Değerli okurlar, Tam(!) kapanmadan sonra sayıları ancak 11.000’lere çekebildik. Mayıs sonuna kadar kısmi kapanma sürecek ve Haziran başında yeniden açılacağız. 20 Kasım 2020 tarihinde vaka sayısı 4.542, vefat sayısı 123 iken tüm işyerleri restaurant ve cafeler kapatılmış ve yeni yasaklar gelmiştı. Bugün bu rakamların iki katından fazla vaka ve vefat sayısındayız. Ama 1 Haziran’da yine açılıyoruz !
HASTA RUHLU İŞVEREN, İŞÇİYİ İŞYERİNDE İSTER !
Uzmanlar bugün 11.000 olarak açıklanan rakamların en az 3 ile çarpılması gerektiğini söylüyorlar. Aynı bilim insanları 17 günlük kapanma ile birlikte yoğun aşılamanın yapılmasının gereğine vurgu yapmışlardı. Peki bu sürede aşılama niçin yapılamadı? Çünkü aşı bitti ! Ne zaman gelecek belli değil. Sağlık Bakanı, Çin’den 10 milyon doz aşı geleceğini, Pfizer-Biontech aşısından ise sonbahara kadar 90 milyon doz için tekrar(!) anlaşma yapıldığını açıkladı. Geçenlerde okudum, açıklamalara bakılırsa bugüne kadar 240 milyon aşının gelmesi gerekiyormuş ! Elde olan ve vurulan aşı sayısı bu rakamın sadece % 10’u ! Anlaşılan bu kapanma boşa gidecek. Kapanmadan önce Anadolu’ya gidenler virüsü götürdü, şimd de geri getiriyorlar. Otobüsler, metrobüsler, trenler, vapurlar normale(!) döndü. Hepsi tıklım tıklım… Uzmanlar Haziran-Temmuz aylarında yeni bir dalga bekliyorlar.
İşverenler ise acımasızca para peşinde. Verdikleri üç kuruş paranın karşılığını almak için çalışanları yolda, işyerinde riske etmekten çekinmiyorlar. Hele hele o işyerinde çalışıp daha önce covide yakalanmış işçileri olan patronlara ne demeli bilmiyorum. Aslına bakarsanız işyerinde bir kısım insanın aşı olması da yetmiyor. Aşı olmak sizi hasta etmiyor veya hafif geçirilmesini sağlıyor. Ama aşılı bir kişinin covide yakalanabildiği ve bulaştırıcı olduğu bilinen bir gerçek. Daha önce de yazdık. Covide yakalanan, ailesine yakınlarına virüsü taşıyan işçiler mutlaka işverenlere dava açmalı. Bunun adı ölüme sebebiyet vermektir. İşvererenin, işçisinin sağlığını gözetme borcu var. İnsanları çalıştırıyorsan önce aşılatıp sorumluluğunu yerine getireceksin. Aslına bakarsanız, işçi evden çalışarak verilen görevleri yerine getirebiliyorsa illa işyerine getirtmek eziyettir, zulümdür, sadistliktir . Bu tip işverenleri doğrudan psikiyatra sevk edeceksin. Eminim doktor evine göndermez bu tipleri, tedaviye başlar hemen. Bu kapsamda, THY’nin evden çalışmayı 31 Temmuz’a kadat uzatması hem sağduyulu hem de çalışanı düşünen sağlıklı bir karar…
THY’NİN NETAMELİ YATI OTELİ.
THY’den söz açmışken Newark seferlerinin başlatılması ile ilgili birkaç cümle edelim. THY, ekiplerin yatısı için bölgedeki Hilton ile anlaşmış. Otel güzel de, yeri netameli… Gelen bilgilere göre, her türlü asayiş olayının vaka-i adiyeden sayıldığı, çetelerin cirit attığı bir yer. Asla ırkçılık yapmam ama siyahların yoğun olduğu tekin sayılmayan bir bölgedeki otelle anlaşanlar bir araştırma yapmamışlar mı acaba? Sonuçta ekipler otele kapanacak sonra da minibüse binip doooğru meydana gidecek. Çıkıp şöyle bir hava alayım, kahve içeyim dersen sorumluluk sana ait… Yakışıyor mu dünya markası bayrak taşıcıyımıza. Yeter tasarruf ettiniz personelin sırtından. Üç kuruşa kıyın da, adam gibi bir otel bulun ekiplerinize…
HAVA İŞ’İN LOKUMLARI…
Hava İş kooperatiflerindeki belirsizlik, tartışma ve anlaşmazlıklar tam gaz sürüyor. Üyelerinin yuvasını yapmak için iki kooperatife de Hava iş Sendikası yöneticileri önayak olmuş sonra yavaş yavaş kooperatif yönetimlerinden ayrılmışlardı. Özellikle Kıbrıs caddesi kooperatifinde tartışmalar alevlenmiş durumda. 2020 Mart ayında tekrar seçilemeyen ve görevi Kpt. Plt. Afşin Yelok ve ekibine terk eden eski yöneticilerden biri hem Yelok’a hem de Hava İş Sendikasına karşı ilginç iddialarda bulunuyor. Artık lokumla ilgili ne gibi bir anormallik(kilosu, fiyatı, miktarı vs) varsa şöyle diyor: “Yöneticisi olduğu Sendikanın Batman’dan aldığı lokumlara ses çıkartmayanlar…”
Yetmiyor, Hava İş sendikası yöneticisi olmanın avantajlarını da sıralıyor: “sendikadaki yöneticiler gibi hiçbir şey yapmadan ve kafama göre işe giderek hem her gün dışarıdan şefin dürümü yiyip hem de yemek fişi ve market çekleri alsam, sınırsız özel sağlık sigortası yaptırsam, araba ve benzin, Beymen’den ve diğer lüks mağazalardan hediye çekleri, tekne turları, 5 yıldızlı otellerde tatiller, free biletler, 30.000 TL aylık maaş vs alsam …” Valla güzel işmiş… Üye nasıl olsa kuzu kuzu aidat veriyor, pandemide üyeler sünnetli maaş alırken sen maaşını kuruşu kuruşuna alıyorsun, mali tabloları yayınlamıyor, hesap vermiyorsun, yediğin önünde yemediğin arkanda…Ne diyeyim, afiyet olsun. Airlinehaber’i izleyenler bilirler, sendikacılar 4 ayda 28 ton çikolata almışlardı. Yaklaşık 3 damperli kamyon ediyordu. Sitemizi mahkemeye vermişler ama faturaları da dosyaya koymak zorunda kalmışlardı. Böylece haberi istemeden de olsa doğrulamışlardı. Sonuçta harcanan para üyelerin aidatı. Sen üye olarak hesap sormazsan ne olup bittiğini ancak internetten okursun. O yüzden diyorum ya hep, müstehaksınız arkadaşlar, hiç şikayet etmeyin !
Bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin ilk aşaması olan kurtuluş savaşımızın başladığı 19 Mayıs tarihimizin en anlamlı günlerinden biridir. Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı kutluyor, devletimizin kurucusu büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını özlemle ve saygıyla anıyorum.
Yatılarda gasp edilenler, bıçaklananlar, dövülenler hangi birini sayalım. Pilotunu, kabin memurunu düşünmeyen bir şirket oldu son 15 senede THY. Yazıklar olsun.
Bu sendika, vurdumduymaz, aymaz, bordrosunun doğru olup olmadığını dahi bilmeyen duyarsız personele çok bile.
Salaklar, yine mi kapanmasını istiyorusunuz? Sizin aptal yüzünüzden ülke kalmadı. Hadi oturun evinizde aç karına! Sonra bağırmayın – iş yoktur diye.
Toplumsal hareketliliğin azaltılması için koca koca profesörler aylardır yırtınıyor. Evden çalışma olanağı olan işçiler işe getirtilmezse hem toplu ulaşım rahatlar hemde virüsün yayılma hızı azalır.
Çikolatadan sonar şimdi de lokum mu çıktı? Ne Hava İş’miş be?
Bizim aidatlari nasıl yiyorlarmış gerçekten inanamadım. Vay haramiler vay.
Sınırsız özel sağlık sigortası da ne laa? Mide küçültme operasyonu, estetik felan da dahil mi?
İşçi evinden nasıl çalışacak biri onu anlatsa da anlasak keşke. Türkiye’de ihracat yapan binlerce şirket var, günlük terminle mal gönderiliyor Avrupa ülkelerine. Adamın üretim hattını durdursan saatlik binlerce Euro cezası var. Fabrika çalışınca hammaddecisi, yemekçisi, servisi vs çalışmak zorunda, dünya tam kapanmadan sen dükkanı kapadım diyemezsin. Evde oturup yorum yapmak kolay. Aşı neden yeterince tedarik edilemiyor o ayrı konu onun eleştirelim sonuna kadar. Orada da çok başarısız mıyız tartışılır, 84 milyonluk ülkeyi çok hızlı aşılamak kolay değil. Dünya genelinde nufusa oranla ilk 10 dayız diye biliyorum.
Adamın yazdığı açık. İşini evden yapabiliyorsa, diyor. Heralde pilotu, teknisyeni veya kabini kastetmiyor. Ama ofislerde çalışanlar rahatça evlerinden çalışır. Kendileri riske girmezler. Başkalarına da risk oluşturmaz.