- THY SENDİKALAR İLE MASAYA OTURMAYA BAŞLADI…
- BİLANÇOLARA VE YAPILAN KARLARA YAKIŞIR BİR ZAM BEKLENİYOR…
- MAAŞLAR VERGİ KESİNTİSİ ALTINDA CAN ÇEKİŞİYOR…
- THY SABİT BİR VERGİ DİLİMİ İÇİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI…
- SENDİKALAR SAMİMİ VE ŞEFFAF BİR İLETİŞİM CESARETİ GÖSTERMELİ…
- İŞVERENE KARŞI ORTAK MÜCADELE YERİNE BİREBİR REKABET SİZE ZARAR VERİR…
- KENDİLERİ İÇİN NE İSTENDİĞİNİ DAHİ BİLMEYEN ÜYELER SİZE NASIL GÜVENİP NEYE DESTEK VERECEKLERİNİ BİLMİYOR…
- HAKLI VE SAMİMİ BİR MÜCADELE SİZ GÜÇ VE SAYGINLIK KATAR…
Değerli Okurlar,
Geçtiğimiz hafta THY de sendikalar ile toplu sözleşme için ilk oturumlar yapıldı. Hem THY A.O. hem de THY TEKNİK A.Ş. de çok büyük bir merak ve sabırsızlıkla süreç takip ediliyor. Ekonomik şartların çok ağırlaştığı bu dönemde herkesin geçim kaygısını giderecek iyileştirme ve zamma ihtiyaç duyduğu bir dönemdeyiz. THY bilançolarına ve yıllık kar oranlarına bakıldığında bunun kolaylıkla yapılabileceği beklentisi hâkim.
Özellikle yüksek gelir vergi kesintisi yaşayan ve ücretinin büyük bir bölümü ilk aylardan itibaren kesintiye uğrayan tüm çalışanlar bu konudan çok dertliler. Zamdan çok sabit bir oranda vergi kesintisi ile net maaş sistemi bekleniyor. Neredeyse her ay maaşı giderek düşen ve vergi kesintileri ile her ay ne kadar maaş alınacağı öngörülemeyen bu sistemden herkes çok şikayetçi. Yeni kurulan iştiraklerdeki gibi sabit bir ücret sistemi oluşturabilir. Bu yıl alınan zamlardan çok daha geriye giden ücretler söz konusu.
Örneğin Temmuz ayında yıllık enflasyon + refah payı zammı almış bir çalışanın Aralık maaşı arasında çok ciddi farklar var. Neredeyse Temmuz öncesi zamsız maaşlarını mumla arar oldular. Kar payları ve ara teşvik ödemelerle bu açık kapanmıyor. Döviz kuru ile kıyaslandığında bugün alınan ücretlerin ne kadar anlamsızlaştığı daha iyi görülecektir. Ayrıca meslek ve unvan bazlı bir kıyaslama yaptığınızda kendi ülkemizdeki bir kaptan pilot veya uçak teknisyeni maaşına bakıldığında THY ücretlerinin ne kadar geride kaldığı çok net bir biçimde görülüyor.
Tecrübeli elemanlardaki istifaların özellikle de kaptan pilot ve uçak teknisyenlerindeki kaçışın önüne geçecek bir oranda zam beklentisi var. Sendikalar her ne kadar talep taslaklarını cesaret gösterip üyeleri ile paylaşmadılarsa da ciddi oranlarda zam talepleri olduğunu ve gelir vergisi konusunda da talepler olduğu yönünde duyumlar aldık. Her iki sendikanın da bu süreçte aslında işveren karşısında stratejik olarak ortak bir mücadele göstermesi gerekirken omuz omuza vermemeleri ideolojik ya da sendikal rekabet nedenli diye düşünüyorum. Açıkçası her iki sendikada aynı işverene karşı bir zam talebi içinde.
Herkes de çok iyi biliyor ki ayrı ayrı kavga verseler de birbirine yakın benzer oranlarda zam alabilecekler. Çünkü uzunca yıllardır üst yönetimler tarafından böyle bir politika izlendi. Aslında unvan ve meslek bazlı yaklaşıldığında adaletsizliklerin olduğu düşünülse de büyük bir kitleyi ayrıştırıcı ya da karşı karşıya getirici yaklaşım çatışmalara neden olabilir. Ama düşük gelirli ve istihdamı maliyetli tecrübeli çalışanları da koruyucu ilave adımlar atılabilir. Eğer pilot ya da uçak teknisyenlerinde bir kaçış veya dışarıda iş arayışı olacak kadar ücretleri sektörlerinin gerisinde kalıyorsa onlara temel zam dışında ilave iyileştirmeler mutlaka yapılmalı.
Geçim sıkıntısı çeken yer hizmetleri ve taşerondan hizmet şirketine geçirilenlerin ücretlerini telaffuz bile etmek insanı üzüyor. 20 bin TL altında maaş alanların sayısı o kadar çok ki insan bu koşullarda onlardan utanır oluyor. Hem kira ödemek hem ev ve aile geçindirmek zorunda olan ek işlerle ayakta durmaya çalışan bu insanlara karşı Ahmet Bey’in duyarsız kalmayacağını düşünüyorum. Hele de bu asgari ücrete yapılan %49’luk zamdan sonra mutlaka üzerine anlamlı bir refah payı da ekleyerek ücretlerin belirli bir seviyeye getirilmesi lazım. Geçim kaygısı dışında işyerinde birçok konuda baskı ve stres yaşayan çalışanların motivasyonu çok düşük. Geçtiğimiz ay sağ olsun Ahmet Bey’in müjdelediği çift maaşlı ikramiyeler ve maaş + yıl sonu ikramiyesi ile herkesten 100 binleri aşan oranda vergi kesintisi oldu. Aldıkları bu teşviğin vergisi çift maaş kadar bile yapmadı. Bu konu bence çok önemli. Mutlaka sendikalar buna bir çözüm önerisi ile işverene gitmeli. Doğru formüllerle bu sorun giderilmeli.
Bir diğer sıkıntıda sendikaların üyelerini yeterince süreçler hakkında bilgilendirmediği ve korkak bir tavırla ketum davrandıkları konusunda çokça eleştiriler var. Yapılan çalışmalar ya da teklif edilen zam oranlarını üyelerin bilmek istemeleri ve kendileri için hedeflenen rakamları öğrenmek istemelerinden daha doğal bir şey olamaz. Ama her ne hikmetse iki sendikada sanki işverenle değil kendi aralarındaki anlamsız rekabet kaygısıyla mıdır nedir? bu sorulara net cevap vermiyorlarmış. Sendikaların üyeleri ile şeffaf bir iletişim kuramaması zaten sorunlu olan güven ve samimiyet ilişkisi sorununu daha da derinleştiriyor.
Bence sendikalar aynı işverene karşı stratejik bir ortak anlayışla hareket ederek kendi üyelerinin ortak menfaatleri için ortak bir mücadele anlayışı ile hareket edebilirler. Üyelerini daha geniş çerçevede bilgilendirip desteklerini alarak güçlü bir şekilde hareket etmeliler. Zor bir dönemde ve çok haklı bir zeminde verilen samimi bir mücadeleyi bence herkes destekleyecektir. Bu da işveren karşısında daha güçlü temsil imkânı sunarak, temsil edilen üyenin karşısında saygınlık kazandıracaktır.
Herkese bol kazançlı, sağlıklı ve huzur dolu haftalar diliyorum…
ocak ayı geldi çattı.aylardır gideceğiz diyenlerden belki 5-10 kendine güvenen genç kardeşimiz gidecek geriye kalanlar ise en iyi yaptıkları şey olan ağlamaya devam edecek.
kıdemli abileriniz varya onlar çok güzel ağlar yılın 365 günü ama iki maaş pirim için 7 takla atarlar. her türlü yalakalığı çok iyi bilirler.zaten onların sayesinde bu meslek ayaklar altına alındı.
kimsede gidecek o özgüven yok başınızdakilerde bunu çok iyi bildiğinden sizi 3 kuruşa çalıştırmaya devam edecekler.
şuan 10-15 senelik c/s adam 40-60 arası para alıyor galiba. şuan sanırım istanbulda bir kişi otursa ucuz bir yerde 4 çeşit yemek 500lira olmuştur. yani 60bin dediğiniz para yoksulluk sınırı.
bundan 20 sene önce thy teknisyeni adamın maaşı dediğinzde herkes önünü iliklerdi.
şimdi asgarinin iki katı veriyorlar.Çalıştığınız koşullar zaten belli sabahın köründe vardiyaya gel kart basmak için sıraya gir ,bir saat yemek molasının yarısı yemek kuyruğunda ayakta geçsin.son dakikaya kadar senden iş beklesinler,koşa koşa servise yetiş yat 6saat uyu sonra yine aynı döngü.İzmitte körfezde bu şartlardan çok daha iyisini sunan fabrikalar var.iddaa ediyorum çoğu fabrikanın çalışma şartları sizden çok daha iyi.yurt dışına gidecek özgveniniz yoksa gidin oralarda çalışın yine bu düzenden iyidir.
bugün size bırakın eflasyon + bilmem kaç refah payını, %300 zam yapsalar bile yine döviz bazında şirket için bedvaya çalışıyorsunuz. size bin, ikibin dolara bakım yaptırıyorlar sonrada tabii kar payı açıklayıp yine 3 kuruş pirimle iki parmak bal çalıyorlar.siz uyumaya devam edin.pandemi sonrasında ben çoktan gittim ama rahmetli sefa başkandan beri alışkanlık işte her pazartesi bu köşeye ister istemez geliyorum. gitmek isteyen bugün kafasına koysun lisansında tek tip işliyse iki haftaya avrupada işini bağlar.
Yalan yok şuana kadar pek çok firmaya cv gönderdim ve kimisi olumsuz döndü kimisi ise beklentilerimi karşılamadı.Ama hala hergün iş ilanlarını didik didik edip başvuruyorum.Sadece şunu söyleyebilirim; işveren ile işçi daima bir bilek güreşi içerisindedir.Kimin bileği güçlü ise onun dediği olur.Nasıl ki işveren pandemi de maaşları kesip üzerine bir de tam mesai yaptırdı ise şimdi de bir sürü Avrupa ülkesi ciddi ücretlerle istihdam yapıyor.Demem o ki hem tam çalıştır hem de yarım haklar ver devrinin sonu yaklaşıyor.800 uçaklık filo hedeflerken en düşük memur maaşına teknisyen çalıştırmaya çalışmak sürdürülebilir değil.
Şirket literatüre yeni bir kavram soktu. Memur gibi çalışan teknisyen! Kime sorsan memur maaşına bu kadar iş diyor. Herkesin üstü başı jilet gibi kimse elini kirletmek istemiyor. Herkesin ikinci bir işi var şirkette. Araç alıp satan mı dersin, memleketten bişey getirip satan mı. Giriş çıkış saatiymis, bilmem ne kadar iş cikarmakmis, kimsenin umrunda değil çünkü şirketin bir cazibesi kalmadı. Adam bir araba al sat yapıyor iki aylık maaşı çıkıyor. Kim takar senin yağlı kirli işini? Ne tamiri abi hurdaya at gitsin… Şirkete tavsiyem YA-PA-MAZ-Sİ-NİZ… çalışana hakkını vermeden bu millete çip bile taksaniz bir yolunu bulur zarara sokar seni. Zarara sokmak derken olması gerekeni yapınca şirket direkt zarara girer zaten. Yapılan kârın çoğu risk alarak insiyatifle yapılan işlerin sonucu. Bu kadar herşey çalışanın insafına kalmışken yönetim nasıl bu kadar cahil cesaretiyle adımlar atıyor anlamış değilim. Düşünsene doktor seni ameliyat edecek canın söz konusu ama sen doktorun hakkı olan parayı nasıl tokatlarim derdindesin ! Olmaz kardeşim böyle olmaz kırk tane elekten geçirdiniz insanları. Bin dolara adam calistirilmaz. Hani diyorlar ya kimsenin gözü yemez gitmeye , kardeşim adam çekip gitse daha iyi kalınca kinleniyor iş yavaşlatıyor daha büyük zarar veriyor şirkete. Bunu anlamak bu kadar mı zor ? Son olarak bu salla başını al maaşını düzeni bir kere yerleşirse daha da düzelmez bu şirket haberiniz ola ağalar…