Türkiye’nin medarı iftiharı olan ve her Türk vatandaşı gibi benim de göğsümü kabartan, her ne kadar özelleşmiş bir şirket dense de hala Milli ve Bayrak taşıyıcı havayolumuz olarak gördüğüm THY’miz ve mesleki örgütlerimiz olan derneklerin genel kurullarında inanılmaz bir acemilik sergileniyor.
Bildiğiniz gibi genel kurullarda, genel kurulu yasalara ve tüzüğe uygun olarak yönetmek için, divan heyeti kurulur. Bu heyet de divan başkanı, başkan yardımcısı ve yazmanlar bulunur. Bu kişiler genel kurula katılan üyelerin oyları ile seçilir ve genel kurul bitene kadar görev yaparlar. Yasalarımıza göre genel kurulun gidişatı, tartışmalar ve bazen de kavgaya kadar gidebilen sürtüşmelerde tek yetkili seçilmiş divan başkanıdır. Genel kurul sürecini baltalayan veya kavga çıkartan kişileri genel kurul salonundan çıkarmaya kadar yetkilidir. Gerekirse kolluk kuvvetlerinden yardım isteyebilir.
Divan heyeti bu nedenle, dernekler yasası ve medeni kanununun yanı sıra ilgili şirket veya derneğin tüzüğünü çok iyi bilmek zorundadır.
Hal böyleyken, THY’de ve havacılık camiasında örgütlenmiş STK ların genel kurullarındaki divan heyeti yapılanmasına baktığımda tam bir acemilik görülüyor. En son gittiğim TALPA’nın olağanüstü genel kurulunda divan heyetinin bocalaması genel kurulun yarıda kalmasına neden olmuştu. Öyle ki, Divan başkanı ile üyeler neredeyse birbirine girecekti. Bu tür sürtüşmelerin olmaması için divan başkanı seçeceğiniz kimseye ilgili kanunları ve tüzüğü iyice okumasını önerin.
Yoksa sürtüşmeler kaçınılmaz olur. Bizler her nedense divan başkanı seçerken illa da eskilerden seçmeye özen gösteririz. Saygınlığı yüksek, mesleğinde çok iyi, sevilen, sayılan kişileri öneririz. Kimse o kişinin daha önce bu tür bir deneyimi olup olmadığını sorgulamaz. İşte en büyük hatamız budur. Bir insanın saygın ve sevilen bir kişilik yapısı olması onun iyi bir divan başkanlığı yapabileceğini göstermez.
Değerli Okurlarım;
Bildiğiniz gibi THY Genel kurulları son derece modern bir mekan olan konferans salonunda yapılıyor. Salonun dizaynı, hissedarlara ayrılmış bölüm, THY yönetim kurulu üyelerinin bulunduğu masa ve THY’nin üst düzey yöneticilerin izleme locası gayet güzel düzenlenmiş.
THY’nin genel kurullarına katılan en eski ve en çok söz alan hissedarlardan biri olduğumu biliyorsunuzdur. Bu nedenle THY’ gibi dünya çapında bir şirketin genel kurullarında bile yukarıda yazdığım acemilikler sürdürüldüğünü söyleyebilirim.
Örneğin; Bay Hamdi’nin hasbelkader THY yönetim kurulu başkanlığı yaptığı bir genel kurulda, komedi filmlerini aratmayacak bir görüntü yaşanmıştı.
Divan başkanlığı görevini yapmak üzere seçim yapılmaksızın Divan heyeti masasına oturmuş olan Bay Hamdi’nin sol tarafında THY Yönetim Kurulu üyeleri, sağında ise hissedarlar oturmakta, tam karsısında ise THY’nin genel müdür yardımcıları ve başkanlar genel kurulu izliyorlardı.
Bay Hamdi genel kurul gündemi gereği oylama yapılması gereken maddelerde, kendi sağında kalan hissedarlara bakmak yerine solundaki masada oturan THY yönetim kurulu üyelerine bakıyordu. Bay Hamdi’nin kendilerine baktığını gören THY yönetim kurulu üyeleri de kendilerinin hesap verdiği ve ibra olmaları gereken genel kurulda, sadece hissedarların oylarına sunulan maddelerde, kendilerinin oy hakkı olmamasına rağmen, oylamaya katılıyorlardı. Bay Hamdi’nin kendi sağında oturan hissedarlara bakacağına, sol tarafındaki yönetim kurulu üyelerine bakması, yönetim kurul üyelerini de şaşırttığından olsa gerek ki, Genel kurulun tasvibine sunulan maddeler için “Kabul Edenler” veya “Kabul Etmeyenler” diye eller kaldırılarak oylama yapılırken birde bakıyordum ki, THY yönetim kurulu üyelerinin de elleri havada:) Kısaca, THY yönetimi kendi kendini ibra etmeye kalkmıştı)
THY yönetim kurulu üyelerinin her oylamada ellerini kaldırması trajikomik bir acemilik görüntüsü oluşturmuştu. Eee, divan başkanı neydi ki, yönetim kurulu ne olsun diye içimden gülümseyerek bu komediyi seyretmiştim.
Koskoca THY’nin genel kurulları bu kadar acemice yönetilirse dernek yönetimleri ne yapsın diyebilirsiniz. Evet, işte aynı komedi dernek genel kurullarındaki divan heyetlerinde de yaşanıyor. Divan başkanları derslerine çalışmadan geliyorlar ve kargaşa yaşanıyor.
TALPA Genel kuruluna sayılı günler kaldı. Birçok yazımda mevcut yönetimi eleştirmiştim. Yapılan olağanüstü genel kurulda yaşananları da sizlere aynen aktarmıştım.
TALPA’nın olağan genel kurulu 25 Aralık 2018 de yapılacak. Genel kurula katılmayı düşünen arkadaşlara tavsiyem, genel kurullara sadece oy vermek için gelinmeyeceği, önemli olanın genel kurulda üyelerin tasvibine sunulacak tüzük değişikliklerinin oylanma aşaması olduğudur.
Maalesef benim tüm derneklerde gözlemlediğim hataların en büyüğü, 3 senedir görev yapan yönetimin ibra aşamasında üyelerin salonda bulunmamasının yanı sıra, tüzük tadillerinin ne getirip ne götüreceği konularının tartışılacağı müzakereleri dinlemeden sadece oy vermeye gelinmesidir.
Halbuki önemli olan, derneğin tüzüğü yani bir nevi derneğin anayasası değişikliklerinde orada bulunmaları olmalıdır. Çünkü kime oy verilirse verilsin işte o düzenlenip,oyalanarak genel kuruldan geçen tüzük çerçevesinde görev yapılacaktır.
Talpa’dan yapılan duyurulara göre seçimlere 3 grup katılacağını yazmıştık.
Şimdiki başkan Ayhan Günal yine aday. İkinci grup ise şu ana kadar Ayhan Günal’ın yönetiminde Muhasip üye (Mali sekreter) olarak görev alan ve halen bu görevini sürdüren Kartal Mersinoğulları‘nın başını çektiği grup. Üçüncü listenin başında da Murat Ersoy yer almakta.
Tabii ki kim kazanırsa kazansın bizi ilgilendirmiyor. Ancak THY’yi ve sendikaları bile eleştirebilen bir yayın organı olarak derneklerimizi neden eleştirmeyelim ki… Bu tür makamlara gelenler her türlü eleştiriye açık olmalıdırlar. Bizim yazdığımız görüş işine gelince bravo işine gelmeyince tu-kaka demek yanlıştır. Bu haber sitesi kimsenin yayın organı değildir.
Taraflı olduğu sadece çalışan kesimdir. Dernekler de, sendikalar da, şirketimiz de hepsi kapsama alanımız dahilindedir bilginiz olsun.
Şimdi de biraz değerlendirme yapalım;
Ayhan Günal’ı anladık. Ben tekrar adayım diyor. Burada benim anlamadığım, Kartal Mersinoğulları’nın başını çektiği gruptur. Kartal Mersinoğulları, mevcut Ayhan Günal başkanlığındaki ekibin içinden gelmekte. Seçime 9 gün kala hala istifa etmeyip görevde kalması, Ayhan Günal ile yönetimsel bir sorun yaşamadığını gösteriyor.
O halde niye ayrı bir grup kurarak seçime giriliyor ki, açıkçası anlamadım.
Son güne kadar bu yönetimin bir parçası olacaksın, her türlü işlemde, harcamada imzan olacak ama itiraz etmeyeceksin. Sonra da bunlar yanlış iş yapıyor diye başkan adayı olacaksın. Böyle bir düşüncen varsa aylar önce istifa eder ve yanlış giden şeyleri topluma açıklamak gerekirdi. İşte o zaman adaylığın bir anlamı olurdu.
Şimdi daha garip bir durum var. Biliyorsunuz Genel Kurulda derneklerin mali işlemleri bilançosu falan muhasip üye tarafından anlatılır. Çünkü para pul işlerini en iyi o bilir. Her kuruş gelirin ve giderin altında muhasip üyenin imzası var olmalıdır. 25 Aralık’daki genel kurulda Kartal kaptanın normal olarak kürsüye çıkıp son 3 yılın hesabını vermesi sonra da kendi grubunun yanına, muhalefet sıralarına dönüp oturması lazım.
Yeni yapılacak olan genel kurul garipliklere gebe… Denetim Kurulu başkanı için de aynı durum geçerli. Şu anda TALPA Denetim Kurulu Başkanı Kutsal Önder kaptanın göreve devam ettiği görülüyor. İşin ilginç yanı, aynı zamanda rakip grubun, yani Kartal kaptanın da Denetim Kurulu başkan adayı. Çok enteresan. 3500 üye arasından bir denetim kurulu başkanı bulamamış olsalar gerek ki rakip oldukları grubun denetim kurulu başkanını transfer etmişler. Demek ki, işini çok iyi yapıyor. İşler son 3 yılda çok düzgün gitmiş anlaşılan.
Talpa’nın sitesinde her yıl yapılan denetimlerin yayınlanması gerekmez mi? Bu denetimleri üyelerin bilgisine sundunuz mu?
Şimdide gelelim ibra konusuna…
Bildiğiniz üzere, Derneklerde yönetim ve denetim kurullarının ayrı ayrı ibrası zorunludur. Yönetim için İbra oylaması yapılırken, Kartal kaptan’in ekibi hangi oyu kullanacak merak ediyorum. Olumlu oy kullansalar üyeler soracak; Kartal kaptan, her şey düzgünse niye muhalif aday oldun? Olumsuz oy kullansalar bu sefer de bir yolsuzluk mu var söylemlerinin yanı sıra Kartal kaptanı da kendini de ateşe atmış olacaklar.
Aynı konu, Denetim kurulu başkanı Kutsal Önder için de geçerli. İbra işi denetim kurulu raporlarına dayanır.
Bakın bakalım ne yazıyormuş 3 yıllık raporlarda? En önemlisi de, 2018 yılına ait son denetim raporunda. Yoksa daha hazırlanmadı mı? Bir acayiplik var bu işte.
Yönetime 3 yıl önce beraber seçilen bir grup zamanla anlaşamıyor ve ayrışıyor. Ama 2 üye içeride kalmaya devam ediyor. Kaldıkları sürece de her şeye ortaklar. Sorumlulukları var. Seçim kapıya gelmiş dayanmış olmasına rağmen bu arkadaşlar karşısına çıkacakları yönetimin içindeler. Ben üyelerin yerinde olsam yönetimi ibra etmez işimi sağlama alırım. Sonra bir sorun çıkarsa iş işten geçmemiş olur. Aslına bakarsınız Ayhan kaptan ile Kartal kaptan tek yumurta ikizi gibiler. Aralarında ne fark var ben anlamadım..
Ayrıca, bu Genel Kurul öncesi Kartal kaptanın neden bu gruptan ayrılarak ayrı bir grup kurduğunu açıklaması lazım.
Yukarıda yazdığım iki grubun çekişecek olması üçüncü gruba yarar. Bu üçüncü grup stratejik bir hata yapmazsa, seçimi alıp götürebilir. Adam koltuğa oturup berbere sormuş “Saçım ak mı, kara mı?” diye. Berber de “Önüne düşünce görürsün” demiş ya, aynen o durum.
Hadi bakalım, TALPA üyeleri için ne hayırlısı ise o olsun diyerek yazımızı bitirelim.
10 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Ayhan bey, Brezilya’ya kimler ve hangi vasıfla gitti. Orada neler yaptılar. Hele biz de bilelim.
Raporda kimler Talpa’nın sırtından ve ne vasıfla gitmiş yok. Akşam neler yapılmış yok:)) Rumba
Demek ki tam açıklanamayan bazı durumlar var.Acaba ondan mı soruyor???
Rapor yayınlandı. İnternetten oku niye sorup duruyorsun?
Neden bukadar sinek bu işe aday şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Talpa’da neden bu kadar çok aday var belli oluyor. Ayhan isimli pilot tüzük tadili yapmaya çalıştı millet huylandı. Para çok olunca bir çok grup ortaya çıktı. Sefa beyin dediği gibi maça son giren yani beyaz liste işi alır götürür
Türkiye’nin haline bak. Koskoca THY deki bu skandal genel kurul nasıl oldu. Bir gece ansızın sektörle ilgili olmayan birini THY yönetimine atarsan ve o kişi genel kurulda divan başkanı olursa bu saçmalıklar kaçınılmaz olur. İşte bir gün sefa bey gibi biri çıkar ve sizi rezil eder.
Çok doğru ve isabetli tavsiyeler yapmışsınız işte duayenlik nede olsa. Talpa da divan başkanı olan kişiler sizin de söylediğiniz gibi abi ler arasından seçilir. Bu abi de işin içinden çıkamaz ve kavga gürültü çıkar. Umarım tavsiyeleriniz dikkate alırlar.3 adaylı bir genel kurul profesyonel bir divan heyeti ister
Sayın İnan,
THY ‘ Nın ilk genel (2019) kurulunda divan başkanı seni susturma adına kolluk kuvveti ile salon dışına çıkarabilir.
Önceki yıllarda çıkarmadılar ama telefon sinyallerini kesmişlerdi.
Tabii ki divan başkanının bu yetkisi var. Bir genel kurulda sadece benim için cep telefon sinyal kesici kullanmaları THY’nin ayıbıdır. Çünkü sinyal kesiciyi kullandığınızda genel kurula katılan tüm katılımcıların da hattını kesiyorsunuz. Mevcut durumda bu tür bir uygulama yapılmıyor. Bu kadar korkmalarına ne gerek var ki… Düzgün bir yönetim sergilense ve halka açık bir şirketin genel kurulu nasıl yönetilmesi gerekiyorsa öyle yönetilse, zaten bu tür bir sorunla karşılaşılmaz. Aslına bakacak olursanız genel kuruldan çıkartmak divan başkanının aczini de ortaya koyar. Divan başkanı olan kişi bu kararı gereksiz olarak verdiyse kendi zor duruma düşer.Ben düşüncelerimi son derece seviyeli dile getiren biriyimdir. Divan başkanı seviyeli bir eleştiri yapıldığı halde işine gelmeyip bu uygulamaya kalkışırsa hem rezil olur hem de cevabını alır.
Bu işin normali doğru dürüst bir divan yönetimi,herkese söz hakkı verilmesi ve sinyal kesiciler kullanılarak çağ dışı bir yönetim sergilenmemesidir. Sefa İnan