featured

GENÇ HAVACILARIN GELECEĞİ

Genç Havacılarla Yeniden Buluşmak 

Değerli okurlarım,

Pandemiye bağlı ağır kısıtlamalarla yaşanan dönemin ardından üniversitelerde öğrencilerimizle buluşmamız coşkulu oldu. Önce mezuniyet törenlerinde giyinip kuşanıp pırıl pırıl geldiler. Yanı başlarında ailelerinin gururlu duruşlarına tanık olduk. Dört yıllık emeklerinin ve gayretlerinin karşılığında diplomalarını aldılar. Sonra yeniden sınıflara döndük. Birinci yerleştirme, ek yerleştirme derken sayısı iyice artan öğrencilerimizin hemen hemen tamamının derslere geldiğini hem şaşırarak hem de sevinerek gördük. Öğrencilerimizin coşkusu dersliklerde artık onlarla göz göze gelebilmenin mutluluğunu yaşayan biz eğitimcilere de geçti. Aynı sınıfta olmayı özlediğimiz öğrencilerimizle bir yandan derslerimizi işliyoruz bir yandan da onların yüksek enerjisine ortak oluyoruz. 

İşte bu yüzden bu hafta, sınıflarda çoban ateşi olarak gördüğüm enerjiyi nasıl başarıya ve ülkemiz için faydaya dönüştürebiliriz sorusuna yanıt arayacağım.

Mezun Olan Genç Havacıların Endişelerini Duymak 

Eskiden mezun öğrencilerimden bahsederken, hangisinin hangi şirkette ne güzel bir işe girdiğini, sosyal medyada bana gönderdikleri fotoğraflarını, değişen kulüp başkanlarının mektuplarını ve hatta üniversite bahçesinde diktiğim ağacın sorumluluğunu yeni gelenlere devredişlerini anlatırdım.

Pandemi sürecinde mezun olan genç havacılar işe alımlardaki durağanlıkta bunaldılar. Nepotizme eskiden olduğundan çok daha fazla öfkeliler. Bunca bilgi ve beceri ile donatılıp iş bulamamak onları hırçınlaştırmış görünüyor.

Bu hırçınlık bazen kişisel gelişim ve sertifikasyona odaklanmalarına neden oluyor. Hatta bazen yenilikçi işler yapmalarını da sağlıyor. Fakat çoğu kez mesleğin daha başlangıç yıllarında genç gönüllerini kaplayan bir umutsuzluğa neden oluyor. 

“Bu hırçınlık kimi zaman beraberinde olumlu etkiler getirse de çoğunlukla mesleğin başlangıç yıllarında genç gönüllerini kaplayan bir umutsuzluğa neden oluyor.” 

Oysa her akademik yılın başlangıcında öğrencilerimden havacılığın geleceğini ve kendi geleceklerini hayal edip tanımlamaya çabalamalarını istediğimde aldığım yanıtlarla onların geleceğe dair besledikleri umutlara tanıklık etmeye aşinayım. Ancak üzülerek söylüyorum ki bu sıralar öğrencilerimizin pek çoğu alanda bir iş bulup kendini kurtarmak derdindeler. Önemli bir kısmı kariyerini ve tüm yaşamını ülkemiz dışında tasarlıyorlar. 

Demek ki ülkemizde en önemli ekonomik faaliyet alanlarından biri olan havacılıkta belirgin hatalarımız oluyor. Ben kendi tarafımdayım, elimde de iğne var.

Havacılığımızın Geleceği İçin Daha İyi Bir Merkezi Planlamaya İhtiyaç Var

Değerli okurlarım, havacılık politikalarının oluşturulması ve geliştirilmesi için işleyen mekanizmalar karmaşık değildir. Havacılık politikalarının uygulanmasında insan kaynağının yerini doğru belirleyerek eğitim kurumlarını merkezi olarak yönlendirmeye ihtiyacımız var. Bunu vurgulamak istiyorum.

Ulaştırma planlamasında hava taşımacılığının yeri sistematik olarak belirgin hale gelmiştir. Bir alt seviyedeki sistem planlamasında havalimanlarımız ve kapasiteleri ile ilgili olarak da mevcut planlardan büyük sapma beklenmemektedir. Artık sektörde aktörler de bellidir. İşletmelerin sayıları esasen istikrar bulmuş durumdadır. 

Kısa vadede sektörel eğilimleri kovalarcasına hava kargo tarafında yeni birkaç işletmenin başlangıcına tanık olacağız. Bundan başka değişimin yaşandığı tek saha genel havacılıkta söz sahibi olmaya başlayan güçlü sermayedarların olası hareket sahası olacaktır. Yüz yüze görüşmelerimizde bu işletmelerin üst yöneticilerine, sektörün mevcut koşullarındaki rekabette avantaj sağlayabilmeleri için uluslararası işbirliklerinin ve EASA/FAA türü lisanslandırmanın önemini ve bu olanaklara sahip olmaları için gereken koşulları anlatıyoruz. 

Bununla birlikte özellikle ülkemiz adına üzüldüğüm konulardan biri olan genel havacılığın gelişmesi için atılan adımların sınırlı kalması konusunu da önemle gündemde tutuyorum. Ülkemizde hava taşımacılığında küresel ölçekte giderek daha iyi bir yere sahip olduğumuz açıktır ancak bu durum genel havacılığımız için maalesef geçerli değildir. Oysa genel havacılıkta da pek çok iş kolu, yani istihdam olanağı ve ekonomik faaliyet alanları bulunmaktadır.

Merkezi planlamanın hareket noktası, havacılıkta ulusal seviyede insan kaynağı planlaması olmalıdır. Sektörde çalışmaya hemen başlaması gereken genç havacıların sayısının her bir iş kolunda ortaya konulmasına gerek duyulmaktadır. Bu sayılar sır değildir, hesaplanabilir. Böylece eğitimleri gereksiz alanlarda zayi etmek yerine niteliğini de niceliğini de artırarak etkin hale getirmek mümkün olacaktır.

Havacılığımızın Geleceğinde Başarı Yenilikçi Düşüncelerdedir, Uygulamalardır

Sevgili okurlar,

Daha çok Yer Hizmetleri kapsamındaki iş kollarında ya da işletmelerin yönetim birimlerinde görev almak üzere yetiştirdiğimiz öğrencilerimize bazen çapraz sorular soruyorum: Havacılık Yönetimi Bölümü öğrencilerime “Hava Trafik Kontrolörü olmak ister misin?” ya da “Mezun olmadan önce en azından PPL-A lisansın olsa, senin için iyi olmaz mı?” diyorum. Yahut pilotaj öğrencilerimize “Mühendislik dallarından birinde ikinci bir diploma almak avantaj değil midir?” diyorum. 

Engin eğitim olanaklarına ve aydınlık vizyona sahip birkaç üniversitelerimizde bu ve benzeri seçenekleri artık öğrencilerimize sunabiliyoruz. İnanın öğrencilerimiz ve aileleri de bu yeni çabalarımıza destek veriyor.

Duyuldukça artacak zaten, hep öyle oldu. Artsın ki benzersiz olanaklara sahip üniversiteler havacılığımızda daha önemli katkılar getirebilsinler. Bu katkıların bugün eğitim ağırlıklı gerçekleştiği doğrudur. Fakat havacılık kültürünün üniversitelerimizde gelişip olgunlaşmasının ardından havacılık araştırmaları havacılık teknolojilerinde gelişimin mihrabı olacaklardır. Zaten yol kat etmiş bazı seçkin devlet üniversitemizin gelecekte çok daha büyük başarılara imza atacağından şüphem yoktur.

Bu gelişmelerde de yine belirleyici faktör “genç havacılardır”. Farklı bilim dallarında öğrenim görürken araştırma alanlarını havacılık olarak seçmekte zorlanmayacak, giderek de daha fazla kaynak talep edeceklerdir.

Bu yüzden havacılık kulüplerini on yıldır kesintisiz ve tüm gücümle destekliyorum. Farklı kulüpleri bir diğeri ile temas ettiriyorum. Ortak etkinlikleri yüreklendiriyorum. Önümüzdeki aylarda kış ve 2022’de yaz havacılık kamplarını da başlatacağız. Daha planlama aşamasında iken bile gençlerin yüreklerinden gözlerine yansıyan ateşi görebiliyoruz. O gözlerdeki ateş zaten anahtarımız. Açacağı kapılardan geçip kavuşacağımız bahçelerde ülkemizde havacılığın geleceği yazılacak.

Bugün daha havacı olarak öğrenciliğin ilk yılında iken derslerde verdikleri örneklerde hava trafik yönetiminde yapay zekanın rolünü tanımlayabiliyor gençlerimiz. Geleceğin havalimanlarının temizlik işlerinde sürü robotların kullanılması gerektiğini söylüyorlar. Günlük ekonomik hayatın olağan akışında DRONE’ları farklı amaçlarla kullanmanın yararlarını tanımlayabiliyorlar. Uzak gelecekte havacılıkta hangi işletmeyi kurarsınız diye sorduğumda uzay madenciliğinden ya da uzay taksiden söz ediyorlar.

Bugün üniversitelerde uygulanan müfredatların birçoğu bugünün gereksinimlerini karşılıyor, diğer ticari eğitim kurumları da lisanslı eğitimlerin gereklerini muntazaman yerine getiriyor. Ancak havacılığın geleceğine dair mühendislik fakülteleri dışında çok fazla kafa yoran görmedim. Birkaç istisnai kurumun her birinden tek tek ilerleyen haftalarda bahsedeceğim. Ancak büyük resimde geleceğe hazır olmak yerine maalesef günü kurtarmakla meşgul olduğumuzu görüyorum.

Öyleyse

Bugüne odaklanalım:

Elimizdeki iğneyi önce eğitim kurumlarına batıralım: Geleceğin havacılığına kafa yormak üzere bilimsel etkinlikler yapılmalı, burada geleceği konu alan havacılık araştırmaları sunulmalı ve yayımlanmalıdır. Çünkü ülkemizde havacılığın geleceğini tanımlamak için değişen teknolojiyi ve etkisi artan yazılım ve donanım olanaklarını yorumlamak acil ihtiyacımızdır.

Özellikle öğrencilerin mesleğe giriş yıllarındaki hırçınlığının arka planını iyi anlamak gerek. Burada aldıkları eğitimin karşılığını verebilecekleri iş alanlarında istihdam edilmeleri önemlidir. Ancak eğitim aldıkları alanlarda başka alanlarda eğitim almış kişileri gördüklerinde yaşadıkları hayal kırıklığının telafisi olamayabilir.

Geleceğe odaklanalım:

Gençlerin işsizliği tattıkları yerde büyük ekonomik yapıda itici güç haline gelmeleri için iyi bir planlamaya ihtiyaç duyduğumuzu da bir kez daha vurgulayalım. Gençlere inanalım ve güvenelim. En büyük ihtiyaçları doğru kurgulanmış ve içeriği düşünülerek hazırlanmış eğitimdir. Bunu onlara sağlarsak iyi bir geleceğe can suyu vermiş olacağız.

Gelecek Hafta

Haftaya havacılık emniyeti eğitimleri konusunda görebildiğim aksaklıkları ve çözüm önerilerimi dile getireceğim. Güzel bir hafta diliyorum.

Dr.Cengiz Mesut BÜKEÇ

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

10 Yorum

  1. 3 yıl önce

    Hem itfaiyeci hem radyolog olamazsınız. Havacılık sektöründe görev yapan tüm paydaşlar kendi alanlarında eğitim almış, meslek sahibi yetişmiş personeldir. THY Akademi kökenli arkadaşlarımız öncesinde mühendislik yahut işletme üzerine çalışmış sonrasında seçme ve yetiştirme kanallarından kokpite gelmiş arkadaşlarımızdır. Beraber uçtuğum bu arkadaşlarımızın ortak kanısı gelişen olumsuz şartlar ne olursa olsun mevcutla başa çıkıp sivil havacılık sektöründe ileriyi hedeflemenin en doğru seçenek olduğu şeklindedir. Pandemi birçok insanı işsiz bırakmıştır ancak kanımca pilotluk mesleğinin geleceğinin olmadığını söylemek İHAları dahi pilotların uçurduğunu düşünürsek haksız ve yanlış bir yaklaşımdır.

    Cevapla
  2. Ve eski bir uçuş öğretmeni olarak söylüyorum. Pandemi ne yazıkki pilotluk mesleğinin esnek ve geleceği olmayan bir iş olduğunu gözler önüne serdi. Fakat hem pilot hemde başka akademik kariyeri olan arkadaşlarımız bir şekilde akademik kariyerleri sayesinde yeni bir iş kolunda hayatını devam ettirebildi. Ben sadece havacılık ve pilotaj şeklinde hiçbir eğitimi tavsiye etmem. Örnek hem pilot hem avukat olabilirsiniz. İkinci bir dal artık şart diyorum!

    Cevapla
  3. 3 yıl önce

    Eskisehir havacilik ve uzay bilimler fakultesi mezunu olarak soyluyorum. Hocam lutfen artik gençlere hayal satmayi birakin. Eskiden sadece Eskisehir ve Kayseri de bu bölüm varken isr alimlarda da bu bölüm mezunlarina öncelik veriliyordu ve mezunlara sektorun ihtiyacini karsiliyordu. is imkani olmasi hasebiyle fena bir bölüm degildi. Sonrasinda “bu bolumde is garantisi var, 5-10 bin dolar maasla direk ise basliyorsunuz” yalaniyla bu bölümün sayisi 15 e ziplatildi. En az bi bu kadar da ayni bölümün lisesi acildi. Oysaki havacilik sektorunde calismak icin bu bölümlerden mezun olmaya gerek yok. Bakiniz Thy teknik çalisanlarin cok buyuk bölümü havacilik disindaki baska bölümlerden ve liselerden mezun kisiler. Çùnkü düz lise mezunu veyahut isletme mezunu birisi havacilik sektorune girip 3-5 yil calistiktan sonra 10-15 modülü basariyla tamamladinginda lisansli personnel oluyor. Üstelik Havacilik fakultesi disindaki bölümlerden mezun olanlarin onlarca farkli sektorde calisma imkani var. Oysaki sivil havacilik mezunlarinin tek sansi hasbel kader bir havayolunda is bulmaktir. Burada is bulamazsa calisabilecegi baska hicbir alan kalmiyor. Üstelik diplolarinda hicbir ünvan yazmiyor,saka gibi ama bu bölüm mezunlarina lisans mezunu anlaminda “lisansiyer” deniliyor. Bugünkü aklim olsa herhangi bir Elektrik-elektronik ogretmenligini okur. Bitirince de hava yoluna basvururdum. Olmazsa ogretmenlik icin kpss ye basvurur, ayni zamanda muhendislik ünvani icin fark derslerini verirdim. Mühendis olarak yine hem havacilik sektorunde hem de binlerce baska sahalarda is arardim. O yuzden lutfen ama lutfen ya bölümlerin %80 ini kapatip bu bölüm mezunlarina adam akilli bir ünvan verin. Havayollari ile gorusup onlarin ihtiyacina uygun bir mufrefat hazirlayacaginizi soyleyin ve mezunlariniza ise alimlarda öncelik verileceginin teminatini alin. Yahut kapatin su bölümleri. Kendinize akademisyenlik kadrosu actirmak için on binlerce gence hayal satip onlari magdur etmeyin.

    Cevapla
  4. Çok güzel bir yazı, tebrikler

    Cevapla
  5. 3 yıl önce

    Okumamaniz gereken bı bölüm inanın hiç bir şey olamiyosunuz mezun olduktan sonra askeri ücretle markette çalışırsınız

    Cevapla
  6. 3 yıl önce

    Uçak bakım olarak bakarsak bu çöp bölümler bize bir tittle sağlamıyor lisans avantajı vermiyor elimizde sadece kalan boşa harcanan seneler. Çok bilmiş itüli beyfendinin argümanı ne idi bakım mühendisi diye bir şey olamaz ama bakıyorsunuz yurt dışına ülkenin bayrak taşıyıcı firmasına bu unvanda işe alım ilanı veriyor bu bölüm mezunları gerçek anlamda gariban kimseleri yok kendi okul hocaları düşman şirketin tavrı ortada lobici tayfa düşman öyle ki elaman gibi bir ucube unvanı millete utanmadan reva görüyorlar bugün tkda taşeronu tdp tdplisi teknisyen olabiliyor uzmanı memuru mühendis olabiliyor ama siz istediğiniz kadar doktora yapın dil belgesi alın elamansınız böyle bir adalet işte bir umutla burayı bekleyen arkadaşlar varsa boşa bekliyor o kadar saat mesai harcayıp asgari ücretin az biraz üstü maaş alacaksınız dışarıda herhangi bir işte bu süre çalışın daha çok kazanırsınız zaten gençlere gerçekleri anlatan yok bugün ticarethaneye dönen okullar sadece gençlere hayal satıyor Türkiye’de meslek değeri görebileceğiniz bir iki firma var zaten onlara da refaransınız olmadan girmeniz çok çok zor bugün tkda çalışan okul mezunlarının yüzde doksanı hergün nasıl giderizin hesabını yapıyor çoğu mutsuz ailesinin maddi imkanı yerinde olan bir çok arkadaşımız bıraktı gitti zaten.

    Cevapla
  7. 3 yıl önce

    Tavsiyem ingilizcenizi geliştirin yurtdışına gidin. Ben pişmanım o kadar unv okuduktan sonra thy gibi firma sizi bi anda başka bölüme zorla sürebiliyor ve kariyeriniz mahfolabiliyor. Tavsiyem yurtdışı kaçın burada yetkili teksiyene 2000 dolar vermezlerken dışarda 8000 dolar net alıyor.

    Cevapla
  8. 3 yıl önce

    Gençlerimiz yarının yetişkin ve iş sahibi olacak bizlerin geleceğini emin ellere teslim edip onların başarıları bizleri gururlandıracaktır.Ellerinize sağlık ne de güzel yazmışsınız.Herkesin gençlerimizin eğitim ve iş hayatlarını desteklememiz biz büyüklerin görevi olmalıdır ki onlara yarınları güven ile teslim edebilelim.Herkes iyi bildiği işi yapıp katma değer katmalı, işi az yada hiç bilmiyenlerde biliyormuş gibi yapmamalı ve samimi olmalıyız.Gençlerin başarılı olmasını canı gönülden diliyorum.

    Cevapla
  9. 3 yıl önce

    Sn. yazarınızın vakıf üniversitelerinden birinde olduğunu düşünüyorum.Hele SHYO bölümde ise gerçek hayatın ne olduğunu bılmediği çok aşikar, ne yazıkki havacılık sektörünün hangi bölümde olursanız olun o işin sahada çalışmadan gelipte burada yazanları esef ile kınıyorum.YÖK müfredatları ve bölüm ders isimlerinin bile bu günün gerçek iş hayatı ile alakası olmadığının farkında olunmadığı bir eğitim sistemini çok başarılı göstermek sadece ve sadece gençlerin vaktini boşa harcamaktan başka bir şey değildir.Lütfen şapkayı gerçek hayat karşısında çıkarın ve öğrencilerinize de sahip çıkın!!!!

    Cevapla
  10. 3 yıl önce

    şuan gözlerimi kapadığımda 2016 yılında okuluma kaydolurken yaşadığım heyecanı dün gibi hatırlıyorum. Ne kadar mutluydum kendi kendime tamam diyordum ben bir şeyler başarabildim galiba. Nerden bilebilirdim ki mezun olup 2 yıla yakın süredir işsiz kalacağimı? Nerden bilebilirdim hiç üniversite okumadan da yapabileceğim işleri şuanda yapacağımı? Her şey boşmuş gerçekten. O yüzden hiç süslü cümleler kurmayın , biz işsiz mezunlar için ne sektörün söz sahibi denen firmalar ne de devlet bir şey yapmıyor. Burdan belki bu yorumumu görecek velilere sesleniyorum. Çocuklarınızı sakın ola sakın içerisinde HAVACILIK olan fakülteye göndermeyin. Sadece hayal satıyorlar…

    Cevapla