featured

Güvenlikteki son nokta.

Havacılık sektörü tüm dünyada ilerlerken buna paralel olarak da uçaklara ve havalimanlarına sabotajlar artıyor. 11 Eylül’de Amerika’da yaşanan tarihin en büyük sabotajından sonra, yeni birçok güvenlik tedbirleri gündeme geldi.
Bunların en önemlilerinden biri pilot köşkü kapılarının yeniden yapılanmasıydı. Pilotlar artık daha güvenli bir şekilde kabindeki herhangi bir olumsuz koşuldan etkilenmeden uçuşlarını yapabilmekteler. Sadece uçaklarda oluşabilecek olumsuz durumlara çare bulmak tabiî ki yeterli değildi. Yolculuk; havalimanın girişinden başlayıp, ulaşacağınız havalimanının çıkış noktasında biten bir süreç olduğundan, güvenlik bu aşamaların her anında önemliydi.
Sektör, havalimanı-uçak-yolcu üçgen ilişkisinin her boyutuna el attı. Tabiî ki havacılığın olmazsa olmazları “Güvenlik ve Emniyet”ti şüphesiz. Yolcu aramaları için kullanılan cihazlar geliştirildi, emniyet güçlerine yardımcı olma adına özel güvenlik birimleri konuldu, havalimanlarının tüm giriş, çıkış kapılarında sadece ilgili personelin girmesine olanak sağlayan şifreli kartlar kullanılmaya başlandı, tüm havalimanı kameralarla gözetim altına alındı.
Aynı bilgisayarlarımızda olduğu gibi, her anti virüs programından sonra yeni bir virüs daha çıkıyor ve sistemi altüst ediyordu. Her problemden sonra sistem yeniden geliştirilmek ya da değiştirilmek zorunda kalıyordu. Güvenlik adına yapılan tüm yatırımlara karşın, kötü niyetli örgütler de bu sistemleri çökertme adına şüphesiz çalışma yapmaktalar.
Bu karşılıklı güvenlik savaşında gelinen son nokta; yolcu valizlerinde oluşabilecek tehlikelere karsı oluşturuldu. Gecen hafta Perşembe günü ülkemizin modern havalimanlarından olan Antalya Havalimanı 1.Dış Hatlar Terminalini görmek için Antalya Havalimanı genel müdürü Sayın Naci Alın beyin nazik davetiyle karşılaştık. Airporthaber ve ekibini yeni gelişmelerden haberdar etmek ve gelinen son noktayı görmemizi istiyordu.
Sayın Alın; son derece güvenli ve modern donatılmış bu havalimanımızda, yolcu beraberinde götürülemeyen, uçaklarımızın kargo bölümünde taşınması gereken bagajlar için alınan güvenlik önlemlerini anlattı.
Hepimizin bildiği bagaj ayırım bölümünde x-ray dediğimiz cihazlarla; bagajların içlerinde olabilecek taşınması kural dışı olan kimyevi veya patlayıcı maddeleri göstermeye yarayan her yerde kullanılan cihazın son gelişmiş halini gösterdi ekibimize. General Electric firmasının yaptığı son model EDS isimli bu cihaz, Antalya1 Terminali dışında ülkemizin hiçbir havalimanında olmadığı gibi dünyada bile sayılı havalimanlarında bulunuyor.
Bu cihazı kısaca anlatmak gerekirse; tamamen dijital ortamda tümüyle elektronik sistemlerce kontrol altında tutulan, su anda tüm havalimanlarımızda kullanılan x-ray cihazlarının yanı sıra tıpta röntgenin gelişmişi kabul edilen ve röntgen cihazlarını tarihe gömen EMAR sistemine haiz. Bagajdaki her türlü istenmeyen oluşumları görebildiği gibi, şüphelenilen en ufak bir durumda gözle kontrol edilmeden kendisi o bagajı otomatik olarak EMAR sistemine yönlendirerek daha detaylı bir inceleme yapılabilmesine olanak sağlıyor.
%100 güvenli bu sistem ayrıca narkotik polisimize de yardımcı olabilecek donanıma sahip. Tümüyle elektronik olan bu sistemde, insan faktöründen kaynaklanabilecek hatalar tamamen ortadan kaldırılmış durumda.
Sonuç olarak, bu modern cihazı ülkemize kazandıran Antalya1 terminali yönetimine teşekkür ederken bu cihazın tüm limanlarımızda yaygınlaşmasını diliyorum. Ayrıca misafirperverlik anlayışı için de AYT1 Genel Müdürü Sayın Naci Alın beyefendiye, Airporthaber ailesi ve şahsım olarak sonsuz teşekkür eder, tüm okuyucularıma İyi haftalar dilerim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir