featured

Havacılık 2021’de Nasıl Olacak? Yılın İkinci Yarısında Bizleri Neler Bekliyor?

Sayın Sevgili Okurlar,

2020 yılını birçok zorluklarla geride bıraktık. 2021’e girerken yeni umutlar yeni hayaller kurmak istedik. Ancak, Covid 19 Pandemisi bu konuda bizi zorlamaya devam ediyor. Umudumuz aşılara kaldı gibi görünüyor.

2021 Yılında Havacılık Nasıl Olacak?

2020 yılı gerçekten tam bir kriz yönetimi yılı oldu. Böylesine bir zorluğu neredeyse hiç kimse beklemiyordu. Ancak daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu konuda ülkelere 2020 yılında başından itibaren dünya geneline hakim olacak bir salgın ile ilgili uyarıda bulunmuştu ve bunun üzerine 13 Nisan 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından resmi gazetede yayınlanan bir genelge ile tüm bakanlıkların bu konuda hazırlık yapması istenmişti.

Peki bu gazeteyi alıp okuyan var mı? Bu bizim için ne ifade ediyor?

Aslında genelge çok açık ve net, ilgili ve yetkili kurumlara hazırlık yapın diyor. Peki havacılık sektöründen bakacak olursak, havayolu yöneticilerinin bu durumdan haberi oldu mu? Oldu ise ne tür tedbirler aldılar? Yani krize hazırlık yapıldı mı? Genelge ilgililere tam bir sene öncesinden haber veriyor. Böyle bir şey olacak, tüm dünyayı etkileyecek diyor. Risk yönetimi anlamında, bu yazıyı yazarken aklıma gelen bu soruları sormuş olmamız gerekiyor:

  • Ne kadar kötü olabilir?

  • Ne tür tedbirler almalıyız?

  • Finansal yapımızı ne kadar güçlendirmeliyiz?

  • Hangi konularda tasarrufa gitmeliyiz?

  • Uçuşlara devam edebilecek miyiz?

  • Bu krizi nasıl aşabiliriz?

  • Uçaklarımızı hızlı bir şekilde modifiye edip başka amaçlar için kullanabilir miyiz?

Risk Sinyallerini Okuyabildik mi?

2020 yılının ilk çeyreğinde, bu krizin sinyallerini iyi okuyanlar, uçuşlarla ilgili iş modelinde hızlı bir şekilde, artan kargo ihtiyacı nedeniyle,  yolcu uçaklarını modifiye ederek veya yolcu uçaklarında kargo taşımak suretiyle, şirketlerin hayatta kalması ve devamlılığı anlamında değişikliğe gittiler. 2021 yılının başlarında hava kargo ihtiyacı devam ediyor ve özellikle aşıların dağıtımı ile ilgili olarak daha da ihtiyaç olacak gibi anlıyoruz.

Bu tür global krizlere karşı havayolu firmalarının dayanıklı olabilmesi için, büyüme stratejilerinde her zaman risk değerlendirmesinin olması, en basit olarak “Ne kötü gidebilir?” sorusuna cevap olarak, gerçekçi önlemlerin alınması, finansal gücün artırılması, aşırı borçlanmadan ve gereksiz istihdamdan kaçınılması, üst düzey yöneticilerin lüks kapsamına giren harcamaların uluslararası şirketlerdeki gibi makul limitler belirlenmek suretiyle yapılması, çalışanlara örnek olunması, şirketin hepimizin şirketi olduğu bilincinin yayılması ve bunun büyük çoğunlukla kabul görmesi önem taşımaktadır.

2021 yılının ilk yarısında, aşılama seviyesinin yükselmesi, pandeminin yayılma hızının düşürülmesi ile birlikte yılın ikinci yarısında ve yaz aylarında hava trafiği ve yolcu sayısında artışlar olabilecektir. Ancak tüm bunlar pandeminin gidişatı ile orantılı olacaktır.

Havacılık Çalışanlarının Durumu Ne Olacak?

Ülkemizde, havayolu firmalarının da, uçuşlarına devam etmesi, bu firmalarda çalışanların haklarının korunması, Türk Havacılık sektörünün hayatta kalması ve devamlılığı anlamında önem taşımaktadır. Çünkü havacılık ve havayolu işletmeciliği, sadece yolcu taşıma işi olmayıp aynı zamanda, birçok sektöre destek veren, işleri hızlandıran ve kolaylaştıran yönleri ile yaşatılması gereken bir sektördür.

Daha önceki 9 Mayıs 2020 tarihli yazımda (Corona Virüs Salgını Sonrası Yeniden Yapılanma) pandemi sonrası yapılanma ilgili düşüncelerimi yazmıştım. Havacılık sektörü maliyetli bir sektördür. Çalışanların yetiştirilmesi ve sertifikasyonu zaman ve para ister. Yani İnsan’a yatırım ister. Bu nedenle bu insana yapılan yatırımın boşa gitmemesi için, şirketlerin İnsan Kaynakları politikaları gözden geçirilmeli, doğru işe doğru adam istihdam edilmeli, yerli iş gücünün ön planda tutulması ve bu nitelikli çalışanların kaybedilmemesi için gerekli motive edici unsurların dikkate alınması gereklidir.

Çalışanın işin bir parçası, yönetimin en iyi destekçisi olması için çalışana hak ettiği değerin verilmesi gerekir. Bu noktada Sendikaların da üzerlerine düşen görevler vardır. Çalışanın haklarının korunması, daha iyi çalışma koşullarının talep edilmesi ve sağlanması, çalışanların bilinçlendirilmesi, sendika yöneticilerinin de çalışan emekçiler için orada olduklarını unutmamaları gerekmektedir.

Bu kadar yazdıktan sonra Atlasglobal’a dokunmadan geçmek olmaz.

Daha önceki bir yazımda, Corona Virüs Salgın Krizinden en çok kim kazanmış olabilir? diye sormuştum ve cevabımız tabiki bu pandemiden en çok faydalanan, Atlasglobal Havayolları sahibi Murat Ersoy olmuştu.

Şirketin sahibi Murat Ersoy, kardeşinin bakan olması nedeniyle, bu öngörüyü sahip olmuş olabilir. Ayrıca, benim ve birkaç arkadaşımla birlikte 7 Eylül 2020 tarihinde Murat Ersoy’un daveti üzerine gerçekleşen toplantıda, kendisi de bu durumu bildiğini ifade etmişti. Bu ne anlama geliyor? Bir şirketi, “dünya genelinde meydana gelecek bir salgın ve finansal kriz öncesi, öyle bir ayarlamalıyım ki, hem yapmam gereken ödemelerimi geciktirir ve ödeme yapmadan, İFLAS başvurusu yaparsam, pandemi ile birlikte hiç kimse bu işin üstüne gidemez ve Milyonlarca Dolar para bende kalmış olur” diye planladığı anlaşılıyor.

AZAP Platformu Bir Teşekkürü Hak Etmiyor mu?

Atlasglobal’de çalışanlar, bu durumla ilgili Hava-Sen liderliğinde bir araya gelerek Atlas Zedeler Adalet Platformunu (AZAP) kurdular ve işin peşini bırakmadılar. Bu tarihe geçen bir hak ve adalet arayışıdır. Murat Ersoy öyle yada böyle bu emekçilerin haklarını ödeyecektir. AZAP Platformu tarafından yapılan eylemler ve hak arayışlarını tarihsel akışımı içinde kronolojik olarak AZAP Web Sitesinde bulabilirsiniz.

Sonuç olarak, 2021 yılını ilk yarısı, pandemiye care olacak aşılama çalışmaları ile devam edeceği, Sağlık Bakanlığı tavsiyeleri doğrultusunda, Maske – Mesafe – Temizlik (MMT) kurallarını uymak suretiyle kendimizi korumamız gerektiği öngörülüyor.

2021 yılının ikinci yarısında, aşılamanın başarılı olmasını olmasını ümit eder, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyenlerin haklı çıktığı, yeni iş alanları, yöntemleri, uzaktan çalışmanın geliştirilmesi gibi hayatımıza girecek olan yeniliklerin tartışılması ve alışılması ile konularla geçecek gibi görünüyor.

Hepinize, sağlıklı günler diliyorum.

Yazar: İdris Elmas

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. İdris bey kaleminize sağlık. Ancak bu konulara SHGM veya ULAŞTIRMA BAKANLIĞI veya KÜLTÜR TURİZM BAKANLIĞI neden kulaklarını tıkayıp gözlerini kapatıyorlar anlaşılır gibi değil.

    Cevapla
  2. 4 yıl önce

    İdris bey bu güzel yazı için teşekkür ederiz. Hava-sen den Onur Air personeline de destek bekliyoruz zira bilindiği üzere mücbir sebep mazereti altına sığınarak 10 aylardır personeline maaş ödemiyorlar. Kim bu vurdum duymazliga son verecek. İnsanlar aç aç .. Lütfen bitsin bu hak gasplari ..

    Cevapla
  3. İdris bey, güzel bir değerlendirme. Türkiye’de aşılama gecikti ama sadece Türkiye’nin aşılanması ile olmuyor. Şirketlerin iç hatlarda kar marjları zaten çok düşük, yurtdışı uçuşlarda da devletin destekleri ile kâr edebiliyorlar. Dolayısı ile global aşılama ve bağışıklığa bağlı olarak işler açılabilir. En iyi ihtimal kademeli olarak Haziran ortası olabilir. Eski Atlasglobal ve Onurair kabin/kokpit personelinin tazelemeleri de yapılmadı. Uçakların hazırlığı da cabası. Bunların uçuş emniyetine etkisi ise facia. Son kazalar (Pakistan gibi) bu ara vermeden olmuş olabilir. Hepimize geçmiş olsun, çok yazık.

    Cevapla
  4. Onurair inde sonu 2 ncı azap zede grubu yaratacak.hakdeilmis aylıklar harcirahlarin ödenmediği gibi ,pandemi boyunca 6 ay ucurdugu çalıştığı hiçbir çalışanına ödeme yapmamıştır.ustune ne bir açıklama ne bir bilgilendirme yapılmamaktadır.bunca insanın emeği alın terinin üstüne yatmak bedava çalıştırmak hangi vicdana hakka sığar.Onca sene kazanılan paralar nerde buharmi oldu…Haramın sonu yoktur.onlara kalmaz.saygilar.

    Cevapla
  5. 4 yıl önce

    Sizin yazılarınızı ya okuyan yok ya insanlar korkuyor ya insanlar yazılarınızı kale almıyor ya siz kendinizi tanitamamissiniz ya güvenirliliğiniz yok,yada bu havacılar havacılıktan anlamıyor hakkını arayacak kadar mesleğine sahip olmadığından dolayı sessiz kalmayı tercih ediyor..pandemi gerekçesi tüm dünyada etkin fakat Türkiye’de işin ehli olmayanların gidecek kapısı olmadığı için yapılan herturlu haksizliga sessiz kalarak umutla bekleyip ekmek teknesinde yaşamayı herturlu sonucu kabul edip susmayı tercih etmesinden başka bir anlam çıkmasından kaynaklanır.kactane yorum yapıldığında buna ispattir.onuirde herkes mutlu kimse şikayetçi değil.demekki.alllah kazadan beladan korusun 1 yıldır uçmayanuçuş ekibi ve eğitim tecrübe seviyesi ……..operasyona ne kadar hazır olur.degerlendirmesi gereken büyük uçuş emniyeti acisindandan çok önemlidir.iyi günler.

    Cevapla