Bu köşede yayımlanan yazılarımda; her zaman, tümüyle gerçekleri yazmaya ve yorumlamaya çalışıyorum.Ancak, yazılarım hakkında yorumlarını yollayan okurlardan bazıları, “Neden hep THY ile ilgili yazı yazıyorsun?” diyerek, serzenişte bulunuyorlar.
THY hakkında daha çok yazmamın, doğal olarak haklı nedenleri var. Öncelikle, THY’ye verdiğim 30 yılın yanı sıra orada hala tanıdığım binlerce çalışanın olması ve onlarla arada sırada sohbetlerimizde eski/yeni farklılıklarının ister, istemez konuşulması, bunda büyük etken oluyor.
Sürekli THY’yi eleştiriyorsun diyerek yorum atan okurlarıma bir önerim var; kendi şirketlerinin doğrularını ve yanlışlarını tarafıma e-mail olarak iletirler ve konuyu araştırmamı isterlerse, kesinlikle konuyu araştırıp hangi şirket olursa olsun, doğrularını ve yanlışlarını deşifre edeceğimden kimsenin kesinlikle kuşkusu bile olmamalıdır.
***
Bu hafta da sizlere inanamayacağınız ve “bu kadar da olmaz ki” diyeceğiniz, ne yazık ki (!) yine THY’mizin bir uygulaması hakkında yazmadan geçemeyeceğim.
Değerli okurlar;
EASA kriterleri doğrultusunda uçak teknisyeni olmak gerçekten çok zor. Bazen yeni yönetmelikleri ve lisans alma kriterlerini ve girilmesi gereken modül sınavlarını okuyorum da, kendi kendime; “İyi ki zamanında bu lisansı almışım ve bu mesleği yürütebilmişim” diyorum. Havacılık mutfağının bu önemli mesleğini ve eğitiminin zorluğunu çok iyi bilmenize rağmen yinede sizlere hatırlatarak konuma geçmeyi uygun gördüm.
ÖSS’den en yüksek puanlardan biri alınarak giriş yapılabilen SHYO’dan (1+4 ) mezun olduktan sonra, pilot adayları gibi SHGM’den lisans alarak sisteme girmek, ne yazık ki şu anın koşullarında olanaklı olamamaktadır.
Arz/talep dengesinin bu gün için teknisyenlerden yana olmaması, pilot açığı gibi teknisyen açığının geçen haftaki konumda belirttiğim üzere bir lisanslı teknisyen yanında onlarca lisanssız teknisyen çalıştırılabilmesinin, yeni EASA kurallarına göre olanaklı olması, havayolu şirketlerimizi ve MRO’larımızı yeterli gördükleri sayıda lisanslı teknisyen çalıştırarak maliyeti düşürmeye iten nedenlerden biri oluyor.
THY-İŞKUR birlikteliğinde organize edilen ve THY Eğitim Akademisi tarafından uygulanan bir sistem içinde, şu anda SHYO mezunu teknisyenler 6 ay kurs görüyorlar. Sonra, Teknik A.Ş ‘de; A kategoride işe başlayarak, ileride yine modül sınavlarına girme ve başarılı olabilme koşuluyla; B1-B2 seviyesinde, imza yetkili lisans alabilmeye çalışacaklar. (Bildiğim kadarıyla, kurs bitiminden sonra 2 yıl daha…) buda lise eğitiminden sonra en erken 5+2=7 sene sonraya B1 veya B2 lisans alabilmek demek oluyor.
Şimdilik 16’şar kişilik 5 sınıfta, toplam 90 kişinin eğitildiği (!) bu SHYO mezunları, ülkemizin dört bir yanından gelmiş ve mezun oldukları yüksek okuldan sonra da teknisyen olabilme ve bir işe yerleşebilmenin daha doğrusu ekmeklerinin savaşını veriyorlar. Ancak, bu savaşta morallerinin düzgün olduğunu söylemek çok zor.
Şimdi de; “Bu kadarı da ayıp THY” başlığının içeriğine bir göz atıp düşüncelerinizi bildirmenizi, sizlerin de benim gibi düşünüp düşünmediğinizi öğrenmek istiyorum.
THY yönetimi; bundan sonra da sürdürülecek olduğunu duyduğum bu sistem içinde, ilk planda 90 kişilik bir grup SHYO mezunu kursiyerleri, kurs bitiminde başarılı oldukları takdirde işe alma garantisi veriyor. Bu kursiyerlerin SHYO mezunu olmaları nedeniyle, 6 aylık kurstan başarılı çıkamamaları bence olanaksız. O halde, olaya şimdiden; THY bu kurs verdiği teknisyenleri işe aldı olarak bakmak mantıklı olacak.
İŞKUR bu kursiyerlere ayda 300 lira vererek 6 aylık eğitimlerini sağlamaya çalışıyor.(Thy’nin İşkur’dan bu eğitim masrafı için ne aldığını bilmiyorum) Peki, bu rakam (aylık 300 TL), ülkenin dört bir yanından koşa, koşa gelen bu teknisyenlerin barınma ve yemek giderlerini karşılamaya yetecek mi? Tabii ki, hayır.
Şimdi, THY yönetimine, kursiyerlerin söylemeyi düşünüp de, söyleyemediği bir iki çift lafı, verdiğim söz üzerine ben söylemek istiyorum.
Sevgili THY yönetimi; ülkemizde çok kullanılan bir deyiş vardır; yaptıkları, konuşmalarına uymayan, bol keseden atıp tutanlara; ”Hoop, mangalda kül bırakmadın!” derler.
Sen; sorulduğunda THY’nin kasasında milyar dolar var diyeceksin, şu kadar yolcu taşıdık, bu kadar kar yaptık diyeceksin, her yeni hat açtığında ilgili, ilgisiz bir dolu adamı ağırlayacaksın, sonra da işe alma garantisi verdiğin bu teknisyenleri, İstanbul gibi en pahalı şehrimizde İŞKUR un verdiği 3 kuruşa muhtaç edeceksin.
Oysa, bu teknisyenleri işe aldıktan ve onlara teknisyen maaşını vermeye başladıktan sonra da bu gerekli gördüğün eğitimi verebilirsin. Hem sen SHYO (Sivil Havacılık Yüksek Okulu)’nun verdiği eğitimi yetersiz mi buluyorsun da tekrar bu insanları teorik kursa sokuyorsun?
SHYO mezunlarının teorik bilgileri yeterli olup sadece pratik eksiklikleri olabilir. O halde sen bunları önce işe alıp sadece pratik eğitime tabi tutmalıydın. Unutma ki bu meslek okul sıralarında değil, işbaşında öğrenilir.
Bu arada daha önce de sıklıkla yaptığın ve medyada eleştirilen meşhur hat açmalarındaki gereksiz davetlerin gibi, bir başkasını da Toronto hattının açılmasında gözlemledik.
Sen şimdi; Toronto’ya götürdüğün 118 kişinin (tam olarak isim listesi bende mevcut) yol+yemek+konaklama+gezi turları vb. giderlerini karşılayacaksın, daha sonra da yeni açılacak olan Ukrayna ve Cakarta hattının bedavacılarını belirlemek için ilgili basın kuruluşlarına davet iletileri atacaksın, sonra da bu genç teknisyenlerini aç, susuz bırakacaksın. Allahtan reva mı bu sence, Sayın THY Yönetimi?
Allah aşkına bu genç insanların ailelerini düşünsene…
Bu aileler hangi koşullarda o çocuklarının en az 16 yıllık eğitim harcamalarını karşıladılar? Bir düşünsene… Lise eğitiminden sonra geçen 4+1 senelerine karşın, ülkemizde uygulanan yanlış eğitim politikaları yüzünden ellerinin hala ekmek tutamadığı görsene.
Arkadaşlar, bu çocuklar bizim çocuklarımız, aileleri bizim ailelerimiz, çocuklarını 4 yılda mühendis yapmaktansa, havacılığımızın geleceğinin parlaklığını düşünüp, daha fazla puanla girilen SHYO’da 5 yılda teknisyen yapmayı düşünmüşler. Yememiş, içmemiş, okutmuşlar. Şimdi, düne kadar SHYO’undan mezun olduklarında aldıkları lisans bir şekilde EASA kriterleri doğrultusunda mezun olur olmaz alınamaz olmuş.
O aday personeline, fırsat bu fırsat, diyerek, bir de sen vurmasana. İhtiyacın varsa (ki-var) al işe, dağıt bu ihtiyacın olan teknisyenleri atölyelerine, ver istediğin pratik eğitimi ne olur ki? Kasandan çıkan para, senin hat açılmalarında yüzlerce kişi için harcadığın milyonlarca liradan daha az olacağından emin ol. Milyar dolarımız var diyerek öğündüğün kasandan 3-5 kuruşta onlar için çıksın. Ne kaybedersin ki…
1 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Bu da bişey mi.,.sinavlarini kazanıpda gelen eğitime aldigi kabin memurlarini ücretsiz olarak 2-3 ay eğitim verip ardından bir ile üç ay arası yine ücretsiz olarak bekletilenleri de görmek ve hatırlatmak lazım (önceden sınav sonrası sözleşme imzalanır en azından asgari ücret ödenirdi)