Değerli okurlar, havalar ısındı ve pandeminin etkileri azaldı. Aslında biz pandemiyi çoktaaan bitirmiştik. Şimdi sıra resmen bitirmeye geldi. Sağlık Bakanımız müjdeyi geçen hafta verecekti, ne oldu ise erteledi. Müjde belli: Maskeler fora…
ARTIK SGK DA SEYREDECEK.
Müjdeden önce bir de kara haber geldi. Yapılan değişiklikle “pandemi bakım ve yoğun bakım hizmeti” ücreti ödemeleri durduruldu. Artık COVID-19 nedeniyle hastaneye veya yoğun bakım servislerine yatırılan hastalar için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) hastanelere pandemi olgularına yönelik tedavilerde ödemesi yapılmayacak. Yani corona virüsle başbaşayız artık. Biz kaçacağız o kovalayacak, SGK da seyredecek ! Haa pandemi gerçekten bitse anlayacağım da, son bir haftada 150 vatandaş bu virüsten yaşamını kaybetti. Şaka değil, bugün itibariyle 15,013,616 vaka ve 98,660 ölümle dünyada 200 küsur ülke arasında 10. sıradayız. Böylece dünyada ilk 10’a girme hedefimiz ekonomi ve büyüme yönünden olmasa da corona açısından gerçekleşti ! Bugün aktif olan vaka sayımız 78.005… Son 1 haftalık ortalamalara göre yeni vaka sayısında hala ilk 20’nin içindeyiz. Bu şartlarda SGK diyor ki, coronaya yakalanırsan başının çaresine bak. Rakamlara bakarsan işler ayna zaten… 23 Nisan’da vaka sayısı 2.654 ama yapılan test sayısı 137.000… Bir zamanlar 500.000’e yakın test yapılırdı bu ülkede. Vaka sayısı da buna bağlı yüksek çıkardı. Şimdi coronaya yakalananlara 1 hafta sonra yapılması gereken PCR testi bile yapılmıyor. Hele SGK’nın son kararından sonra artık kamu hastanelerinde bile PCR testi yapılamayacak.
HAVACILIKTA PANDEMİNİN BİLANÇOSU NİYE AÇIKLANMAZ?
Durum bu iken, , Ahmet Bolat’ın göreve gelmesinden sonra artık daha “görünür” hale gelen ve hergün bir açıklamasını okuduğumuz THY Genel Müdürü Bilal Ekşi de, Sağlık Bakanının müjdesini beklemeden topa girdi ve uçaklarda maske zorunluluğunun kaldırılmasının faziletlerinden bahsetti. Valla, bu ülkeye hergün 1000 civarında sığınmacı giriyor. Covid mi, başka bir bulaşıcı hastalığı var mı bilmiyoruz. Ortalık bu kadar karışıkken, hiç olmazsa uçaklarda nisbeten kendisini güvende hisseden yolculara maskeyi çıkarttırmak nasıl bir anlayıştır, anlamadım. Bakın pandemi bitiyor derken bugün bile onlarca uçuş ekibi coronaya yakalanıyor. Aradan 2 yıl 2 ay geçti. THY’de kaç personelin bu illete yakalandığı, kaç personelin yaşamını yitirdiğini biliyor muyuz? Ne THY, ne Teknik A.Ş, ne yetkili sendikalar ne de derneklerden böyle bir bilgi açıklandı mı? Özel havayolları desen, onlar kapalı kutu. Baylar bayanlar, bizler Leyla Sayar’la büyüdük, sizler bilgisayarla…Birkaç tuşa basarak çıkartılabilecek bilgileri toplumdan niye saklarsınız ki?
HAVAYOLU KURMAYI KOLAYLAŞTIRMAK İYİ DE…
Ukrayna-Rusya savaşını fırsata çevirmek isteyen sivil havacılığımız geçtiğimiz günlerde ilginç bir değişikliğe gitti. Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliğinin (SHY-6A) 15. Maddesinde, 90 veya daha fazla koltuk kapasiteli uçaklarla operasyon yapacak şirketlerin en az 5 uçağı Türk sivil havacılık siciline kaydettirmesi şartı 3 uçağa düşürüldü. Asgari on beş milyon ABD Doları ödenmiş sermayeye sahip olmak zorunluluğu da 6 milyon dolara düşürüldü. Bu değişiklikler talep tarihinden itibaren 1 yıl geçerli olacak. Oluşturulan komisyon talepleri 1 Ocak 2023’e kadar sonuçlandıracak. Bunun Türkçesi şu. Havayolu kurmak kolaylaşacak. 3 uçak kiralayan, bankada da 6 milyon doları girdi-çıktı yapıp ödenmiş sermaye şartını yerine getiren herkes havayolu kuracak. 1 yıl sonra (bu kolaylık uzatılmazsa) 5 uçağa çıkmak ve ödenmiş sermayeyi 15 milyon dolara yükseltmek istemezse “hadi bana eyvallah” deyip sektörden çıkacak. Geriye hepi topu 1 yıl çalışabilen işsiz onlarca pilot, yüzlerce kabin ve yer personeli kalacak. Çalışanlar, içeride alacakları kalmışsa üstüne bir bardak su içecek. Resmen “vur-kaç” değişikliği bu. Yahu birader önünüzde bir AtlasGlobal olayı var. Kağıt üzerinde ”var” görünen hayalet şirket Onur örneği daha taze…. Havayolu kurmayı zorlaştıracağınıza kolaylaştırmak nasıl bir yaklaşımdır? Savaşın getirdiği imkanlardan yararlanarak 1 yılda voliyi vurup akaryakıtçısından yer hizmetlerine, ikramcısından acentesine kadar borç takacak kötüniyetli girişimcilere(!) tedbir alacağınıza kapıyı daha da açmak anlaşılır gibi değil. Yolcuların mağduriyetlerini gidermek için aldığınız 500.000 dolarlık teminat mektubunun derde derman olmadığını Atlas olayında yaşadık. Sahi, ne oldu o teminat sayın SHGM? Yoksa “mağdur yolcu yok” denilip hazineye mi aktarıldı? Öyle ya döviz denince meteliğe kurşun atıyoruz. Bu arada, unutmadan sorayım: Kurulacak bu 3 uçaklık şirketler pilotu nereden bulacak? Diğer havayollarından demeyin. 5 sene önce getirdiğiniz o tuhaf transfer yasağınız 1 Eylül’ e kadar devam ediyor. Bir iş yapıyorsunuz bari tam yapın. Ya yasağı kaldırın ya da yeni kurulan şirketleri yasaktan muaf tutun. İyi kötü bir işi olan pilot 1 yıl sürme ihtimali yüksek bir maceraya girer mi, o da ayrı konu…
23 Nisan 1920, egemenliğin saraydan ve padişahtan alınıp halka verildiği, kulluğun yerini yurttaşlığın aldığı bir büyük devrimin tarihidir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını ebediyete akan yıllar boyunca daha büyük coşkuyla, gururla ve onurla kutlayacağımıza inanıyor, ülkemizin kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum.
Umarım siz de saklandığınız mahlas maskesini indirip adınızı yazma cesaretini gösterirsiniz…
Ya da genel kurul yazısı hakkında hazırlık yapmanıza, uzun ve sıkıcı naralar eşliğinde gözlemlerinizi anlatmaya çok gerek kalmaz sayın yazar…
Veya insanlar hakkında dedikoduyu bırakmayı da tercih edebilirsiniz…
Yazar çok önemli bir konuyu güzel derlemiş, kalemine sağlık. Sivil havacılığımızda adı sayılamayacak kadar çok havayolu şirketi kuruldu, battı, hepsi vurdu geçti. Toros Air, Noble Air, Green Air, Atlas Global ve son örnek Onur Air gibi niceleri. Çok zor ama, bu yazıya SHGM Genel Müdürü bir açıklama gönderip soruları cevaplamalı. Neden zor derseniz, bunu yapması için önce bakanından, bakanı da başkanından izin almalı. İzin isteyebilirler mi, isteseler alabilirler mi? Göreceğiz. Umarın ve dilerim ki, böyle geçici şirketler kurulup çalışanların hayatları ile oynamazlar.