Değerli okurlar, birkaç haftadır coronadan bahsetmiyorduk. 1 Temmuz’da başlayan yeni ve kapsamlı açılım hatta normalleşme meyvelerini (!) vermeye başladı. Kuluçka süresinin 10-14 gün olduğu belirtilen covid 19 virüsü 10 Temmuz’dan itibaren kafasını kaldırmaya başladı.
FLAG CARRIER DEĞİL VIRUS CARRIER !
Kültür ve Turizm Bakanı Şeker Bayramı sonrasında yani 17 Mayıs’ta 5.000’e düşeceğini söylemişti. O tarih geldiğinde vaka sayıları 11.000 civarındaydı. Sayın Bakanın öngörüsü Temmuz ayının ilk haftasında gerçekleşebildi. Tam vakalar 5.000’in altına düşmüştü ki, yeni normalleşme ile birlikte 13 Temmuz’da 6.000 lere, 15 Temmuz’dan itibaren ise 7.000’lere fırladı. Bayramla birlikte başlayan kavimler göçünün vakaları patlatacağı artık kesin gibi. Aşılama oranının % 84 ile ilk sırada olduğu Muğla’ya yüzbinlerce insan akın etti. Aşılı kent artık risk altında. Bakalım bayram sonrası büyük kentlere dönecek olanlar coronanın artışına nasıl katkı yapacak? Uzmanlar aşılama oranının hala düşük düzeyde kalması ve delta/delta plus varyantlarının giderek yaygınlaşması sonucu Ağustos-Eylül-Ekim aylarında vaka sayılarının tekrar yükseleceğini söylüyor. Rusları halay çekerek karşıladığımız Antalya’da 26 Haziran-2 Temmuz arasında vaka oranı 100.000’de 35 iken ertesi hafta yani 3-9 Temmuz döneminde 65’e fırlamış. Antalya’nın nüfusu 2.3 milyon olduğuna göre 800 olan vaka sayısı Temmuz’un ilk haftasında 1500 olarak gerçekleşmiş. Turist döviz de getirmiş virüs de ! Bu arada havayollarımız virüsün ülkemize girişlerine katkı yapmaya devam ediyor. Bu noktada, en büyük pay THY’ye ait… THY’miz Flag Carrier olmaktan çıkmış Virus Carrier haline gelmiş… Olsun döviz gelsin de, insanlar hasta oluyormuş, ölüyormuş ne gam… Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir.
TASARRUFLARINIZI GÖRELİM…
THY demişken, geçen hafta HAVASEN’in duyurusunda yer alan “THY 2019 sefer sayılarına yaklaştı.” iddiasının THY Genel Müdürü Bilal Ekşi tarafından doğrulandığını es geçmeyelim. Ne demişti Bilal bey ?”THY, uzun hat uçuşlarda pandemi öncesi sefer sayısının %85’ine ulaştı.” Ne güzel… Keşke bu normalleşmeyi geçtiğimiz günlerde TİS zammı oranını belirlerken de dikkate alsaydınız. Bu arada yurtiçi personelden kesinti yaparken milletin gazını almak için üfürülen “Yurtdışı organizasyonunda değişikliğe gidileceği” yönündeki sözlerin akıbeti hakkında netleşen bir durum yok. Hani bölge müdürlükleri kuracaktınız, her şehirde bir müdür olmayacaktı? Şimdi samimi olduğunuzu göstermenin tam zamanı. Önce gerekli-gereksiz yerlerdeki müdürlükleri iptal edin, merkezden gönderdiğiniz personel sayısını azaltın, kira yardımlarını istisnasız kaldırın, temsil-ikram ve reklam bütçelerini kısıtlayın, müdürlük araçlarını ikide bir yenilemekten vazgeçin. Yurtdışında görev yapmayı bir zenginleşme aracı olmaktan çıkarın. Mesela offline (seferi olmayan) bürolarda müdüre ne gerek var acaba? Bir Şef bir de muhasebe memuru yetmiyor mu? Ya o suyunu çıkardığınız uçak içi ikramlar? Hani o “Arap yağı bol bulduğunda, kaşına başına sürermiş” görgüsüzlüğü? Bay Hamdi başlatmıştı hani, semaverde çay, karnıyarık falan…Üstüne üstlük sırf yemekleri servis etmek için işe başlatılan sonra da kapıya konulan yüzlerce gariban uçan şef… Milyonlarca lira harcanarak 2012’de yaptırılan Atatürk havalimanı CIP salonunda sunulan yüz çeşit ikram…Sonra uçakta yine 5 yıldızlı lokanta menüsü…Milyonlarca dolar savrulan reklam filmlerini ve sponsorlukları da unutmayalım. Ya o “ucuz bulduk, aldık” denilen onlarca uçak? Pandemide kiraladığınız 347 makam otomobilini unuttuk sanmayın. Sonunda geldiğimiz yer burası…Yıllardır paraları saçarsın, şirketi ve ülkeyi borçlandırırsın sonra da “işler kötü, maaşlarınızı düşüreceğiz” diye personelin kapısını çalarsın. Ne diyelim, yazıklar olsun… Dilerim birgün bunların hesabı sorulur ve yazlığında ayağını uzatıp şırasını içerken postacı gözüne sokar mahkeme kağıdını şirketi babalarının çiftliği gibi yönetenlere.
Şirketi bu hale sokanlar denince önce Candan ve Hamdi’den başlamalı.
Hamdi efendiye Borajet olayındaki rolü de mutlaka sorulmalı.
Hiç okuyup utanan var mı? Hani, tüyü bitmemiş yetim vardı ya!
Sıkın dişinizi 2023’e ne kaldı. Herşey kökten düzelecek.
Benim bayramın hiç iyi geçmiyor sefalete mahkûm edildim onca yıl okuyup emek vermem anlıyorum ki boşuna imiş onca yılı çöp etmişim geleceğimi mahvetmişim gidip memleketimde düz memur olsam daha mutlu olurdum kesinlikle bayrak taşıyıcı ifadesi inanın bana hiç birşey ifade etmiyor şuan o kadar soğutuldum ki meslekten uçak değil diyorlardı bisiklete bakım o kafaya geldik biz de nihayet mesai bitse de bir an önce gitsek mantığı ile işe geliyoruz artık milletin içindeki arzu meslek aşkını sıfırlamayı başardılar Bağcılar tekstil sanayide çalışan mülteci işçilerden bir tık iyi durumdayız fazlası değil.Dua edelim de tablo eskiye dönmesin bir yıldan fazla eksik maaş alıp gün sonunda belki işimizden de olacağız bu kez çünkü fatura hep bize kesiliyor adres belli.