Geçtiğimiz hafta havacılık sektörümüz birçok ilginç haberle çalkalandı. Bunlardan en önemlisi; THY’nin gazetelere manşet olan hataları ve bu hatalarla ilgili yöneltilen sorulara THY Genel Müdürü Temel Kotil’in verdiği savunma nitelikli bizce komik cevaplarıydı.
Gazetelere manşet olan ve birçoğunun doğruluk payı yüksek olan THY ile ilgili suçlamalara karşılık THY Genel Müdürü, bir açıklama yayınladı (hatta bir haber televizyonunda da canlı yayında bu açıklamalarını kamuoyuna sundu!) ve güya kendini ve yönetimini haklı çıkarmaya çalıştı.
Sayın Genel Müdür bu açıklamalarında konuştukça battı, battıkça konuştu. Ve bunları okuyan, duyan sektörel bilgiye sahip ve THY’yi tanıyan herkesi güldürdü. Bakın şimdi bu komedi beyanatta geçenlere; Sayın Kotil’e soruyorlar, “Telsiz konuşmalarında ezan okunuyor mu?” diye, Kotil cevap veriyor;” Hayır, telsizler DHMİ’nin kontrolü dâhilindedir ve THY ile ilgisi yoktur.” Yani, tercüme etmek gerekirse; okunup okunmamasından emin olmadığından, okunuyorsa da DHMİ okutuyordur demiş oluyor.
Sayın Kotil’e yine soruyorlar; “400 kişiyi neden işten çıkarttınız? diye? Kotil: “Alt kadrolarıma sordum ve onlar olmadan da iş götürülenebilinir dendi ve çıkarttım” diye cevaplıyor. Yine tercüme gerekirse; alt kadroları oluşturan havacılıkla ilgisi olmayan belediye kökenli arkadaşlarıma sordum ve onların etkisinde kalarak bu kararı verdim demek istiyor.
Ve bu kararlarını yanlış aldığını kabul etmiyor. Kara Cuma denilen ve THY tarihine yazılan o personel eksikliğinin had safhada seyredildiği, dünya tehir ve iptal rekorunun kırıldığı günü bile unutuyor ve her nedense kendisine hatırlatılmıyor.
Bir de, yolculara içki ikramı verilmemesi ve hosteslerin azaltılması operasyonu konusunda son derece gerçekleri çarpıtıcı kıvrak yanıtlar vererek güya kamuoyunu ikna ettiğini sanıyor.
Yine aynı beyanatta; THY’nin uçaklarının koltuk kapasitelerine yönelik sorulara ise, Kotil’ce yanlış, gerçekleri yansıtmayan cevaplar vermeye devam ediyor. Sublo’nun ne olduğunu bilmiyor. Tahditli yapılan uçuşlarla ilgili bir bilgisi yok.
THY’nin Genel Müdürü, THY nin 131,40 ve 131,50 no lu şirket frekanslı telsizlerinden ve uçakların koltuk kapasitelerinden haberi bile yok. Belki de şirketin operasyonlarda kullandığı walkie-talkie leri çocukların oynadığı oyuncak el telsizi sanıyor.
Çıkartılan insanlardan söz ederken; onlara işe yaramaz anlamına gelecek kadar saygısız ifa
deler kullanabiliyor. Kendi şoförünün aldığı maaşta bile gözü olduğunu ve bu maaşı profesör maaşıyla endeksleyebilecek kadar bilgisiz beyanatlar verebiliyor.(Sanırım THY’ yeye gelmeden önceki maaşıyla ilişkilendiriyor)
Kendisi şirkete geldiğinde, ona havacılığın alfabesini öğreten, uçakların koltuk kapasitelerini söyleyen, Sublo’yu, dolayısıyla tehditli uçuşları anlatan, telsizlerin ve frekanslarının neden ve kimlerce kullanıldığını öğreten insanlara; belediyeci arkadaşlarından aldığı bilgi doğrultusunda işten el çektiriyor. Ve bunlar hukuksal olarak haksız yere çıkartıldıkları ispat edildiği halde, işe yaramaz ifadesini hala kullanmaya cesaret edebiliyor.
Temel fıkralarını unutturacak kadar gaflarla ünlü Genel Müdür, doğruları konuşan bir pilotunu, “Doğruyu söyleyeni kırk köyden kovarlar” atasözüne uygun olarak disiplin kuruluna vererek 2 yevmiye ceza almasını sağlıyor. Etrafında yönetim tarzını eleştirecek insanlar istemiyor.
Plansız uygulamalar sonucunda oluşan personel açığını Hormonlu eğitim sistemi çerçevesinde çözmeye çalışarak sadece günü kurtarmaya çalışıyor. Ve maalesef hala genel müdürlüğe devam edebiliyor.
Saygılarımla.