featured

BİREYSEL MÜCADELELER CESARETİN OMUZUNDA TOPLUMSAL BAŞARILARA DÖNÜŞÜR…

BÖLÜM 1 (Toplu İş Sözleşmesinin imzalanmasının hemen ardından teknisyenlere yüzde %148 zam, diğer çalışanlara %25 ekstradan zam alınması)

Değerli okurlarım,

Tarihte  ‘’Geçmiş geleceğin aynasıdır bakmasını ve ders almasını bilene” diye bir söz vardır. Bizler tanığı olduğumuz tarihi bizden sonraki nesillere aktarmak ve onların kuracağı geleceğe rehberlik etmek zorundayız. Bu yüzden yazılarımda özellikle bu hafızayı canlı tutmaya ve sizlere aktaramaya özen gösteriyorum. Çünkü bugün karşı karşıya olduğumuz manzara hiç de iç açıcı değil. Ne dernekler ne de sendikalar görevlerini iyi yapamıyor. Sektörümüzde, Tabela Derneği ve Tabela Sendikacılığı hüküm sürmekte.

Emeğin sermaye karşısında galibiyeti, ülkemizde pek kolay rastlanılan bir durum değil. Çok azda olsa emeğin, sermaye karsısındaki galibiyeti her zaman bireysel bir cesaretin toplumsal bir dirayete dönüşmesiyle yaşanmıştır. Bugün korkutularak susturulmuş,  içine sindirilmiş güruhların, birileri gelip bizi kurtarsın diye bu anlamsız ve korkak bekleyişlerini ve yalnızca köşe yazılarıma gönderdikleri cılız yorumlarla seslenişlerini, parça pörçük aciz muhalefetlerini maalesef büyük bir üzüntüyle izlemekteyim.

Mevcut düzenden sadece şikâyet ve sitem etmekten öte geçmeyen kardeşlerimize belki ilham olur, içlerindeki bireysel mücadele ruhunu, kitlesel bir harekete dönüştürüp, belki toplumsal bir başarı elde ederler ümidiyle bu yazı dizisini hazırladım.

Ayrıca, THY bünyesinde 1968 yılında kurulmuş UTED’in 1986 – 2006 yılları arasında başkanlığını yürütmüş biri olarak yaklaşan toplu sözleşme süreciyle ardından yapılacak sendika seçimlerinde,  yine geleceğine sırtını dönmemesi ve kendi iradesine sahip çıkması umuduyla,  günümüzün üzerine inşa edildiği geçmişi bizzat yaşadıklarımızla elde ettiğimiz kazanımlarımızı sizlere aktarmaya çalışacağım.

Hikâyem, 4 Eylül 1987 yılında henüz çiçeği burnunda bir senelik UTED başkanı iken bireysel uğraşlarımla kazanılmış ve THY yönetimini ve sendikayı şaşırtan bir hamle ile başlar.

İbrahim Öztürk başkanlığındaki Hava-İş sendikası henüz yeni bir toplu sözleşme imzalamıştı. Tabii ki bu sözleşmede şimdiki gibi iki sendika yoktu. Hava-İş hem uçuş işletme hem de Teknik ve THY’nın diğer tüm departmanları adına TİS çalışması yürüten tek yetkili sendikamızdı.

Her zamanki gibi o dönemde imzalanan toplu iş sözleşmesinden hiç kimse memnun kalmamıştı. O tarihlerde birçok yeni özel havayolu kuruluyordu. Sektörün tek nitelikli teknisyen elaman yetiştiği personel kaynağı THY olduğu için THY’den birçok teknisyen arkadaşımız da aldıkları özel yüksek ücretli tekliflerle bir bir istifa edip özel havayollarına geçiyorlardı.

 Üyelerimiz olan teknik camia beni bu sorun üzerine sıkıştırmaya başladı. THY’nin nitelikli teknik elemanlarını kaybetmemesinin yanı sıra haklarımızın iyileştirilebilmesi için derin bir arayış içindeydik.

Toplu Sözleşme imzalanmışken ben nasıl iyileştirme yaptırabilirim ki diye düşünürken, bir arkadaşımız bana gelip, “ Turgut Özal’ın uçuşunda görevlendirildim” dedi.  Arkadaşım, uçuş görevine benim yerime sen git, Özal’a sorunlarımızı anlat demez mi? Neyse sonuç olarak, o zaman Başbakan olan Merhum Turgut ÖZAL ‘ın seyahatindeki görevli ben oldum. Neyse uzun uzun anlatmayayım. Uçuş başladı ve ben bir fırsatını bulup, tek başına oturan rahmetli Özal’ın yanına oturuverdim.

Resmi elbiseli olduğumdan Turgut Özal bana “hayırdır kokpitte değilsiniz” deyince kendimi takdim edip uçakta neden bulunduğumu anlattım. Tonton bir kişiydi. Çok samimi yaklaştı ve benden detaylı bilgi almaya başladı. Ben de sorunlarımızın hepsini makineli tüfek gibi anlattım. Toplu iş sözleşmesinden memnun kalmadığımızı ve istifalar ile resmen THY tekniğin içi boşaldı deyiverdim.

Ücretlerin düşüklüğünü ve kalifiyeli teknisyenlerin özel şirketlere kaçtığını, ciddi bir tecrübe ve iş gücü kaybı yaşandığını,  bunun da uçuş güvenliğini çok olumsuz etkileyeceğini anlattım.  Bir saati aşkın o tonton adamla muhabbet ettik. O sordu ben cevapladım. Bir ara arka sıraya döndü ve” Veysel gel buraya bak Sefa Bey neler anlatıyor” diye Ulaştırma bakanı Veysel Atasoy’u yanımıza çağırdı. (o zamanlar da THY henüz özel şirket hüviyetinde değildi)

Merhum Özal; “Veysel, sen Sefa beyle sorunlar hakkında görüşmeye devam et ve hepsini not al Ankara’ya dönüşümüzde birlikte çözüm üretelim” dedi. Bu sefer Ulaştırma Bakanı Merhum Veysel Atasoy’la çok daha detaylı görüşmelerimiz başladı. Veysel Bey devamlı not alıyordu.

Neyse sonuç olarak geziye birlikte gittik ve yine birlikte döndük. Aradan birkaç gün geçmişti ki, telefonla arandım. Arayan kişi THY İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kutlu idi. “Sefa bey acil buraya gel” dedi. Hemen Yusuf Bolayırlı’yı ( o zaman uçak bakım başkanımız idi) aradım ve Cumhuriyet caddesindeki THY Genel Müdürlüğüne gitmek için araç istedim. (Taksim, den Nişantaşı’na giden cadde)

Aklıma neler gelmiyordu ki… Turgut Özal ve Veysel Atasoy’la oturup sohbet ettiğim için işten mi atacaklardı diye düşünmedim de değil hani. Atatürk Havalimanı-THY Genel Müdürlüğü arasındaki mesafe bana çok uzun geldi. Oldukça heyecanlanmıştım. Sekreteri hemen beni içeri aldı.

Mehmet Kutlu’nun ön bürosuna girdiğimde birde baktım ki, Hava-İş başkanı İbrahim Öztürk de çağrılmış. Ancak Hava-İş Başkanı İbrahim beyi içeri almadılar. Mehmet KUTLU bir tek beni içeri aldırtmıştı. Tabii ki o anda kafamda çılgın sorular…

Mehmet Bey hiç bekletmeden direk konuya girdi. Sayın Başbakanımızı ve Bakanımız Veysel ATASOY’u nereden tanıyorsunuz demez mi? Tanımıyorum dedim.

Peki, uzun uzun sohbet etmişsiniz ve bizi çok zor duruma düşürdünüz. Ayrıca Genel Müdürümüz Yılmaz Oral Paşa da sizi bekliyor demez mi?

Tamam, THY yönetiminden izin almadan başbakan ile konuştuğum için kesin işten atıldım diye düşünürken Mehmet Kutlu önüme 50 santim en ve boyunda bir tablo koydu. “Bak bakalım arzu ettikleriniz yerine getirilmiş mi?” dedi…

Tabloda lisanslı uçak teknisyenlerinin yeni ücret skalası vardı. İlk önce kendi kadro karşılığımdaki rakamlara baktım… Olamazdı bu kadar… Beklentim bu kadar yüksek değildi.  Bu sefer masadaki cetveli alıp kadro, kadro hesaplanıp yapılan skalaya daha dikkatli bakmaya başladım. Tabii ki benim kendi kadroma bakıp ne olduğunu anlamaya çalışırken birde ne göreyim… Ekstradan %148 zam almışım. Tabii ki tüm teknik personel hepsi kendi kadrolarının karsısında aynı oran yani %148 zam var.

Günlerden Nisan 1 olsa kesin bunlar bana şaka yapıyor diye düşünürdüm. (toplu sözleşme yeni bitmiş ve sözleşmede alınan zammın üstüne %148 zam, rüya gibi…) İnanması çok güç…

Koşarcasına kapıdan çıkarken birde baktım ki Hava-İş başkanı İbrahim Öztürk’ün yüzü sapsarı. Sanırım duymuştu. Hemen tekniğe gidip yeni rakamları açıklıyayım diye oradan ayrılmayı düşünürken Mehmet beyin asistanı, “Sefa bey Genel müdürümüz Yılmaz Oral paşa sizi makamında bekliyor” diye hatırlatma yapınca bu sefer de yukarıya çıktım. Genel müdür Yılmaz Oral paşa beni ayakta karşıladı ve makam masasından kalkıp karsıma oturarak samimi bir ortam sağladı.

Yılmaz Oral’ın da ilk sorusu “Başbakanımız Sayın Özal la samimiyetimiz nerden” oldu. Haydaaaa…    Bir saatin üstünde baş başa görüşme yapmışınız. (sanırım pilotlardan aldı bilgiyi) Bizi çok zor duruma soktunuz farkında mısınız dedi. Mehmet Bey size yeni rakamlarınızı gösterdi mi diye sordu. Evet dedim çok beğendim diye devam ettim. İbrahim Öztürk (sendika başkanımız) da şimdi zam istiyor ne yapacağız. Tam karıştırdınız işimizi diye devam etti.

Vallahi ben sadece bize zam yapın, onlara zam yapmayın falan demedim. Mesleki bir Dernek başkanının en önemli görevi üyelerinin mağduriyetini hem sendikaya hem de işverene iletmek olduğunu düşündüğümden, durumumuzu ve sıkıntılarımızı anlattım. Gerisi sizin tasarrufunuza kalmış diye cevapladım.

Sonuç olarak; Yılmaz Oral Paşa ile el sıkışıp müsaadesini istedim. Eli omuzuma koydu ve… Gülümseyerek, Bakın Sefa Bey girişkenliğinizi çok beğendim. Ancak bu yapınızı ileride sizin başınıza çok işler acar bilesiniz dedi. (Maalesef Yılmaz Oral haklı çıktı ve ileride anlatacağım gibi başıma çok işler açıldı. Ancak hiçbir girişimimden üzüntü duymadım ve şimdi de duymuyorum…)

Neyse uzatmayayım;

Genel müdürlükten çıktım ve Atatürk havalimanındaki hangara doğru yola koyulduk. Yüzlerce teknisyen arkadaşım benim genel müdürlüğe gittiğimi duyduğundan hepsi merakla kapıda beni bekliyordu. Neyse arabadan indim ve zam oranlarını açıkladığımda bir anda kendimi havalarda buldum. Sonuç olarak teknisyenlerin özel havayollarına kaçışı durmuş trafik terse dönmüştü.

Neticede Hava-İş Genel Başkanı İbrahim ÖZTÜRK’ de sözleşmenin kısa bir süre ardından bizim sayemizde diğer iş gruplarına ’da ekstradan iş tazminatlarına %25 zam almıştı…

Sayın okurlarım; İnsanlar çok ilginç. İmzalanan toplu iş sözleşmesinin ardından biz %148 zam alırken onlar %25 i benim sayemde almış olmalarına rağmen bir dolu düşman edindim. Ben rakam telaffuz etmedim ki. Ben bizden başkasına sakın iyileştirme yapmayın diyemem ki. Nedir bu düşmanlık anlayamamıştım. İlla ki birilerine kızacaklarsa, bu en son ben olmalıydım. Pilotu, Kabin memuru, işçisi, büro personeli vb… Hepsi ekstradan %25 iyileştirme almalarına rağmen…

Sanki ben Hava-İş sendikasının başkanıydım da tek taraflı teknisyenlere iyileştirme yaptırmışım gibi surat asmalar başlamıştı. Neymiş efendim; Diğer meslek gruplarından daha çok maaş almaya başlamışız. Neymiş efendim, onlara da aynı rakamı istemeliymişim. (sanki ben sendikayım) Yahu ben sadece UTED in başkanıyım ve sadece kendi üyelerimin sorunlarını bilir ve iletirim. Rakamı ben belirlemedim ki, onlar belirlemiş. Kızacaksanız THY yönetimine ve Hava-İş Başkanına kızın. Bana değil…(sendika imzalamasa idi o ekstrayı alamazdık)

Ben o dönemin UTED Başkanı olarak kendi misyon ve sorumluluğum çerçevesinde aidat alarak temsil ettiğimiz insanlara hizmet etmeye çalıştım. Görevimi yaptım.

Ama bizim gibi ülkelerde hiçbir başarı cezasız kalmaz. O zamanlarda teknisyenlerden daha az zam aldığı için sendika yönetimi dâhil husumet besleyenler, dedikodularla hakaret edenler mi dersiniz neler yaşadım neler…

Yahu kardeşim sizin aidat ödediğiniz sendikanız beceriksizse bunun sorumlusu ben miyim?  Ben teknisyenleri temsil ediyorum, onların sorun ve taleplerinden mesulüm. Kaldı ki TİS’in üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen geriye kalan herkesin de ekstradan %25 zam alınmasına vesile olmuşum. Teşekkür edileceğinize eleştirmeniz haksızlık değil mi? Ayrıca bugün THY’deki her iş grubu o iyileştirmelerdeki rakamların üstüne alınan zamlarla toplu sözleşme imzalamıyor mu?

Sevgili okurlarım;

Buna benzer birçok konuyu aynı yazı altında toplamak isterdim ama inanılmaz uzun olurdu. Bu nedenle, UTED Başkanıyken elde edilen, şimdikilerin şaşıracağı çok büyük başarıların devamını sizlere adeta o günleri yeniden yaşıyor gibi anlatmaya çalışacağım.

Bu yazılardan sonra dernekler ve sendikaların ne kadar başarılı veya başarısız olup olmadıklarına siz karar verirsiniz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

21 Yorum

  1. 3 yıl önce

    Sayin baskan teknikte sadece lisansli teknisyenler degil muhendislerde almisti

    Cevapla
    • Yönetici 3 yıl önce

      Hüseyin kardeşim Teknisyenler %148 diğerleri %25 diye yazdım zaten.

      Cevapla
  2. 3 yıl önce

    Şimdi anca Anamızı da alır gideriz de o da rahmetli. En kötü yanına gideriz.

    Cevapla
  3. 3 yıl önce

    Bugunun sartlarini dusununce gercekten de inanilmasi zor bir ise imza atmissiniz tebrik ederim. Simdi bir de soru sormak isterim ama. 2018 de pilotlar yukselen kur karsisinda eriyen maaslar ve korfez ulkelerinden gelen cazip teklifler uzerine sirketten ayrilmaya baslamisken iki ay ust uste TIS harici zam aldilar degil mi. “Ekmegin bekasi…” diye baslayan bir cumle kurmustu Tatlibal yanlis hatirlamiyorsam ve kokpit harici personelin de agzina bir kasik bal calmak icin daha cuzi bir miktar da olsa iyilestirme yapilmisti. Anlattiginiz hikaye ve yakin tarihte yasanan bu durum oldukca benzer saniyorum. Ayni aninizda bahsettiginiz gibi siz nasil tepki aldiysaniz pilotlar da aldi sanki sadece bize para verin demisler gibi. Simdi de maalesef ozellikle malum sitedeki yorumlarda goruyorum maas kesintilerinin fazlaligindan konu acildiginda 2018 deki “haksiz” zamminiza sayin diyenleri. Bir grup sonunda hakettigi parayi alirken digerlerinin almamasi kimin sucu?

    Cevapla
  4. 3 yıl önce

    Sizinki gibi bir şans elime geçse sırf şu pısırık, korkak, şerefi maaşı kadar olan, arkadaşlarının arkasından kuyusunu kazan, ne ayranım dökülsün ne ….. ……. Diyen teknisyenler için kılımı bile kıpırdatmazdım. Bunlar elini tutanın elini ısırır, yüzüne bakanın gözünü çıkarır. Karaktersizler topluluğu, yalaka bir güruhun içinde olduğum için hergün lanet ediyorum. Ve meslekdaş olduğum için utanıyorum. Mesleği iki paralık eden haysiyet yoksunları…

    Cevapla
  5. 3 yıl önce

    yunus her ay 60 bin ve bmw alsın,fero her ay 50 bin ve audi alsın,avukat her genelgede 4 milyonla %10 alsın, yavuz ev arsa alsın,arif artı 7bin le superb alsın, hakan 15bin+suberb alsın,hayro yalasın yalsın belki emekli maaşı + 10 binle oğlunu işe aldırsın, sero ya yetmez ama şimdilik 10 bin alsın, diğer yalama kemikçilerde her ay 1000 fazla, biraz terfi alsın dedikodu yapsın.. bize kesilden bağışladıkları %10 fazla. 2 yılda %10 geri alabildiysek, %20 için delege olup bunları seçtirirsek bir sonraki seçime kadar 4 yılda anca toparlarız %20 yii.. onuda fazıl baba kalırsa hak yemez kesinlikle 2018 rakamları üzerindeni siz yinede şımarmayın

    Cevapla
  6. Sefa bey bu anınızı daha önce yazmıştınız ben çok iyi hatırlıyorum kelimesi kelimesine….

    Cevapla
  7. 3 yıl önce

    KOnu ve anılar sürükleyiiiiici , sıkılmadan yaşanıyor ama bu yazının yerine keşke THK , yangın uçakları ve geçniş deneyimler olsaydı.

    Cevapla
  8. 3 yıl önce

    Çok güzel bir anı sefa abi ancak şuan ki yönetim de konuşmayı derdinizi anlatmayı geçtik selam verseniz içeri alırlar

    Cevapla
  9. 3 yıl önce

    thy teknik uçak bakım teknisyeniken uzun seneler çalışıp hastalanınca hastayken vardiya temposu daha zor bölüme gönderildim ilk müdür naci bey anlayışlıydı sonrası mikail maaş yetki düşürüp atılması için ik yolladı son 2 sene atılmayı bekledim hep direndim çalışmak istedim sakinleştiricilerle çalıştım hafıza kaybı yaşadım süleyman attı sonunda yeterli değilmişim bazıları alay etti asalak uyanık dedi son senelerimde hastalandım thy nin vefası bu işte 2 sene oldu başka işe giremedim hastalıklar yüce Allah tan sizde genç yaşta aniden hasta olabilir kaza geçirebilirsiniz engelli raporu almam daha zor bölüme gönderen uzun seneler emek verdiğim bölüm yönetimi ve uğraşanlar şikayet alay edenler atanlar hiçbirnizi unutmadım unutmayacağım hiçbirinize hakkımı helal etmiyeceğim hem bu dünyada hem ahirette fırsat buldukça yakalarına yapışıp yüzlerine tükürücem

    Cevapla
  10. 3 yıl önce

    şimdi ülkenin başındakini gidip derdinizi anlatırsanız kafanıza çay atar. yanındakiler de sizi fetöcü şükürsüz hain ilan eder. hemen atv ve onun muadilleri yayın organlarına manşet olursunuz 15 bin tl maaş alan teknisyen maaşı begenmıyor. ( emeklı olmus 12 bin sicilli adamın bordrosunu eklerler habere). ülkenin yuzde sekseni beyinsiz olduğu için tüm teknisyenler 15 bin ortalama ile çalışıyor diye düşünür ve halkın düşmanlığını kazanırsınız.

    Cevapla
  11. 3 yıl önce

    Hala mı eskiden buralar hep dutluktu… Sefa bey neden anlamıyorsunuz? O günler bitti geçti gitti. Eski ama güzel Türkiye idi o. Şimdiki yeni Türkiye. Güzelin çirkinin hırsızın hainin bile adı değişti içi dışı bambaşka bir şey oldu. Bırakın artık, kimse o zamanki riskleri almaz artık. Yedi sülalesinin fetöculukle suçlanmasından, işlerinden güçlerinden çok az da olsa huzurlarını kaybetmekten korkuyor insanlar. 35 sene önceki şirket değil bu, o ülke de değil, dünya da değil. İşler artık öyle yürümüyor. Yürüyemez de.

    Cevapla
  12. 3 yıl önce

    Abi sende yağ kuyrugunda bekleyenler gibi aynı seyleri anlatip duruyosun. Unut artik o zamanlar geri gelmeyecek o tarz bir ortam bir daha olmayacak. Șu anda sende olsan ozamanki tavrı gos te re mez sin bitti.

    Cevapla
  13. 3 yıl önce

    Safa beyi tanımadığın ne kadar da belli. Sendikanın Teknik aş için yaptığı toplu iş sözleşme görüşmelerinde imza parası olarak alabildiği 1500 lirayı 5000 yaptırtan kimdi sence? Ayrıca Antalya toplantılarında tüm personele başarılı bir YIL geçti diye ikramiye verilirken hesapta teknik olmamasına rağmen ikramiye alınmasına ön ayak olan kimdi? Cevap ver de okuyalım

    Cevapla
  14. 3 yıl önce

    Ben bıktım.Her gün fazladan 2 saatim yollarda geçiyor.Bir saat öncesinden is yerine gitmek zorunda kalıyorum.Bu iğrenç ortamda yıllar nasıl geçecek bilmiyorum.Sirketten de meslekten de hiç bir beklentim kalmadı.Kışın soğuğunda o rezil kumanyaları önüme koydu ve tam zamanlı çalıştırdılar ya..Orada ederimi anladım ben.Bu şirket düzelmez ülke de düzelmez dostlar unutun bunu..Bu çürümüşlüğün bu kokuşmuş örümcek ağlı zihniyetin her yere sirayet etmişliği var ya.. Yıllarca beklemek lazım..

    Cevapla
  15. 3 yıl önce

    Herkes şikayetçi ama kimsede hareket yok. Ortada taslak yok, sendika yaz uykusunda. Nasılsa Ankara imzaladı yalanıda hazır. Çalışanların çoğu birileri kendini ortaya atsında aman bize bişey olmasın beklentisi içindeyken düzelme adına bişey beklemek saçma olur..

    Cevapla
  16. 3 yıl önce

    Brezilyadaki mevzuyu neden haber yapmıyorsunuz? Erkam kardeşimin mallarını!

    Cevapla
  17. 3 yıl önce

    sefa abi teşekkürler anlayışın için uçak bakım teknisyeni olarak büyük bakımda uzun seneler çalıştım sonra hastalanınca hat a bakım dar gövdeye ceza gibi uçakcı yeşişköy 2 nolu hangardan şef uçakcı ayhan yolladı BANANE HASTALIKLARINDAN GİT TEDAVİ OL diyerek sonrada mecbur kaldım engelli raprou aldım korkudan atılma korkusuyla sonrada UYANIK ASALAK diyenler acımasız çok oldu teknisyenin başka düşman aramasına gerek yok ama hastalandığınızda yada kaza geçirdiğinizde acıyan merhamet gösteren olmuyor defol diyorlar yeterli değilsin diyorlar benim başıma gelenleri görün kısa sohbetlerimiz olmuştu eskiden uted başkanı iken kolay gelsin

    Cevapla
  18. 3 yıl önce

    Benim soylediklerimle senin yazdiklarinin ne alakası var? Ulkedeki muhalefet hastaligindan insanlar yerli yersiz herseye karsit gorus yazar oldu. Sefa abi sayesinde aldigimiz hersey için allah ondan razi olsun duymak istediğin buysa? Ama suanki mevcut durumda o zamaninda estiren atilay beyde( – ki kendisi kim bilir nerelerde suan) sefa beyde gık cikartmadan otururlar ayin 8 inde maaslarini beklerler. Yok oyle eskisi gibi yuruyus yapayim grev yapayim göz ister maça ister.

    Cevapla
  19. 3 yıl önce

    Sefa bey onurair deki son durumdan malumatınız vardır heralde şimdi de ayın 15i haftasını bekleyin diyorlar, salı sallandı çarşamba çarşafa dolandı falan filan, artık utanmada kalmamış, yahu insanların 2019dan alacağı var hala 2sene geçmiş üstünden enflasyon yemiş bitirmiş alacakları, 15 ay geçmiş pandeminin üstünden hala becerip 2 tane işin düzelmesini becerememişler. Bunlar nasıl insanlar anlamadım, sorsan bunlar memleketin kalburüstü zenginleri, ama bunlardaki para kaybetme korkusu, yani göt korkusu Allah korkusunu geçmiş. HER BÜYÜK SERVETİN ARKASINDA BÜYÜK BİR SUÇ VARDIR!!!

    Cevapla
  20. 3 yıl önce

    adam daha iş kıyafetini bile seçmeyi beceremiyor bu adam nasıl sendika seçsin. sentetik kumaştan iş kıyafeti vermişler bir gün giyip ter kokmasına ragmen hala o aynı kumaşa oy veren yuzlerce adam var. adamın daha saglıktan haberi yok.ya da çalışmıyor terlemiyor .Bak sentetik beyinli kardeşim neden bebek kıyafetleri pamuklu hiç düşündün mü?

    Cevapla