featured

Okuyucu Mektubu; Hava İş’e Hayır

Son dönemlerde yaşanan gelişmeler ve sendikalara olan eleştirilerini kaleme alan THY çalışanı okurumuzun tarafımıza göndermiş olduğu mektup da pandemiden dolayı havacılık sektöründe çalışanları destekleyen sendikalara ve çalışanlara seslenerek yaşanılan gelişmelere sitemini paylaştı.

İşte AirlineHaber Genel Yayın Yönetmeni Sefa İnan’ a gönderilen o mektup; 

Sefa Bey Merhaba,
Sektörden bir büyüğüm olduğunuz için sizinle dertleşmek ve güncel konularla ilgili fikirlerimi paylaşmak istedim. Bu yazı nereye gider, ne kadar sürer bilemiyorum. Beni mazur görünüz. Şu an bu yazıyı yazarken bilgisayarımın yanında şirketin gönderdiği dilekçe örnekleri duruyor.
Hadi çok vaktinizi almayayım, sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim de ben de rahatlayayım. Şirketin gönderdiği yüzde 50’lik kesintiyi kabul ettim, yanına da Hava-İş sendikasına ödediğim dayanışma aidatı iptal dilekçesini de ekledim. 2018’den beri Hava-İş üyesi değilim, gönlüm olmasa da topluluk olarak alınan karara uymak adına dayanışma aidatı ödüyordum, ama yalan yok böyle bir oluşuma maddi getiri sağlamak beni çok rahatsız ediyordu. O yüzden şu an bir nebze de olsa vicdanım rahat.
Geçenlerde Levent tarafında bir binada büyükçe bir reklam dikkatimi çekti. Bir içecek firmasına ait bu reklam pandemi süresince başta sağlık çalışanları olmak üzere, kolluk kuvvetlerine, gazetecilere, kargoculara, fırıncılara, market çalışanlarına adını şu an hatırlayamadığım onlarca meslek mensubuna teşekkür ediyordu, ben de tekrar kendilerine teşekkür ederim. Unutulan kim vardı dersiniz? İşte o zaman gerçekten yalnız olduğumuzu, bizi bizden başka kimsenin anlamadığını bir kez daha hissettim, evet havacılık çalışanları unutulmuştu.
İzninizle devam etmeden ben de çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim; Pandemi sürecinde beraber görev yaptığım kaptanlarıma, tahliye seferlerinde 24 saati aşan mesailerde bizlere kader arkadaşlığı yapan kabin görevlisi arkadaşlarıma, pandeminin en yoğun yaşandığı dönemde kargo seferlerini hiç aksatmadan uygulayan, hem ülkemizin ihtiyacını karşılayan hem de onlarca ülkeye umut taşıyan kaptanlarıma, load masterlara; uçaklar yerde yattığı sürece uçakların bakımlarını aksatmadan yapan, operasyon başladığında hazır uçaklar bulmamızı sağlayan teknisyen ve mühendislere, uçaklarımızı pandemi dönemi dezenfekte eden, bizlerin ve yolcuların sağlıklı bir şekilde yolculuk yapmasını sağlayan temizlik ekiplerine, havalimanında bizzat yolcularla temas ederek operasyonumuzun zamanında gerçekleşmesini sağlayan yer hizmetleri ve güvenlik ekiplerine, bu süreci evlerinden yürüterek şirketin devamlılığını sağlayan tüm yer personeline; ayrıca bu süreçte yaşadığımız mağduriyetleri dile getirdiğiniz için siz havacılık medya çalışanlarına teşekkür ederim.
Bu süreçte iki kaptanımızı ve bir simülatör öğretmenimizi kaybettik, hepisini rahmetle anıyorum. Onlarca arkadaşımız hastalığa maruz kaldı, belirsiz ve tedirgin bir süreç yaşadı, hepsine tekrar sağlıklar diliyorum. Eminim bir çok meslektaşım da benim gibi düşünüyordur.
Her ne kadar bu aralar unutuyor olsak da aslında biz biriz ve bir oldukça güçlüyüz. Evet sendika demiştim değil mi? Aidiyet hissetmediğim bir sendikaya “aidat” ödemek beni manen rahatsız etse de topluluk kararı doğrultusunda ödemeye devam ediyordum ama yaşanan bu son tangodan sonra artık buna gerek kalmadığına karar verdim. Bu süreçte gece gündüz demeden emek veren biz çalışanların haklarını verilen onca desteğe rağmen, fikirlerimizi dikkate almayarak, bizi yok sayarak ortadan kaldıran bir yapıyı daha ne kadar besleyeceğiz?
Şahsen ben alnımın terini sırça köşklerde yaşayan, lüks otomobillere binen bir yapıyı yaşatmak için harcamayacağım. Gönlüm rahat bir şekilde yüzde 3 düşük maaş almaya razıyım. Ortada teknik olarak bir TİS kalmadığı için de endişelenecek değilim. Bunu göremeyip hala hak kaybı olabileceğini iddia eden birileri varsa da kendilerine kolaylıklar diliyorum.
Sefa Bey, biliyorsunuz bir süredir yaşanan rahatsızlıkların sonucu bir pilot inisyatifi kuruldu, karşılıklı fikir alışverişinin yapıldığı bir ortam sağlandı. Destekleyen de oldu, eleştiren de. Ancak burada yapılmak istenen şeyi iyi anlamak gerektiğini düşünüyorum. Amaç mevcut sendikayı desteklemek değil; sendika kurumunun işlemesini ve haklarımızı korumasını sağlamaktı.
Bu yönde metinler hazırlandı, sizler de yayınladınız, sonra müzakereler sürerken sendika ziyareti yapıldı, gerekli uyarılarda bulunuldu. Çalışanların hakları korunduğu sürece gerekli desteğin sağlanacağının üzerinde duruldu. Bakın Sefa Bey, bu daha birkaç sene önce bir meslek grubunu yok sayan bir oluşuma karşı yapıldı. Yani insanlar geçmişte yaşanılan onca şeyi unutarak bugünü kurtarmak adına oldukça değerli bir şey yaptılar.
Ancak sonuç olarak görünen nokta o ki, yine eskisi gibi hakları masada ellerinden alınan biz çalışanlar oldu, yapılan çalışmaların, alınan sözlerin hepsinin bir anlamı olmadığı ortaya çıktı. İşin aslı bu filmi daha önce çokça kez izlediğim için ben süreçten, yani Hava-İş’in bizlerin lehine bir anlaşma imzalayacağını düşünmüyordum.  Ancak bu inisiyatif doğrultusunda sürece elimden geldiğince destek verdim. Bir de destek vermeyenler oldu, yıkıcı eleştirilerle yapıcı ortama zarar verdiler.
Eleştiri yapmak herkesin hakkı, fakat bu kadar kırılgan bir dönemde içeride bir olup dışarıya bir mesaj verilmeliydi. Ancak böylelikle haklarımızı savunabilirdik; bırakın diğer meslek mensuplarıyla bir hareket etmeyi, daracık kokpitte bir olamadık. Bunu gören ne yapsa beklerdiniz?
Herhalde biz bunların haklarının tümünü alsak dahi bu iç karışıklık varken birbirlerini yemekten bize vakit bulamazlar diye düşünmüşlerdir. Keza öyle de oldu. Kendimizi yine kısır tartışmalarının içinde bulduk. İnanın benim için konu hiçbir zaman para olmadı, bu süreçte kaybettiğimiz şey çok daha fazlası, iletişim sorunları, dikkate alınmamak, değersiz hissetmek; bunların hepsi zamanla iyileşebilir.
Ama biz bir olma şansımızı yitirdik, süreç uzadıkça hırçınlaştık, sadece kendimize değil başkalarına saldırmaya başladık. Birkaç hafta önce size yine bir yazı yazmayı düşünmüştüm. Onun adı “Son Şans” olacaktı, gerçekten de bir olmak için son şansımız buydu, ya bir olacaktık ya da yavaş yavaş yok olacaktık.
İnsanlardan öyle bir izlenim alsaydım gerçekten umudum olabilirdi ama inanın durum bundan o kadar uzaktı ki, o zaman kaybedeceğimizi anlayıp susmayı tercih ettim. Nedense anlayamadığımız bir şey var. 2013’te de, 2017’de de durum buydu.
Hava-İş yönetimine aday olan gruplar Uçuş İşletme harici bir yerden delege çıkarabildiler mi? Genel Müdürlükten, Gisadtan, Anadolu Meydanlarından? Lütfen bildiğiniz bir örnek varsa açıklayın. Tartışılan bir konu da Hava-Sen, Hava-İş çekişmesiydi muhakkak.
Önceleri Hava-Sen’de birleşme fikri hakimken yaşanan bazı olaylardan sonra Hava-İş’te mücadele edilmesi de tartışıldı. Şunu öncelikle söylemek isterim, ben de bir Hava-Sen üyesi olarak sendikamdan memnun değilim, eleştirdiğim, rahatsız olduğum onlarca şey var. Ama bunları yaparken bir yandan şahit olduğum kuruluş sürecini ve ödenen bedelleri de aklımın ucundan çıkarmıyorum.
Ancak yine de tam aktif olup üye toplamaya ağırlık vermesi gerekirken bu kadar sessiz olmasını anlayamıyorum. Bunu birkaç kez dile getirdim ama herhangi bir gelişim görmeyince oradan da umudumu kestim diyebilirim. Kurumsal olarak daha kat etmesi gereken oldukça yol var, ancak her şeye rağmen Hava-Sen’in yaşaması bence çok önemli. Diğer yandan Hava-İş sendikasının delege sistemini biliyorsunuz, pilotlar ve kabin memurları bir bütün olsa dahi yönetimi ele geçirmek mevcut sistemde çok zor.
O yüzden şirketin tüm departmanlarına erişebilir olmamız gerekiyor. Bunu yapmak yerine ne yapıyoruz peki? Kendimizi iyice yalnızlaştırıyor, insanların antipatisini toplayacak şekilde açıklamalar yapıyor giderek tek başımıza kalıyoruz. Daha işe gireli bir elin parmakları kadar olmayan meslektaşım tutup bu şirkete 30 yılını veren sorumlu kabin amirine atıp tutuyor, hiçbir iş yapmadığını iddia edebiliyor.
Kendini haklı olarak göstermesini sağlayan tek şey de şirketin kabin amirine 30 yıllık emeğinin karşılığını ödediği ücretin, kendi maaşına yakın olması. Ya da bir başkası çıkıp genel müdürlük çalışanlarına binlerce kişinin içinde utanmadan sıkılmadan laf ediyor, aklı başında insanların bu durumu kınaması gerekirken onlarca kişi buna alkış tutuyor; aklı selim birkaç kişi buna karşı çıksa da söylenen bu kalp kırıcı sözlere kulaktan kulağa giderek daha yolun başında hedeflenen amaca ulaşılamayacağını gösteriyor.
Hedefiniz bu düzenin değişmesi değil mi? O zaman bir olmak yerine neden insanları dışlıyorsunuz? Bu öyle bir şey ki 1 kişi bile böyle şeyler söyleyerek 1999 kişinin söylediği olumlu şeylerin hepsini çöpe gönderebilir. Biz ne zaman bu kadar kötü olduk Sefa Bey?
İnsanların yaptığı işleri küçümseyerek, verdikleri emeğe saygı duymayacak hale ne zaman geldik? İşte düzeltmemiz ve baştan başlamamız gereken şey tam da burası olmalı. Burada umutları yeşertebilirsek o zaman ileride yanımıza gelecek iş arkadaşlarımız için bir ihtimal doğurabiliriz. Yoksa bu kavga sürdüğü sürece. elimize hiçbir şey geçmeyecek.
Ah Sefa Bey, söylenecek, anlatacak o kadar şey var ki, inanın sabaha kadar yazabilirim. Evet, bu bizim son şansımızdı bence, bir olmayı başarabilseydik her şey çok daha iyi olacaktı. Ancak günlük kısır tartışmaların dışına çıkamayarak bu işi heba ettik. Şimdi değilse ne zaman? Bilmiyorum. Bir de, sahi bir TALPA vardı? Ona ne olduğu, neler yapıyor bugünlerde? Aman durun, şimdi bir de TALPA defterini açarsam gerçekten sabaha kadar yazmak zorunda kalırım. O yüzden o yara içimde kanamaya devam etsin, ama eminim benim gibi TALPA’nın neden bu kadar pasif olduğunu, ortalarda hiç görünmediğini merak ediyordur?
Türkiye’deki en değerli meslek gruplarından birini olduğunu iddia eden bir dernek bu süreçte neden bu kadar arkaplanda kaldı? Neyse yok yok, aynı yazıda bu kadar olumsuz şeyden bahsetmek benim için de iyi olmaz, kalbim kaldırmıyor bu kadar mutsuzluğu.
Ama Sefa Bey şunu söylemeden de bitirmek istemiyorum, eminim herkes katılır buna. Hep denir ya en kötü sendika sendikasızlıktan iyidir diye, sanırım biz çalışanlar kötü bir sendikadan daha kötü bir şey olmadığını yaşayıp gördük. Eee adam amma da konuştun, önerin nedir çık da konuş dediğinizi duyar gibiyim Sefa Bey. Her şeyden önce yeni bir “dil” oluşturarak başlayabiliriz bu işe.
Kalp kırmadan, insanları birleştirerek; beraber büyüyerek yola çıkabiliriz. Kervan yolda düzülür bize ait olan ama yanlış bir söz. Sağlam adımlarla, yavaş yavaş, ilmik ilmik örerek herkese ulaşarak ve anlatarak başarabiliriz ancak ve ancak.
Bir olduğumuzda ne kadar güçlü olabileceğimizi herkes anladığında o güne ilk gün diyelim ve yürümeye başlayalım. Bu kötülüğün devam edip etmemesi ise artık bizlerin elinde… Selamlar, saygılar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

32 Yorum

  1. 4 yıl önce

    777 baskan şakır şakır uçarken sizi mi düşünecek.

    Cevapla
  2. 4 yıl önce

    Sizlere zam yapıldıgında sefa sürerken bizlere %3 verildi. Şimdi cefa cekerken herkeze ynı muamele yapılıyor. Hayır dır

    Cevapla
    • 4 yıl önce

      Sizin yorumunuz; teknik personelin sendikaya gidip “diğer çalışanlara % 30/35/50 aralığında kesinti yapıldı, niye diretiyorsunuz, kabul edin” demeye benziyor. Şirket kokpite zam yaptığında kaptanlarına sormadı, takdir edersiniz ki çalışanların bu konuda söz hakkı hiç bir zaman olmamıştır. Burada birbirimize düşmanlık etmenin hiçbir faydası yok. İyilik isteğin, iyilik bulun.

      Cevapla
  3. 4 yıl önce

    Süper bir özet

    Cevapla
  4. Bataklıkta çırpınmamak lazım.

    Cevapla
  5. 4 yıl önce

    Mevcut sinyoritede birliği bozuyor bence

    Cevapla
  6. 4 yıl önce

    Güzel düşünceler ve temenniler. Lakin kötü günde birlik olabilmek için iyi günde de birbirmizi unutmamamız lazım. Extra zam alırken bizler sürekli reel enflasyona ezildik. Gün tabiki hamaset günü değil ama o günlerde bu bağlar koptu ve gönüller kırıldı.

    Cevapla
    • 4 yıl önce

      Hiçbir pilot bize ekstra zam yapın demedi. Şirketten ayrılıp körfeze gidişler artınca şirket bunu durdurmak istedi. Bu noktada kimse kimseyi kınayamaz. 1000 $ alan bir teknisyen körfeze 3000 $ lık bir maaşla gitse onu lanetleyecek miyiz? Hayır, Allah daha fazlasını da nasip etsin. Ama iş arz/talep meselesi. O gün pilot lazımdı, adamlarını elde tutabilmek için % 22 net zam yaptı şirket kendi iradesiyle. Bugün ise adam fazlası var. %50 kesiyor ücreti çünkü kozlar işverenin elinde. Eskinin %22 sini hatırlayıp bugünün %50 sini görmeyenler ne arkadaş ne de meslektaş olarak bizi eleştirmesin. Sizlere verilecek her ilave hak bizi sadece mutlu eder. Pilotlar bu süreçte maaşları %50 kesilirken, 5000 tl nin altında alanların ücretlerine dokunulmasın diyen adamlardı. Ama takan olmadı. Biz birlikteyken güçlüyüz. Fakat sabah akşam maaşımı bahane edip bana hakaret adam işten atılmış, maaşı kesilmiş “bana ne” derim geçerim.

      Cevapla
      • 4 yıl önce

        Çok doğru söylersin hocam , bizim kesinti değilde en az alıp zor geçinen arkadaşlardan %30 kesiyorlar ona sinirleniyorum. Sonra bize yapılan hakaretleri görüp canım sıkılıyor. Rahatlayacaksanız %80 kessinler ya da işten atsınlar. Biz kaptanız heran kapının önüne ilk konacak adam olmanın stresiniyle yaşamaya alıştık.

        Cevapla
    • 4 yıl önce

      size zammı kaptanlar mı yapmadı ?? ne alaka .. kızacagınız yeri bile bilmiyorsunuz ..

      Cevapla
      • 4 yıl önce

        2018’den sonra bütçeye ilave 200 milyon dolar yük getirdi aldığınız ilave zam. O tarihten sonra diğer çalışanlar tam da bu sebepten zam alamadı. 2018’de kazanın doğurduğuna inananlar şimdi öldüğüne inanmıyor.

        Cevapla
      • 4 yıl önce

        herşey bittiğinde bizi üzen şey düşmanın sözleri değil dostlarımızın suskunlugudur
        Aliya izzet begoviç

        Cevapla
        • 4 yıl önce

          Temiz bir “quote” ile durumu ozetlemis teknisyen arkadisimiz ağzına sağlık ama bu kaptanlara, kabin ekibine veya yer personeline yapılan maaş azaltilmasinin arkasındayız anlamına gelmiyor.
          Umarım bir gün herkes bu şirkete maaşi ile ilgili herhangi bir kaygısı olmadan gelir zira şirkette her sene çalışan maaşları ile ilgili birşey yaşanıyor.
          Her sene yaşadığımız olayları pandemiyi gerekçe göstererek yine yaşatıyorlar, halbuki degisen birşey yok yine gözler çalışan cebinde.
          Herkese saygılar.

          Cevapla
  7. 4 yıl önce

    Tebrikler, güzel noktalara değinmişsiniz, ağzına yüreğine sağlık, teknikden saygılar hürmetler.

    Cevapla
  8. 4 yıl önce

    Zamanında haksızlık yapıldığını bile bile susuldu, şimdi kime dokunsalar o bağırıyor.Unutma,susma sustukça sıra sana gelecek.305/211/15

    Cevapla
    • 4 yıl önce

      23’ü de ben ilave edeyim bari.

      Cevapla
    • 4 yıl önce

      işte tam da senin gibi uygunsuzlardan bahsetmiş..kafa boş..takılmış orda..gram ilerleyemezsin..gram seninle iş yapılmaz,sinsi olmak böyle bişey..durup durup yoktan yere geçmişi açmak..305 le gidersin..okuduğunu bile anlayacak kapasiten yokken hele , acaba sen bu sektörde nasıl tutunabiliyorsun acaba..he bide 1995 de de bişeyler olmuştu..onlarıda araştır,onlarıda aralarda hatırlatıraın..ama 305 diye eklersin arkasına..

      Cevapla
  9. 4 yıl önce

    Bu sinyorite sistemi , bu kadar haksızlık ile birlik olunacağını kesinlikle düşünmüyorum . Herkes yanındakinin daha az kazanmasını , daha kötü şartlarda çalışmasını isterken bu yol bir yere çıkmaz kusura bakmasın kimse . Aidiyet denilen kavramın tüm çalışanlar için bittiği bu şirketten en kısa sürede herkesin kurtulması dileğiyle . Selam ve dua ile

    Cevapla
  10. 4 yıl önce

    Güzel yazınız için sizi tebrik ederim bu şirket düzlüğe çıktığında kabine yapılan bir yanlışta tekniğin kabine destek verdiği, tekniğe bir yanlış yapıldığın da kokpitin tekniğin arkasında durduğu ( örnekler çoğaltılabilir uzatmamak namına kısa tutuyorum) bir tablo yıkılamaz bir bütünlük oluşturur. Burdan arkadaşlarıma geçmişe takılmamaları öneriyorum sonuçta haksızlık şuan hepimize yapılıyor ve bu görüşmelerin kazananı bizden bir grup olmayacak. Ben bir uçak teknisyeni olarak bu arkadaşımı canı gönülden destekliyorum.

    Cevapla
  11. 4 yıl önce

    ne hale geldik..şirkette yüzümüze gülen insanların içinde,gönlünde bu kadar kötülük varmış..kardeşim şirket kaptanlara zam yaparken sormadı..birbirimize düşmek için kaptan maaşı mı kaldı bir tek..herkese açık olan bir kapıdan geçmeden herkese giydirmek kolayınıza mı geliyor..şuradaki yorumları okudukça tiksiniyorum insanlığınızdan..haketmiyorsunuz gerçekten

    Cevapla
  12. Biz emekliler hala aidiyet yaşıyoruz. Yazınızda çok anlamlı, biz sözleşme döneminde genel müdürlükten yürüdüğümüzde teknik bizi B kapısının dışında alkışlayarak karşılardı. Birlik olmadıkça hiç şansınız yok. Selamlar

    Cevapla
  13. 4 yıl önce

    Zaman bir olma zamanı teknisyeni kabin memuru pilotu hepimiz birbirimize destek vermek ve işverene karşı haklarımızı savunmak meslek grupları arasında çatışma olmamak zorunda.Şirketin daha doğrusu atanmış torpilli grubun karşında birbirimizi desteklemeliyiz.Unutmayın emekçi işçi memur biziz.Biz kimsenin amcasının oğlu kimsenin teyzesinin oğlu kimsenin kardeşi kimseni kayınçosu vs değiliz.Biz bu şirketin ilelebet çalışanıyız.Hak hukuk adalet gelince inşallah güzel günler göreceğiz.Kartal imam hatibe güle güle diyeceğiz torpil yok artık diyeceğiz.

    Cevapla
  14. 4 yıl önce

    Kisacasi sendikayi istemiyoruz bu belli bukadar uzun yazmaya luzum yok,eskiden olsaydi bu yorumada gerek kalmazdi evet simdi birsuru asalak surusu calisanin emegi ile lux yasam suruyor o yuzden topluca istifa edilsin en dogrusu bu

    Cevapla
  15. 4 yıl önce

    Beyenmeyen gider sorun yok

    Cevapla
  16. Vallah arkadaşlar birlik olmadığı sürece birşey Olmaz bizden torpilli adamları temizlemek lazım önce at antrenörü pilotları temizlemek lazım Vizyonsuz müdürleri temizlemek sonra konuşmak yoksa boş işler

    Cevapla
  17. 4 yıl önce

    Sizler 2013 te sendikanın anahtarlarını THY yönetimine teslim ettiniz sarı öküzü o zaman vermeyecektiniz .

    Cevapla
  18. 4 yıl önce

    Yazınızı çok duygulanarak okudum.Ancak şuna katılmıyorum maalesef Hava-Sen yetkisi olmadıkça birşey yapamaz.Bazen diyoruz ya ben genel müdür olsam ben başkan olsam şöyle yapardım işte önce yapabilmek için o title ları almak lazım gibi Hava-Sen’inde o yetkiyi alması lazım.İlk bozgunda biz kaçmadık mı ilk atılanlarda aman bizi de atar dedik kaçmadık mı İlk maaş farkını vermicem dediğinde 3-5 bine biz kaçmadık mı ve diğer birimler o sendika uçucuların sendikası demedi mi daha ne yapsın Hava-Sen?Gel çözeyim diyor gelmiyoruz gitmiyoruz oturduğumuz yerden ne yapıyor ki demek en kolayı.ver yetkiyi yapmasın o zaman sorarız hesabını.ben havasene üye oldum umutluyum da gittim konuştum bu işin tek çözümü bırak havasene üye olmayı sadece havaişten çıkmaktır hem de derhal.çünkü havaiş şu anda istese temsil yetkisi ben de sen ne ypıyorsun thy sen kimden ne kağıdı topluYorsun bana soracaksın diyip hemen yürütmeyi durdurma kararı çıkarabilecekken sessizce izliyor.daha kötü günler geliyor.8’i olmadan

    Cevapla
    • 4 yıl önce

      Herşeye rağmen ilk günden beri Havasen’i terk etmeyen bir üye grubu olduğunu da unutmayın. Bırakın isteyen uçucuların sendikası desin, eğer uçucular bu sendikaya sahip çıktığını gösterirlerse, diğer çalışanlar da güven duymaya başlayacaktır.

      Cevapla
  19. 4 yıl önce

    SAYIN ARKAŞLAR
    HEM AĞLIYORSUNUZ HEM DE VERİYORSUNUZ.
    YA AĞLAMAYIN YA DA VERMEYİN
    SELAMLAR

    Cevapla
  20. 4 yıl önce

    Evet super yazi, 30 sene calisan temizlikcilere de kaptan maasi verilsin. Harekatci da 40 seneyi devirince genel mudur maasi alsin… Zaten her sey seneyle…

    Cevapla
  21. 4 yıl önce

    Birlik onceden varmıydı ki?

    Cevapla
  22. 4 yıl önce

    Mektubu yazan zat,30 yıllık kabin amirinin özelliği ne söyler misin? Bazisinin 30 yıldaki tek değişimi vücudundaki estetik sayısı. Ingilizce tek kelime dahi ogrenmemistir 30 yılda. Anliyoruz kabinle ince ilişkileriniz oluyor ama şunu anlayın artik kokpit kabinden 5 – 10 gömlek üstündür. Birlik filan hikaye. Gerek de yok. Çünkü kabin kokpite ayak bağı olur. Ayaklarından tutup yere çeker. Kokpit tek basina hareket etmeli. Kabin amiri 6 ayda bile yetişir. O yuzden hakedilmeden alınan maaşları savunmaktan vazgeçin.

    Cevapla