Değerli okurlar, 16 Ocak 2017’de Kırgızistan’da meydana gelen olayda ACT uçağı düşmüş ve 4 mürettebatının yan ısıra 35 kişi de yaşamını yitirmişti. Profesyonel havacıların sitesi airlinehaber, sloganına uygun şekilde ve bir havacılık sitesinin misyonuna yakışır biçimde ama aynı zamanda sorumlu yayıncılık anlayışı ile kazaya ilişkin Ön Raporu yayınladı. Adı üstünde, Ön Rapor...
Hemen bir karara varmak için henüz erken… Ana Raporu beklemekte yarar var. Ön raporu yorumlayan Sefa İnan’ı ve ekip arkadaşlarımızı kutluyorum. Rusya Federasyonu Sivil Havacılık Otoritesi IAC tarafından yayınlanan yaklaşık 20 sayfalık raporu tercüme etmiş ve özetlemişler. Okuyanlar bir fikir sahibi olabilirler ama dediğim gibi acele etmemek lazım.(Ön Rapora buradan ulaşabilirsiniz..)
KAİK NE İŞ YAPAR ?
Bu arada merak ettiğim bir konu daha var. Bizim Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı KAİK (Kaza Araştırma İnceleme Kurulu) bu kaza ile ilgili ne yaptı acaba? Sonuçta, Türk tescilli bir uçak. Ciddi ve sonuçları da ağır bir kaza. Siz hiç KAİK’in bu kaza ile ilgili işlem başlattığını duydunuz mu? Kayıtlara baktım, 2015 yılında meydana gelen Katmandu kazasında da KAİK ancak akredite olarak temsilci sıfatı ile yer almış. Mesela yine 2015 yılı Nisan ayında Atatürk Havalimanında wake vortex turbulence’dan kaynaklanan ve TK 1878 sayılı seferin inişinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak da KAİK’in rapor falan düzenlediğini duymadım.
Türkiye’deki kazaları geçtim de, KAİK’in özellikle yurt-dışında meydana gelen kazalarda aktif olarak yer alması ve Türk havacılık işletmelerinin, Türk pilotlarının haklarını koruması gerekmez mi?
Elin yabancısına bırakırsan, onlar kendi hatalarını gizler, mahalli ATC’lerin yanlışlarını, meydan şartlarını vs es geçer ve faturayı Türk pilotlara ve Türk şirketlerine kesip dosyayı kapatır.
Bu arada, KAİK’in havacılıkla ilgili Kurulunda, THY Kurumsal Emniyet Başkanı Kpt. Plt. Mustafa Afacan’ın yer alması da bir başka gariplik…THY uçağının kaza-kırımında Afacan kaptanın THY çıkarlarını ön plana alabileceği iddiaları soruşturmaların objektifliğine zarar verebilir. Benden söylemesi.
GENEL HAVACILIK KAZALARI ÜRKÜTÜCÜ BOYUTTA
KAİK ve kaza-kırım demişken 10 Mart günü Büyükçekmece’de düşen helikoptere değinmeden geçmeyelim. Bakın KAİK’in son 3 yıllık verilerine göre 2014 yılında ülkemizde meydana gelen kaza veya ciddi olay sayısının 16 adet olarak gerçekleştiğini bunlardan 8’inin Genel Havacılık şirketlerine ait olduğunu anlıyoruz. 2015 yılında 14 kaza veya ciddi olayın 7’sine Genel Havacılık şirketlerine ait hava araçları sebep olmuş. 2016 yılında ise, bu oran 15 ‘de 5 olarak gerçekleşmiş. Rakamlar ürkütücü...
Türk sivil havacılığında taş çatlasa % 5 oranında yer tutan Genel Havacılık, oluşan kazaların yarısına sebep oluyor.
Bu veriler, Genel Havacılığın yeterince denetlenmediği ihtimalini akla getiriyor. Mesela, Tarkim’e devletçe el konulduğunda, bu şirketin işlettiği hava araçları diğer Genel Havacılık şirketlerince kapışılmıştı. İyi de, bunların geçmişi, bakımları incelendi mi? Varsa eksikleri giderildi mi?
KUĞU’DAN ”ADET YERİNİ BULSUN” AÇIKLAMASI
Bu sorulara cevap ararken Büyükçekmece’de düşen helikopteri işleten Kuğu Havacılığın web sitesine bir göz attım. Kazanın üzerinden neredeyse 20 gün geçmiş, sizi siyah bir fon üzerinde kazanın hemen ardından yapılan açıklama karşılıyor. Son derece özensiz hazırlanmış bu açıklamada, güzel Türkçe’miz bakımından da sıkıntılı ifadeler var. Mesela “Olayın detayları açıklığa kavuşana kadar ön yargılı, suçlayıcı ve yıpratıcı yorum ve eleştirilerden kaçınılması, soruşturmanın da salahiyeti adına önemlidir.” ifadesindeki “selahiyet” kelimesi… Oysa, “soruşturmanın selameti” yıllardır gazete ve TV haberlerinde, resmi açıklamalarda aşina olduğumuz bir ifadedir. Açıklamayı yazan arkadaş “Soruşturmanın selametini” kafasına göre “soruşturmanın selahiyeti” yapıvermiş...
Açıklamada dikkat çeken bir cümle daha var: “Yeni bilgilere ulaşıldıkça kamuoyu ile paylaşılmaya devam edilecektir. ” Aradan 20 gün geçti, yeni bilgilere ulaşamadınız mı beyler? Sözün özü, yeni kazalar olmasın, canlarımıza zarar gelmesin diyorsak, SHGM Genel Havacılık şirketlerini daha ciddi, daha detaylı incelemeli, imkan ve kabiliyetlerini daha titiz değerlendirmeli, özellikle bu işletmelerin yönetici personelini tekrar gözden geçirmeli… Zevahiri kurtarmak adına yapılan bir-iki günlük denetimler daha kapsamlı ve daha sık yapılmalı… Yoksa daha çoook üzülürüz…
6 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Tespit doğru. Genel Havacılık şirketleri küçük görülüyor, üzerinde durulmuyor, sağlıklı denetlemeler yapılmıyor. Sonuçta kaza üstüne kaza. Can kaybı olmasa hiçbirinden haberimiz bile olmayacak.
Medeni bir ülkede olsa, ertesi gün Sivil havacılık denetçileri o şirketi basar, hallaç pamuğu gibi atar. Bizde SHGM’den tıssss yok.
Uyanık KUĞU, sessiz kalarak kazayı unutturacaklar. Olan ölen masum insanlara oldu.
Sayın İnan
Sizin yaptığınız hedef saptırmak. 747 düşürenler Sikorsky düşürenler yani yöneticiler bu kadar kalite, emniyet, kural kaide olacak düşürecek, sonra gel genel havacılık de, o kazalar hep öğrenci kazası uçuş okullarında, uçuş okulunda önlemek çok zor, siz önce bu ticari hava taşıma kurallarına rağmen koca uçakları düşürenleri bir sorgulayın, camia da ne kadar uçak düşüren yönetici varsa hepsi ödül verilmiş gibi sorumlu müdür veya yönetici, şimdi görevden almayacaksın da ne zaman alacaksın
Eleştiriniz üzerine ben de merak ettim. Acaba yazar toptancılık mı yaptı diye. KAİK sitesine girdim. 2016 yılında oluşan 15 kazanın 5’i gerçekten Genel Havacılık hava araçlarına ait. Eğitim uçakları ise ayrı gösterilmiş. 7 eğitim uçağı da kaza/kırıma uğramış. Yani 5 kazanın tamamı da Genel Havacılığa aitmiş maalesef.
Yazara katılıyorum. Genel havacılık şirketleri çok sıkı denetlenmeli. Sektörün bu tarafı çok başıboş.