük önem taşımaktadır.
Çünkü, THY’nin Afrika’da liderliği vardı. Çok mu önemliydi Afrika’daki bu liderlik?
Afrika, 30.37 milyon kilometrekarelik yüzölçümü ve 1 milyar 300 milyona yaklaşan nüfusuyla yoğunluk açısından dünyanın en büyük ikinci ve hızlı büyümeyle, kentleşme oranıyla dünyanın en genç nüfuslu kıtasıdır.
2030 yılına kadar 1.7 milyar kişiye ulaşması beklenen nüfusu ve bu artışın yüzde 80’inin şehirlerde yaşayacağı Afrika Kıtası ülkeleri birçok sektörde üretimi arttırarak sanayisini geliştirmektedir.
Afrika, petrol, doğalgaz, değerli maden tarım ve mineral kaynakları sayesinde önemli ticari fırsatlar sunan büyük bir pazar olma özelliğini de taşımaktadır.
Sadece Nijerya’nın 37 milyar varil petrol ve 5.7 trilyon metreküp doğalgaz rezervi olması, Afrika Kıtası, ekonomisinin çok önemli olmasının somut bir örneğidir.
Afrika veya Afrikalı diyerek deyip geçme lüksümüzün olmadığını adını yazdığım şu kurumlar ve onları yöneten Afrikalılar bize gayet iyi bir şekilde anlatsa gerek.
Birleşmiş Milletler (UN) Genel Sekreter Yardımcısı Amina Mohammed, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Başkanı Ngozi Okonjo, Petrol İhrac Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Başkanı Mohammad Barkindo ve benzer konumdaki kişiler Afrikalıdır.
Ekonomik anlamda böylesine önem arz eden bir kıtanın değerini yıllar önce doğru öngörüyle görerek, sefer yapılan ülke sayısını arttırdığında THY yönetimi suçlanmıştı. Doğrusu haksızlık edilmişti.
Dünyadaki 193 ülkenin 129’undaki 296 (İç hatlarla 342) noktaya uçarak en çok yere uçabilme başarısı gösteren THY, Afrika kökenli olmayan, dünyanın diğer önemli ve büyük havayolları arasında Afrika’nın 54 ülkesinden 42’sindeki 62 noktaya bu yaz sezonunda uçuş yaparak en çok sefer yapan havayolu şirketi olma rekorunu da eline alacaktır. Baktığımız zaman Angola, Benin, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Eritre, Ekvator Ginesi, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahili, Gabon, Gambiya, Gana, Gine, Güney Afrika, Güney Sudan, Kamerun, Komor Adaları, Kenya, Kongo, Libya, Madagaskarlar, Mali, Mauritius, Mısır, Moritanya, Mozambik, Şeyseller, Sierra Leone, Somali, Sudan, Tanzanya, Nijer, Nijerya, Ruanda, Senegal, Tunus, Uganda ve son olarak uçuş başlatılan Zambia ile tam 42 ülkede adını bilmediğimiz ve okumakta bile güçlük çektiğimiz tam 62 noktaya haftada 2 ile 21 frekans arasında değişen tarifeli uçuşlar yapılmakta ve yapılacaktır.
Hastalıklar, iç çatışmalar ve de politik gerginliklerin olduğu böylesine zorlu bir coğrafyaya bu kadar fazla uçuş yapabilmek çok büyük başarıdır.
Aslında sefer yapılan ülkeler yerine sefer yapılmayan Burundi, Botswana, Gine Bissau, Losotho, Liberya, Malavi, Namibya, Svaziland, Togo, Yeşil Burun (Cabo Verde) Adaları ve Zimbabve gibi sadece 11 ülkenin adını yazmak belki daha doğru olabilirdi. Yüzyıllar öncesi birçoğunun Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde bulunduğu bu ülkelerin birçoğuyla dini ve kültürel ortak noktalarımız vardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal havayolu şirketi olarak, THY ülkemizin çok önemli olan jeopolitik konumunu gereği gibi değerlendirerek 42 Afrika ülkesine sefer yaparak kara derili mazlum halkların kıtasını dünya ile buluştururken, onlarla olan kültür ve gönül bağlarımızı da güçlendirmekte. Bu da bayrak taşıyıcı şirket için önemli bir görev olsa gerek.
Belirtmekte yarar var ki, 2022 yılında, piyasa değeri bir önceki yıla göre yüzde 400 artarak 10.4 milyar dolara ulaşan THY, dünyanın en büyük on havayolu şirketinden biri olurken, halen 403 uçaklık (Bu sayı, 2023 sonunda 423’e çıkacaktır) filosundaki öz mal uçak sayısı da 100’e ulaşmıştır.
Emniyetli uçuşlar olsun.
musaalioglu@gmail.com
************************************************
Kaptan babası, uçak kazasında ölmüştü. Havacılığın gülen yüzü Aylin’i kaybettik
Takvimler 6 Şubat 1996’yı gösterdiğinde Türk girişimci Çetin Birgen’in kurduğu Birgen Air Şirketi’ne ait KT 301 sefer sayılı TC-GEN tescil işaretli Boeing 757-225 tipi uçak Panama Cumhuriyeti’nin Puerto Plato kentindeki Gregorio Luperón Havalimanı’ndan 13 mürettebat ve 167 yolcusuyla kalkış yapar. Gander-Kanada ve Berlin üzerinden Frankfurt’a gidecek olan uçak, kalkıştan 3 dakika sonra pitot tüpleri tıkandığı için 25 km. uzakta Atlas Okyanusu’na düşer. Kazada yolcuların deneyimli kabin ve kokpit ekiplerinin tamamı ne yazık ki hayatlarını kaybeder. Uçağın kaptan pilotu Ahmet Erdem, sektörde çok sevilen ve başarılı bir uçucu olarak tanınıyordu. Kaza, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük üzüntü yaratır. Kazaya üretici firma Boeing’in üretim hatasının neden olduğu ileri sürülür ve konu kapanır.
Kaza, uçak kazaları tarihinde yerini alır.
Kazadan iki ay sonra yaptığım Amerika seyahatinde okyanusu geçerken aklıma bu kazanın gelmesi beni de etkilemişti.
Aradan birkaç yıl geçmişti. Yeşilköy’de arkadaşım Ayla Aydın’ın işlettiği Laçin Cafe’ye, ağabeyi kaptan pilot Atilla Aydın’dan ötürü havacılar da sıklıkla gelirdi. İşte o sıralarda sempatik ve çok konuşkan bir hanımefendiyle tanıştık. Adı Aylin’di. O da havacılık sektöründeydi ve THY’de kabin amiri olarak uçuyordu. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, onun Birgen Air kazasında can veren Ahmet Erdem kaptanın kızı olduğunu öğrenince hem üzülmüş, hem de çok şaşırmıştım. Babasını bir uçak kazasında kaybeden bir genç kızın, havacılığı tercih edip her gün uçuşa gitmesi nasıl bir cesaretti.
Bu nasıl bir duyguydu, hep merak ettim.
Aylin, uçuşu bıraktıktan sonra yerde öğretmenlik yapmaya başladı. Çeşitli şirketlerde görev yaptı. Son olarak Antalya’ya yerleştiğini ve nişanlısı Jerry ile mutluluğa yelken açmaya hazırlandığını sosyal medya hesabında görüp sevinmiştim.
Babasının ardından kaleme aldığı içli ve duygulu mektuplardan birini aylar önce bu köşede ondan habersiz yayınlayınca beni ağlayarak arayıp teşekkür etmişti. Sosyal medyadan birkaç mesajlaşma haricinde bu onunla son konuşmamız oldu. Mutluluk fotoğraflarını görmeyi beklerken acı haberi Ayla arkadaşımızın mesajıyla öğrenince son yaptığımız o duygu dolu konuşma geldi aklıma. Gözlerim doldu, neşe ve kahkahası yüzünden hiç eksik olmayan dünya iyisi arkadaşım bir operasyon sonrası oluşan komplikasyon nedeniyle bu dünyadan ayrılırken de insanlığa bir iyilik daha yapıp, bedenini Tıp Fakültesi öğrencilerinin kadavra eğitimi yapmaları için bağışlamış. Tam da Aylin’den beklenebilecek bir hareket.
Sosyal medyada meslektaşlarının, eski çalışma arkadaşlarının kurmuş olduğu Emekli Kabin Memurları Derneği’nin (ARFAA) duyurusuna yorum yazanların güzel sözleri, iyi dilekleri, onun cennete gitmesini temenni edenlerin duygularını ben de paylaşıyorum. Ruhu şad olsun.
Olay Panama’da değil Dominik Cumhuriyeti Puerto Plata da meydanda gelmişti.