REFORM HAREKETİ NASIL OLUŞTU?
İddialara göre Hava İş Sendikasını kontrol altına almaya çalışan Hamdi Topçu’nun düğmeye bastığı süreçte tüm ilişkileri dönemin İnsan Kaynakları Müdürü Serdar Uygur yürütüyordu. Uygur’un Genel Başkan adayları olarak Ali Kemal Tatlıbal ve Ömer Önder Haberdar’ı ön plana çıkardığı ve Topçu’nun yanısıra dönemin Personel Başkanı Ömer Faruk Öztürk ile görüştürdüğü ileri sürülüyordu. Tatlıbal AKP Kahramanmaraş eski milletvekili Cafer Tatlıbal’ın oğluydu. Beykent Üniversitesi mezunuydu.
DONDURMACILIĞI BECEREMEDİ, SENDİKA BAŞKANI OLDU.
İddialara göre babası Ali Kemal Tatlıbal’a memleketleri Kahramanmaraş’ın yurt çapında tanınan markası MADO dondurmalarının bir şubesini açtırmış ancak bu işte başarılı olmayan Ali Kemal Tatlıbal dükkanı kapatmak zorunda kalmıştı. İddialara göre oğlunun ticarette başarılı olamadığını gören baba Tatlıbal’ın ön ayak olması ile Ali Kemal Tatlıbal’ın maaşlı ve sigortalı bir işe girmesine karar verilmiş ve THY’de memur olarak göreve başlamıştı.
SENDİKA TROYKASI: TOPÇU, ÖZTÜRK ve UYGUR
Diğer başkan aday adayı Ömer Önder Haberdar ise, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın akrabasıydı. Topçu, Ömer Faruk Öztürk ve Serdar Uygur’un yaptığı değerlendirme sonucu Tatlıbal’da karar kılındığı kulislerde dile getiriliyordu. Uygur ve Tatlıbal çalışmalara hız verdiler. Ekibe önce Kayıp Eşya Şefi Celalettin Meriçli ve Ekip Planlama Memuru Talip Kışlakçı katıldı. Onları Teknik’ten Mustafa Akgün, Kargo’dan Yasin Sevgili ve Personel Başkanlığınıda taşeron olarak çalışan M. Salih Uğur izledi.
Ekim ve Kasım 2013 ayları delege seçimleri ile geçti. Bu arada Hava İş grevi devam ediyor ancak az sayıda personelin katıldığı grevin etkisi hissedilmiyordu. Kendilerine Reform hareketi adını veren Tatlıbal ve ekibi hemen her yerde liste çıkartmış ancak Uçuş işletme’ye girememişti. İşletmede 3 grup yarışıyordu. Birinci grubu Pegasus’ta görev yapan Bahadır Altan ile THY kaptanı Ayhan Günal oluşturmuştu. Ayçin ekibi ve Ali Gülçiçek’in başını çektiği Emek Meclisi ise diğer gruplardı. İddialara göre, rakip gruplar üzerinde işveren baskısı artmıştı. Delege seçimleri tamamlandığında Anadolu’daki irili ufaklı birçok delegeliği Reform hareketi kazanmış, Emek Meclisi birkaç noktada başarı sağlayabilmişti. İşletmeyi ise Ayhan Günal’ın ekibi kazanmıştı.
İŞLETME TEHDİDE BOYUN EĞDİ
Serdar Uygur bu tabloya rağmen seçimi kazanacaklarından emindi. Seçimden 1-2 gün önce Yönetim ve Denetim Kurulu için Reform delegelerinden bazılarına teklif götürüyor ancak bazı tıkanma noktalarında yaptığı telefon görüşmelerinden sonra teklifini revize ediyordu. Sonuçta, işten atılma tehdidine boyun eğen işletme delegelerinin girmediği seçimi 110 civarında delegesi olan Tatlıbal ve ekibi kazanmıştı. Seçim genelde Türk Sendikacılık özelde ise Hava İş tarihine geçecek türden müdahale ve baskı iddialarının gölgesi altında sonuçlanmış ve personeldeki yaygın kanaate göre de artık sendika işverenin kontrolüne girmişti. Sendikanın taze yönetimi de bu algının farkındaydı. Bu nedenledir ki, izleyen günlerde yaptıkları açıklamalarda “işveren yanlısı ve sarı sendika olmadıklarını” vurgulamak zorunda kalıyorlardı. Bugün dahi aynı söylem devam ediyor.
305’i GERİ AL, İTİBAR KAZAN
İşveren bu algının giderilmesi ve sendika yönetimine itibar kazandırılması için gecikmeden harekete geçti. Seçim sürecinde dillendirilen “2012 yılında işten atılan 305 kişi geri alınacak” havucunu torbadan çıkarttı. Ayçin’in greve gitmek için kullandığı koz, bu kez terse dönmüş ve alicenap THY yönetimi kanunsuz olarak nitelendirdiği greve katılan ve tazminatsız şekilde işten atılan 305 çalışandan önemli bir bölümünü tekrar işe almayı kabul etmişti.
7 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Bahadır Altan son dakikada neden çekildi peki.
Dondurmacıya serdar abisi ne kadar sahip çıkacak bakalım :)
Sefa Bey, yazın, yazın ki o berbat günleri unutanlar hatırlasın, bilemeyenler de öğrensin. Bu sene işçilerin var olma sınavı. Ya bu işveren yanlısı sendika yönetimi ya da yeni ve işçiden yana, bizleri daha güzel günlere taşıyacak, güvenebileceğimiz bir yönetim.
Ne 29 Mayıs 2012’de amatörce düzenlenen ve grev hakkına sahip çıkacağız düşüncesiyle bizleri işverenin kucağına atan 305 vakasını ne de yine Ayçin ve yönetiminin tüm personele ulaşmadan ve nedenlerini açıklamadan 3 günde karar alarak çıktığı ve neredeyse bizim dışımızda kimsenin katılmadığı 2013 Mayıs’taki grevi unutmayacağız!
Hamdi Topçu’nun THY’den gönderilmeden çalışanlara attığı en büyük kazık olan, kendi kurdurduğu Reform Hareketini (şimdiki Hava-İş yönetimi), seçim zamanı muhalif gruptaki insanların nasıl baskı ve tehdit gördüğünü, seçimlerden sonra sendikal mücadele vermekten başka hiçbir suçu olmayan emekçilerin nasıl şirketten atıldığını da unutmayacağız!
Yakında bu siteyi de diğer sitelerde olduğu gibi saçma sapan ve bozuk Türkçe ile yazdıkları yorumlarıyla Sendika trolleri basar. Doğruların hazır unutulmuşken tam da seçim senesi hatırlatılması ve bilmeyen yeni kuşağın da öğrenmesi işlerine gelmez zira. Tüm gerçeklerin, olduğu gibi yazılmasını bekliyoruz.
Sefa Bey, 3. bölümü bekliyoruz dünden beri?
Serdar Uygur büyük adammış, memleketi itden kopukdan kurtarmış. İlker ile Abdülkerim de sendikayı yine ite kopuğa vermek için elinden geleni yapıyor.