1 Ocak 2022’de yürürlüğe giren 27. Dönem Toplu İş Sözleşmesi, hiçbir müzakerede bulunulmadan, THY çalışanlarından adeta kaçırılarak 28 Aralık 2021 günü THY yönetimi ve yetkili sendika tarafından imzalanmıştır. Bu acelenin nedeni 3 Ocak 2022 günü anlaşılmış ve Aralık ayı TÜFE endeksinin % 13.58 artması karşısında 2022 yılında oluşacak fahiş enflasyonun işaretleri alınmıştır. O tarihte Ocak-Kasım 2021 enflasyonu % 19.82 iken ve 2022 yılı enflasyonu % 21,39 olarak tahmin edilirken, pandemi başlangıcında %35 – %50 düşürülmüş maaşlara, Toplu Sözleşmede pandemi kesintilerinin iadesi amacıyla verilen % 60 + TÜFE oranını bazı kesimlerin yüksek bulduğu hatırlardadır.
Ancak Aralık 2021 TÜFE oranının % 13.58 olarak açıklanması ve artış trendinin giderek istikrar kazanması karşısında pandemideki kayıpların telafisi bir yana, THY ve özellikle TGS çalışanlarının ekonomik mağduriyetlerinin katlanarak arttığı gözlenmiştir.
Toplu Sözleşmenin imza tarihinde 1 dolar 11,39 TL iken bugün 17.25 seviyesindedir. THY ve TGS çalışanlarının 1 Ocak 2022 günü aldığı maaşın bugün dolar karşısında kaybı % 35 seviyesindedir.
2022 yılının ilk 5 ayındaki TÜFE de % 35,64 olarak açıklanmıştır. Haziran enflasyonuna göre enflasyon farkının % 40 civarında olacağı öngörülmektedir. Ancak her türlü mal ve hizmetin nerede ise hergün arttığı, kamunun yönettiği ve yönlendirdiği ana kalemlerde (elektrik, doğalgaz, akaryakıt vb) durmaksızın artış yapıldığı dikkate alındığında, sektör çalışanlarının maaşlarının hızla erimeye devam ettiği görülmektedir.
1 Temmuz’dan itibaren Toplu Sözleşme gereği yapılacak artışın enflasyon farkı + % 5 olarak uygulanacak olmasının her ay artan fiyatlar karşısında THY ve TGS çalışanlarını korumasız ve çaresiz bırakacağı ortadadır.
Özellikle imzalanan toplu iş sözleşmesinde kurulan tuzak sonucunda, 2023 yılında TÜFE’ye ilaveten % 1 gibi gayrıciddi ve sadaka kabilinden bir ek zam yapılacak olması, önümüzdeki sene THY çalışanlarını çok daha zor günlerin beklediğinin de habercisidir.
2022 başında toplu iş sözleşmesi gereği, pandemi başında azaltılan ücretlerin iadesi amacıyla yapılan % 85 ücret artışına rağmen dolardaki yükselme nedeniyle 2022 yılında ilk çeyreğinde THY personel giderleri 443 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Pandemiden önceki yıl olan 2019’un ilk çeyreğinde THY personel giderlerinin 517 milyon dolar olduğu dikkate alındığında uygulanan % 85 oranındaki artış ve 2 maaş prim desteğine rağmen çalışanların gelirlerinin dolar bazında nasıl kan kaybettiği açıkça ortaya çıkmaktadır.
Geliri dolar üzerinden olan ve bilançosu dolar olarak hesaplanan THY’nın çalışanlarına ödediği TL maaşlar bugün dolar bazında ancak 2018 ilk çeyreğine ulaşabilmiştir.
Üstelik 2018 yılında % 20, 2019 yılında % 11,8 olan TÜFE endeksi bugün % 73.5’e yükselmiştir. Nisan-Haziran 2022 döneminde dolardaki ve enflasyondaki artış nedeniyle THY giderleri içerisinde personel giderleri payının daha da azalacağı hesaplanmaktadır. Pandemide dahi toplam giderler içindeki payı % 15.10’a düşen personel giderleri 2022 ilk çeyreğinde % 15’e gerilemiş olup Nisan-Haziran döneminde tarihi dibi göreceğinde tereddüt kalmamıştır.
Açlık sınırının 6.000 TL, yoksulluk sınırının 20.000 TL olduğu bu süreçte yol yakınken önlem alınması artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Çalışanlardan habersiz, geceleri buluşarak çalışanların haklarını tırpanlayacak şekilde protokoller imzalayan THY yönetimi ve yetkili sendika bu kez de personel lehine yeni bir protokol hazırlamalı ve personele sahip çıkmalıdır.
HAVASEN olarak bu olağanüstü süreçte uygulanabilecek önerilerimiz aşağıda sıralanmaktadır :
1- Ülkemizde yaşanmış yüksek enflasyon dönemlerinden edinilen tecrübelerden faydalanılmalıdır. Çalışanların en az mağdur edildiği ve enflasyonun çalışanlar üzerinde baskısının azaltıldığı, aylık enflasyon farkının ücretlere yansıtıldığı eşel mobil sistemine geçilmeli, her ay gerçekleşen TÜFE ertesi ay ücretlere yansıtılmalıdır. Bu yöntem, gelirleri yabancı para üzerinden olan THY giderleri üzerinde ek yük yaratmayacaktır.
2- Toplu iş sözleşmesi gereği 6 ayda bir yapılacak olan maaş artışları, enflasyonun artışının devam ettiği süreçte 6 aylık değil 3 aylık olarak uygulanmalıdır. Personelden aldığı aidatlarla refahını sağlayan yetkili sendika THY yönetimini TİS revizesi için toplantıya çağırmalı ve bu konuda ısrarcı olmalıdır.
3- Gelirlerinin % 90’dan fazlasını döviz bazında elde eden THY yönetimi, personeline TL üzerinden üstelik 6 ayda bir artış yaparak ücret ödeme fırsatçılığından vazgeçmeli ve maaşların dolara endekslenmesi seçeneğini tartışmalıdır.
4- THY’nin yaklaşık 28.000 çalışanının 3200 kadarı yurtdışı birimlerinde çalışmaktadır. Bu rakamdan Anadolu teşkilatında çalışanlar da çıkartıldığında yaklaşık 24.000 personelin İstanbul’da yaşadığı tahmin edilmektedir. THY ve TGS çalışanlarının ücretlerine bu nedenle piyasa şartlarında daha gerçekçi rakamların olduğu ve İTO tarafından hazırlanan İstanbul Geçinme Endeksi dikkate alınarak artış yapılmalıdır. Kiraların, ulaştırma giderlerinin ve tarımsal üretim merkezlerine uzaklığı nedeniyle gıda fiyatlarının diğer illere göre çok daha fazla arttığı İstanbul’da İTO’nun yayınladığı İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi verilerinden yararlanılmalı ve artış belirlenirken İTO ve TÜFE ortalaması esas alınmalıdır.
Yukarıdaki seçeneklerin THY ve TGS başta olmak üzere diğer havacılık işletmeleri tarafından da değerlendirilmesi, gerek uçuş emniyetinin sağlanması ve gerekse havacılık gibi bilgi, birikim, özen ve dikkat gerektiren bir sektörde yetişmiş insan kaynağının korunmasına, haklarının verilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
HAVA-SEN sizin sendikanız ve sorunların çözüm merkezidir.
HAVA-SEN
Öneriler güzel. Ücret artış dönemlerini 6 aydan 3 aya çekseler bile bizim için kazançtır.
Ahmet bey bence gerekeni yapacak maaşları alalı bir hafta olmadı eminim bir çok kişi borçlarını kirasını ödeyip bitirdi bile.
Uygulayacaklarını sanmam ama çok güzel yazmışsınız tebrik ederim