Değerli Okurlar,
Sağlık Bakanlığımıza bağlı ambulans helikopterimizin düşmesi sonucu hayatını kaybeden iki pilot, hekim ve sağlık personelimize Allahtan rahmet, ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Haftalardır devam eden asgari ücret tespit tiyatrosu sona ermediği için yıl sonu ücret zamları henüz açıklanamadı. Asgari Ücret Araştırması’na göre Türkiye’de her 100 çalışandan 83’ü asgari ücret ve buna komşu ücretler alıyor. %43 üzerindeki çalışanlar ise asgari ücretin altında ücretlerle yoksulluk sınırının altında can çekişiyor. Kısacası bu oranlar ülkedeki nüfusun neredeyse %80 üzerinde insanın ücretini direkt etkiliyor. Böylesi önemli bir kararın tespit komisyonunun dar bir çerçevede bir işçi konfederasyon ve birkaç meslek temsilcisi ile bir işveren sendikaları konfederasyonu arasında bakanlık hakemliğinde yapılmasını açıkçası hiç adil ve doğru bulmuyorum.
Ayrıca bu tespit komisyonunun sözde ücret pazarlığı yapılıyormuş gibi temsili bir müsamerenin ardından ansızın açıklanan rakamlarla sona ermesi ise ayrı bir rezalet. Hem işveren hem işçi tarafının sözde temsilcilerinin, açıklanan rakamlardan sonra sözde isyanları ve kitlelerin gazını almak için sözde muhalif eleştirileri ise ayrı bir tiyatro. Evli evine köylü köyüne döndükten sonrası ise çalışanlar için tam bir dram başlıyor. Açıklanan rakamların faturasını en ağır biçimde tüm raflardaki fiyatlara yansıtıp, kat be kat fazlasıyla vatandaştan tahsil etmeye çalışanların katliamını gelin seyre durun. Yani bu tiyatronun hep ve tek kaybedeni daima çalışan gariban emekçiler. Çünkü mal ve hizmet üretenlerin tümü artan personel gideri bahanesiyle zaten ellerindeki mal ve hizmet fiyatlarını güncelleyerek kendilerini korumaya alacaklar.
Peki bu döngü içinde devletin kredi ve teşvikleri ile kat üstüne kat büyüyerek karını arttıranların yanı sıra geliri gideri karşısında dağ gibi eriyen ücretli çalışanlar ne yapacak. Onlar büyürken, ücretli çalışanların sırtlarındaki ağır geçim yükü artarak refahı azalacak. Açıkçası bu tespit komisyonunun gerçekten ülkedeki ekonomik gerçeklikle her kesimin görüş ve talebinin yer aldığı daha geniş bir komisyonla halka açık yapılması gerekir. Ve daha da önemlisi yaşamı tehdit eden bu ayarsız zam katliamlarının önüne geçilmesi lazım. Diğer türlü yapılanların hiçbir önemi de anlamı da kalmayacak.
Geçtiğimiz günlerde Pegasus’un ilk etapta kesinleştirilen 100 uçak siparişi ve ardından talep edilen 200 uçak siparişi bence iç sektördeki tüm dengeleri önemli biçimde etkileyecek. AJet’in mevcut koşullardaki ilerleyişinin yanı sıra geleceğine yatırım konusundaki pozisyonuna bakıldığında gelecekte sert bir rekabetin yaşanacağı muhtemel. Pegasus’un büyüyen filosu ile yeni bakım hangarları ihtiyacı için belli girişimlerde bulunulmuş. Bu büyümede ihtiyaç duyulacak kalifiyeli bakım ve operasyon personeli içinde gözünü THY’nin tecrübeli derbeder çalışanlarına dikeceğini düşünüyorum.
Hem Teknik A.Ş. den, hem de THY A.O. tarafındaki kabin, kokpit veya yer hizmetlerinde çalışanlardan daha iyi tekliflere duyarsız kalmayıp yönelenler olacağı kesin. Bu da artık nitelikli personelin ve iş gücünün çok daha önemli olacağı bir dönemin bizi beklediğini işaret ediyor. Bugün havacılık sektöründe yetişmiş bir iş gücünün en az 1,5-10 milyon Türk lirası arasında değişen bir eğitim maliyeti gerçeği ortada. Ayrıca mevcut şartlarda en az 5-6 yılı bulan yetkilenme süreçleri ile zaman ve ücret maliyetini de göz önünde bulundurduğunuzda, yetişmiş bir elemanın kaçışı bile gerçekten muazzam bir kayba neden oluyor. Bu açıdan her kurumun yetişmiş iş gücüne sıkı sıkıya sahip çıkması ve onları küstürecek tüm politikalardan uzaklaşması gerekiyor.
Bizim gibi ülkelerde ise bu kimlik gerçekleştirilemediği için baskının ve mobbingin yöneticilik sanıldığı, çalışandan tasarrufun kar sayıldığı kör bir zihniyet görürsünüz. Oysa size kazandıran ve sizi geleceğe taşıyan yalnızca size emek verenlerdir. Şimdilerde özellikle bakım personellerinin yetkilendirilme süreçleri ile ilgili kaygılarına kulak verdiğinizde bile ne kadar büyük haksızlıkların yaşandığını ve derin kopuşlara neden olduğunu görebilirsiniz.
Uzayan giden yetkilendirme süreçlerinin muhakkak daha kısa ve öz kurallarla sürdürülmesi lazım. Yetkilendirilme öncesi eğitim ve görevlendirilme gibi süreçlerinde mutlaka tecrübe sürelerinden sayılarak zaman israfının önlenmesi gerekir. Ayrıca yetkilerin askıya alınması konusunda da adaletsizliklerden çok dertli insanlar. Kimi yerde birçok kusur ve ayıbın örtüldüğü, kimi yerlerde de daha basit durumların en ağır biçimde cezalandırıldığı bir sistemden yakınıyorlar.
Yetkilerin askıya alınma gerekçelerinin kategorize edilip, daha objektif ve esnek kriterlerle yapılması bekleniyor. Avrupa ya da havacılıkta gelişmiş ülkelerde eğitim ve yeniden değerlendirilme metotlarıyla bu süreç aşılıp, direkt ücret cezasıyla insanların yaşamı alt üst edilmezken, bizde tablo çok vahim bir hal alıyor. Yetkinin askıya alınması çok yüksek gelir kaybına neden oluyor. Bence bu konuda daha insaflı ve daha kabul edilebilir yöntemler geliştirilebilir, sürecin asıl maksadı olan hatayı veya ihmali önleyecek yöntemlere yönelebilirsiniz.
Yaklaşan yıl sonunun diğer bir telaşı da emekliler furyası. Bu konuda ihtiyaç duyulan birim ve kadrolarda emeklilik ardından çalışma imkânı sunulsa da arada gözden kaçırılıp mağdur olanların durumu için henüz bir çözüm önermeyenlerin, başkalarına asla ayrıcalık sunmaması gerekir. Özellikle yönetici pozisyonundakilerin emeklilik sonrasında istihdamı noktasında adam kayırması asla kabul edilemez. Buna çaba gösterenler varsa bilsinler ki çok büyük rezaletlere neden olurlar. Emeklilik politikası açıklanmadan kısa bir süre önce unvanları değiştirildiği için yaşanan mağduriyet ortadayken yeni skandallara sebep olunmamalı.
Asgari ücrete yapılacak zamlardan dolayı oluşacak farkların muhakkak tüm sektör çalışanlarının ücretlerine de yansıtılması ve aradaki denge ile makasın korunması gerekir. Özellikle iştiraklerde çalışan düşük ve dar gelirli çalışanlar için pozitif bir ayrımın yapılmasına ihtiyaç var. Zor dönemlerde çalışanlarınıza yapacağınız iyi niyetli bir dokunuşun emin olun fazlasıyla karşılığını alacaksınız.
Hepinize sağlık ve huzur dolu bir hafta diliyorum…