Değerli okurlar, corona virüs sıkıntısı tüm dünyada artarak devam ediyor. Havacılığın, turizmin ve ekonominin ciddi biçimde zarar gördüğü bu süreç bir süre daha devam edecek. Uçak seferlerinin yeniden başlaması, başlasa bile uçuracak yolcu bulması epey bir zaman alacak. Yolcuların seyahat konusundaki tedirginliği bir süre daha devam edecek. Ülkelerin sınırlarını açması da kısa sürede pek mümkün görünmüyor. Baksanıza Arjantin 1 Eylül’e kadar tüm uçuşları durdurdu. Sen başlasan da adam meydanı kapatmış. Ne yapacaksın, yolcuları Buenos Aires semalarında paraşütle mi indireceksin? Ancak virüsle mücadelede ciddi mesafe kaydeden bazı ülkelerin havacılığında Mart’a göre Nisan’da olumlu gelişmeler olduğunu ekleyelim.
İLAÇ BULUNMAZSA İŞİMİZ ZOR…
Sonuçta küresel anlamda bir başarı sağlanamadığı veya aşı ama daha önemlisi ilaç bulunmadığı takdirde kısa sürede bir çıkış zor. Aşıdan daha önemlisi ilaç… Bugün grip olduğumuzda, ilaçları alıp 1 hafta 10 günde hastalığı atlatabiliyoruz. İşte ilaç bu nedenle daha önemli ve kısa sürede çözülebilecek bir çare. Yaklaşık 30 senedir varolan AIDS’in aşısı hala yok. Ama ilacı var. Hergün düzenli olatrak alınan ilaçlarla HIV hastaları yaşamlarını sürdürebiliyor. Dolayısı ile, ilaç bulunursa insanlar bu virüsü kaptıklarında ilaçlarını alır, hastaneye bile yatmadan evde tedavilerine devam edebilirler. Bugün grip olduğunda doktora bile gitmeden eczacının tavsiyesi ile aldıkları ilaçlarla iyileşen milyonlarca insan var bu ülkede… Dönelim havacılığa… Corona kabusu bitse bile havacılığın yolcu sıkıntısı devam edecek. Çünkü bu kez de ekonomik sorunlar karşımıza çıkacak. Çalışanların % 25’inin işini kaybettiği, % 60’ının gelirinde düşme meydana geldiği, işsizliğin % 30’lara vuracağının hesaplandığı bir ülkede, uçakla seyahat etmek artık mümkün olabilecek mi? “Efendim yabancılar var.” da diyemezsiniz. Aynı ekonomik yıkım tüm ülkeleri vuracak. İşini kaybeden Rus, Alman, İngiliz nasıl uçaklara binip de Türkiye’ye tatile gelecek? Yapılan araştırmalar, ABD ve Avrupa’da işgücünün yaklaşık % 40’ının risk altında olduğunu gösteriyor.
DEVLET DESTEĞİ ŞART…
Corona sonrası krizden çıkış için devlet desteği zorunlu görünüyor. Örneğin ABD, yolcu taşımacılığı yapan havayollarına 25 milyar dolar, kargo havayollarına 3 milyar dolar doğrudan finansal destek sağlayacak. Avustralya bölgesel havayollarına 100 milyon Avustralya doları tutarında destek verecek. Yeni Zelanda’nın havacılık sektörüne doğrudan vereceği destek ise 600 milyon NZ Doları… Vergi, harç ve benzeri giderlerde sağlanacak destekleri de bunlara ilave etmek lazım.
Corona sonrası için, çalışanları işverenlerle biraraya getirecek sosyal bir diyalog ortamının sağlanması ve çalışanlara güven verilmesi ön şart… Bu aşamayı, devlet desteğinden bağımsız görmek mümkün değil.
KRİZİ FIRSATA ÇEVİREN HAMDİ BEY !
Aslında bu pandemi bize havacılık ve turizm sektörünün ne kadar kırılgan ve ani şoklara dayanıksız olduğunu göstermesi bakımından ibretlik bir tablo sunuyor. Yatıp kalkıp dua edelim, iyi ki THY’nin başında bay Hamdi gibi bir yönetici yok ! Hafızayı tazeleyelim, sene 2007… ABD’de faiz artırımlarıyla birlikte düşük gelirlilere yüksek faizle verilen mortgage kredilerinin geri dönüşlerinde yaşanan sıkıntılar sonucu, bu kredilerin içinde bulunduğu tahvil paketleri sert şekilde değer kaybetti. Likidite sorunu 2008 yılında artarak devam etti. Eylül 2008’de dünyanın en büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers, 613 milyar dolar borcu olduğunu açıkladı ve iflas etti. Bu, ABD tarihinin en büyük iflası olarak kayıtlara geçti. Ülkemizde dolar kuru 1.2 TL’den 1,7 TL’ye çıktı. 1 yıldan fazla süren bu kriz sırasında bay Topçu krizi fırsat çevirdi ! Bakın o günleri nasıl anlatıyor havacılık dehası Topçu bey ? “2008 krizinde bütün hava yolu şirketleri küçülme kararı alırken biz tam tersine bu kriz bir fırsattır düşüncesinde olduk. Herkes küçükse biz neden küçülelim kararı çok faydalı oldu Biz küçülme yerine büyüme kararı aldık. Diğer firmaların iptal ettiği uçak siparişlerini biz aldık. 777-300 uçaklarından önce 5 tane bir fırsat doğdu, planımızda olan bu uçakları teminde daha aceleci davrandık ve filomuza kattık. İkinci bir 7’li paket fırsatı düştü. Bunu da değerlendirerek siparişi verdik. THY’nin krizden karlı olarak çıktığını söyleyebiliriz.” Nasıl ama, 2 alana üçüncüsü bedava kampanyası gibi… Islak mendil alır gibi, 5’li paket, 7’li paket… Paket dediğin de 1 milyar – 1,5 milyar dolar… Acaba çocukluğunda, gençliğinde babasının yanında bakkallık ve fırıncılık yaptığını söyleyen bay Hamdi, kendi parasını kullanmak durumunda olsaydı, böylesi bol keseden “krizi fırsata çevirme” denemesi yapabilir miydi? Bütün dünya havacılığı yıllık ortalama % 4 – % 5 büyürken % 15 büyüme ile övünen bir anlayışın ceremesini bugün sadece ülkenin 87 yıllık bayrak taşıyıcısı THY değil, onun her seviyedeki çalışanı çekiyor. Gelirinin büyük bölümünü kaybeden bu emekçiler önünü göremediği gibi ciddi bir gelecek endişesi taşıyor. Çok kısa sürede bir ilaç veya aşı bulunmazsa sanal saadet zincirinin kopacağı yere hızla yaklaşıyoruz. Bay Hamdi’nin övünerek gururla sahiplendiği ve rol kaptığı bu hormonlu büyümede Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla bay Candan Karlıtekin’in katkısını atlarsak beyefendiye haksızlık etmiş oluruz !
EN KIRILGAN SEKTÖR: HAVACILIK
Dönelim havacılığın kırılganlığına… Bakın son 30 yılda ülkemizde havacılığı etkileyen neler olmuş? 5 Nisan 1994 kararları ve ekonomik krizi, 1999 Marmara depremi, 2001 finansal krizi, 2009 yılında THY uçağının Amsterdam kazası, 2015 yılında Rus uçağının düşürülmesi, 2015 ve 2016 terör saldırıları, 15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışması, 2018 Rahip Brunson krizinden kaynaklanan döviz şoku… Bunlara THY’nin, Van (1994), Adana (1999), Diyarbakır (2003) ve Amsterdam(2009) ölümlü uçak kazalarını da ekleyelim…
Bir de bölgesel ve uluslararası çaptaki krizleri sayalım… 1998 Tayland merkezli başlayan Güneydoğu Asya finansal krizi, 11 Eylül 2001 ABD’ye terör saldırısı, 2003 SARS salgını, 2008 ABD Mortgage krizi, 2012 MERS salgını… Atladıklarım varsa onları da siz ekleyin…
Neredeyse her 3-4 yılda bir kriz yaşanmış. Bölgesel savaşları, 1991 ve 2003 Körfez krizleri, Ortadoğu’daki diğer savaşları saymıyorum bile… Şimdi böyle bir jeopolitik konumda, ekonomisi kırılgan bir ülkenin havayolunun ihtiyatsız ve kontrolsüz bir biçimde, dünya ortalamasının 3 katı büyümesini nasıl tanımlayacağız? Basiretli tüccarlık mı, uyanıklık mı, şark kurnazlığı mı, cahil cesareti mi? Yapılan doğru muydu, diye sormaya gerek yok. Sonuç ortada… Bu büyüme kararından sonra THY’de pilot sayısı yetersiz olduğu için ezber bozarak 2009 yılında ilk kez doğrudan kaptan pilot alındığını, yabancı pilotlara kapının ardına kadar açıldığını unutmayalım. Doğan pilot ihtiyacının uçuş okulları sürecini hızlandırdığını, eski ve yeni açılan okulların bu hormonlu büyümeye ayak uydurmaya çalışarak insan kaynağı yetiştirmek için uğraştığını da ekleyelim. Sonuçta THY’nin tetiklediği plansız büyüme ülkenin tüm havacılık sektörünü de etkiledi. 3. Havalimanı bile bu temelsiz, mantıksız büyüme hareketinin sonucu değil mi? Yazık bu ülkenin kaynaklarına, kurumlarına, insanlarına…
Gerçekten çok yazık…
durumu ozetliyen cok guzel bir yazi .. tebrikler
Pilot ihtiyacı kısmı ile alakalı yazdıklarınıza katılmıyorum. THY ben ve benim gibi pilotluk hayali kuran pek çok gencin hayallerini gerçekleştirdi. Eskiden sadece hava kuvvetlerinin tekelinde olan pilotluk mesleği bu şekilde halk tarafından da ulaşılabilir en azından hayal edilmesi mümkün bir hale geldi.
Hakkımda bazı yorumlarda bulunulmuş öncelikle benim çocuklukdan beridir hayalimdi pilotluk bu yüzden alternatif bir kariyer asla düşünmedim pişman da olmadım ve olmayacağımda çünkü işler eninde sonunda düzelecek 1 ay sonra uçuşlar başlıyor ve havacılık eninde sonunda tekrar yükselişe geçecek. Herşeyi geçtim bir pilotun yapabilecekleri havayolları ile sınırlı değildir. Pek çok alanda iş bulabilir iş jetleri bunlardan birisidir. Hayatımdan gayet memnunum THY’ye bizlere sunduğu bu fırsatlardan ötürü sonsuz teşekkürler…
Sadece Hv. K. K’dan pilot alındığı iddiası yanlış. Genç kardeşim bu şirkete ilk sivil pilotların 1990 öncesi alınıp yetiştirildiğini, bu arkadaşlara da YUGO denildiğini bilmiyor galiba.1990 sonrası da Anadolu Üni, SHYO mezunlarından da haber yok herhalde.
Güzel, pilot oldun. 3-5 sene de bu işi yüksek gelir kazanarak yaptın. Şimdi ne olacak? En az 2-3 sene işsiz kalacaksın. Varsa birikimin onlarla idare edeceksin. Taksidini ödeyemediğin evini belki arabanı satacaksın. Çocuğunu özel okuldan alıp devlet okuluna vereceksin. Hasta olunca Acıbadem”e değil Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine gideceksin. Ondan sonra da, -Allahım inşallah hem ülkemizin hem dünyanın ekonomisi biran önce düzelsin, havacılığımız tekrar yükselsin.- diye dua edecek Yuşa hazretlerinin türbesine çaput bağlayacaksın. Değdi mi şimdi ? THY’nin bu saçma sapan büyümesi olmasaydı belki kendine başka bir kariyer planı yapacaktın. Bir de böyle düşün istersen.
Demek istediğim eskiden insanların tek bir seçeneği vardı pilot olmak için o da hava kuvvetlerine girebilmekti üstelik zorunlu hizmet süresini de göz önünde bulundurduğunuzda çok geç yaşlarda havayolu şirketlerine girilebiliyordu. Fakat havacılığın sivilleşmesiyle birlikte genç yaşlardaki insanlar pilot olmaya ve havayollarında çalışmaya başladı.
Ben hava kuvvetlerine uzaydan gelmedim halktan geldim güzel kardeşim bizde bu ülkenin vatandaşıyız.
Neden sadece THY eleştirisi yapıyorsunuz. Pegasus 2005 yılında Ali Sabancı tarafından alındıktan sonra aynen THY gibi hızlı büyümedi mi?
Adam yazmış işte. THY’nin büyümesi sektörü de etkiledi. Onlar da büyümeye mecbur kaldı.
Ortada ciddi bir kriz var ve batmamak için hızla önlem alınmalı. Filoda ve personel sayısında ciddi bir küçülmeye gidilmesi şart. Hızlı aksiyon alınıp masraflı ve gereksiz ne varsa elden çıkarılmalı. Uzun sürecekse risk almaya gerek yok
THY bu yüzden güvenilir liman THY den kaçmak isteyenlere duyurulur biz hata ettik siz etmeyin
Bu kadar ara verme daha sık yazılar bekliyoruz.
Lutfen daha sik yazin, turkiye de okumasi en zevkli havacilik yazarisiniz, soylediklerinizin hepsi tarafsiz.
Sayın yazarın ya kronik muhalif damarı tutmuş, ya da iyi niyetle bakarsak iftara az zaman kala şekeri düşükken yazmış falan da olabilir..
Ne yani, böyle krizler olacak diye eşsiz coğrafi konumumuzu da avantaja çevirip, tüm dünyanın gıpta ile baktığı havacılık atılımımızı gerçekleştirmese miydik? Bu atılım sayesinde milyarlarca dolar ihracat geliri kazandı bu ülke, yüzbinlerce insan iş güç sahibi oldu, aileleriyle birlikte milyonlarca insan para kazandı, ekmek yedi. Yeni açılan yüzlerce hattın da ilavesi ile taşınan yüzmilyonlarca yolcu ve milyonlarca ton kargo ile bu ülkenin ihracatına, turizmine, ekonomisine, milli gelirimize, kısacası doğrudan veya dolaylı olarak hepimizin hayatına olumlu etkileri olan bu güzel büyüme ve gelişmeler yaşanmasa mıydı?
Sizin “mektepler olmasaydı okulları ne güzel idare ederdik.” dediği iddia edilen Maarif Vekili ile bir akrabalığınız falan olabilir mi acaba Sayın Yazar?..
Şu an işten çıkarma olmuyorsa bunun nedenini herkes biliyor. Pollyannacı olmaya gerek yok
Sana bir soru tayyarecigli. Tayyareci bir aileden geliyorsun heralde. 30 sene boyunca bir işin, ortalama bir evin ve araban mı olmasını istersin yoksa son derece lüks bir ev, son model bmw alıp bir süre sonra bunları satmak zorunda kalıp metrobüse talim etmeyi mi? işsiz kalmayı mı? Pilot lisansını çerçeveletip duvara asmayı mı?
Yıllardır bu ülkede hep söylendi durdu. Gelirimiz olmadığı halde harcadık. Gelirimizin çok üstünde borçlara girdik..En ufak bir krizde de perişan olduk, icralık olduk. THY de böyle, zamansız ve kontrolsüz büyüdü. Sonuçta bir pandemide herşey darmadağın oldu. Ya işten çıkarmalar başlayacak ya da maaşlar düşecek. Veya daha kötüsü ikisi birden.
Ülkenin bile % 4 büyüdüğü bir dönemde % 15 büyüme anormal değil mi?
Güzel yedik, iyi yedik, vallahi çok fena yedik, acayip yedik ama, Şimdi tuvalete gitme zamanı !
Tatlı tatlı yemenin acı acı çıkarması vardır veya Kışın yediğin hurmalar yazın seni tırmalar. desek yanıt yeterli olur mu Musahhih?
Rauf Bey, süreci çok iyi özetlemiş ve değerlendirmiş. Eline sağlık diyor ve paylaşımı için teşekkür ediyorum. Evet büyümek ama nasıl büyümek, kontrollü veya kontrolsüz büyümek? Ticaret Departmanlarına yüksek hedefler vermek de yanlış. Hedefleri yakalamak için sürekli bir takım yeni hatlar ortaya koymak, bunu desteklemek için, yeni uçaklar sipariş etmek, bu uçaklar için, uçak başına ekipler kurmak, destekleyen birimleri artırmak, bunların hepsi kontrollü olmalı.
Aynı zamanda, elde edilen karın, şirketin finansal yapısını kuvvetlendirmek için kullanılmalı. Kariyer ve iş gücü planlaması da dengeli olmalı. Baktığımızda, bazı yerlerde, bir kişinin yapacağı işi üç kişi yapıyor? İş tanımları ve performans değerlendirmeleri objektif olmalı. İş alım ile ilgili gerekçeler iyi incelenmeli.
Risk Değerlendirmeleri ve Kriz Yönetimleri ayrıca uzmanlaştırılmalı. Global krizlerin nasıl etkileyeceği iyi öngörülmeli ve gerektiğinde çok hızlı aksiyonlar alınabilmeli. Zor bir süreç. İyi yönetilmeli.
O dengesizlik birim amirlerinden kaynaklanıyor. Bir kişinin işini 3 kişi değil inanın 10 – 15 kişi yapan birimlerde var hatta dahasını söyliyim siz hesaplayın hesaplayabişirseniz 5 kişinin yapacağı yerde 20 kişi vardır fakat 1 kişi çalışır 19 kişi yatar. Askeriye gibi yani mantık arama
Siz 10-15 günde bir yazınca özlüyoruz ..Haftada 2 kere yazmanız lazım..Sektörde malzeme bol..Kaleminize sağlık
Komik bir yazı. Kahvede anlat sen bunları. Çok dinleyen olur.”Pegasus ve THY ye helal olsun.Ne kadarda büyüdüler ve göğsümüzü kabarttilar şu zor yıllarda demek lazım.” Ama ideolojik sebeplerin olmadan yiğitçe konuşursan söyleyebilirsin bunları. Trollerinde alkışlar..Bide utanmadan başkalarına trol der bunlar.Utanmak dedim ya kusura bakmayın,pek bildiğiniz bir kelime değil
Güzel örnek vermişsin tam da yazının demek istediği bu işte. Adam sana niye evlendin demiyor. Evlen ama bakabileceğin kadar çocuk yap, 6 ÇOCUK YAPMA diyor. Büyü ama kontrollü büyü.
Lufthansa,british airways,american Airlines,Qatar,Emirates bunlardami hata yaptı veya evin reisi 2 çocuklu bi adam evine ekmek götürmekte zorlanıyor ise niye evlendin ve çocuk yaptinmi diyeceksiniz..Siz harbiden problemli insanlarsınız. Allah yardımcınız olsun..
Troller malum sitede aslan parçası. Burada sen ve senin gibi birkaç kişi dışında trol yok.
Bu objektif, tarafsız ve çalışanlardan yana siteyi izlemen senin için büyük kazanç. Ama ara sıra girme, devamlı oku. O zaman ideolojik önyargılarından kurtulacaksın ve airlinehabere dua edeceksin.
Güzel bir kök analiz. işin temeline inmiş yazar. Gerçekten de bu anlamsız ve mantıksız, bilimsel temelden uzak, ülke ve coğrafya gerçeklerinden uzak hormonlu ve altyapısı hazırlanmamış büyüme 3. havalimanına da gerekçe oluşturmuştur.
THY’nin, antibiyotik verilerek kısa sürede palazlandırılan endüstriyel tavuk gibi olduğu ortaya çıktı. Binlerce çalışanı mağdur edecek bir süreç başladı. Ocak 2020’ye dönüş çok uzun zaman alacak.
Rauf bey THY de plansiz buyume vardir.Lakin bu olayi plansiz buyumeye baglamaniz dogru degildir.Ozaman su sorulada cevap vermeniz gerekir efendim 1-) British 12 bin personel cikartiyor ve gawich havalimani base ini kaldirmayi dusunuyor Britishte mi plansiz buyudu ?
2-)Lufthansa pilotlariyla 2 yil boyunca 45% oraninda maas indirimi ile anlasti ve Alman hukumeti lutfansayi kurtarmak icin 10 milyar euroluk sirket hissesini almayi planliyor.Lutfansa dami plansiz buyudu ?
3-) Akliniza gelen butun sirketleri sayin her birinde ayri sorun ayni dert.Yani suanda olanin plansiz buyume ile alakasi yok.
Linkinin bulamadım fakat zaten plansız büyüme sebebiyle major havayollarında en az elemanla en cok isi thy yapıyor. Arkadaşlar da yazmış LH grubunu ve british’i. Bunlara ek olarak airfrance 225 uçaklık filo ve 84bin çalışan, qatar 242 uçak ve 45bin çalışan ve american airways 871 uçak 129bin çalışan gibi verileri de ekleyebiliriz. Oradan oranlayarak bulabilirsiniz zaten bu bahsettiğim durumu. Yani kimse büyümesin demiyor ama ortada bi plansız bi büyüme olduğu kesin.
British’in 295 uçağı ve yaklaşık 50.000 çalışanı var. THY’nin ise 360 uçağı ve 29.000 çalışanı var. British’in 12.000 kişi çıkarması normal.
LH Grubun 760 uçağı ve 138.000 çalışanı var.Pilot Maaşlarını % 45 indirmesini ve çok sayıda çalışanı işten çıkartacak olmasını bu ölçekte değerlendirin.
Kardeş,her ülkenin şartları kendine özgü. Bu abuk büyüme macerası olmasaydı da, doğal olarak THY etkilenecekti. Ama hasar beklentisi bu kadar büyük olmayacaktı. Ayrıca THY’nin aynı paraları vereceğini mi düşünüyorsun? Bekle bakalım,kutudan ne çıkacak? Kaç kişiyle yollar ayrılacak? Maaşlarda(özellikle kokpit ve kabin maaşları) ne kadar indirim yapılacak? Özetle krize, 250 uçak ve 20.000 personelle yakalanmak başka, 340 uçak ve 29.000 personelle yakalanmak başka. Bir de bu uçakların ödemelerinin halen devam ettiğini düşünürsen THY’nin nasıl ağır bir yükle yakalandığını daha iyi anlarsın.
Şirkette çalışan sayısında da hormonlu bir buyume var.
Bir birimde 3 kişi çalışıyor.1 kişi emekli olacak yerine yetistirilmek için 2 eleman alınıyor.Toplam 5 kişi oldu.Emekli olacak arkadaş emekli oluyor ve personel sayısı azaldı diye 1 kişi daha alınıyor.3 kişi ile yürüyen birim oldu size 6 kişi ise son giren eleman ayak işlerini yürütüyor. 1 kişide kritik önemle haiz işleri yapıyor.4 kişi boşta kaldı.