Değerli okurlarım, her ne kadar uzayda askeri faaliyetler ile ilgili bir yazı dizisine başladıysam da güncel gelişmeler dolayısıyla konuya kısa bir ara verip bugün uzay cisimlerinin verebileceği zararlardan bahsetmek istiyorum. Şu anda herkesin gözü kulağı Çin’in Long March 5B roketinde. 22 tonluk bu roketin düşme ihtimali benim de aklıma 1978 yılında Kanada’ya düşen SSCB uydusunu getirdi. Daha önceden yazılarımda anlattığım üzere 4 Ekim 1957’de Sputnik 1 uydusunun fırlatılması uzay hukuku açısından bir dönüm noktası olmuş ve bundan hemen kısa bir süre sonra UNCOPUOS kurulmuş ve takiben de bugün halen uzay hukukunun en temel kaynakları olan uzay hukuku anlaşmaları ve ilkeler tanzim edilmiştir. Bu düzenlemelerde de uzay cismini fırlatan devletlerin(bu terim kapsamlı bir şekilde topraklarından fırlatma yapılan devletleri de kapsayacak şekilde yapılmıştır) uzay cisimlerinin vereceği zararlardan sorumlu olacağı da yer almıştır. Ben bugünkü yazımda işte bu düzenlemelere rağmen bu tür bir sürecin nelere yol açabileceğini örneklendirmek adına SSCB’nin Kanada’ya düşen uydusunu ele almak istiyorum.
Ne olmuştu SSCB’nin uydusuna?
18 Eylül 1977’de Uranyum 235 izotopu ile zenginleştirilmiş uranyum ile çalışan ve nükleer reaktör taşıyan SSCB uydusu Kazakistan’dan fırlatılarak yörüngeye yerleştirilmiş ve B.M.’de de UN Doc. A/AC.105/INF.368 olarak 22 Kasım 1977’de tescil edilmişti. Uydunun fırlatılmasından kısa bir süre sonra ise uydunun hareketlerinde düzensizlikler gözlemlenmişti. Tüm uyduları ve atıkları gözlemleyen Kuzey Amerika Havacılık ve Uzay Savunma Komutanlığı da bu düzensizlikleri tespit etmiş ve bunun üzerine Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi; Amerikan Enerji Bakanlığı’na acil müdahale ile ilgili gerekli çalışmalar için talimat vermiştir. ABD ayrıca OECD ve NATO’yu da olası çarpma hakkında uyarmıştır.
Uydunun Kanada hava sahasına girmesinin akabinde ise dönemin Amerikan Başkanı Jimmy Carter dönemin Kanada Başbakanı Pierre Trudeu’yu arayarak yardım teklif etmiş ve bunun üzerine Amerikalı yetkililer “Operation Morning Light – Gün Işığı Operasyonu” adı verilen operasyonla temizleme işlemlerini yapmak üzere uydunun düştüğü gün olan 24 Ocak 1978’te Kanada’ya ulaşmıştır.
Uydunun düşmesi ile beraber böyle bir hadisede ülkelerin ne kadar farklı bakış açılarına sahip olabileceği de görülmüştür. Tarafların olayın oluşu ve temizleme süreci ile ilgili farklı değerlendirmeleri olmuştur.
Şöyle ki;
Olası Kaza İle İlgili Uyarı Yükümlülüğü Hakkında : Kanada’nın görüşü böyle bir çarpma ihtimalinde zarar görme ihtimali olan tüm devletlerin uyarılması gerektiği yönünde. SSCB ise sadece ABD’yi uyarma yükümlülüğünü iddia etti. Zira Cosmos 954 ile ilgili yaptıkları değerlendirmenin neticesinde SSCB uydunun Aleut Adaları bölgesinde açık denize düşeceğini tahmin ettiklerini ve bu nedenle de sadece ABD’nin haberdar edilmesi gerektiğini iddia etti. Bu bildirim de yapıldı.
Kazanın Oluş Sebebi Hakkında : SSCB Cosmos 954 kazası ile ilgili olarak sebebin bir çarpışma olduğunu iddia etti. Yine SSCB Cosmos 954’ün geri giriş esnasında tamamen parçalandığını ve de kalıntılarının asgari düzeyde radyasyon tehlikesinin olduğunu iddia etti. Buna karşılık Kanada ise kazanın motordan kaynaklandığını iddia etti. Kanada’nın iddiasına göre acil durumlarda çok daha yüksek bir yörüngeye uydunun taşınması gerekirken roket sistemleri problemli olduğu için bu mümkün olamadı. Radyoaktivite ile ilgili olarak ise Kanada iki parça hariç bütün parçaların radyoaktif ve hatta bazılarındaki radyoaktivite düzeyinin ise ölümcül boyutlarda olduğunu iddia etti.
Temizleme Yükümlülüğü Hakkında : SSCB’nin daha sonradan Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi’nin Bilim ve Teknik Alt Komitesi’nde de ifade etmiş olduğu üzere bir uydunun veya sair uzay cisminin kontrolden çıkarak bir başka ülkeye zarar vermesi halinde fırlatan devletin tazminat ödeme yükümlülüğünün olduğu gibi bu atıkların temizlenmesi ile ilgili de yükümlü olduğunu iddia etmiştir. Kanada ise zarar gören devletin temizlikle ilgili hangi devletin veya devletlerin görevli olacağını seçme hakkının olduğunu iddia etmiştir ve SSCB’nin yardım teklifini reddetmiştir.
Uydu İle İlgili Bilgi Paylaşma Yükümlülüğü Hakkında: Kanada hem uydu çekirdeği ile ilgili bilgiler talep etti hem de bunların kamuya açık olması gerektiğini savundu buna karşılık SSCB ise yeteri kadar bilgi verildiğini söyleyerek daha fazla bilgi vermekten imtina etti.
Neticesinde yaklaşık 14 milyon Kanada Doları’na mal olan temizleme operasyonu için Kanada 23 Ocak 1979’da 6 milyon Kanada Doları talep etmiş ve SSCB de 2 Nisan 1981’de 3 milyon Kanada Doları ödemiştir. Temizleme operasyonu masraflarının yaklaşık 2,5-3 milyon Kanada Doları civarı bir kısmının ise ABD tarafından karşılandığı iddia edilmektedir. Söz konusu meblağın geri ödemesi ise teklif edilmemiştir ve SSCB’den de bu rakam talep edilmemiştir.
Gördüğünüz üzere bu kaza ile hem ilk kez bir ülkenin uydusu bir başka ülkeye ciddi bir zarar vermiştir hem de o dönemde yürürlükte olan ve söz konusu devletlerin tarafı olduğu uzay hukuku ile ilgili uluslararası anlaşmaların da bir anlamda sınavı verilmiştir.
Çin’in roketi ile ilgili süreci ben de kaygı ile takip ediyorum. Dilerim hiçbir zarar meydana gelmeden bu olay atlatılır.
Herkese saygı, sevgi ve selamlarımla,
Sefa beytehdit santaj ile haber yapan yazı yazan gezilere gidenservet edinen havacılığın “veyis ateş” i eski ortağınız gıdık ı artık yazınızgazetelciğin yüz karasını
Sayın okurumuz sistemi takip etmiyorsunuz sanırım. Peş peşe tam 4 adet köşe yazımla malum şahsı yazdım okumayan kalmadı diye düşünüyordum. Maalesef varmış
Son iki paragrafı çıkar , görselle animasyon halinde video haline getir cidden tutar fb yada ytb da. Kitlelere ulaşmada daha etkili