15 Temmuz da yaşanan darbe girişiminin ardından, TSK’ dan ihraç edilen subay-astsubay sayısı 2000 li rakamlara ulaşmış görünüyor. Bu sayının 3oo e yakını Hv. K. K. lığından atılan muvazzaf pilotlar oluşturuyor. Bu oldukça büyük bir rakam, Hava Kuvvetlerinin vurucu gücünü oluşturan filolarda büyük bir zafiyete yol açacaktır.
Sanırım bunu hükümetimiz de görmüş olmalı ki, Milli Savunma Bakanlığından SHGM’ ne gönderilen bir yazıda, şirketlerde çalışan Asker kökenli pilotların bilgileri istendi. Bu pilotların harbe hazırlık tazeleme programları ile ilgilide, SHGM ile Milli Savunma Bakanlığının bir toplantı yapması gerektiği belirtiliyor.
Tabii ki bu geri alım, ya da tazeleme eğitimlerinin esaslarını ne oluşturacak, hangi kıstaslara göre bu geri alımları yapacaklar, bunları şimdiden kestirmek oldukça zor. Ancak bu konuda çeşitli söylentiler var. Bunlardan birisi; daha önce FETÖ yapılanması tarafından ordudan çıkarılan/atılan ya da istifa etmek zorunda bırakılan pilotların geri çağrılması-ki bu en büyük olasılık. İkincisi, belli bir yıldan ya da rütbeden sonra ayrılanları çağırmak, mesela en son 1994 veya 1995 mezunları ve sonraki mezunlardan ayrılanların geri çağrılması.
Bu şekilde değişik birçok senaryo oluşturmak mümkün, en doğrusunu, hükümetimizin kısa zaman içerisinde açıklayacağını düşünüyorum.
Bu konuda esas önemli ayrıntı, çağrılacak olanların, bu çağrıya ne cevap vereceği
Uzun zaman önce TSK’dan ayrılmış, dışarıda kendine göre bir düzen kurmuş ve yaşam standartlarını ona göre düzenlemiş bir pilot, acaba mevcut işini ve düzeni bırakıp, çok daha az bir maaşa çalışmayı kabul edecek mi?
Diğer bir konu ise, geri dönüşte, hangi statü ve özlük hakları ile bu işe tekrar başlayacak? Çünkü belki de devre arkadaşları geçen zaman içinde daha üst rütbelere yükseldi ve belki de general oldular. Şimdi bu çağrılıp kabul edenler hangi rütbelerle görev yapacak?
Bakın şimdi biraz geçmişe dönelim ve E.Hv.Plt.Kur.Alb Osman Başıbüyük tarafından 6 Mart 2015 de bana yollanmış bir mektuba göz atalım. ( bu mektup airlinehaber arşivlerinde mevcut) Okumak isteyenler için.Tıklayın
Hatırlarsınız. 2007-2010 yılları arasında itibarsızlaştırma operasyonları hız kazandı. Karargâha, bütün birliklere imzasız mektup ve e-postalar yağıyordu. Personelin bir kısmı kâh doğru, kâh çarpıtılmış bilgilerle, çoğu zaman da iftiralarla karalanıyordu. Komuta kademesi işi gücü bırakmış, üzerine çamur atılan personeli sorgulamakla uğraşıyordu. Birileri istemediği personeli sistemden kaçmaya zorluyordu.
Türk subayına harp okulunda mert olmak öğretilir. Onun kitabında arkadaşını satmak yoktur. Çünkü o, gerektiğinde silah arkadaşıyla omuz omuza, aynı kolda ölüme gidecektir. Fakat bu operasyonlarla birlikte silahlı kuvvetlerde kalleşlik pirim yapmaya başlamıştı; kalleşlerin önü açılıyor, onlar yükseliyordu. Böylece gençlerin sistem ile gönül bağları kopmaya başladı.
Bütün bunların üzerine 2010 yılında Balyoz operasyonu başlayınca 15 sene mecburi hizmetini dolduran 1995 ve daha önceki yıllarda mezun olan pilotlar bizim de başımıza bir iş gelmesin diye hemen istifa ederek sistemden ayrıldılar.
2011 yılına gelindiğinde Hava Kuvvetleri, kuruluşunun 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanıyordu. 4-5 Haziran tarihlerinde 2’nci Ana Jet Üs K.lığı Çiğli/İzmir’de büyük hava gösterileri yapılacaktı. Nasıl tesadüfse, gösterilerden tam 5 gün önce Balyoz operasyonu kapsamında ilk havacı tutuklamaları gelmeye başladı. 3 ay sonra Hava Kuvvetleri Komutanı olacak Org. Bilgin Balanlı ile birlikte 1 korgeneral, 4 tümgeneral, 2 tuğgeneral ve 4 albay tutuklandı. . Onlar, kuruluşunun 100’üncü yıldönümünde, Komutanlığı ele geçirmek için çok önemli bir engeli aşmış olmalarını kutluyorlardı.
Bu olaya gençlerin tepkisi büyük oldu. 15 yıl mecburi hizmetini dolduran 1996 mezunları da apar topar istifa ederek sistemden ayrıldı. Darbenin büyüğü daha gelmemişti. Hükümet 1 yıl sonra 2012’de mecburi hizmet süresini 10 yıla indirdi.
Böylece geride kalan 1997-2002 mezunlarına da kapıyı gösterdiler. Akın akın pilotlar istifa ediyordu. Sadece 2010-2014 yılları arasında 824 pilot istifa etti. Bu rakam Hava Kuvvetlerinin filolarda aktif görev yapan pilotların yarısına denk gelir. Savaşsaydık bu kadar adam kaybetmezdik.
Hava Kuvvetlerinin tecrübesi yok edildi
Bilirsiniz, savaş pilotları ve teknisyenler tamamen usta-çırak ilişkisiyle yetişirler. Bir ustanın yetişmesi en az 10 yıl alır. Ancak 10 yıl sonunda 4’lü kol lideri, paket lideri ve uçuş öğretmeni olmuş bir pilot, alttan gelen gençleri yetiştirecek ehliyet seviyesine ulaşır.
Savaş pilotluğu zor iştir, parayla pulla değil, vatan aşkıyla yapılır. İçimizdeki aşkı öldürdüler. Ben Balyoz davasında 16 yıl ceza aldım. Kahramanları mecburi hizmetin bitmesini bekleyen memurlara dönüştürdüler.
Tarzında serzeniş içerikli bu mektuptan sonra bugünümüze dönelim.
Çağrılması beklenen pilot arkadaşlarla yaptığım görüşmelerde bana söylenen kuşku: Tamam Sefa Bey diyelim ki para pul önemli değil, ben o şerefli üniformayı seve seve giyerim de… Ya sonra bana da bir kulp takıp daha önce defalarca yaptıkları gibi, beni de içeri atarlarsa? Evet, bu konuda haksızsın da diyemeyiz. Son senelerde yaşanan Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Hasdal gibi kumpasların yanı sıra en son yaşadığımız FETÖ tabanlı darbe, insanlarda bir güvensizlik oluşturdu. Uydurma belge ve sözlerle onlarca insanın hayatı karartıldı ve içeri atıldı. Aileleri perişan oldu. Çevrelerinde arkadaşları birer birer kayboldu, hastalanan ve hatta intihar edenlerin bile olduğunu birlikte duyduk.
Bu örnekler daha akıllarda taze iken, TSK da gönüllü olarak tekrar görev almak… Gerçekten karar vermesi zor bir durum. Sanırım TSK 45 yaşın altındaki pilotları tekrar geriye almaya çalışacaktır. 2010-2014 yılları arası istifa eden 824 pilotun yerine kimler alınmış şimdi belli oldu.
Hükümetimizin o zamanlarda bu yapılan yanlışa uyanması gerekirdi.
Ancak olan olmuş. Çok geçte kalınmış olsa şimdi yapılacak olan, hükümetin 2012 de mecburi hizmeti 10 seneye indirmesi ile TSK’dan ayrılan pilotlarla görüşerek, onları mağdur etmeyecek bir plan eşliğinde tekrar kazanmaya çalışması olmalıdır.
5 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Lutfen bununla ilgili haber.bekliyoruz..
Görünen o ki ordu “omuz omuza” çarpışılacak bir yer olmaktan çıkıp herkesin birbirini arkadan hançerlediği bir yere dönmüş. Pilotlar, uçak teknisyenleri savrulup gidiyor. Bu gidişin sonu iyi değil beyler.
belki onur air in bazı pilotları dönebilir.çünkü yaklaşık 8(sekiz)aydır pilotların ve kabin ekiplerinin ciddi miktardaki alacakları şirket tarafından ısrarla ödenmedi.konudan şikayetçi bir kaptan gn.müd.yrd. tarafından mobinge ve ağır hakaretlere maruz bırakıldı.akabinde de şirketten çıkartıldı.bu durum çok sayıda pilotu tedirgin ediyor .SHGM yasağı kalkar kalkmaz ciddi sayıda pilotun şirketi terketmesi sözkonusu olacaktır.bu durumda bazı pilotlarında hv.k.k ya dönüşü sözkonusu olabilir.
Thy deki büyük zararı yazmamanız manidar !!!
İnceleyip detaylı yazmam lazım. Cumartesi ye yetiştirebilirim sanırım.