featured

Hava-Sen Genel Başkanı Seçim Seçkin Koçak: “Pilotlar ödedikçe artan borç sarmalı içinde”

 

Hava-Sen Genel Başkanı Seçim Seçkin Koçak, pilotların eğitim borçlarının kur yükseldikçe azalmayıp arttığına dikkat çekerek, “Özellikle Orta Doğu’da olanakların fazla olması genç arkadaşları dışarıya yönlendiriyor. Birçoğu şu anda yurt dışına çıkmaya çalışıyor” dedi.

Döviz piyasasında yaşanan hareketlilik ve kurdaki artış, havayolu çalışanlarını da vurdu. Pilot adayları, dövize endeksli eğitim masraflarını karşılamakta güçlük çekerken pilotlar da kura sabitlenmeyen borçlarını ödemekte zorlanıyor. Hava-Sen Genel Başkanı Seçim Seçkin Koçak, borçların, kur yükseldikçe azalmayıp arttığına dikkat çekerek, “Pilotlar ödedikçe artan borç sarmalı içinde” dedi. Özellikle Orta Doğu’da olanakların fazla olması nedeniyle genç pilotların yurt dışına yöneldiğini aktaran Koçak, “Genç bir pilot 10-15 yıl yurt dışında çalışıp Türkiye’ye tekrar dönebileceğini düşünüyor. Birçoğu şu anda yurt dışına çıkmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Pilotluk mesleğini icra etmek isteyen gençlerin, üniversitede sivil havacılık bölümlerinden birini okuyup ardından uçuş eğitimlerini tamamlamaları ve pilot lisansı alması gerekiyor. Ancak kurdaki artış pilot eğitimini fazlasıyla maliyetli bir hale getirdi. Dört yıllık lisans eğitimi ve pilot lisansının toplam maliyeti 60-100 bin euro arasında değişiyor. Güncel kurla bu ücretler 1 milyon ila 1 milyon 750 bin lira arasına tekabül ediyor. Bunlara ek olarak Türk Hava Yolları’nda çalışmak isteyen bir pilot adayı, THY Uçuş Akademisi’nde eğitim almak zorunda kalabiliyor. THY Uçuş Akademisi’nin ücreti ise 140 bin euro (2,5 milyon lira). Borcun tamamının bir kerede ödenmesini kabul etmeyen THY, borcu kura sabitlemeyerek pilotların maaşından 10 yıl boyunca kesiyor.

Hem eğitim masraflarının artması hem de Türk lirası ile alınan maaşlarla döviz borcunu ödemekte zorlanan genç pilotlar, Türkiye’de eğitimi tamamladıktan sonra yurt dışındaki iş fırsatlarına yöneliyor ya da eğitimlerini yurt dışında tamamlayıp Türkiye’ye çalışmak için dönüyorlar. Ancak her iki durumda da pilotlar, Türkiye’de bazı engellerle karşılaşıyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) uçuş ekiplerinin yurt dışına gitme durumu ile ilgili yeni düzenlemeleri içeren bir genelge yayımladı. Buna göre, Türkiye’de lisans sahibi olan uçuş ekipleri, yabancı havayolu işletmeleri bünyesine katılmak isterse SHGM, en az 6 ay süreyle “onay kâğıdı” vermeyecek ve başvuruları kabul etmeyecek. Bir diğer maddeye göre, Türkiye’de havayolu şirketleri ile sözleşmeden doğan mükellefleri yerine getirmeyen pilotların yurt dışı başvuruları SHGM tarafından dikkate alınmayacak.

Hava-Sen Genel Başkanı Koçak, pilot adaylarının ve pilotların yaşadığı zorlukları, havacılıktaki sorunları ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı genelgeyi GAZETE DURUM’a değerlendirdi.

Koçak’ın sorularımıza yanıtları şu şekilde:

140 bin euro olan THY eğitim ücreti güncel kurla 2,5 milyon lirayı buluyor. Bir öğrenci THY’de çalışmak istediği zaman THY Uçuş Akademisi’nde eğitim almak zorunda mı?

Öğrenci, THY’de eğitim almak zorunda değil. THY birkaç şekilde istihdam ediyor. Uçuş Akademisi’nde yetiştirdiği pilotları, uçuş eğitimini başka yerde tamamlamış lisansı olanları ya da tecrübesiz pilot olarak ifade edilebilecek pilotları alıp eğitim veriyor. Bu eğitim parasının ödenip ödenmemesi ile ilgili THY’ye açılan birkaç dava var. Normalde THY’nin 140 bin euroyu neye göre belirlediğine dair bir maliyet çıkarması lazım. Mesela bir mahkemede THY’den faturalar istendi ama ortada fatura yok. 140 bin euroluk bir maliyet olmaması lazım. Sadece Türkiye değil dünya için de yüksek bir fiyat bu. Sonuçta işveren iş garantisi ile alıyor, işçiye eğitim verebilirsiniz ama bu eğitimden kâr edemezsiniz. İşçi sizin işçiniz, Yargıtay’ın böyle emsal bir kararı da var. THY’de çalışanlar işlerini kaybetmek istemedikleri için haklarını arayamıyorlar çünkü hak aradığınızda THY’de iş akdiniz feshediliyor.

Eğitim ücreti kura sabitleniyor mu? Pilot maaşları borcu karşılayabiliyor mu?

Şu anda hiç borcu azalmıyor insanların. Pilotlar ödedikçe artan borç sarmalı içinde. Kur arttıkça Türk lirası olarak borç artıyor. TL olarak maaş alınıyor döviz olarak borç ödeniyor. THY Akademi mezunlarının eline uzun süre asgari ücretin biraz üzerinde bir para geçti. Şimdi asgari ücretin iki katı para kalıyor ellerine. 11-15 bin lira bir para alıyorlardır, daha fazlası değil.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı genelgeye göre, yurt dışına gitmek isteyen pilot adaylarının lisansları asgari altı ay süreyle verilmeyecek. Sivil Havacılık, uçuş ekiplerinin yurt dışına çıkışını mı engellemeye çalışıyor?

Yurt dışına gidişi engellemek için çıkarılmış bir genelge. Zoraki tedbirlerle pilotları burada tutmaya çalışıyorlar. Doktorlar güvenlik sebebiyle gidiyor, pilotlar başka sebeplerle gidiyor. SHGM, hem idari olarak sıkıntıda hem de kuralları kişiye göre esnetiyor. Yurt dışı ile ücret farkı olunca özellikle Orta Doğu’da olanakların fazla olması genç arkadaşları dışarıya yönlendiriyor. Genç bir pilot 10-15 yıl yurt dışında çalışıp Türkiye’ye tekrar dönebileceğini düşünüyor. Birçoğu şu anda yurt dışına çıkmaya çalışıyor. İnanın bu gidişlerin asıl sebebi maddi değil, tamamıyla idarenin yarattığı sıkıntılardan ve şirketlerdeki mobbingden kaynaklanıyor. Uçuş personeli Türkiye’de bir kanuna tabi değil. Yani havacılık çalışanlarına göre düzenlenmiş bir kanuna tabi değiliz. Ortada bırakılmış bir kesim havacılık. Örneğin otobüs şoförü ile ilgili size 50 tane dosya çıkaran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, “Kaptanlar ne kadar çalışacak?” dediğiniz zaman bir satır yazısı, dosyası yok.

Genelge pilotların gidişini önleyebilir mi?

Pilot lisansları uluslararasıdır. Gittiğiniz ülkeye bir onay kâğıdı sunmanız gerekir, onu da Sivil Havacılık verir. “Bunu vermeyeceğiz” diyor, yani altı ay bekletecek bu belgeyi vermeyi. Bu aynı şey gibi üniversite mezunusunuz, diplomanızı üniversite size vermiyor, üniversitenin istemediği yerde çalışacağınız için vermiyor. SHGM’nin çözümleri yasaklama üzerine odaklı. Şimdi yaptığı da aynı. Bulduğu çözüm yurt dışına giden havacılık personelinin lisansını onaylamamak. Bir de ikinci maddesi var yayımladığı yönetmeliğin, eğer şirkete borcunuz varsa bu sefer altı aylık sürede de değil “Hiç vermeyeceğim lisansınızı” diyor Sivil Havacılık. Böylece şirket, işveren ve işçi arasındaki ticari ilişkiye de karışıyor. Biz bunları idare mahkemesine götüreceğiz.

Bunun hukuki dayanağı var mı?

Hukuki dayanağı yok. Yeni çıktı ve itiraz edeceğiz sendika olarak. Birazcık hukuk nosyonu olan, hukukun ne anlama geldiğini bilen birisinin yapmayacağı bir şey bu. “Gençler niye gidiyorlar?” sorusunu anlama gibi bir dertleri yok arkadaşların. 10-15 yıldır bu ülkede kaptan krizi var. Yeterli kaptan yok, program yok, çalışma yok, ortaya bir şey sunulmamış sonra da “Neden gidiyorlar, gitmesinler” deniliyor.

Pilotların ülkeden gitmemesi için ne yapılmalı, kamunun üstüne düşen görev nedir?

Çocuklar pilot olmak istiyor ama çok stresli bir meslek. Altı ayda bir sınava giriyorlar. Girmek zorundalar, mesleki yeterliliklerini ispat etmek için. Her sene sağlık muayenesine girmek zorundalar. Böyle başka bir meslek yok. Bir avukatı altı ayda bir sınava sokup, “Gel bakalım senin hukuk bilgin nasıl?” demezsiniz. Uçuş okullarının maliyeti yüksek olduğu için pandemiden önce 300’e yakın Türk genci Macaristan’da, Çekya’da, Polonya’da uçuş eğitimi alıyordu çünkü oradaki uçuş okulları daha ucuz. Sivil Havacılık, “Bizim uçuş okullarımız para kazanmıyor” diyor. Ama bulduğu çözüm: Yurt dışında eğitim alıp gelen Türk gençlerinin hak ettiği lisansı Türk lisansına çevirmeyi zorlaştırmak. Gençlerimizin yurt dışından getirdiği lisansı kabul etmiyor. Ancak Alman bir pilot geldiği zaman hemen Çalışma Bakanlığı’ndan izni alınıyor, Sivil Havacılık’tan lisansı çevriliyor. Hatta lisans çevirmesi bile yapmıyor çoğu zaman. Alman kendi lisansı ile uçuyor. Ülkede düşündükçe kafayı yiyeceğiniz bir durum var.

Hem mesleki hem ekonomik sıkıntılar hem de kamunun pilotlar için olanakları zorlaştırması düşünüldüğünde çocukken pilotluk hayali kuranlar için pilotluk gerçekten hayal mi oluyor dersiniz?

Hayal olarak kalmayacak. Yunanistan, Orta Doğu’da her ülkeye pilot gönderiyor. Bizim insan ihraç edebileceğimiz bir alan Sivil Havacılık. Almanya 2 bine yakın personel alımı yapıyor, yer hizmetlerinden ve Türkiye’den de alım yapacak kasım ayına kadar. Benim derdim şu, ya kardeşim biz 83 milyon nüfuslu iyi üniversiteleri olan bir ülkeyiz. Gençlerimize iş arıyoruz ama hâlâ bir kaptan ihtiyacını, teknisyen ihtiyacını çözemiyoruz. Yurt dışına ihraç edebileceğimiz insan kaynağı varken bunu ihraç edemiyoruz ve bu nedenle önümüzde müthiş bir personel krizi var.

Havacılık sektöründe ücretler aşağı yukarı bellidir. Yurt dışında en yüksek maaş Orta Doğu’da ve Uzak Doğu’da. Kimler yararlanıyor? Yıllarca İngilizler, Almanlar, Fransızlar yararlanmışlar bundan. Bizim gençlerimizi yetiştirip oralara aktarma fırsatımız var. THY’nin 60 tane personeli Katar’a gitmiş, bazıları Katar’da Airbus’ın başına gelmiş. Pilotlarımızın niteliği böyle. Gittiğimiz yerde yapısal olarak bir şeyler başarıyor ve fark ediliyoruz. Yurt dışına giden arkadaşlarımız kim nereye gittiyse başarılı oluyor. Çünkü alt yapıları çok iyi. Bugün bizim sivil ve askeri uçuş okullarımızda iyi eğitim veriliyor. Size daha ilginç bir şey söyleyeyim; Yunanlılar bizim İstanbul’daki simülatörleri kullanıyorlar, kendi ülkelerinde yeterli sayıda simülatör olmadığı için. Oradan bütün dünyaya personel ihraç ediyorlar. Biz niye yapamıyoruz bunu? Biz bu anlayıştan dolayı yapamıyoruz. Dünyayı anlamayan, görmeyen, yapmak istemeyen idari bir ekiple karşı karşıyayız maalesef…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 2 yıl önce

    Teşekkürler Seçkin kaptanım. Elinize sağlık. Çok önemli iki konuyu çok basit, anlaşılır ve net ifade etmişsiniz. İnsan kaynağımız müthiş , gençlerimiz pırıl pırıl, çalışkan. Türk sivil havacılığının dünyada hak ettiği yere gelebilmesi için havacılığa gönül veren gençlerimizin önünü açmalı, işlerini kolaylaştırmalıyız. Zorla güzellik olmaz.

    Cevapla
  2. 2 yıl önce

    Seçkin Kaptanım emeğinize, yüreğinize sağlık, son günlerin pilotlar için en önemli iki konusu ve sivil havacılıktaki idari ekip zihniyetini, gözler önüne sermeniz çok güzel olmuş.Ancak yüzlerce pilotu ilgilendiren böylesi bir konuyu sergileyip anlatan yazıya gösterilen ilgisizlik beni şok etti.Son bir kaç ucuş yılı kalmış bir kaptan olarak, meslektaşlarımı bukadar umarsız ve duyarsız gördüğüm için kendimden utanıyorum. Hiç bir şey yapmıyorsanız VPN kullanmaktamı aklınıza gelmiyor, yazıklar olsun size.Niyet okuyuculuk tarzım değil ancak yorumlarınıza veya beğenilerinize THY nin ulaşıp müdahalesindenmi korkuyorsunuz, yoksa Hava-Sen’in muhalif olmasımı sizi ürkütüyor.Meslektaşlarım biraz mert olun, tavşan pisliği misali davranışları bırakın artık.Size yapılan haksızlıklara göz yumduğunuz sürece, bir sonraki zulme rıza göstermiş oluyorsunuz, yıllardır süren sistematiği hala anlayamadınızmı? Nerde Atatürk’ün ruhi mücerret nesli.Hakkınızı yasal platformlar dahilinde ya siz arayacaksınız yada siz. Aksi taktirde aranızda konuştuklarınız dedikodudan öteye geçemez.Aklınızı başınıza toplayın lütfen.Yoksa bu baskı anlayışının altında ezilmeye mahkumsunuz!!!

    Cevapla
  3. 2 yıl önce

    Teşekkürler Seçkin kaptanım. Daha iyi ifade edilemezdi süreçDistopyada yaşıyoruz. Haklar öylesine gasp ediliyor ki her hafta daha kötü bir haber ya da gelişme. Düşmanlıkları, nefretleri batsın. Onur air, atlasjet batarken pilotlar maaş alamazken, pandemide onca hak kaybına sessiz kalanlar. Şimdi “6 ay verification vermem” diye yönetmelik çıkarıyor. Bu yapılana ne derler?

    Cevapla