THY YÖNETİMİ NİÇİN SİLAHLANDI?
Konuyla ilgilenenler bilirler. Silah ruhsatı almak sıradan yurttaşlar için zordur. Kırk dereden su getirirler. Ama 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yasa ve buna bağlı çıkartılan Yönetmeliğe baktığınızda önüne gelene silah ve ruhsat verildiği gibi bir izlenime kapılırsınız. Sürü sahiplerinden arıcılara, muhtarlardan veznedarlara, dağ başındaki elektrik santralleri ve TRT vericilerinde görevli teknisyenlere kadar herkes silah taşıma hakkına sahiptir. Şener Şen’in Namuslu filmini izleyenler “namuslu” veznedarın çakaralmazının bir işe yaramadığını görmüşlerdir. Aslında, silah ve ruhsat verilecek kişilerin çokluğu, devletin “ben sizi koruyamıyorum. Alın size silah, kendinizi koruyun” demekten başka bir anlam taşımaz.
Silah Taşıma Ruhsatı almak için diğer şartlara sahip değilseniz en kestirme yol “Can güvenliğidir.” Yani can güvenliğinizin tehdit altında olduğunu ispatlayabilirseniz ruhsatı kaparsanız. Tabii bununla ilgili belge ve bilgileri de dilekçenize eklemeniz kaydıyla. Sorumluluk sahasına göre polis ve Jandarma gerekli araştırmayı yapar, sonucu Valilik makamına bildirir. Takdir Valinindir.
THY Yönetimini kimler tehdit etti?
Bu girişi neden yaptık? Sebebi basit..2007 yılında THY Yönetim Kurulu bir karar alarak Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, Başkan Vekili Hamdi Topçu ve Genel Müdür Temel Kotil’e ruhsatlı silah taşımasının gerektiğine karar verir. Gerekçe ilginçtir: Can güvenliğinin temini… Yani, sayılan 3 yöneticinin can güvenliği yoktur veya tehdit altındadır.
Peki, kim veya kimler tehdit etmektedir bu 3 güzide yöneticiyi?
Diğer 4 yönetim kurulu üyesi kendileri açısından hayati bir risk görmezken Karlıtekin,Topçu ve Kotil hangi tehditlere maruz kalmıştır? Böyle bir tehdit varsa, niçin Emniyetten koruma talep edilmemiş ve bu işin profesyonellerine canlarını emanet etmemişlerdir? Soruları çoğaltmak mümkün… Neden, O süreçte devam eden ve grev oylaması ile sonuçlanan TİS görüşmeleri ise, THY yöneticileri çalışanından veya legal sendikadan mı korkmaktadır? Bu soruların hepsinin cevabı mutlaka İstanbul Emniyetinde vardır. İnanıyoruz ki, Emniyet bu konuları ve varsa belgeleri (tehdit telefonu kayıtları, ihbar mektubu veya mailleri gibi) titizlikle inceleyip konuyu Vali beye arz etmişlerdir.
Ruhsatları Vali Güler verdi.
Güzide THY yönetiminin silah ruhsatı başvurusunu yaptığı sırada İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’tır. Tesadüfe bakın ki, Cerrah’ın Fizik bölümü mezunu kızı Zeynep Gözde Cerrah o tarihte THY Satış Pazarlama’da uzman olarak işe alınmıştır. Emniyetin araştırma ve soruşturmasından sonra “Taşıma Ruhsatı” verilmesini onaylayan İstanbul Valisi kimdir?
Daha sonra İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturacak olan Muammer Güler… Hani 17-25 Aralık soruşturma tapelerinde Reza Zarrab’ın önüne yatma taahhüdünde bulunduğu iddia edilen, oğlunun evinde para sayma makinaları ve kasalar bulunduğu ileri sürülen Güler… Yine tesadüfe bakın ki, Gülerin kızı Burcu Güler de 1-2 sene geçmeden THY Hukuk Servisinde Avukat olarak çalışmaya başlar…
Silah Sevdasının maliyeti 15.000 dolar
Bu işin mali boyutu nedir derseniz hesaplamak biraz zor… O tarihte Taşıma Ruhsatının harcı 1645.TL… Alınacak silahların ise farklı fiyatları var. Ele oturması, bele rahat yerleşmesi, geri tepmesinin az olması, görüntüsü gibi gerekçelerle model ve fiyat değişebilir. Koskoca THY yöneticileri Kırıkkale kullanmayacağına göre, Sig Sauer, Browning gibi üst segment silahları tercih etmişler ise, 3.500-4.500 dolar aralığında bir maliyeti THY’ye yüklemişler demektir. Kısaca, 3 THY yöneticisinin silah sevdasının THY’ye maliyetinin 15.000 dolar olduğunu söylemek mümkün…
Neden “Can Güvenliği” dediler?
Aslında mevzuata göre, belirli bir yıllık ciro limitini geçen şirketlerin Yönetim Kurulu üyelerinin taşıma ruhsatı almaları mümkün. Peki, bu yol niye tercih edilmedi? Çünkü Şirket üzerinden ruhsat alındığında, veriliş sebebi ortadan kalkınca yani üyelik sona erince ruhsatın iptali söz konusu. Oysa can güvenliği, sürekli ileri sürülebilecek bir gerekçe..5 yıl geçerli ruhsat yenileneceği zaman hayati risk ve tehditlerin devam ettiği kanıtlanırsa 5 yıl için daha uzatılabiliyor. Burada, başka sorular akla geliyor. 2012 yılında bu ruhsatlar uzatıldı mı?
O tarihte THY’den ayrılmış bulunan Candan Karlıtekin’in ruhsatı yenilendi mi, harcını kim ödedi? 3 ay önce THY’den ayrılan Topçu’ nun ruhsat ve silahı ne oldu? 2007 yılından bugüne, taşıma ruhsatı ve silah alınmasını haklı çıkaracak bir olay meydana geldi mi? Halkın veya hissedarların parası ile THY’de yöneticilik yapanlardan bu sorulara açıklıkla yanıt vermelerini beklemek en doğal hakkımız.
THY Basın Sözcüsü Ali Genç, twitter’dan fotoğraf paylaşmaktan fırsat bulup kamuoyunu mutlaka aydınlatacaktır.
4 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
gönder
Bunlar TİS görüşmelerinde Atılay’a kesin silah göstermişlerdir.
Başkan;bir laf vardır nacizane, osuruk göze bakla bahane diye.yerleri olsa top tüfek de alacaklar korunma uğruna..hayatında prezervatifi dahi korunmak için kullanmayanlar,kavun tatlı ve devletin malı deniz yemeyen domuz misali ne imkan varsa bahane ile sahip olma peşinde.bu arada senin neden silahın yok..yada koruma ordun…
“Gündüz silahlı, gece külahlı ” dedikleri bunlar olsa gerek.