featured

Sanal Havacılık ile Gerçek Arasındaki İnce Çizgi

Sanal Havacılık;
İnternet ortamında  çeşitli simulasyon ve yardımcı diğer programlar eşliğinde   havacılık meraklıların online olarak  uçmaları .   Evet tanım bu şekilde yapılıyor.Bir başka deyişle sanal havacılığın sözlük anlamı hemen hemen bu . Peki bu kadar basit mi ? Bu kadar basit ise  dünyada birçok havayolu , Avrupa Birliği , çeşitli eğitim kurumları bu hobiyi neden   bu kadar destekliyor ?
Bu hafta sizlerle birlikte bu sorunun cevabını arayacağız. Daha da doğrusu sizlerin bu cevabı vermenizi istiyorum.
Dünya üzerinde çeşitli network ortamlarına kayıtlı olan sanal havacı sayısı yaklaşık 2.000.000 kişi.  Bunun en az iki katı  yani 4.000.000’dan fazla kişinin de kendi evindeki bilgisayarlarda  sanal havacılık ile uğraştığı düşünülüyor.
Sadece Pilotluk mu ?
İşin en ilgi çekici yanlarından biri de sanal havacılığın sadece pilotajdan  ibaret olmadığı . Büyük bir çoğunluk çeşitli uçaklar ile uçuyor ancak bir kısım havacılık tutkunu da ATC  görevini üstleniyor. Hali hazırda dünyanın bir çok ülkesinde kullanılan radar sistemi ve ekranları kullanıcıların önünde. Kimi  kullanıcı Kule – Tower olarak hizmet verirken kimi kullanıcı da Yaklaşma – Approach kontrol olarak hizmet veriyor. Havalimanlarının tüm detayları en ince ayrıntısına kadar modellenmiş durumda . Kapılar , taxi  yolları  vb tüm ayrıntılar  bilgisayar programlarında kullanılabiliyor. Pilotlar ve ATC ler  işin online kısmında yer alırken meraklı bir başka toplulukta  işin dizayn tarafında. Uçulan havalimanlarını modelleme,  uçakların  havayolları boyamaları, ağaçlar , deniz ,  yeryüzü şekilleri, hava durumu , bulutların görselleri  vb gibi gerçekçiliği en yüksek seviyeye taşıyan tüm bu detaylar yine  kullanıcılar tarafından yaratılmakta .
Bu detaylar o kadar gerçekçi ki   yazılım dünyasında yeni bir sektör oluşmuş durumda. Özellikle sistemde kullanılan  uçakların gerçeğe  mümkün olduğunca yakın olması dikkat  çekiyor. Bunun için yazılımcılar başta Boeing ve  Airbus olmak üzere diğer  üreticilerden destek alıyor . Bu üreticilerde ciddi anlamda yazılımcılara destek veriyor. A.B.D’li üretici Boeing ,   sanal dünyada en çok kullanılan 737-800 ve 777 tipi uçakları  için direkt yazılımcı vererek bu konuda en büyük destekci olmuş durumda . Airbus ise Alman  yazılım şirketi Aerosoft ile devamlı dirsek temasında ve özellikle ürün test aşamasında büyük destek veriyor.

Tüm Kurallar Gerçek ;
Sanal havacılık sistemi içerisinde bu kadar çok kullanıcın olmasının en büyük nedenlerinden biri ise uygulanan kuralların birebir gerçek hayatla paralellik göstermesi. Örnek olarak Türkiye hava sahasında uygunlanmaya başlayan RNAV uygulaması sadece 1 hafta içinde sisteme entegre edilerek uygulanmaya başlanmış. Uçulan meydanların hava durumları sadee 5 sn gecikme ile kullanıcıların sistemlerine entegre oluyor. Eğer sanal dünyada İstanbul’dan bir uçuş yapıyor iseniz ve o anda İstanbul’da hava durumu kar yağışlı ise  sizin bilgisayar ekranınızda da kar yağmaya başlıyor. Rüzgar ise  gerçek hayattaki  yönden ve şiddetten simüle edilmeye başlıyor.  Dünya’da  sanal havacıların toplandığı 2 adet büyük network var. Bunlar IVAO ve VATSIM . Her iki networkte de 50 nin üzerinde ülke temsil ediliyor. Türkiye her iki networkte de ülke olarak gayet ciddi ve başarılı bir şekilde temsil  ediliyor.  Dünya’nın belli başlı büyük havayolları bu oluşumlara destek veriyorlar . 2.000.000  üyenin olduğu  ve bunların büyük çoğunun müşteri olma potansiyeli olması nedeniyle hem reklam , hemde  bu ortamın personel ihtiyaçlarını karşılamak için bir  kaynak olarak gören havayolları bu hobiyi destekleyip  büyümesi için çaba harcıyorlar .  Sistem içindeki üyelerin hepsi  havacılık tutkunu . Bu işe öncelikle hobi olarak baktıkları için  bilgi edinip bunları paylaşıyorlar. Havacılık sektörünü yakından eden bu insanların hiçte azımsanmayacak bir kısmıda reel havacılık sektörü içinde çalışıyorlar .
Gerçek Pilotaj ve Sanal Havacılık ;
Hayali pilot olmak isteyen veya bu mesleğe ilk adımlarını atmaya başlayanlar için sanal havacılık doğru kullanıldığı takdirde büyük bir eğitim ortamı.   Mesleğe ilk adım atılırken uçuşla ilgili temel bilgiler, frezyolojinin öğrenilmesi ve kullanılması , seyrüsefer , aletli uçuş gibi birçok konuyu bu ortamda deneyimleyebilen kişiler , yeni meydanlar ve buralarda ki manialar, yaklaşma usulleri gibi bir çok konuyuda test etme şansına ulaşabiliyorlar.  Bunun yanısıra kullanılan uçakların  sistemlerinin ve aerodinamiklerinin gerçekciliği  bu uçakları tanıma , öğrenme ve  bu uçaklarda çalışma olanağı da sunuyor.
PPL veya ATPL lisanlarının uçuşa ilk başlandığı zamanlarda  ise simülatörden ve sanal havacılıktan uzak durulması salık veriliyor. Bunun en önemli sebebi ise uçuş hayatı boyunca bir pilotun en önemli özelliklerinden biri olan uçuş hissiyatının doğru kazanılması ve kullanılmasının bilgisayar ortamında  kısıtlanıp engellenmesi.  Bu aşama geçildikten sonra uçuş eğitimi  sırasında öğrenilen prosedürlerin maksimum düzeyde tekrar edilmesi ve ilerletilmesi için ise sanal havacılık tüm dünyada kullanılıyor. Özellikle IFR aşamaya geçildiğinde  ise uçuş aletlerinin tanınması,  kullanılması ve kullanım alışkanlıklarının geliştirilmesi açısından  sanal havacılık  oldukça verimli bir eğitim kanalı olarak görülüyor.
Konuya bu geniş çerçeveden bakıldığında  sanal havacılık sözlük anlamı yada genel tanımından  çok daha büyük bir  tanıma  ulaşmış oluyor.
Sonuç olarak  her konuda olduğu gibi doğru kanal ve kaynakların kullanılması durumunda Sanal havacılık hobi çizgisinden çıkıp  bir eğitim aracı olmaya ülkemizde de  aday. Çok kısa zamanda özellikle A.B.D’de ve Avrupa’nın bazı büyük ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de sanal havacılığın  adını çok sıkça duyacağız.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 9 yıl önce

    Abi olay tamamen şu bence ; sen ister uçağın gerçeğini kullan ister sanalını ne yaptığının farkında olucaksın. Bilgisayar başında oynarken pilotun yaptığı işi küçümsemeyecek ve aynı şekilde uçağın içindeyken pc başındaki adamı küçümsemeyeceksin. İkisi de birbirinden feyz alan iki farklı dal , sen ben senelerdir bu uçağın uçuruyorum flight simulatorde dersen eğer bir kere o meretin içinde türbülans yesen nevrin döner.. İkisi de birbiriyle içiçe geçmiş güzel hobiler. Ben senelerdir uçak teknisyenliği yapıyorum ve aynı şekilde yaklaşık on yıldır bilfiil fs kullanıyorum. Ama iki olay da birbirinden tamamen farklı. Adrenalin özellikle beynin tüm fonksiyonlarını durdurabiliyor özellikle emergecy durumlarda. O yüzden bence her iki grup da birbirine saygılı ve anlayışlı şekilde bu sektörün gelişimine faydalı olmaya çalışırsa sorun olmadan gül gibi gidecektir herşey :)

    Cevapla
  2. Ben küçük yaşımdan bu yana havacılığa meraklı idim.Bir gün Youtube’da uçak videoları izlerken FSX ile tanıştım.Gittim aldım hemen izleye izleye öğrendim bir şeyler.Default uçaklar falan derken şimdi PMDG kullanılıyorum.Hali hazırda da bir sanal havayolunda öğrenciyim.Derslerime çalışıyorum sınav oluyorum hala birçok şey öğreniyorum.Bu arada evliyim bir çocuğum var,işim çok yoğun ancak vaktimi ayırıyorum.Bu kesinlikle bir tutku.Sizin Tv programlarınızı da çok izledim.Umarım devamı gelir.Eve belki hiçbirimiz pilot değiliz ancak yabana atılacak bilgilere de sahip değiliz.İkisinin yeri de mutlaka ayrı.Herkese başarılar.Bu güzel yazılarınız için teşekkür ederim.

    Cevapla