featured

HAVALİMANI VEREYİM Mİ ABİME…

Değerli okurlar, 2003 yılında “uçmayan kalmasın.” Sloganı ile başlayan sivil havacılık atağımız, çok eski bir başka sloganla “Her ile bir havaalanı” birleşti. Hemen ardından içhatlar rekabete açıldı. Fena mı oldu? Hayır… Peki havayolunu bu kadar önemseyen bir anlayışın biraz tecrübe kazandığını, hatalardan ders çıkardığını düşünürsünüz değil mi? Maalesef öyle değil işler. Geçen hafta tekrar gündeme gelen Zafer Bölgesel Havalimanındaki Yap-İşlet-Devret uygulaması okuyanlara gerçekten pes dedirtti.

Şimdi filmi geriye saralım…Afyon-Uşak ve Kütahya’ya hitap edecek tarzda planlanan Zafer havalimanı için 2010 yılında ihaleye çıkılmış. Eee, ihaleye çıktığınızda elinizde bir şartname olması lazım. Şartları oraya yazmanız lazım. Öngördüğünüz kapasiteyi, ne kadar yolcu potansiyeli olacağını şartnameye koymanız lazım. Haklarını yemeyelim, Ticaret Odaları ile, turistik işletmelerle, kaplıca ve termal işletmelerle görüşmüş DHMİ…Adamlar ne diyecek, “Süper olur, havayolu ulaşımı sağlanırsa burada turizm patlar, uçaklarda yer bulunmaz.” Sırtında yumurta küfesi yok ki?. Devletin kurumu geliyor “Ne vereyim abime?” tarzında “Havaalanı vereyim mi abime?” diye soruyor. “Yok yav, yazıktır devletin parasına, burada havaalanı falan olmaz.” Diyecek halleri yok ya ! Sonuçta bu olağanüstü(!) potansiyeli görüp ihaleye çıkmaya karar veriyorlar.Teklif bile gelmiyor.

FUNDA OCAK ZAFER’İ ANLATIYOR.

Sorun havalimanı yapım maliyetinde değil. İşletme maliyetinde. Daha sonra anlaşılıyor ki, yolcu potansiyeli işletmeyi kurtaracak düzeyde değil. Normal şartlarda ne yapılması lazım? Burası havayolu taşımacılığı için yeterli kapasiteye sahip olmadığından projenin iptal edilmesi… Ama emir siyasi iradeden gelince, çare yok…Bu havalimanı yapılacak. Bakın bu durumu nasıl anlatıyor DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak? “

 “Zafer Havalimanı, Afyon-Kütahya-Uşak bölgesine hizmet verecek bölgesel bir havalimanıydı ve bu işin

fizibilite etüdündeki en sancılı nokta geçmişi olmayan bir yer olduğu için geçmişteki gerçekleşmelerle

geleceğe yönelik projeksiyon yapmanın fiilî zorlukları vardı. Ancak buna rağmen biz yatırımın

karşılığında gelirlerin düşük olacağını gördüğümüz için bu projenin kamu-özel iş birliği kapsamında

pazarlanmasının güçlüklerini de en başından beri biliyorduk. Bu çerçevede garantiler oluşturuldu. Çıkılan ihaleye hiç teklif gelmedi. Çünkü özel sektör burada bir potansiyel görmedi. Biz de garantileri artırdık.”

Türkçesini ben yazayım: Garanti edilen yolcu sayısı artırılmış ve yılda 1 milyona çıkarılmış. Yani 1 yılda yolcu sayısı 1 milyona ulaşmazsa aradaki farkı devlet ödeyecek. Yurtdışı Yolcu başı 10 Euro’dan, yurtiçinde ise 2 euro üzerinden…

Genel Müdür Ocak, garanti sayısının artırılmasının gerekçesini de açıklıyor: “Kredi verecek olan kurumlara cazip gelmesini sağlamak..” Nasıl ama? Adam işi alacak, parası yok… İmzaladığı sözleşmeyi bankalara götürüp “Bana kredi verirseniz paranız batmaz. Çünkü aldığım işe devlet garanti verdi. Yolcu gelse de gelmese de ben paramı devletten alacağım.” Oh ne ala memleket. Garantili sözleşme devletten, para bankalardan… Böyle bir iş bulsak da biz de yapsak !

HARCAMAYI EURO 2 TL İKEN YAPTI, TAHSİLAT İSE GÜNLÜK KURDAN

Peki, devlet bu işi kaça yaptırmış müteahhit firmaya? 50 milyon Euro… ortalama rakamlarla 2010 yılında Euro kuru 1.995 TL, 2011 yılında 2.330 TL, 2012 yılında 2.310 TL seviyesinde… Peki yolcu başı 10 Euro üzerinden her yıl ödediğimiz paralar hangi kurdan? Mesela bu yıl kaçtan ödeyeceğiz bilmiyoruz… O yılın Ortalama kurundan mı yoksa ödemenin yapıldığı kurdan mı? İkinci seçenek geçerli ise yıl sonunda 6.5-7 TL üzerinden olacak demektir.

Lafı fazla uzatmayalım. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Ahmet Arslan ne demiş 2017 başında? “Zafer havalimanı için ödediğimiz garanti para 40 milyon dolar..” Hesap basit, Bugünkü pariteye göre 35 milyon Euro… Yani 4 yılda inşaat maliyetinin % 70’ini devletten almış müteahhit. Bu hesapla 2018 yılı bittiğinde inşaat firması havalimanı maliyetinin tamamını devletten tahsil etmiş olacak. Sözleşme 2044 yılına kadar devam ediyor. Maliyeti devlete yıkan firma havalimanını 26 sene daha çalıştıracak. Nasıl, süper değil mi?

THY NE KADAR ZARAR ETTİ ?

Peki şimdi şu soruyu sormak gerekmez mi? Arkadaş, bu havalimanını planlarken havayollarına danıştınız mı? Biz buraya bir havalimanı kuracağız, tarifenize alır mısınız? THY’ye sormaya gerek yok onlar hazır zaten… Eline kilimi, lokumu, kayısı tabağını kapan şehir heyeti THY’nin muktedirlerini ziyaret ettiler mi tamamdır. Zafer havalimanı deyince Afyon’dan da kesin kaymak gelmiştir. İşin başında Kaymak varsa sorun yok ! Nitekim THY’miz Zafer Havalimanına haftada 4 gün seferle açılışı yapmış. Bir çeşit “gel gel”… Bugün durum ne? Zafer’e uçan tek havayolu yine THY ! 4 yılda 4 milyon yolcu uçacağı sözleşmeye bağlanan ancak yolcu sayısı sadece 170.000 ‘de kalan Zafer macerasında THY ne kadar zarar etti? Açıklar mı sayın THY yönetimi?

YILLAR GEÇECEK, ZARAR BÜYÜYECEK…

Peki bu nasıl hesaptır yahu? Her yıl 1 milyon yolcu garantisi vereceksin. Günde 2740 yolcu yapar. Tek koridorlu Airbus ve Boeing tipi küçük uçaklarla yapacağın operasyonu % 70 doluluk üzerinden hesaplasan ve her uçakta 100 yolcuyu hedeflesen kabaca 27 sefer yapar. Bu nasıl matematiktir? Yeni açtığın bir meydanda hergün 27 sefer ! İnanılır gibi değil… Bitmedi, DHMİ Zafer’in yıllar geçtikçe “oturacağını” düşünüyor. 2013’de 909.000 yolcunun uçacağını öngören(!) DHMİ, bu rakamı 2016’da 1.083.000’e yükseltiyor. 2023 de ise.775.000’i iç hat, 542.000’ı dış hat olmak üzere 1.317.000’e çıkartıyor. Yani sadece 2023 yılında DHMİ’nin garanti ettiği para 775.000 X 2= 1.550.000 Euro ve 542.000 X 10 = 5.420.000 Euro olmak üzere tam 6.000.000 Euro…

BİLE BİLE LADES

Hesaplamalar muhtelif…Ama 2044 yılına geldiğinde müteahhit ve işletmeci firmanın cebine garanti olarak koyacağı paranın 150 milyon euroyu geçececğini söyleyenler var. Ama kafama en çok takılan iki söz var. Funda Ocak’ın “Bunun böyle olacağını biliyorduk. O nedenle işletmecinin yükünü garantilerle azaltmaya çalıştık” sözü. Diğeri ise daha ilginç: Geçmişte burada bir havaalanı olmadığı için geriye dönük projeksiyon yapamadık.” Olsun, maksat hizmet olsun. Yazımı bitirirken THY yönetimine çağrımı tekrarlayayım. Devletin 4 yılda 20 milyon Euro zarar ettiği Zafer havalimanında başından beri operasyonda ısrar ederek siz ne kadar zarar ettiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. 6 yıl önce

    Zafer bölgesi hergün doluluk oranı %80-90 civari bence siz verilerinize bir kez daha göz atın

    Cevapla
    • 6 yıl önce

      Bu konu son bir haftadır Türkiye’nin gündeminde. Bütün basın yalan mı yazıyor yani? Ayrıca yazıda 2013-2016 döneminden bahsediliyor. THY’nin bu yıllar arasında ne kadar zarar ettiği sorgulanıyor.

      Cevapla
    • 6 yıl önce

      Arkadaşım, devletin uğradığı ve daha da uğrayacağı zarar ortada iken sen kalkmış THY % 90 la uçuyor demişsin Madem işler iyi, yolcu da hazır, THY frekans artırsın. Hiç olmazsa devletin işletmeciye ödeyeceği garanti para azalır.

      Cevapla
    • Thy filodaki en küçük uçak olan 319 ile uçuyor ve bayramda bile o uçak dolmuyor.

      Cevapla
  2. 6 yıl önce

    Olacak şey değil. 4 milyon demişler, 170 bin gerçekleşmiş. Hata Payı % 96

    Cevapla
  3. 6 yıl önce

    Genel Müdürün açıklaması ilginç. Burada havalimanı olmadığı için geriye dönük elimizde veri yoktu. Eee bu rakamları uydurdunuz mu yani?

    Cevapla