Değerli Okurlarım,
Yazıma öncelikle THY Kaptanı Ezgi Tosunoğlu ve Uçak Teknisyeni Onur Yenitur’a Allahtan rahmet, ailesi ve sevdiklerine de başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum.
Geçtiğimiz hafta sektörde hiçbir ilgisi olmadığı halde hastane kapılarındaki acil muhabirliklerden, birtakım isimlerin çıraklıklardan gelme bir zerzevatın, kendini havacılık uzmanı ve yazarı diye pazarlayarak ömrünü bu sektöre adayanlara yaptığı edepsizliklerden ötürü siz değerli okurlarıma açıklama yapma ihtiyacı duydum… Güya buzdolabında tuttuğu kirli hesaplaşmalarını ortaya çıkarıp bize ders verecekmiş. Kurumsal yerlerde çalışan insanlar, belirli bir güvenlik incelemesine tabii tutulduktan sonra pozisyonları için uygun bulunurlar ki bu inceleme haftalar sürer. Sizler hayatınız boyunca böyle yerlerde çalışmadığınız için lütfen herkesi kendiniz gibi görmeyiniz!
Yıllardır tetikçilik ile hayatını idame eden, mesleği dahi olmayan bu şahıs(lar)a sesleniyorum. Buyurun buzdolabından ne çıkaracaksanız çıkartın! Hodri meydan! Hayatı boyunca hiçbir kurumsal yerde çalışamamış, hiçbir kurumsal pozisyona aday dahi olamamış bir özgeçmiş ile kime neyin tafrasını yapıyorsunuz. Hayatınız vasıfsızlıklarınız, yandaşlıklarınız ve tetikçiliğinizi örtmekle geçmiş bomboş adamcıklar… sizden korkan sizin gibi olsun…
Ömrünü havacılığa adamış, her gününü her anını bu camiayı düşünerek, üreterek, emek vererek geçiren ve ömrümün sonuna kadar da gurur duyacağım koca yürekli bir adamın oğlu olarak dünyaya geldim. Böylesine bir aşkı ve böylesine bir motivasyonu hayatım boyunca kimsede görmedim. Düşünsenize anjiyoya girerken bile doktoruna yeni haber sitesinin tasarımı hakkında görüşünü soran, daha taburcu olmadan bile bir sürü talimatlar yağdıran işine aşık bir adamdı. Son nefesini vermeden kısa bir süre önce bile köşesine yazısına gömülmüş bir adamdı…
Yıllarca uçak teknisyenliği yapmasının ardından dernek başkanlığı yapmış, tüm sisteme tek başına kafa tutmuş efsane bir adamdı. Maddi hiçbir kaygısı olmamasına rağmen işçi, emekçi arkadaşları için davalar açıp, dönemin başbakanından sendikalara rağmen zam almış bir adamdı. Emeğin hakkını savunduğu, haksızlığa karşı koyduğu ve THY’na açtığı davalar yüzünden işinden oldu. Yılmadı binlerce arkadaşına kazandığı davanın emsal kararı sayesinde çok büyük tazminatlar kazandırdı. Kısacası ömrünü bedeller ödeyerek, savaşarak cesurca yaşamış ve etrafındaki birçok insana faydası dokunmuş bir adamdı. Medya sektörüne meslektaşlarının basındaki sesi olmak, onların duygularını tercüme etmek, sorunlarını cesurca haykırmak için girdi. Her yazısı, her eleştirisi ses getirdi. Kuyruğuna bastıklarının tehditlerine rüşvetlerine asla boyun eğmeyen cesur bir adam olarak son nefesini verdi… kısacası benim babam adam gibi adam olarak bu dünyadan göçüp gitti…
Şimdi gölgesinden geçinmiş, adıyla ilişkileri ile piyasada adam yerine konmuş, ne mesleki bir eğitimi ne sektör tecrübesi olmayan hayatında bir uçak vidası dahi sıkmamış yada hiçbir havacılık işinden yada eğitiminden geçmemiş, geçmişi karanlık, kalemi kiralık, yazdığı yazılarla anca muhataplarına şantaj yapan, derdi koparacağı rüşvet kadar olan… uluslararası suçlara, yurt içindeki yolsuzluklara konu olmuş, her devrin adamı, her siyasetçinin şak şakçısı olmuş, yalanlarına köşe, siyasetle kendine bir koltuk peşinden koşan sürüngen karakterli biri kalkmış şimdi rahmetli babamın adını utanmadan arlanmadan ağzına alıp zürriyetine ithamlarda bulunuyor.
Rahmetli senin yıllarca fazlasıyla hakkından geldi. Kuyruk acını çok ama çok iyi biliyorum. Nasıl biri olduğunu bütün camiaya defalarca ispat etti. Belgeleri ve delilleri ile seni her defasında çarşaf çarşaf ifşa etti. Hakkındaki hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet haberlerinden hiç utanmadın ve hiç mi zerre ar duymadın?
Sana verdiği emekten, onca yaptığı iyiliğe rağmen ettiğin ihanetlerle hiç mi sızlamadı vicdanın? Hala havacılıkla ilgili ne bilimsel ne sektörel karşılığı olamayan köşesinden sadece dedikodu ve iftiralar dışında bir şey yazmayan zavallı bir adamsın. Sen Amerikalara kadar uzanan pilotaj eğitimlerinden tut da kendi kurduğun şirkettin vergi borçları ve icraları yüzünden usulsüzlüklerle kendi dükkanından mal çaldığı iddia edilen ancak buna cevap veremeyen birisin. Hakkındaki tüm iddialara daha ne hukuk ne kamu vicdanı karşısında cevap verememişken, aklanmadan siyasetin zırhına bürünmeye çalışma cesaretine de şaşırıyorum. Dün arkasından sövdüğün yok fetöcü yok fırsatçı vb. diye iftiralar dizip mahkeme salonlarında tazminata mahkûm edildiğin adamların bile karşısına pişmiş kelle gibi çıkabilen birisin. Bukalemun gibi değdiği her renge dönüşebilen tutarsız birisin. Senin ne tür biri olduğunu tüm bu camia çok ama çok iyi biliyor. Yıllarca yanında çalışmış senden ayrılmış herkes bir konuşsa emin ol insan içine çıkamazsın…
Ben yapım ve aile terbiyem gereği asla ikili polemiklere girmem ve şahıslar üstünden bir yorumda bulunmam. Bu zamana kadar sessiz kalışım da bu yüzdendi… Lakin söz konusu şu hayattaki en büyük gurur ve onur kaynağım babam olunca asla kimseye pabuç bırakmam. Utanmadan yıllarca babamın sırtından geçinen, hala kendisine maddi ve manevi borcu olan alçakların vefat etmiş babamın arkasından dil uzatmasına tabii ki asla tepkisiz kalamazdım. Cevap veremeyecek durumda ve vefat etmiş birinin arkasından dil uzatmak da anca sizin ahlakınıza yakışır.
Ben babamın bayrağını omuzladım. Onun davasını davam bildim. Onun bizi yetiştirdiği terbiye ve ahlakla bu sektöre ömrümü adadım. Hem akademik olarak bu camiaya insan yetiştirmeye, hem bilimsel olarak sektörüme katkı sunmaya ve babamın emaneti olan tüm meslektaşlarının sesi olmaya devam edeceğim. Hiç kimseden korkmadan çekinmeden yazmaya ve sizleri haberdar etmeye devam edeceğim. Ne siyasetle ne de ticaretle hiçbir zaman işim olmadı. Çok şükür bu işi de asla maddi bir motivasyonla ya da birileri gibi siyasi bir menfaat arayışı ile yapmıyorum. Ama bu işi liyakatsizce, ahlaksızca yapmaya ve üç satırlık zerzevatlarını köşe yazısı diye satmaya çalışanlara karşıda asla mütevazi olamayacağım. Köşesinden kin ve nefret zehiri akıtan bu vasıfsız adamların şu haliyle bir de siyasette ne vereceğini çok merak ediyorum… Hakkındaki iddialar göz önünde bulundurulduğunda sen bulunduğun her yere zarar verecek, adıyla ayıbı, geçmişiyle utanç duyulan bir vukuatı olursun… bu da kayıtlara geçip böyle biline…
Bu gereksiz ama hak edene cevap niteliğindeki ifadelerden sonra sektörümüze dönersek, EuroControl verilerine göre Türkiye şubat ayında günlük ortalama 2384 uçuş ile Avrupa’da en yoğun trafik hacmine sahip ülkeler arasında 6. sırada yer almıştır. Şubat ayında en fazla uçuş gerçekleştiren havayolu şirketleri arasında THY günlük ortalama 1309 uçuş ile ikinci, Pegasus ise günlük ortalama 386 uçuş ile 11. sırada konumlanmıştır. İstanbul Havalimanı günlük ortalama 1269 uçuş ile Avrupa’daki en yoğun havalimanı olurken, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı ise günlük ortalama 538 uçuş ile Avrupa’daki en yoğun 14. havalimanı olmuştur.
Ayrıca Boeing’in raporunda önümüzdeki 20 yılda 2,1 milyon yeni havacılık personeline ihtiyaç olacağı belirtildi. Avrupa Kıtası için değerlendirme yapıldığında pilot ihtiyacının 122000, teknisyen ihtiyacının 120000, kabin ekibi ihtiyacının 207000, tüm dünya için değerlendirme yapıldığında pilot ihtiyacının 602000, teknisyen ihtiyacının 602000, kabin ekibi ihtiyacının ise 899000 olduğu görülüyor. Bu değerlendirmeyi ülkemiz için yaptığımızda dünyada yılda toplam havayolu yolcu taşımacılığının 3,2 milyar, ülkemizde ise bu oranın 2019 yılsonunda 208 milyon (2022 yılsonu tahmini 200 milyona yakın) olduğunu düşündüğümüzde, Türkiye için en kaba taslak öngörümüz, önümüzdeki 20 yılda 35000 pilot, 35000 teknisyen ve 60000 kabin ekibi ihtiyacının olacağı yönündedir. Bu veriler sektörümüzün geleceğinin parlak olduğunun göstergesidir.
Sevgi ve sağlıcakla kalın…
Münakaşa beni pek ilgilendirmiyor ancak ölenin arkasından yazana cevap doğru olmuş. Son paragraf umut verici güzel bir değerlendirme,
Tolgacığım
Amcan olarak bu haftaki yazına yorum yapma gereği duydum. Sitede yazmaya başlamadan önce sana söylediklerim aynen çıktı. Bahsettiğin kişi ve konuyu tüm boyutları ile aslını esasını bilen çok az kişiden biriyim.
Sen babanın, ilmek ilmek dokuyarak Türk milleti ve havacılık camiası için yarattığı çağdaş, düzgün karakterli, yalanı dolanı olmayan pırıl pırıl bir değersin.
Sana çirkefe taş atma üstüne sıçrar demiş bu konulara girmemeni istemiştim. Seni üzerler demiştim. Ama yazdıklarından anlıyorum ki üzerine basmadığın halde çamur üzerine sıçramış.
Baban kardeşlerin en küçüğü olmasına karşın en büyüğümüz gibi davranan, sorumluluklarından kaçmayan cesur, özverili, fedakar, esprili tüm yakınlarının ve dostlarının saygı ve sevgi duydukları bir insandı. İyiler erken gider sözünü kanıtlar gibi uçtu gitti.
Sefa’nın da bu konuda son zamanlarında çok üzüldüğünü yakinen biliyorum.
Ona laf edenler için yazdıkların için kalemine sağlık diyerek SONUNA kadar arkanda olduğumu bilmeni isterim
Lise mezunu HAVACILIKLA alakası sözde çakma havacı yazar. Yıllarca bi hamdici bir ocu bucu diye zıpladın durdun. Allah için ortalığı karıştırmaktan başka hiç bir faydanı görmedik. Tekniğin rahmete gitmiş emektar bi abisine laf etmek senin ne haddine. Bizim için doğru dürüst ettiğin bir laf yada savunduğun birşey mi oldu. Dedikodudan başka hiç bir yazacak şeyi olmayan teneke bir adam. Babası yılların teknisyeni dernek başkanı oğlu akademisyeni pilot yetiştiren hocası sen nesinki bu kadar yükselebiliyorsun.