featured

MASKE TAKANLARA SAKINCALI MUAMELESİ

 

Tüm dünya için geçerli olan bu söz bizim ülkemiz için de geçerlidir diyerek, bize bunca sıkıntı yaşatan Covid-19’u nasıl bir anda unuttuğumuzu ve maskeleri de nasıl attığımızın bir daha irdelemeliyiz.

 

İsviçre’nin Davos kasabasında iki yıl aradan sonra toplanan Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yayınladığı Seyahat ve Turizm Gelişim Endeksi Raporu’nda Covid-19 ile ilgili olarak kullanılan şu cümlenin altını çizerek okumalıyız.

 

“Covid-19’un en büyük zorluğu milyonlarca çalışanın, işyerlerinin ve yerel toplulukların refahını baltaladı”

 

Tüm dünya için geçerli olan bu söz bizim ülkemiz için de geçerlidir diyerek, bize bunca sıkıntı yaşatan Covid-19’u nasıl bir anda unuttuğumuzu ve maskeleri de nasıl attığımızın bir daha irdelemeliyiz.

 

Emeğine saygı duyduğumuz çalışanlara minnet borcumuzu bir kenara yazarak

 

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın o çok beklediğimiz haberi vermesi bizi şimdilik mutlu etti. Vaka sayısının üç gün peş peşe binin altına düşmesinden sonra bakın o “müjde”yi nasıl verdiler.

 

“Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz. Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse ve mesafe kuralına uyum gösterilebiliyorsa maske takmak artık şart değil. Yeni dönemde HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ya da kuruluşa girişte HES kodu kontrolü yapılmayacak. Hastalık belirtisi olmayan kişilerden test istenmeyecek. Okullarda, iki vaka çıkması halinde sınıfın kapatılması şeklindeki uygulamaya artık gerek görülmemektedir. Pozitif çıkan öğrencinin izole edilmesi yeterli bulunacak ve eğitim devam edecektir.”

 

Bakan Koca’nın “Hastaneler dışında maske zorunluluğu kalktı” açıklamasının ardından otobüslerde, trenlerde ve de uçaklarda maske kullanım zorunluluğu da kaldırıldı. Havalimanlarında zaten maskeler bir süre önceden atılmıştı.

 

Sosyal medyada ilk olarak Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Bilal Ekşi, kabin memurlarının alıştığımız anonsunu değiştirerek “Sizlere maskelerimizin ardından değil, her zamanki gibi tüm içtenliğimiz ile gülümseyeceğiz. Milletçe gayret ettik, kurallara uyduk, sabrettik ve kazandık. Şimdi tebessüm zamanı” paylaşımında bulundu. Yurt içi uçuşlarda maskesiziz ancak yurt dışında durum gidilen yere ve ülkeye göre değişkenlik göstertmektedir.

 

Maske konusunda Pegasus da duyuru yaparak “Yurt içi uçuşlarımızda maske kullanım zorunluluğu bulunmamaktadır. Yurt dışı uçuşlarımız için misafirlerimizin gideceği ülkenin kurallarını kontrol etmeleri gerekmektedir.” dedi.

 

Covid-19’un ilk aylarında herkes maske takıyor, istisna olarak takmayanlara da tabiri caizse “Vebalı” muamelesi yapıp ters ters bakıyor, hatta uyarıyorduk bile.

 

Covid-19’dan önce geçmişte sokakta maskeli insan gördüğümüzde acıyarak bakar, içimizden “Kim bilir, ne derdi var?” derdik. Oysa, sadece korunuyorlardı.

 

Şimdi durum ilk günlerde maskesizlere ters ters, korkarak baktığımız günlere döndü. Maske takan kalmadı. Bir anda milyonlarca insan, milyonlarca maskeyi bir daha takmamak üzere çöpe attılar.

 

Maske takanlar artık tek tük sayılı halde.

 

Şimdi onlara bir garip bakılıyor. İçinden “onlar hasta, bulaştırırlar” diye geçiren milyonlar kişi var dersem yalan olmaz.

 

O garip bakılanlardan biri de benim.

 

Dün ilk kez dolmuşa bindim, benden başka maskeli yoktu. Etrafımdakiler bunun nesi var acaba bakışını fırlatarak ve bana acıyarak baktılar gibime geldi.

 

Onlar bana acımaya devam etsinler, ben uzun süre daha maskeyi hep takacağım.

 

Dolmuşta, trende ve HEPA filtreleriyle çok sağlıklı olmalarına rağmen, kabin memurları gibi maskemi takacağım.

 

Sinemaya, tiyatroya gidersem yine öyle yapacağım. Kafe ve restoranlara şayet gidersem açık havada yemek yiyeceğim.

 

Hani derler ya, “Hafıza-i beşer, nisyan ile maluldur.” Biz de çekilenleri çabuk unuttuk. Unutmayalım, temenni etmem ama kabus bir gün başka bir şekilde gelebilir. Siz siz olun maskeye, mesafeye çok dikkat edin. Hijyeni de unutmayın.

 

Sağlıklı yarınlar Türkiye’m.

SHGM eski Genel Müdür Yardımcısı uyardı:

“AHL’de kuşlar uçaklar için tehdit!”

 

Ümit Çendek, İTÜ Uçak Mühendisliği Bölümü’nü bitirip, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde şube müdürü, daire başkanı, genel müdür yardımcısı olarak yıllarca görev yapmış deneyimli bir bürokrat. Emekli olduktan sonra şimdi de Topkapı Üniversitesi’nde havacılık dersi veriyor. Amerikan Federal Havacılık Teşkilatı’ndan (FAA) eğitim sertifikası, THK’dan pilot diploması ve THY’den de hizmet eğitim sertifikaları almış bir isim.

 

Çendek, bir açıklama yaparak Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine dönüşmesinden sonra, burada dikilen fidanların birkaç yıl içinde büyüyerek kuşlara mekan olacağını ve bunun da orayı kullanacak olan VIP ve bussines uçaklar için tehlike oluşturacağını dile getirdi. İşi iyi bilen bir uzman olarak Ümit Çendek’in söylediklerine bakalım.

 

”Yaptığım araştırmalar sonucu ICAO’nun (Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı) AIRPORT SERVICES MANUAL PART 3 dokümanı CHAPTER 5 ve 6’ya göre Atatürk Havaalanı’nın bırakınız içine, yakınına bile millet bahçesi yapılamaz.

 

Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) tarafından yayımlanan “ICAO DOC 9137- Part 3’te şu ifadeler vardır.

 

“Havaalanlarında kuş sürüsü türlerinin konmak/tünemek için kullanabilecekleri yoğun saklanma alanları oluşturulmamalıdır. (Türkçesi, içinde ağaçlandırma olan yeşil alanlar olmamalıdır!)

 

Kuşların çekici özelliklerini/unsurlarını azaltmak için havalimanlarında uygun olmayan yeşil alanların kullanılmaması için ön planlama yapılması gerekmektedir.”

 

ICAO böyle diyor, çünkü orada üreyecek kuş türleri hatta diğer hayvan türleri havaalanını büyük tehlikeye sokacak, birçok kuş çarpmaları (BIRD STRIKE) meydana gelecek ve de bunun sonucu olarak da uçak kazaları olabilecektir.

 

Bu kazalara devlet büyüklerimize ait uçaklar da her zaman maruz kalabilir.

 

Bu konuda devlet büyüklerimize bilgi verilmesi gerektiğini, fakat bazı mevki ve makam sahiplerinin çekindikleri için uyarıda bulunmadığını düşünüyorum.

 

SHGM ve DHMİ’de sorumlu mevkide bulunan arkadaşlar da gerekli uyarıyı yetkili mevkilere yapmamış, yetkili makamlar da ilgili bakanları sanırım uyarmamış olacak ki konu hiç gündeme gelmedi. Sonuç olarak bilinmelidir ki, Atatürk Havalimanı, içine uluslararası havacılık kurallarına göre bahçe yapılması çok büyük yanlıştır.

 

Kuşların neden olduğu bir kaza olduğunda Atatürk Havalimanı zorunlu olarak uçuşlara kapatılmış olacak.

 

Bu nedenle millet bahçesi için harcanan paralara da yazık olacak.

 

Bu nedenle Atatürk Havalimanı içinde bahçe de olamaz, hastane de olamaz.

 

Bu işten bir an önce lütfen vazgeçin.

 

Ne harcanan paralara ne kaza kırıma uğrayan uçaklara ve ne de hayatını kaybedecek insanlara yazık olmasın”.

 

Deneyimli bürokrat böyle diyor, acaba SHGM ve DHMİ bu konuda ne diyor?

 

Gelecek açıklamalara köşemiz açık.

 

******************************************************

16 ciltlik Türkiye Turizm Ansiklopedisi yayımlandı

 

Türkiye Turizm Ansiklopedisi başlığını taşıyan ve 16 ciltten oluşan, editörlüğünü ve koordinatörlüğünü Prof. Dr. Nazmi Kozak ile Prof. Dr. Metin Kozak’ın yaptığı ansiklopedi okurlarla buluştu. 2240 yazarın 8084 madde yazarak katkı verdiği Türkiye Turizm Ansiklopedisi Detay Yayıncılık tarafından yayımlandı.

 

Prof. Dr. Nazmi Kozak, ansiklopedi hazırlamanın bir entelektüel gelişmişlik göstergesi olduğumu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bir toplumun kendi entelektüel birikimi ile kendi ansiklopedisini hazırlayabilmesi önemli bir akademik ve kültürel gelişmişlik göstergesidir. Türkiye Turizm Ansiklopedisi; Türk akademisyen, araştırmacı ve lisansüstü öğrencilerin katkılarıyla hazırlanmış bütünüyle ulusal bir çalışmadır. Altı yıl gibi bir sürede iki koordinatör/editör, 31 araştırmacı tarafından hazırlanan Türkiye Turizm Ansiklopedisi’nde 2240 yazar toplam 8084 ansiklopedi maddesi yazdı. Toplamı 16 ciltten oluşan bu ansiklopedi, içerdiği konular, kapsamı ve getirdiği bazı yeni uygulamaları ile Türkiye’de hazırlanan ve yayımlanan ansiklopediler içinde ayrı bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki TÜBİTAK bilimsel çalışma olmadığı gerekçesiyle desteklemeye değer görmemesi düşündürücüdür.”

Prof.Dr. Nazmi KOZAK kimdir?

 

1962’de Afyonkarahisar’ın Yeşilçiftlik Kasabası’nda doğdu. 1982 – 1986 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Mersin Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’ndan lisans derecesi aldı. Yüksek lisansı Hacettepe ve doktorasını ise Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Turizm İşletmeciliği alanlarında yaptı.

 

Başkent Üniversitesi’nden sonra 2001 yılında çalışmaya başladığı Anadolu Üniversitesi’nde halen görev yapıyor.

 

Akademik çalışma konuları arasında Turizm Pazarlaması, Bibliyometri, Turizm Tarihi ve Sözlü Tarih Araştırmaları olan Prof. Dr. Nazmi Kozak 1990 yılından itibaren Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi’nin, 1997’den itibaren de Anatolia: An International Journal of Tourism and Hospitality Research’in editörlüğünü yürütmektedir.

 

Yayınları arasında; 14’ü uluslararası yayınevlerinden olmak üzere 95 kitabı, 20’si uluslararası dergilerde olmak üzere 120’nün üzerinde bilimsel makalesi bulunmaktadır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 2 yıl önce

    En azından cankut bagana yı arasanda bütün havacılık camiasıyla, çalışanlarınla niye dalga geçtin, bu kadar garip gurubayı niye kandırdın, 80 yaşından sonra kapitalist olmanın ne gereği vardı, ALLAHTAN korkmaz kuldan utanmaz mısın diye sorarsan seviniriz, onurair satılırsa ilk aranacak olan musa bey!!

    Cevapla