Dünyanın Buluştuğu Nokta
‘’Hoş geldiniz, iyi uçuşlar ‘’diye başlayan cümlelerimiz, yolcuların selam vererek kabine girmeleri esnasında ‘’Uykunuzu aldınız mı?’’ sözleriyle sohbete dönüşür. Evinize gelen misafirin sevdiği kapı başı muhabbeti, uçakta da aynıdır. Bazen evdeki gibi donmuş bir yüzle misafirinize bakar ‘’Artık yeter ama bütün komşular gecenin bu vakti kahkahalı sohbete katılmak zorunda değil’‘ demek istersiniz ama sohbet hızını alamaz, dünyanın her yerinde en sevilen alışkanlıktır. Uçak başında hiç ummadığınız hayatlarla yollarınızın kesişmesi, kahkahalarla başlayan sohbetlerin tanışmaya dönüşmesi sihirli bir andır. Gülen yüzünüzü görüp, yolculuğunun şimdiden güzel anılara dönüştüğünü düşünmeleri, yerlerine otururken size göz ucuyla bakarak ‘’Ne iyi yaptım da geldim’’ bakışı çok değerlidir. O an kendimi çok şanslı hissederim.
Size ilk görüşte sarılan çocuklar olur, özellikle onları çok önemserim, uçak yolculuğu bebek bile olsanız bambaşka bir deneyimdir, her tavrınız o çocuğun hayat yolculuğunda hep yanında olacaktır. Ailesi birlikte fotoğrafınızı çekecek, kayıtlara geçecektir. O kapı girişinde yüzlerce hayat, hızla geçer gözlerinizin önünden. Mutlu, hüzünlü, ağlamaklı yüzler, utangaç, ukala, ben senden çok uçtum biliyor musun bakışları birbiriyle aynı yerde buluşur. Bazen bakışlar değişir, bir el uzanır tanışmak ister elinizi geri alamazsınız. Bazıları elinizden kolunuza geçen köprüde yürümek ister, bir hamlede ellerinin arasına başınızı alıp mutluluğunu paylaşmanın farklı yollarını seçer ’’Ne kadar teşekkür etsem az’’deseniz de yok bırakmaz ’’Ama artık yeter komşular…’’sohbetini de geçer durum, kapıyı gösterince vazgeçer. Bazıları uçağa girişte heyecanlarını fotoğrafınızı çekerek paylaşmak ister. Bazen iki metrelik boyların arasında sıkışıp kaldığınız pozlar verirsiniz kameralara, bazen de o kolların arasında kalmak istersiniz birkaç saniye bile olsa.
Sonra kapılar kapanır ve başlar büyünün etkisi. Ayaklarınız yerden kesilir, bulutların rüzgârla yanınızdan geçişlerine bakar, selam verirsiniz. El sallar, hissedersiniz. Koridorda yürümeye başlarsınız, gözleriniz kesişir size kendini anlatmak isteyen bakışlarla, gülümsersiniz. Yardım edersiniz yerinden kalkamayanlara, ağlayan bebekleri seversiniz, boş bir bardak görür masadan usulca alırsınız, hissettiklerinizi etrafınıza yayarak arka tarafa geçer, ekiple sohbete başlarsınız. Geri dönüşünüzde kutsandığınızı hisseder, metal bir kutunun içindeki büyülü yolculuğunuzun kanatlanmış bir kuşa dönüşüp, sizi başka diyarlara götürmesine izin verirsiniz.
Çok güzel bir yazı. Tebrikler.
Çok teşekkür ederim. :)