Değerli okurlar;
Geçtiğimiz günlerde bir gurup sivil havacılık okulu mezunu arkadaşlardan ‘’Uçak Bakım Elamanı’’ ve ‘’Bakım Mühendisliği’’ ve ‘’Uçak Teknisyenliği’’ unvan tartışmaları üzerine Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman tarafından meclise verilen 7/39882 sayılı soru önergesi ve önergeye MEB Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından verilen cevap ulaştı. Konuyu muhataplarıyla irdeleyip detaylı görüşme imkânı buldum.
1975 yılında THY’de göreve başladığımda, teknik bölümde askeri kökenli kişilerle, meslek lisesi ve çırak okulu mezunu kişiler çalışıyordu. Bizler teknik meslek lisesi mezunu olarak işe başladığımızda adeta kırmızı halılarla büyük bir gurur ve itibar ile karşılanmıştık.
1970’li yıllarda ülkemizdeki eğitim sisteminin eksiklikleri ve gerekse havacılık eğitimi veren okul ile teknolojik yetersizlikten dolayı havacılık sektörünün teknik eleman ihtiyacı yeterince karşılanamıyordu. Bizim gibi okul mezunu çalışanların teknisyen olarak istihdam edilmesi, o günkü çırak okulu mezunları veya askeriyeden gelen personel profili içinde çok önemli ve değerli bir adım olarak görülüyordu.
Bizler de asla, ‘biz mektepliyiz’ diye kendimiz ayrıştırmadan, havacılık sektörünün mesleki örf ve adetlerine yakışır biçimde usta-çırak ilişkisiyle onlardan mesleğimizin inceliklerini öğrenmeye ve bütün kısıtlı imkânlara rağmen büyüklerimizin değerli tecrübelerinden istifade ederek işimizi en iyi biçimde ifa etmeye çalışıyorduk. Usta-Çırak ilişkisi uçak teknisyenliği mesleğinin ‘olmazsa olmazıdır.
O yıllarda filomuzdaki uçak ve personel sayısının bugünkü kadar büyük olmaması nedeniyle nerdeyse herkesin birbirini tanıma, daha sıcak ve güçlü ilişiklerle bir bağ kurma fırsatı vardı. Bu ilişkiler mesleki ve kişisel eksikleri olanların da kendi içinde yoğrulmasına ve zamanla mesleği daha iyi öğrenip olgunlaşmasına da imkân veriyordu. Ayrıca, bu birliktelik mesleki kültür, dayanışma ve mesleki saygınlığın korunmasında çok önemli rol oynar, yeri ve zamanı geldiğinde birlik ve dayanışmaya içinde ortak hareket etme kabiliyeti de sunardı.
Çok şükür yıllar içinde ülkemizde de havacılık sektörü hızla gelişip şirketimiz daha büyük bir filoya, yeni teknolojilerle daha güçlü değişimlere ve gelişimlere şahitlik etti. Bizler o günkü kısıtlı imkânlarla şirketimize ve sektörümüze büyük hizmetler vermeye, bayrağı bizden sonraki genç kardeşlerimize gururla devretmeye çalışmış ve bunda da muvaffak olmuştuk.
O senelerde, ilk defa bizim dönemimizde kurulan müşteri uçaklarına hizmet vermek üzere bir departman kurulmasına öncülük ederek ilk şefliğini yapma şerefine nail oldum. Bugünlerde müdürlük statüsüne terfi etmiş bu bölüm, yabancı uçaklara ve iş jetlerine bakım hizmeti vererek büyük kazançlar sağlamakta.
İşte Müşteri Uçakları Bakım Müdürlüğünün tohumları o günlerde atılmıştı. Çünkü o zamanki THY devlet şirketi hüviyetinde olduğundan kendi yağımızla kavruluruz mantığında pek de dışarıya açılmaya ve para kazanmaya odaklı değildi. Biz çalışanların, üst yönetimi çok büyük ısrar ve çabalarımız sonucunda ikna ederek bu bölümün kurulmasına vesile olduk. Verdikleri güçlü destekle kurduğumuz güçlü ekiplerle, o günkü mektepli çocukların büyük bir özveri ve çabası sonucunda şirketimiz çok kârlı ve çok güzel işlere imza attı. Bu güzel ve huzurlu çalışma ortamımız Bay Hamdi denilen yöneticinin THY’nin başına gelmesi ile bozuldu. Hayatında uçağı sadece seyahat ederken gören bu kişi maalesef THY’nin en üst kademesine yerleştirilmişti.
Bay Hamdi döneminin plansız ve orantısız büyümesi karşısında bir anda oluşan yetersiz personel ihtiyacı, mevcut havacılık okullarının yanı sıra Meslek Yüksek Okulları ve Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarına birkaç aylık TYP kursları verilerek karşılanmaya çalışıldı. Onu da o zamanki yetersiz ve beceriksiz yönetim, yapmaya çalıştıklarını yüzlerine, gözlerine bulaştırıp halen etkisi süren büyük sorunlara neden olunca ne yazık ki mevcut karmaşa kaçınılmaz oldu. (HABOM saçmalığı)
Aslına bakacak olursanız, HABOM’un kurulma amacı sadece personel maliyetini düşürmek amacı taşıyordu ama zamanla beceriksiz yönetim yüzünden faydadan çok zararı oldu. Gereksiz HABOM uygulaması, gerek sendikal birliğe ve gerekse çalışanların hak kayıplarına, ücret dengelerinin altüst etmenin yanı sıra şirkete de milyonlarca dolarlık zarara yol açtı. Kısaca o zamanki bir delinin kuyuya attığı taşı hala yeni yönetimler bile çıkartamaya çalışıyor. Çünkü Tekniğin eski ve verimli dönemini şimdiki yönetimin bilmesi imkânsızdı. Kısaca o delinin kuyuya attığı taş halâ çıkartılmış değil.
Mevcut durumda, THY tekniğin çalışan profili gittikçe daha eğitimli ve donanımlı gençlerle yükselse de, ücret ve çalışma imkânları gittikçe kötüleşip, koşullar daha da kalitesizleştirildi.
Artık sektörümüzde insansız hava ve uzay araçlarına hizmet verildiği bir çağda, tabii ki bu çağın ihtiyaçlarını karşılayacak daha donanımlı gençlere ve onları yetiştirecek çok kıymetli okullara ve üniversitelere ihtiyaç var. Fakat üzülerek görüyorum ki bunu da beceremeyip yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz. Havacılık liselerine, Havacılık Meslek Yüksek Okulu ve Lisans eğitimi veren Sivil Havacılık Yüksek Okullarına çok yüksek puanlarla girmiş, büyük umut ve beklentilerle okumuş zeki ve başarılı gençlerimizin; yok lisans alma koşulları, yok modül muafiyetleri, yok mesleki unvan tanımlamaları vs derken yıllar içinde inim inim inletilip heba edildiğini üzülerek gözlemliyorum.
Aynı şey Teknik Eğitim Fakültesi ve diğer lisans mezunu arkadaşlar içinde geçerli. Kendi içinde yetişmiş insan gücünden faydalanmak yerine Uzman, mühendis sınavlarında dışlayıp kısıtlı bir alana mahkum ediliyorlar.
Türkiye de havacılık okulları her düzeyde, birçok lise, yüksekokul ile mühendislik fakültelerine giriş puanın üstündedir. Bu çok yüksek puanlarla havacılığı tercih etmiş gençlerimizi bu şekilde heba etmemeliyiz. Onların mesleki ve kişisel gelişimlerinin önünü açmalıyız. Haklı ve ısrarlı taleplerine kulak verip, hak ettikleri değeri ve itibarı onlardan esirgememeliyiz diye düşünüyorum. Aksi takdirde onlardan yeterince istifade edip ülkemize ve sektörümüze artı bir değer katamayacağız.
Bu gençleri, aldıkları eğitimin müfredatına ve yaptıkları işin tanımına uygun, uluslararası düzeyde kabul görmüş yeni kavramları ve yeni tanımları inceleyip, sektörümüze kazandırabilirsiniz. Bu konuyu bütün muhataplarıyla birlikte, konuşup tartışmaktan yeniçağa uygun kavramlarla tanışmaktan korkmamalısınız.
Türkiye’de teknisyen kavramının teknik meslek lisesi mezunlarına getirilen bir tanım olması, bugünkü üniversitelerden lisans ve yüksek lisans düzeyinde mezun olan personel profilinizin kariyer ve sosyal yaşamdaki beklentilerini karşılayamıyor olmasını ve kısır çatışmalarla tartışmalara neden olmasını çok iyi anlayabiliyorum.
Bu gençler kendilerini kandırılmış ve aldatılmış olarak görmekteler. Tabii ki Onları şirket kandırmadı. Onları yanıltan, bilgisiz ve “var mı var” mantığında açılmış yetersiz okullarımız ve aynı zihniyetin YÖK deki uzantısıdır.
Neticede herkes yine aynı işini, yine gereğince aynı biçimde yapmaya devam edecektir ama onlara hele ki aidiyet duygularının bu kadar çok yıprandığı, pandemiyle ücretlerinin düşürüldüğü, çalışma koşullarının daha da zorlaştırıldığı ve bu kadar fedakârlığın yapıldığı bir dönemde, en azından sosyal hayatlarında ve çalışma yaşamlarında kendilerini daha değerli hissettirebilirsiniz.
Onların iş, ücret ve sosyal haklarını yükselterek motive edip, onore edeceğiniz yerde ücretini düşürmek için; uzmanı memur, mühendisi uzman, teknisyeni boyacı ve yardımcı işçi statülerinde istihdamla tanımlayarak unvanlarını ve ücretlerini düşürmenin kime ne faydası olabilir ki… Çalışanların moral ve motivasyonunu yok ederek asla başarılı bir sonuca varamazsınız.
Böyle bir kariyer yönetimi anlayışıyla onların kendilerini daha değerli hissetmeleri ve işlerini daha büyük keyifle yapabilmeleri ve daha verimli olmaları mümkün mü? Şimdi THY yönetimi bu saçmalığı biz yapmadık diyeceklerdir. Aslında haklıdırlar. HABOM hariç, gerçekten bu saçmalığın THY yönetimi ile ilgisi yok.
Bana göre suçlu; YÖK ve pıtrak gibi yeterli olup olmadıklarına bakılmaksızın kurulan okullarımız ve onların yönetimleridir.
Tabi bu konu, Sivil Havacılık Okulu mezunlarıyla hem YÖK’ün hem ilgili bakanlıkların ve eğitim kurumlarının da hep birlikte etraflıca konuşup üzerinde tartışması ve çözüm üretmesi gereken de bir konu… Ancak ben, havacılıkta işleyen sistemi bilmeyen bu kişilerin, mevcut sorunu çözeceğine pek de inancım yok. İnşallah çözerler de ben şaşırırım.
Bu arkadaşlar, Bakım Mühendisliği için eksik görülüyorsa müfredat, üniversitelerde sürekli eğitim merkezlerinde Mühendislik Tamamlama eğitimi gibi ek bir seçenek de sunabilirler.
Veya görev tanımlarını eğitim durumlarına göre yeniden revize edebilirler. Yani uçağınıza bakımı veren kişilerin Bakım Uzmanı ya da Bakım Mühendisi olarak tanımlanmasının sizin açınızdan ne sakıncası olabilir ki? Yeter ki onların ücret ve iş skalalarını buna uygun düzenlenebilsin.
Aslında bunları yazması, peşinde koşması gereken en son kişiyim. Bu görev sözde dernekçilik yapmaya çalışanlar ile sendikalarının işi. Ancak onlar da benden fazlasını yapamıyor. Boşa yazıp çiziyorlar. Hâlbuki her ne kadar sözde dernekler de olsa, UTED ve ATA ve sendika yönetimleri, öyle yazıyla falan değil, bizzat Ankara’ya gidip yetkililerle randevu oluşturup bu sorunu ortak bir iradeyle çözmek zorundalar. Madem bu görevlere soyundunuz ve üyelerinizden aidat alıyorsunuz o halde öncelik tabii ki sizlerin.
Yine darılacaklar ama, derneklerinizde ve sendikanızda bu konunun çözülebilmesi için yeterli bir vizyon göremiyorum. Bugüne kadar yapılmış ne bir çalışma ve nede objektif bir çözüm arayışları olmuş mu? YÖK veya bu arkadaşları mezun eden üniversite veya yüksekokulların yönetimleri ile görüşmüşler mi? Bu işi kurtarmak yazı ile olmuyor.
Bu arkadaşlarımızın teknisyenlik veya işçilik ünvanlıyla ilgili bir komplekslilerinin olduğunu sanmıyorum. Ama yıllarca aldıkları eğitimlerin ve harcadıkları emeğin karşılığında onları motive edecek yeni bir yaklaşıma ve mesleki anlamda yeni tanımlara, yeni kavramlara ihtiyaç olduğu kesin. Çünkü bu mağdurum diyen arkadaşlar kendilerini kandırılmış görüyorlar.
Ne yazık ki, arkalarında onları destekleyecek kimseleri de yok.
Teknik AŞ’nin yeni genel müdürü, unvan konusunda ilk etapta belki bir şey yapamaz ama ücret skalaları ve yeni unvan tanımlamaları konusunda etkili olabilir. Örneğin; Uçak Boya Personelinin ıd kartına inşaat işçisi gibi sadece ‘’boyacı’’ yazmamak çokta zor olamasa gerek.
Eğer artık eskisi gibi teknik lise veya sanat enstitülerinden personel almıyorsanız, aldığınız okulların ve üniversitelerin layığında bir yaklaşım ve istihdam politikası izleyebilirsiniz. Bunu da iş ve ücret dengesi güderek ayrışmalara ve yeni çatışmalara mahal vermeden, yaklaşan toplu iş sözleşmenizde sendikalarınız aracılığıyla da yeniden gündeme getirip gözden geçirebilirsiniz.
Arkadaşlar; aranızdan gelen genç ve donanımlı yeni bir Genel Müdür atandı. Sizin için bence bu yeni dönem yeni ve güçlü fırsatlar da sunabilir.
Umarım bu değişim, Teknik A.Ş deki mutsuzluklara ve huzursuzluklara karşı gerekli hassasiyetin gösterildiği, üst üste yığılmış sorunların çözüme kavuştuğu, güçlü ve hızlı yükselişlerin yaşandığı bir döneme vesile olur.
Her zaman genç ve donanımlı yöneticilerden daha aktif daha duyarlı ve insan odaklı, yüksek vizyonlu bir yöneticilik umulur. Eminim sizler de bu fırsatı değerlendirip, derdinizi doğru anlatıp, iyi bir iletişim kurabilirseniz, haklı önerilerinize ve dengeli taleplerinize yüz çevrilmeyecektir diye umuyorum…
İyi haftalar…
Lisansı, yetkiyi aldıktan sonra bunlar bana ne demiş hiç umurumda değil eleman makinist vs vs . kendinizi geliştirin insanların size taktığı unvanlara takılmayın.
Her cümlesi cok önemli ve değerli. Teşekkürler sefa abi keşke senin dışardan görebildiğini bizim içerdeki körlerde görse. Bu zihniyet yüzünden türk havaclığı gelişemiyor. 9000 bin kişilk bir şirketin 6000 den fazlası mavi yaka bakım personeli abi . Asıl Parayı kazandıran işi sırtında taşıyan kişilere karşı bu tepeden kibirli bakışı, bu kadir kıymetsizliği hazmedemiyoruz. Zorla dayatılmış bir sendika ve içi boşaltılmış bir dernekle sesimizi duyuramıyoruz. Her gelen haklarımıza ve emeğimize bir bıçak saplayıp üzerimizden geçiyor. Bırakın ünvanı, iadeyi itibarı kesilen maaşımlarımızı bile geri alabilecek çap yok bunlarda.
Sefa Bey merhaba,Malum site sahibi Ali kidik midir yoksa başka bri sey mi bilemiyorum ama biz teknisyenler adına önce yazıcağı yazının savunmasi ya da tepkisini teknisyene yüklüyor “Thy TEKNIK te mikail Akbulut dalgalanması diye” daha sonra ne manidardır ki bir gün sonra THY de Mikail Akbulut’un hızlı yükselişi nasıl oldu diye ? haber yapıyor kendi yorumlarını ekliyor .Ya bu kadar mi bir insan yüzsüz olurda topu teknisyene atıp arkasina saklanır.Sizden ricam bu adam hakkında tekrar ne iki yüzlü olduğunu ve birilerinin arkasına saklanarak çomak soktuğunu hatırlatır mısınız ? Anlaşılan kendisi unutmuş.Saygılarımla.MUSTAFA
Bakım Mühendisliği hususunda hiçbir eksik yok. Israrla kanunsuz bir unvan dayatmak için Uçak Mühendisliği müfredatı ile mukayese yapılıyor. Daha önce de 4 yıllık bölümü 2 yıllık gibi gösterip Eleman unvanını dayatarak suç işlemişlerdi. Bu Lisansiyer unvanını uyduran da İTÜ ve en acısı Erciyes ve İskenderun Teknik Üniversitesi Uçak/Hava Aracı Bakım Mühendisi unvanını YÖK’e önerirken ESTÜ, İTÜ’ye bağlı 2 yıllık bir MYO gibi davranarak İTÜ ile ortak hareket etti. İşte yeni hukuksuz karar: 27.04.2021 tarihinde ÜNVAN BİRİMİ tarafından cevaplanmıştır:14.04.2021 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında incelenmiş ve 2547 sayılı Kanun’un 2880 sayılı Kanun’la değişik 43/b maddesi uyarınca; Üniversitelerarası Kurul’un görüşü dikkate alınarak;a)Türkiye’de eğitim veren, Sivil Havacılık Yüksekokulu Havacılık Elektrik ve Elektroniği Programı, Uçak Elektrik-Elektronik Programı, Uçak Gövde –Motor Programlarının ders içerikleri incelendiğinde, mühendislik eğitiminin temeli olan “tasarım bileşeni” içerikli bir dersin ya olmadığı veya yetersiz olduğu, eğitim planlamasının “Havacılık Bakımı” konusunda “personel” yetiştirmek amacıyla yapıldığı anlaşılmış, ayrıca söz konusu programlarda, Uçak Mühendisliği programında bulunan Kimya, Mukavemet, Otomatik Kontrol, Makina Elemanları ve Uçak Tasarımı konularındaki zorunlu derslerin olmadığı ve Matematik, Dinamik ve Aerodinamik derslerinin kredi bakımından yetersiz olduğundan Sivil Havacılık Yüksekokulu “Uçak Elektrik-Elektronik”, “Havacılık Elektrik ve Elektroniği”, “Uçak Gövde – Motor” programlarından mezun olanların “Mühendis” unvanını kullanmalarının uygun olmadığına ayrıca bu ve benzeri başka yerde unvanları tanımlanmamış tüm lisans programı mezunlarına spesifik unvan belirlenmesinin mümkün olmadığına, bununla birlikte ilgililerin lisans programı mezuniyetleri göz önünde bulundurularak “ilgili dalın lisansiyeri” olarak tanımlanmalarının uygun olduğuna,b)Söz konusu programların lisans seviyesinde olduğu, lisans mezunu olarak yeterlik ve yetkinliklerinin ilgili önlisans mezunlarının yeterlik ve yetkinliklerini kapsadığı ve bunun da üzerinde olduğu dikkate alınarak, bu alanların mezunu teknikerlere sağlanan haklardan yararlanabilmeleri için ilgili lisans programı mezunlarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun’da Teknik Hizmetler Sınıfında yer alabileceklerinin Çalışma Genel Müdürlüğü’ne önerilmesine,karar verilmiştir.Başvurunuz ile ilgili tüm işlemleri CİMER’in internet adresinden takip edebilirsiniz.
Sefa Abi senin sayende evimi arabamı aldım. Senin zamanında uçak teknisyeninin değeri vardı. Bugünlere bakıyorum da ne kadar şanslı bir nesilmişiz diye şükrediyorum. Senin aleyhine konuşacak bir tek kişi bulamazsın. İyi ki senin zamanında teknisyenlik yapmışım. Şimdiki nesil gençlerine bakıyorum ve şaşırıyorum. Ne kadar şanssızlar pırıl pırıl gençler harcanıyor. sendika sözde var dernek hiç yok. THY Genel müdürü Tezcan beyle tartışmanı hiç unutamıyorum koskoca Genel müdüre özür diletmiştin. Şimdilerde bakıyorum uçak teknisyenine amele gibi bakar olunmuş. Yazık olmuş çok yazık. İnşallah bir gün uçak teknisyeni olduklarını hatırlarlar.
BİLİYORUM BÜYÜK UMUTLARLA GİTTİN BU BÖLÜME. SANA İŞ VAR DEDİLER MAAŞI İYİ DEDİLER İHTİYAÇ VAR DEDİLER SENDE YAZDIN. KANDIRILDIN GÜZEL KARDEŞİM. PANDEMİDEN 5 YIL HİÇBİR BİRİME İŞE ALIM YAPILMAYACAK. SİVİL HAVACILIKTA İŞE GİREMEYECEKSİN. 5 YIL SÜRÜM SÜRÜM SÜRÜNCEKSİN. 30 YAŞINA GELDİĞİNDE İŞLER DÜZELDİĞİNDE 5 YIL BOYUNCA 10 BİNLERCE MEZUN BİRİKCEK SENI İŞE ALMAYACAKLAR TAZE MEZUNLARI İŞE ALCAKLAR. SEN ÜNVANMIŞ, İŞMİŞ, HUKUKMUŞ, MÜCADELEYMİŞ UĞRAŞMA GÖRMEZDEN GEL KARDEŞİM OTUR PC BAŞINA OYUN OYNA, MAL GİBİ DUVARLARI İZLE BEKLE DURUM DÜZELCEK GÖKDEN ZEMBİLLE İŞ YAĞACAK CEBİNE BOL 0 LI MAAŞLAR GİRCEK DİYE ÇOK BEKLERSİN. BAK ŞU ANDA ÇALIŞANLAR 3 4 BİN TLYE İNŞAAT AMELESİ GİBİ ÇALIŞIYOR. EVİNE GELEN BOYACIYA SENDEN DAHA ÇOK DEĞER VERİYORLAR ŞİRKETTE. 3 5 AKEDEMİSYEN MAAŞ ALCAK DİYE BAK HAYATINI NASIL KAYDIRIYORLAR. İŞLER AÇILINCA İLK SİZİ İŞE ALCAKLAR, ŞU UNİVERSİTE MEZUNLARI AYRIDIR, BOŞVERİN ÜNVANI DİYE KANDIRMASINLAR SENİ AÇ GÖZÜNÜ ARTIK KARDEŞİM. KAFANI KUMA GÖMME SEKTÖRÜ ARAŞTIR , MEVZUATI OKU, YASALARI OKU, HAKKIMI NASIL ARARIM DİYE DÜŞÜN BUNUN MÜCADELESİNİ VERENLERE YARDIMCI OL YOKSA ÖMÜR BOYU SÜRÜNECEKSİN.
Sefa bey teknik eğitim mezunu bir teknisyen olarak yazıyorum teknik as de çalışırken mühendislik bitirdim hayalim teknik as de mühendis unvanına geçmekti lakin teknisyen olup sonradan mühendislik bitiren kişilere şirket hiç değer vermiyor dışarıdan alınacak mühendislere yaptığı sınava bile bizleri koymuyor bu nasıl bir korkudur teknisyenin başarısından bu kadar korkan bir sirket daha var mı dünyada herhalde bu tür durumlar sadece bizim ülkemize has bu konuya da değindiğiniz için teşekkür ederim iyi ki sizin gibi insanlar var
O gün ellerim kırılsaydı da şu okulu tercih etmeseydim diyorum hayatımın hiçbir döneminde bu kadar mutsuz olduğumu hatırlamıyorum gençler tüm samimiyetimle söylüyorum ki birinci ikinci sınıf olan bıraksın tekrar hazırlansın verilen emeklerinize değmez ne sandığınız mesleki saygı var ne de umduğunuz maaş 20 25 yaşında adamların belleri fıtık dizleri menisküs oldu babanız ananız sizi sanayide çırak olmayın diye okuttu ya geçmiş olsun burada 30 yaşınızda sanayi çırağından beter olacaksınız şef basteknisyen müdür vs onların gözünde sadece birer kellesiniz mühendislik dersleri aldın dilin var falan filan bunların burada açık konuşayım hiç bir önemi yok lise mezunu ndt gelip sana yakıt tankında bostik kazıtacak vb örnekler sayarım bitmez yaptığım iş ağrıma gitmiyor yanlış anlaşılmasın lakin yaptırılış tarzı sorunlu burada askeri düzen var profesyonel bir ortam beklemeyin deverecilik usulü; ayrıca buradaki çalışanlara laf atmak gereksiz uçak lisesi mezunu kendini yetistirmis çok iyi çalışma arkadaşlarımız var patatesler de bu okul mezunları için de geçerli ortada bir sistem sorunu var ya bu okulları kapatın ya da hak edilen unvanı verin kendine burayı uygun görmeyen adam gitsin kariyerini farklı yönde çizsin insanların 5 senesini çöp saymaya kimsenin hakkı yok teknisyene değer verir vermez şirketin kendi politikası benim şirkete tek eleştirim iç ilanlarda bu okul mezunlarına engel olması mühendis uzman kadrosuna biz de basvurabilmeliyiz diye düşünüyorum typ ile otomotiv mobilya mezunu adam uçak teknisyeni olabiliyorsa madem mühendislik dersleri almış uçak üzerinde tecrübeli dil yeterliliği olan personel değerlendirilse kadrolarda çok daha faydalı olmaz mıydı neyse çok uzadı sonuç olarak bu insanlar hakkı olan şeyi istiyor sadece yok vermezuk kafasında eşkıyalıkta diretecekseniz üç beş akademisyen bozuntusu maaş alacak diye bir insanların senelerini yemeyin tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan ülke kaynaklarını bu boş binalara akıtmanın lüzumu yok sizden ricam tercih dönemi çocuklara bu bölümleri anlatın bari biz gittik bizden sonrakiler hiç olmasın.
Şimdi bu yazacaklarım kim önemser neye yarar bilmiyorum ama vijdan azabı çektiğim için çaresizlikten yazıyorum 2017 mezunu oğlum Bağcılar uçak bakım mezunu çok büyük imkansıza okulu bitirdi oğlum biz mezun olduğumuzda 3 havalimanı yapil misti çok teknisyen alınacak dendi oğlum universiteyi farklı bir bölümü sectiki eğer isim olmazsa ikinci bir mesleğim olsun diye büyük uğraştan sonra 2020 sonlarında açılan THY gimege hak kazandı fakat işe başlamadan önceki eğitim almaları gereken izmitteki Kocaeli üniversitesi deki egitime gitti 1 ay kurs gördü pandemi patlak verdi ara verildi 6 ay ara verildi 6 sonunda oğluma Neil geldi sizleri 2021 pandemiden dolayı istihdam edemiyoruz ileriki yaşamımızda başarılar dileriz diye benim oğlum gibi bir çok evladın durumu ne olacak buraya bu satırları yazarken çektiğim izdirabi kim anlar bilmiyorum çünkü çocuğumu ben bu okula gitmesi için ben yönlendirdim onun için çok üzgün ve çaresizim çünkü biz bu yolda oraya girebilmesi için benim çocuğum çok mücadele verdi maddi imkansizlikla okudu o liseyi bitirdi ben bir anne olarak gök yüzünde ucankustanbile oraya girebilmesi için meded umdum benim oğlum halen cabaliyo ama malesef halen boşta artık umudumuzda kalmadı pandemi bütün umutları bitirdi burda pandemi öne sürülerek orada çalışan çocuklarımın maaş ve işlerindeki sorunlarına kimsenin kulakverme.mesi bu çocukların malesef islerinden sogumalarina ve verimsiz olmalarına sebeb. Verebilir yetkililerin kulak vermesi lazım size çok teşekkür ederim bu meslekteki sorunları kaleminize aldığınız için neye yarıyacaksa okuduğumda bizim derdimiz kaleme alınmış dedim ve bu satırları yazma ihtiyacı duydum
Uçak Teknisyenliği, her geçen gün sanayi klasmanına doğru gidiyor. Bence THY’nin uzun zamandır istediği de buydu. Adım adım başarıyorlar. Amerika da olsun, yabancı ülkelerde olsun el emeği verilen işler, üst klasman, biz de ise tam tersi görülüyor ki uçak teknisyenliği hem fiziki, hem zihinsel yapılan bir iş. Ne diyelim Allah sonumuzu hayır etsin. Uçak Bakım Mühendisliği, konusuna gelirsek, bu unvan er ya da geç alınacak ama bir seneye, ama beş seneye, ama 10 seneye. Neden derseniz o kadar çok mezun var ki, senelik sadece 4 yıllık okul mezunu 1100 mezun vermeye başladı. Kim alacak Allah aşkına bu kadar mezunu, çocuklar bakacak iş yok, ünvan yok. Okullara baskıya başlıyacaklar. Konu er yada geç olması gerektiği gibi düzelecek. Bakalım hayırlısı. Başka bir sorun ise, yöneticilerin, bakımı uygulayanların halinden bir haber olması, alakasız bir mühendis atanıyor. Sahadaki adam neler yaşıyor haberi yok ki. Vuruyor kırbacı, vuruyor kırbacı. Gözlemlerime göre gitgide kötüye gidiyor durum. Sahadaki parlak arkadaşlardan muhakkak ve muhakkak yönetici çıkmalı yoksa bu böyle gitmez. Sefa abi, inşallah dediğin gibi bu zatı muhteren birşeyler yapar Saha personeline. Tek umudumuz bu yöndeEllerine sağlık. Sektördeki durumu dobra dobra konuşan bir sen varsın.
Bölümler Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesinde büyük ölçüde şu an. Buna dikkat edilirse güzel olur. Zira kanuna aykırı şekilde Eleman diye bir unvan uydurup suç işleyenler, daha 2 yıllık Sivil Havacılık Meslek Yüksekokulu diye bir yalan ortaya atmıştı. Lütfen dikkatli olalım
Ağzına sağlık abi
Sefa Beyin işin mutfağından geldiği yine yazısına yansımış. Büfeci gibi araştırmadan etmeden saldırmamış bizlere yol göstermiş. Ağzına sağlık abi inşAllah teknisyenin ve şirketin halini gören bir yönetici olacaktır Mikail bey.
Typ shyo önemli değil de uçağa elektrik veremeyen kabin koltukla aynı maaşı almak koyuyor
Sanırım Fadıl beyden bahsediyorsun ikramiyeyi kaldırıp düşük maaşla çalıştırmaya meraklı bir o hesap uzmanımız var. Bence isimlerini yazın ki bilmeyenlerde duysunlar bu kişileri.
bu sendika, bu dernek ve bu yöneticilerle itibar bekleyenler 2053 beklesin :) tis de olanı kaybetmeyinde
HERKES İLK FIRSATTA KAÇAMANIN DERDİNDE. HERGÜN AYAKLARIMIZ GERİ GERİ ATIYOR. YAZIK KOCA ŞİRKETİ ÖLÜ İŞÇİ MEZARLIĞINA ÇEVİRDİLER. ELLERİNDEN GELSE TAŞERON OLARAK ÇALIŞTIRACAKLAR. HOŞ ONLARDAN AŞAĞIYA DA DÜŞTÜ MAAŞLAR. SEN ŞİMDİ BUNLARA YENİ KAVRAM, YENİ YAKLAŞIM DİYORSUN ABİ, İSMİ ANMAK İSTEMEDİĞİM ZATIN ELİNDEN GELSE İKRAMİYEYİ KALDIRIP HERKESİ AYNI DÜŞÜK MAAŞ TEK ÜNVANLA ÇALIŞTIRICAK.
Tebrik ederim abi, Yıllardır kanayan bu yaramızı ve anlatmadıklarımzı çokda güzel özetlemişsiniz. Umarım yeni genel müdürümüz bu sıkıntılarımızı anlar ve bizi bay hesap uzmanın dişleri arasında bırakmaz.Aşağıdayken kızıp eleştirdiği konulara artık ondan çözüm bekliyoruz. Haklısınız bu yandaş sendikadan ne de yalandan yere laf güzarı dernekten bi umudum yok. Bizi inşaat ve sanayii işçisi gibi bakanlarla Teknik toparlanamaz.
Okumuş olmanın ve Meslek sahibi olmanın en değerli zamanlarında görev yapmışsınız. Şimdi hiç bir işin değeri yok
Sevgili kardeşim; 1975 öncelerini bilemem ama ben THY de şimdiye kadar torpilsiz genel müdür olanı görmedim. Whatsapp veya telefonla bana isim verin sorun size kimden torpilli geldiğini söyleyeyim. Artık bu makamlara gelişlere alıştım. THY her ne kadar özel şirketin diyorsa da hiç bir zaman siyasi hükümetlerin THY’nin üstünden elini ayağını çektiğini görmedim. Sanırım kendilerinden başkalarına güvenemiyorlar. Bu nedenle eskileri nasıl kabul etmek zorunda kalmışsak şimdiki iktidar partisinin getirdiklerine de sesiz kalmayı uygun görüyorum. Yapacak bir şey yok. Bu eskiden de vardı şimdi de var ve yarında aynısı olacak. Bu nedenle laf ola beri gele tarzı eleştirmiş olmak için eleştirmeyeceğim. Umarım ve dilerim ki her ne kadar siyasi telkinlerle atandıysa da teknik camiada iz bırakacak hamleler yapar. Örneğin Cem Kozlu ve Yusuf Bolayırlı gibi ( Onlarda o zamanın siyasi partililerinden torpilli idiler.) Takipçisi olacağız iyi yaptığını alkışlayıp kötü yaptığını buradan tabii ki eleştireceğiz. Şu anda kredisi var ve kredisini iyi kullanacağını sanıyorum. Hayırlı olsun diyelim. SEFA İNAN
Mükemmel üstü bir makale olmuş. Tamamına katılıyorum. Sektörün daha doğrusu tekniğin içinden geldiğiniz belli. Mikail beye laf atmamışsınız. Sanırım bekleyip görelim diye düşündünüz ki buda işin doğrusu. Ayrıca siz eski bir THY çalışanı olarak genel müdürlerin hiç torpilsiz gelenini duydunuz mu? Lütfen cevap verin bende merak ediyorum.