Malezya uçağı 8 Mart 2018’de Hint Okyanusu’nda kaybolmuştu. Kuala Lumpur-Pekin seferini yapan MH 370 sefer sayılı uçaktan o tarihten beri haber alınamıyor. Herhangi bir sonuç elde edilememesi, arama çalışmalarının durdurulmasına neden olmuştu.
Yankıları hala dinmeyen kayıp Malezya Uçağı hakkında şoke eden bir iddia ortaya atıldı. Kuala Lumpur-Pekin seferini yapan MH 370 sefer sayılı Malezya uçağı, 8 Mart 2014’te Hint Okyanusu üzerinde kaybolmuştu. 289 kişiyi taşıyan uçak çok sayıda ülkenin arama çalışmalarına rağmen bulunamamıştı.
Uçağı arama çalışmaları sonuçsuz kaldığı için durdurulmuştu. ABD şirketi Ocean Infinity’nin yürüttüğü, 60 personelin ve 8 denizaltının görev yaptığı arama çalışmaları 24 Ocak 2018’de tekrar başlamıştı.
Malezya Ulaştırma Bakanı Anthony Loke, yaptığı açıklamada arama çalışmalarının 29 Mayıs 2018’de durdurulması kararı aldıklarını söylemişti. Havacılık yazarı ve ödüllü gazeteci Christine Negroni, Kayıp Malezya Uçağı MH370’in denize çakıldığı anlarda canlı kalan tek kişinin yardımcı pilot olduğunu öne sürdü.
Kazanın gerçekleştiği günden bu yana MH370’in akıbetini araştıran Christine Negroni, kalkıştan 30 dakika sonra uçakta basıncın alındığını ve bu sırada kaptan pilot Zaharie Ahmad Shah’ın kokpitteki lüks banyoda olduğunu iddia etti. Basıncın alınmasının ardından uçakta yolculara yalnızca 15 dakika süre ile yetecek oksijen kalmıştı ve bu sebeple yolcuların tümü 15 dakika içinde öldü.
‘Yardımcı pilot saatlerce cesetlerle uçuş gerçekleştirdi’ diyen Christine Negroni’ye göre kaptan pilot kokpite geri dönemedi ve yardımcı pilot Fariq Abdul Hamid uçağı Malezya’daki Langwaki Havalimanı’na indirmeye çalıştı.
Yardımcı pilot Fariq Abdul Hamid’in Langkawi Uçuş Akademisi’nde eğitim gördüğüne dikkat çeken Christine Negroni, yardımcı pilotun oksijen eksikliği sebebiyle başarıyla iniş gerçekleştiremediğini fakat birkaç saat süre de olsa uçakta canlı kalan tek kişi olduğunu söyledi.
2 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Çok saçma bir teori. Basınç kaybı transponder’ı kapatmaz sanırım. Uçak son ATC irtibatından sonra belli bir süre aynı uçuş başı koruyor ve sonra sola 280-290 başa dönüş yapıyor. Ve hemen ardından transponder kapanıyor. Kapatılıyor daha doğrusu. Ve uyduya gönderdiği sinyal süresi bu andan itibaren 4 saat. Basınç nedeniyle herkes kendinden geçmiş olsaydı bile uçak yakıtı bitene kadar uçuşuna devam ederdi. Bilinçli bir eylem var bu olayda çok açık. Tek doğru olan Kaptanın veya FO’nun bu olay yaşanırken o an kokpitte olmadığı . Her yönüyle enteresan bir olay.
Merhaba, haberin içeriğindeki tarihlerde bazı hatalar var, bunları kontrol edip düzeltebilir misiniz?