Dolu, dolu bir hafta daha sona erdi. Geçen hafta birçok haber/analiz yaptık. Karla yapılan mücadelenin yetersizliğini belirtik. Tüm havayollarımızın ve havalimanlarımızın ikide bir yüzlerce sefer iptallerine şahit olduk. Sonunda bir kez daha anladık ki biz kar ile mücadeleyi bilmiyoruz. Kısaca; Un var; yağ var, şeker vardı ama helva yapamadık.
Niçin yapamadık; Çünkü deneyim ve eğitim eksikliğimiz var. Yumurta kapıya dayanmadan harekete geçmiyoruz. Eskiden bir çalışanın emekliliği geldiğinde, önemli bir iş yapıyorsa onu emekli etmeden mutlaka yedekleme yapılır ve birisini yetiştirmesi sağlanır, sonra yollanırdı. Şimdi böyle bir şey yok. Pata, küte elaman çıkartıyorlar. Sonrada deneyim içeren işlerde, yeni elemanlar doğal olarak bocalıyor. Kısaca koordinasyon eksikliği var.
Değerli okurlarım;
Geride kalan iki haftanın adını ben THY haftası koydum. Çünkü akla hayale bile gelmeyen bir dolu saçmalıklar yaşandı. Ne işveren işveren gibi davrandı, ne sendikalar sendika gibi… Al birini vur diğerine desem yeridir. Peki, çalışanlar ne yaptı? Koskoca bir hiç… Hava-İş sendikasının yaptığı ankette THY çalışanlarının %95’inin Toplu İş Sözleşmesinin delinmesinden yana oy kullanması tarihe geçti. Şimdiye kadar duymadığım bir saçmalık. Toplu iş sözleşmesi 3 yıla çıkartılmış olmanın kazığı bir yana, her sene alınan zam, çarşıda, pazarda görülen gerçek enflasyona bile yetişemezken, çalışanlar ve çalışanların temsilcisi(!) sendika tarafından bir hukuki anlaşma deliniyor.Sendikal tarihimize koskoca bir kara leke sürüldü.
Belki hatırlayanlarınız çıkacaktır. Erdoğan Balcı’nın Hava-İş başkanlığı döneminde yapılan toplu iş sözleşmelerinde refah payı diye bir madde vardı. Enflasyon hesaplanır ve üstüne bir de refah payı konurdu. Bilirsiniz, evinizdeki buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi zamanla eskiyor ve yenilenmesi lazım. Siz ise ancak enflasyon kadar zam almışsınız. Eskimiş olduğundan devamlı arıza yapan bu makineleri nasıl değiştireceksiniz… Toplu iş sözleşmesindeki bu madde bile geçerken, şimdilerde değil refah payı, maaşlarınıza gerçek enflasyon payı kadar bile katkı sağlanamazken üstüne üstük bir de kazanılmış haklardan geri veriliyor. Bunun adına da sendikacılık diyorlar.
Hava-İş sendikası, minimum verilerle imzalanan sözleşmeleri deldirmekle kalmayıp, üstüne üstük çalışanlarla işvereni karşı karsıya getirdi.
TC Kimlik numarası ile yapılan anket Düşünsenize yakında referandum oylaması var. Şimdi hükümet kalkıp dese ki, oylama e-devlet vasıtasıyla yapılacak. Sizce sonuç ne çıkar? Böyle bir uygulama yapılabilir mi sizce? Mümkün mü? Bence mümkün değil. Dünyaya rezil rüsva oluruz.
Ancak THY’de bu yapıldı. Çalışanlar, güya kendi özgür iradeleri ile şirketin maddi yönden zor durumda olduğunu gördüklerinden, sendika vasıtasıyla oylama yapıp %95 2017 zamlarını almamayı istemişler. Kamuoyuna böyle yansıtıldı. Peki, doğru mu? Tabii ki hayır… O halde nasıl oldu da çalışanlar enflasyonun bu kadar yüksek seyrettiği bir dönemde alacakları üç beş kuruşluk zamdan feragat ettiler.
Bunun iki cevabı olabilir:
- Çok yüksek maaş aldıklarının farkında oldular ve şirketlerinin düştüğü ekonomik krizi görüp kendi özgür iradeleri ile sendikalarına başvurup biz toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bu seneki zamları almamalıyız dediler.
- Fişlemeli bir sistemde ankette yazan” katılmıyorum” yani kesintiye HAYIR şıkkını işaretlemekten çekindiler. Kısaca başlarına gelecekten korktular.
Sizce hangisi doğru olabilir?
Sendika bu işe neden alet oldu? Çünkü işveren tek başına toplu iş sözleşmesi rakamlarını uygulamaktan kaçınamazdı. Hatta çalışanların hepsi, sendikaya baskı yapıp biz bu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan zammı almak istemiyoruz bile deseler sendika, Hayır diyerek reddedebiliyor. Kısaca top çalışanlarda değil sendikada.
Çünkü Toplu İş Sözleşmesi, çalışan ile işveren arasında değil, İşverenle, sendika arasında imzalanıyor.
Peki, çalışanlar bu oyunu anlamadı mı? Anladı. Peki, neden sendika binasına giderek, kendi seçtikleri(!) yönetimi kınayamadı. THY yönetimi duyar diye korktu. Kısaca “insanlar hak edildikleri şekilde yönetilirler” sözü boşuna söylenmemiş. Yeni nesil, içinden konuşuyor, içinden tepki koyuyor ve sarı öküzü teslim ediyor.
Şimdi de gelelim aynı oyunun farklı sendikada değişik uygulamasına
Bildiğiniz üzere Teknik A.Ş %100 THY’nin şirketi. Düne kadar THY Genel müdür yardımcılığı olan bölüm,yani THY Teknik olarak adlandırılan şirket, şimdilerde Teknik A.Ş olarak hizmet yürütüyor. Zamanın THY yönetimi BÖL-PARÇALA-YÖNET mantığı doğrultusunda THY’yi bir bütün olmaktan çıkardı ve parçalara ayırarak hem kendi adamlarına makamlar yarattı hem de THY ailesi arasındaki dayanışmaya son verdirdi. Aslına bakacak olursanız,THY ailesinin her ferdi eskiden eşitken şimdilerde eşit olup olmadığınızı anlayabilmek için pas bilet kullanarak uçmaya çalışmanız yeterli olacaktır.
Sadece bununla yetinilmedi ve bir de senelerin uçakçılarını metalci yaptılar. İnaın ki hala inanmakta zorlanıyorum.Mantığı olmayan bir uygulama. Metal iş kolu nasıl kabul edilebildi? Bildiğim kadarıyla THY Teknik de uçak yapılmıyor, parça imalatı yok, tencere, tava da üretilmiyor, kuralları sivil havacılık (!) SHGM kuralları, uçağı sefere veren, seferden gelen uçağı bakıma alan, arızalarını gideren kişiler nasıl metal iş kolu olabilir ki?
Ancak bizim ülkemizde her şeye mantık çerçevesinde bakmak yeterli değil. Birisi “bu böyle olmalı” dedi mi iş bitiyor. Yukarıda yazdım ya, “böl-parçala-yönet” çerçevesinde Hava-İş’e çelme takıldı. Bir zamanlar her kesin dilinde ayrılmaz 3’lü olarak kabul gören,Uçak-Pilot-Teknisyen üçgeni vardı. Bu üçgene de darbe vuruldu. Kokpit ve Teknik birbirinden koparılmak istendi ve koparıldı.
Sadece bununla yetinilmedi, HABOM isimli bir şirket daha kurularak ucuz iş gücü sağlanma yoluna gidildi. Hamdi Topçu isimli zatı-ı muhteremin bölücü çalışmaları idi bunlar. Sendika sustu, dernekler sustu. İş bitti. Kısaca, Sendikaların ve derneklerin bakışları arasında bu bölünme gerçekleşti. İş kolları değişti. İki farklı sendikaya üye olundu. Sendikalar bile işverence seçildi(seçtirildi) ve çalışanlar zorla otobüslere doldurulup üye olmaya götürüldüler.
Bunlar da yetmedi, şimdilerde ise toplu iş sözleşmeleri delinmeye başladı. İşveren kendi imzaladığı sözleşmeye uymak istemediğinde, sendikasına, pardon yanlış anlaşılmasın işveren sendikasına değil, işçi sendikasına(!) başvuruyor ve kazanılmış haklardan feragat ettirebiliyor. Sanki,sendikanın aidatını işveren veriyor ve sendika işvereni temsil ediyor gibi görüntü ortaya çıktı.
Sakın ola ki, bu yazıyı sadece THY’nin çalışanlarının, “Katılıyorum” şeklinde verdikleri cevaba binaen yazdığımı sanmayın. Buradaki en önemli nokta çalışanlardan kesilen para olmayıp, toplu iş sözleşme hükümlerinin delinme yollarının açılmış olmasıdır. Bakalım bu delik ileride ne gibi hak mağduriyetleri yaşatacak.
Bu yanlışlar sadece tasarruf amaçlı verilmeyen zamlarda ortaya çıkmadı.
Toplu iş sözleşmesi imzalanmış, uygulama başlamış ve bir bakıyorsun ki bir genel müdür tek taraflı bir genelge ile toplu iş sözleşmesindeki iş gruplarında değişikliğe gidiyor. Sendika hop, hop diyemiyor. Neden diyemiyor? Çünkü işçi sendikasını, işçiden yana değil ki. İşveren yine işçiyi kullanarak kendi adamını seçtiriyor. Buna da, çalışanlar kendi sendikalarını seçti deniyor.
Gördüğünüz gibi, devamlı olarak geçen haftalarda yazdığım sarı öküzü vermeyecektiniz başlıklı yazıma geliyorum. (yazı için tıklayınız) İşin aslı bir sözcükte yatıyor.
Bundan sonra ne olacak? Hangi sendikaya üye olunursa olunsun çalışanlar silkelenmedikçe, toplu iş sözleşmeleri, işveren tarafından tek taraflı delinebilecek.
THY’de yapılan anket uygulamasını ben ve köşe yazarımız Rauf Bey birçok kere eleştirdi. Böyle bir anket yapılamaz dendi. İnsanları fişletiyorsunuz diye bas bas bağırdık. Ancak olan oldu ve Fişlenmeli Anket çalışması, işverenin istediği şekilde sonuçlandı. Kısaca çalışanların %95 i toplu iş sözleşmelerinin delinmesine onay verdi. Hem de 2017’nin ne getirip ne götüreceğini henüz kimse bilmeden.
Bu uygulamanın aynısı Teknik A.Ş de de yapılacağını duyduğum andan itibaren başladım yazmaya. İlk isteğim olarak, madem HAYIR diyemiyorsunuz o halde çalışanlarınıza anket yapıp, toplu iş sözleşmenizi deleyim mi delmeyeyim mi diye soracağınıza,sendika olarak yetkinizi kullanarak, işverene sendika yönetimi olarak siz EVET veya HAYIR deyin diye tavsiyede bulundum. Çünkü çalışanlarına sorma işlemi kimlik bilgileri ile yapıldığı müddetçe hiç bir zaman HAYIR çıkma ihtimali yoktur.
Sadece bunu yazmakla kalmayıp, Teknik A.Ş deki çalışanların düşük ücretlerini de yazarak hem işverenin hem sendikanın vicdanlarına seslendim. 2000 TL maaş alan adamın 100 TL zammını vermeyerek tasarruf mu edeceksiniz dedim.
Çelik İş tabii ki, Hava-İş in uygulamasını gördü. Airlinehaber’e bakmış olmalı ki, bir anda Fişlenmeli Anket çalışmasından vazgeçti. Kapalı oy ,açık tasnif oy atılabilse kesin HAYIR çıkacağından işverene verilen söz yerine getirilmemiş olacaktı.
Aslına bakacak olursanız, “kapalı oy, açık tasnif”li bir seçimde Teknik A.Ş de en az %95 katılmıyorum çıkardı. Bu gerçeği gören Çelik İş, ne şiş yansın ne kebap mantığında bakarak, fişlenmeli anket uygulamasını da yapmayarak kendi karar vermek zorunda kaldı.
Sizce sendika yönetimi; Aslanlar gibi kalkıp işverene karşı, Toplu iş sözleşmemi deldirmem, ne yazıyor ve ne imzalandıysa o uygulanacak diyebilir miydi? Tabii ki diyebilirdi.
Neden diyemedi? Toplu iş sözleşmesinden kazandığımız %li zam miktarından vazgeçmiyoruz diyebilmesi için, çalışanlar tarafından özde seçilmiş bir sendika olması lazım. Yukarıda anlattığım üzere plan böl-parçala-yönet idi. Bu mantıkla, Topçu başkanlığındaki bir yönetim tarafından planlama yapılmış ve senelerin uçak bakımcıları Çelik İş üyesi olmak zorunda bırakılmışlardı.
Çalışanların zoraki seçmek zorunda kaldığı sendika yönetimini, işveren getirdiği gibi götürmesini de bilebilirdi. Çelik İş in korkusu işte buydu.
Çelik İş’in HAYIR demesi durumunda, tüm çalışanlar işveren tarafından sorgu odalarına alınacak, yani yine tek-tek odalara çekilecek ve korkutularak Çelik İş den çıkartılıp, Türk Metal’e üye yaptırılma ihtimali vardı. Şimdi diyeceksiniz ki, Çelik İş gitsin de kim gelirse gelsin. Çelik İş giderse yerine Birleşik metali getirtmezler. Çelik İş yerine bu sefer de Türk Metal gelir. Ne fark eder ki?
Çelik İş bu gerçeği bildiğinden, ne yapacağını şaşırdı ve kapalı oy açık tasnifli oylama neticesinde Hayır çıktığında kalacağı zor durumu ve fişlemeli anketin eleştirilerle dolu sonuçlara gebe olduğunu birlikte değerlendirerek, kararı anket vasıtasıyla değil kendi vereceğini deklere etti.
Sendikanın tasarruf genelgesi adı altında istenilen uygulamaya EVET demesi tabii ki tasvip edilemez.Toplu iş sözleşmesini deldiren sendika olabilmesi eskiden mümkün değildi. Ancak şimdi oda olmuş oldu ve Türk sendikacılık tarihinde bir ilki gerçekleştirdiler.
Neyse olan oldu. Çelik İş, Hava-İş’e nazaran en azından üyesini fişletmediğinden ve en azından domuzdan kıl kopartabilmeyi(*) (düşük maaşlı gruplardan kesinti yapılmaması) Hava-İş’e göre daha iyi becerdiğinden, kötünün iyisi oldu.
Sonuç olarak; Her iki sendika da sınıfta kaldı. İyi hoş da, peki Sefa bey, biz şimdi ne yapacağız tarzı soruları olanlara cevabımı çok önceden vermiştim. (yazı için tıklayınız)
(*) Domuzdan kıl koparmak: Cimri bir zenginden az da olsa bir şey alabilmek anlamında teşbih olarak kullanılır.
Bu yazıları okurken aklıma geldi sefa abi de şöyle bir durum da var. Bu protokol imzalanırlen malum destek personeli falan hariç tutuldu zaten az alıyorlar diye ama bi kaç genç arkadaşımızdan öğrendiğim kadarıyla havacılık okuyup buraya gelen teknisyen kardeşlerimiz bu son zamlarla destek personelinden az maaş alıyorlar. Gerçekten çok saçma geliyor. Ayrıca hatçı arkadaşlarımız hiç efelenmesin sendika seçiminde son güne kadar bekleyen de onlar hiç bi olumsuzluğu yönetime aktarmayan da onlar sonra buralarda insanları yenisin diye hor gören de onlar.
thy ve yan şirketlerinin bu hale gelmesinin en büyük sorumlusu hamdi ve temel ile onların şirketlere sokup yönetici yaptıklarıdır ! diğerleri de herşeye eyvallah diyen,boyun büken,yalakalıkla,güçlüye biat etmekle işini,makamını vs koruduğunu sanan ama sadece günü kurtaran çalışanlardır !
eskiden işi öğrenmeden hat bakıma adam verilmezdi. hatta iri yarı olanlar airbus, normal olanlar boeing uçaklarına verilirdi. artan filoyla birlikte saçma sapan okullardan eleman alımı ,TYP programları ve buna benzer saçmalıklardan dolayı ne idüğü belirsiz adamlar hat bakımda çalışmaya başladı. eleman kalitesi düştü. yeni girenlerin işi ve iş ahlakını öğreneceği ustaları da kendisini yurtdışı istasyonlara ya da özel şirketlere attı. sonuç ortada şirketin genel müdürü geliyor nedir sorununuz diyor bunlar tuvalet, giyinme dolab,ı mescid vs diyor…. bu tip adamlara % 1.5 bile fazla bence.
eskiden hat bakım uçak teknisyenliği mesleğinin vitriniydi. şimdi sadece bir bölüm. hatta eleman kalitesi diğer bölümlerden daha da kötü bir bölüm.
Adaletsizlik normal oldu. Habomdaki arkadaşların sicili değişti ve 2 sene önce işe girmiş adamı Yen’i giren teknisyen sicil olarak geçti. Bunun ayarını bile yapamadılar. Birde pas konusunda bilet gişesindeki TGS personelinin geneli biletleri kendi cebinden öder gibi davranıyorlar. Yardımcı olmamak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Hadi bunlarıda geçtim İlker bey gelince bayağı bir tadilat başlatı wc ler değişti soyunma dolap yerleri yenilendi ama öyle kaldı. 1 hanlarda çalışanın dolabı 2 hanlarda diğerininki diğer hangarda zaten iki dolabınız varsa ya çok eski yada çok şanslı olmanız lazım. Artı dolapların olduğu kısım buzhaneden farkı yok. Üstünüzü her değiştirdiğinizde kıyafetler buz gibi bir gün umarım bir dolaptan giyinme fırsatları olur görürler sabahın 6sında zaten apronda tüm gece üşümüş birinin o kıyafetleri giydiğinde hissettiği psikolojiyi. Yani ben parayı geçtim tamam kabul memleket zor durumda kesin maaşımızdan kendinizden kesmeyin olda kabul. Ama bari şu saydıklarımızı düzeltin bunlardamı çok para. Allah gözünüzü doyursun.
Yenisin galiba.
Kardeşim zaten ne olduysa sizin yüzünüzden olmadı mı? İlker Bey teknisyen kıyafeti giyip Hat Bakıma geliyor, söylenilen en büyük problem tuvalet, dolaplar, mescid, abdesthane. Gerçekten yazık, Türk Hava Yolları personelinin en büyük problemi bunlar olmamalı. Şimdiyse en çok tartışılan konu kumanya olarak gelen çorba ve sandviç olmuş. Umarım İlker Bey şu sıralar hangara uğramaz.
Sefa bey elinize dilinize sağlık. Harika yazmışsınız.
Ancak size sitem ettmek istiyorum. Çünkü sizin bizi düşündüğünüzün onda biri kadar çelik iş bizi düşünmüyor.
Yani demem o ki sizi sendika hiç farketmez sendikamızın başında görmek istiyoruz.
PEKİ NEDEN SENDİADAN HALA İSTİFA EDİLMİYOR? EDİLİNİRSE FİŞLENMİŞ OLUYORMUYUZ? BU KONUDA BİR AÇIKLAMA GETİREBİLİRSENİZ HERKESİN DERDİNE ÇARE BULMUŞ OLACAKSINIZ.
Sendika işçilerin sözcüsü konumundadır işçiler ne kadar birlikse sendika o kadar güçlü olur. İşler yukardan aşağı değil aşağıdan yukarı olmalı. Sendika işçi çıkarımını önlemek amacıyla imzaladı kaldı ki AO tüm iştiraklerinde bu uygulamaya gidiyor
Verdiğim her kuruş aidat haram zıkkım olsun. Adalet yerini bulacaktır ve bugün sizlere bahşedilen, altın tepsilerde sunulan makamlar o gün sizi kurtaramayacak.
Yahu eşşeği kaybettirip buldurmuyorlar bile insanlar artık bunada sevinmeye başlamış
Bu insanlar bukadar tepkisiz durduğu sürece herşey gelir başlarına 10 a sıfır mevzusu 1.5 senedir belli idi niye susuldu şimdi hiç ağlanmasın boşuna
Kendi seçmediği bir sendikanın ne verebileceğini düşünsünler tepkisiz kalındığı sürece ceplerinden para çıkar bu düzende teknisyenlerden
Benim anladigim yazinin özeti adaletsizlik ve güvensizlik ortamı, ayrica Sendika konusunda Türk Metali denememiz istenmesi. Teşekkürler Sefa Bey.
Kardeş yazıyı doğru oku.Ne alaka yahu. Yazar diyor ki, Çelik İş ten işveren memnun olmazsa Türk Metali getiriler.Oda Çelik iş ten farklı olmaz demek istiyor. Birleşik Metal i getirtmezler diyor.
Aynen.
Sefa Hocam, makalelerinizin altına deyimlerin açıklamalarını koyduğunuz gibi konunun özetini 2-3 bullet point ile koysanız? Sanırım birçok kişi mobil cihazda küçük ekranda okuyorlar makalelerinizi, çok önemli hususları kaçırıyor olabilirler. Naçizane bir öneri benimkisi.
Yahu eşşeği kaybettirip buldurmuyorlar bile insanlar artık bunada sevinmeye başlamış
Bu insanlar bukadar tepkisiz durduğu sürece herşey gelir başlarına 10 a sıfır mevzusu 1.5 senedir belli idi niye susuldu şimdi hiç ağlanmasın boşuna
Kendi seçmediği bir sendikanın ne verebileceğini düşünsünler tepkisiz kalındığı sürece ceplerinden para çıkar bu düzende teknisyenlerden
sendikadan istifa etmek, her hangi bir hak kaybına yol açmamaktadır. sendika aidatı ödeyerek üyelikten ayrılarak da sendika üyeleriyle aynı haklardan yararlanmak mümkün. bu kanuni bir hak ve hiç bir gerekçe sunmaya gerek yok. önce e-devletten çelik-iş sendikasından istifa edip, ardından insan kaynaklarına sendika üyesi olmadan dayanışma aidatı ödeyerek tisten yararlanmak istediğinizi belirten dilekçe vermeniz yeterli. hali hazırda bu şekilde tis haklarından yararlanarak çelik-işe üye olmayan çalışanlar var.
bu saatten sonra hala çelik-işe üye olup da sonradan ağlamak iki yüzlülüktür.
hava-iş ve çelik-iş neden imzaladıkları protokolleri internet sitelerinden yayınlamıyorlar? çekinceleri ne? çelik-iş 30.12.2016 tarihinde tadil protokolü imzaladığını söylemiş. oysa ki hava işten daha sonra imzayı attığını biliyoruz. madem 30aralıkta imzaladı 28 gün neyi bekledi açıklamak için?
HUKUK GEREĞİ ÖYLE OLMASI GEREKİYOR.
Sayın sefa thy teknikte usulsüzlükler o kadar çokki bunlardan biride kalite tarafından mükakattan başarıyla geçip mühür alanlara şirket içinde yetkili teknisyen gösterip fakat maaş sisteminde yine işçi gösterip usulsüzlük yapılıyor ama mühür bastırılıyor. İnsan kaynaklarına sorduğumuzda tisi bahane ediyor. Gerisini siz düşünün. Yazıklar olsun diyorum. Hakkımı kesinlikle helal etmiyorum.
Çomak iş aynı anketi yapacaktı. Sizin Hava-İş le dalganız bu oyunu bozdu fişlenme konusu çok önemliydi farklılık olsun diye imzaladılar
Yahu sefa bey adamlara fikir vermişsiniz şimdi bunlar e devletden oylama önermesinler. Güç onlarda iken millet korkudan neye oy vereceğini şaşırır
Süper, aklımdan geçeni yazmışsınız. Kulaklarına kar suyu kaçmasa bari.
Gelinen durumu sarı öküz makaleniz çok iyi anlatmiştı tabi anlayana
Sizin sitenizin bizlere katkısı unutulmayacaktır. Önemli olan bizimle aynı ortamda çalışıyor gibi yazmak ve düşünmek. Siz bu iş başarmışsınız. Çelik iş gider türk metal gelir bir şekilde bizi yine sarı sendikacılığa mahkum ederler
Sefa bey pas bilet sorununu tam yerine koymuşsunuz. Tekniğin üvey evlat olduğu orada belli oluyor. Senelerin Mühendisi teknikte diye thy daki işçiden sonra kabul görüyor. Bu nasıl bir kafa. Sivil numaralarına göre yapsalar bu sorun kalmazdı heryerde ikinci sınıf muamele var
10.1 grubunda olan teknisyenleri bir anda 10.0 grubuna indirdiler buna ne demeli? Mesajlar atılıyor imzalamayın diye hatta bir kaç ay önce genelge iptali için görüşmelerimiz devam etmektedir olumlu sonuç almamıza şu kadar kaldı falan diye e-posta atıldı ama gel gör ki sonuç yine hüsran. Zamınıza koyayım sizin…
Emin olun yakından takip ediyorum davalar açılacak ve hak kaybı önlenecek
Doğru ve gerçeği ayırt etmeli insanlar bu kadar net.
Güzel yazı kutlarım. Gereken yapılacaktır istifalar başlıyor
Komikmisin sen önce kendin et kimsen burdan drlikanlılık basit