Değerli okurlar, THY’de ek zam beklentileri boşa çıktı. Ocak başında % 15.5 TÜFE artışına ve % 1’lik Toplu Sözleşme zammına üçbuçuk ekleyerek işi % 20’ye bağlayan THY yönetimi bu kez oransal artış yerine iki maaş ikramiye ile süreci tamamladı.
Bay Hamdi’nin “zihni sinir projesi” kıvamındaki icadı yılda bir kez prim verilmesini içeriyordu. Bu havuç-sopa stratejisi halefleri tarafından da titizlikle uygulanıyor. Çok çalışın, dinlenmeyin, bize çok kar ettirin, biz de size ekstra para verelim. Fedakarlık yapmazsanız, limitleri zorlamazsanız biz güzel karlar edemezsek, size Toplu Sözleşmelerde soğuk bakarız, bu karı daha az personelle elde etmek için bazılarınızı kapıya koyarız.
İşçiye az zam vermek için bulunan bir formüldü bu prim işi. Hatta işin öyle suyunu çıkardılar ki, yetkili sendika ile anlaşarak Toplu Sözleşme imzalandığında “imza parası ” diye bir usül icat ettiler. Başlık Parasını biliyorduk ama İmza parasını ilk kez duyduk THY’de…
Ahmet Bolat bu projeyi bayağı sevdi ve geliştirdi. Bakın 2023 yılında neler vermiş?
Nisan ve Temmuz aylarında kar payı anlamında birer maaş ikramiye (temel maaş üzerinden), Şeker bayramında 15.000 TL, Kurban bayramında 20.000 TL …. Peki bu rakamları hangi rakamın üstüne verdi? % 3.5 ek zammın üzerine… Bu rakamlar, ilk bakışta cazip görünebilir. Sonuçta, ortalama 30.000 TL maaşı olan bir personel, ilk 6 ayda 95.000 TL de ek para aldı. İyi de temel maaşlar aynen duruyor. Bunun sürekliliği var mı? Yok. Bugün işler iyi veriyor da, yarın işler “ayna” olunca verir mi? Vermez… Örneğini görmedik mi?
Yani “bu işin küreği de var böreği de.” durumu… Bugün size prim verenler yarın şirket zora düştüğünde “hadi arkadaşlar özveri sırası sizde” diyecekler. Demediler mi? 15 Temmuz hain kalkışmasından sonra 2017 yılı başında Toplu Sözleşme zammını vermeyip sadaka kabilinden % 1,5 artışı uygun görmüşlerdi. Hatta İlker Aycı “Hava iş sendikası bize sıfır zam talebi ile geldi. Ben olmaz öyle şey dedim, % 1,5 verdik” dememiş miydi? Pandemide bırakın maaşı tam vermeyi, % 30 ila % 50 arası tırpanlamadılar mı?
O nedenle hep yazarım. Ben işçiyim kardeşim, işimi yaparım, maaşımın da zamanında tam olarak ödenmesini isterim. Şirketin karı veya zararı beni ilgilendirmez. Ben şirketin ortağı değilim. Yönetim olarak senin yanlış kararlarının ceremesini niye ben çekeyim? Kar edersen şişinerek dolaşırsın, ödül üstüne ödül ve aferin alırsın. Zarar ettirirsen de seni oraya getirenlere ve millete hesabını verirsin. Yine yazıyorum, temel ilke şu olmalı: “Prim de istemem, özveride de bulunmam.”
Peki THY yönetimi kafasına göre para dağıtırken Hava iş’imiz ne yapıyor? Tıss çıktı mı bugüne kadar? Çıkmadı, çıkmaz da… Bugün bakıyorsunuz sendika isyanlarda…. Çünkü THY, sendikayı yok sayarak artık doğrudan personelle muhatap oluyor. Haa, bu tavır da bay Hamdi’nin icadıydı. Atilay Ayçin’in Hava İş başkanı olduğu dönemde, personeli yanına çekmek için daha TİS görüşmeleri başlamadan bay Hamdi % 6 zam vermişti. Şimdi bu anlayış tam gaz devam ediyor. Sendika ise “Yönetim sendikasız bir düzen peşinde” diye ağlaşıyor. Valla, THY yönetimi bu kadar anlayışlı, bu kadar munis, bu kadar uzlaşmacı bir sendikaya bile tahammül edemez hale gelmişse, balık kavağa çıkmış demektir !
Tabii işin duygusal boyutunu da atlamamak lazım. THY, personeline maaşlara yansımayacak şekilde para verdikçe Hava İş’in aidatları da yerinde sayıyor. Halbuki, tüm bu açıktan ödemeler yerine yılda % 10 ek zam verse sendikanın topladığı aidatlar da artacak. O zaman, bu bayram yaptıkları gibi lokum dağıtmazlar, belki de herkese birer kilo halis tereyağlı, fıstıklı şöbiyet verirler, kim bilir? Gerçi pelit çikolatadan lokuma gerileme sendikamızın mali durumu hakkında bir fikir veriyor ya, neyse…
Gelelim ne yapılmak istendiğine… THY yönetimi , zamların ve vergi artışlarının enflasyonu en geç iki ay içinde patlatacağını görüyor. Bu nedenle 2024 Toplu Sözleşmesine minimum maaşlar üzerinden girmek istiyor. Temmuz ayında + % 5 verseydi, Temmuz-Aralık 2023 devresinde oluşacak hatırı sayılır enflasyon üzerinden ciddi bir ek külfet oluşturacağını hesaplıyor.
Peki çözüm ne? Daha önce de yazdım. ilk 6 ay için geçmiş 6 aylık enflasyonun en az iki katı kadar başlangıç artışı alınmalı. İzleyen 6 aylık dönemlerde de şu + % 1’lik sadaka artışları bir yana bırakılmalı büyüme ve refah payı olarak % 3- % 5 arası bir artış sağlanmalı. Bayram ikramiyeleri mutlaka Toplu Sözleşmeye yazılmalı. Bir de şu promosyon hakkı Toplu Sözleşmede düzenlenmeli…Başarının gerçek sahipleri olan emekçiler önlerini görebilmeli…
Son söz:
Asıl marifet buluttaydı ama herkes yağmura şiir yazdı…
Yavrum sen ne yaşıyorsun içinde tavsiyemdir bir psikoloğa görün o kafa başka değişmez inan
Müslümanların şeker bayramı diye bir bayramı yok. Düzeltiniz.
adam doğru söylüyor. o kafayı yaşayan belli ki sensin. sendeki kafanın değişmeme ihtimalini görme de başkalarına laf at “YAVRUM” benim.