“Irak’a gidecek heyet…”, “karar için ne dediler…”,”Amerika’yı sarsan felaket”.
-Çay mı, kahve mi? Gazeteyi yüzümden çektim, çay lütfen.
Vooouuuppp!
Balıkçı barınağı dediğimiz koyun üzerinde uçak sesleri eksik olmazdı bir zamanlar. İlave pistler, yeni yapılanmalar derken, hasret kaldık irtifa alan bir uçağı izlemeye, “iyi uçuşlar” demeğe. Bir sessizliğe büründü sahil, kargalarla martılar da olmasa…..
Vooouuuppp…. bu ses ne?
Teknenin sireni “ben geldim” gibisine haykırırken, motorlar sustu, hafiften süzülmeye başladı gemi. Martıların çığlık çığlığa eşlik ettiği Mavi Marmara, mendireğin ucuna yanaşmak üzere.
Yeşilköy koyunun bir ucunda, mendireğin az ötesinde karşılamaya gelenler var, saat 8.30. Tekneden inenler çek-çekli valizlerini sürüyerek Yeşilköy yollarına dağılıyorlar, kimileri arabalarla uzaklaşıyor. Tarifeli yolcu ve yük taşımacılığı yapan Mavi Marmara şirketi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım hizmetlerinden ruhsat alarak bu yaz Yeşilköy’den Prens adalarına yolcu taşımağa başlamış, anlatmaya çalıştığım bu.. Avcı,Caner Kaptan,Dedem, vs isimli tekneler, 1 saat dinlendikten sonra yeni yolcuları ile Burgaz,Heybeli,Büyükada yolculuğuna çıkıyorlar. Sabah ve akşamüzeri karşılıklı yolculuklardan Adalılar da memnun, Yeşilköylüler de. Bu sabahki tekne her nedense çok zor manevra yaptı, güç yanaştı. Gazeteyi,çayı bırakıp, gözlerim kısılı “hadisene be adam” dedim içimden. Gözlerim manevra yapan teknede, aklım uçağın körüğündeydi aslında. Kokpit körükten ayrılırken, pushback yaparken hiç de böyle zorlanmazdı.
Koltuklarına yerleşmiş, telaşla kalkışı bekleyen yolcuların farketmedikleri bir faaliyet vardır kokpit ve kule arasında. Hava Trafik Kontrol’ün (Air Trafic Control /ATC)pilot’a verdiği motor çalıştırma ve aprondan çıkma izni kokpit’de yankılanır:
-Startup and pushback approved, call when ready to taxi
Pushback’e başla, taxi’ye hazır olduğunda haber ver.
Bu komuttan sonra pilot aprondan çıkar ve motorları çalıştırır. Park pozisyonundaki uçaklar kendi kendilerine geri gidemezler, geri vites yoktur, geri itilirler. “Towcar” denen, uçağı geri itecek bir araç gereklidir. Bu işleme biz havacılar “pushback” diyoruz, literatür böyle.
Towcar aracına, “towbar” denen ve uçağın burun iniş takımına bağlanan bir alet takılı. Bağlantılarda herhangi bir sorun yoksa uçak ile harekat görevlisi (operatör) arasındaki iletişim kulaklıkla ve mikrofonla sağlanır. İletişimde bir sorun olursa; görevli aracın üzerine çıkarak pilotları yönlendirir. Uçağın interfon kulaklığından, pilotla irtibat halindeki görevli yönetiminde, uçak çekilmeğe başlar. Taksi hareketine başlayacağı noktaya kadar çekilir. Çekme/İtme işlemi esnasında; sırası ile sağ ve sol motorlar çalıştırılır. Kaptanın mutabakatı ile operatör ayrılır.
İlk iş; motor çalıştırma sonrası, kontrol listesi’ni (check-list)karşılıklı gözden geçirmek! Hazır olunca:
-Ready to taxi
Kaptan’ın taxi checklist isteği ile hareket edildiğinde; kabinde müzik yayını kesilir anonslar başlar. Sonra……sonrasını çok iyi biliyorsunuz!
Çek *lövye’yi kaptan, daha çek!
Uçak bütün kuvvetini toplamak istercesine sarsılır, bir hızlanma, bir koşma başlar.
Hızlı…daha hızlı….kadranlardaki ibreler, sayıları tarar. Tekerlekler yerden kesilir, uçak burnunu havaya kaldırır. Pamuk yumağı bulutların arasından süzülen gövde yukarıya, ileriye atılır. Alan gitgide küçülür. Evler, ağaçlar, deniz her şey oyuncak gibi,minicik. Özlediniz mi? Ben de!
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de
Hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…
Can Yücel
2 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Meral hanım bu harika yazı için teşekkürler.
Değerlendirdiğiniz için ben teşekkür ederim,iyi çalışmalar….