İstanbul’da 3. havalimanı inşaatı işçileri dün başlattıkları eylem bugün de devam ediyor. Jandarma tarafından bastırılmaya çalışılan direnişte jandarma işçilere gazla müdahale etti.
Edinilen bilgiye göre gece saatlerinde yüzlerce işçi gözaltına alındı.
İşe giden işçiler ise arkadaşlarının serbest bırakılmaması hâlinde direnişi sertleştireceklerini aktardı. Kamp alanına ise giriş çıkışlar ancak kimlik kontrolü ile yapılabiliyor.
İşçiler ve İnşaat-iş yöneticileri gözaltına alındı
Gece saatlerinde polis ve jandarma tarafından eylem yapan işçilere düzenlenen operasyonda çok sayıda işçi ve İnşaat-İş yöneticisinin gözaltına alındığı aktarıldı.
Sendikamızın genel sekreteri yunus özgür gözaltına alındı
— İnşaat-İş Sendikası (@insaatsendika) September 15, 2018
İnşaat-İş Sendikası’nın Twitter hesabından yapılan paylaşımlara göre jandarma ekipleri saat 03.00 sularında koğuşlara baskın düzenledi. Jandarmanın H 5 Blok No 19 koğuşunun kapısını kırarak içeri girdiği ve GBT yaptığı aktarıldı. Öte yandan jandarmanın bir listeye göre gözaltı yaptığı iddia edildi.
Sendikamız örgütlenme sorumlusu deniz gider gözaltına alındı.
Türkiye işçi partisinden yusuf yılmaz gözaltına alındı— İnşaat-İş Sendikası (@insaatsendika) September 15, 2018
Öte yandan İnşaat-İş Genel Sekreteri Yunus Özgür ve Örgütlenme Sorumlusu Deniz Gider‘in de gözaltına alındığı belirtildi. Sendika ayrıca Türkiye İşçi Partisi üyesi Yusuf Yılmaz‘ın da gözaltına alındığını aktardı.
***
‘İşçiler için iş güvenliği önlemi alın’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Şeker, işçiler insanca yaşamak istediklerini belirterek,“Baskı ve sıkıştırmayla günde 16 saat çalıştırılan işçiler bu koşullarda çalıştırılmak istemediklerini dile getirmişlerdi. İşçilerin koşullarının düzeltilmediğini işçilerin direnişinden anlıyoruz. Binlerce polis onlarca tomayla yığınak yaptılar. İşçiler böyle baskı ortamı değil insanca yaşam koşulları istiyorlar. 400’e yakın işçi gözaltına alındı. Hergün yüzlerce işçi geliyor ve geri çıkıyorlar. OHAL’i patronlar için ilan ettik diyenler bu hali de patronlar için kullanmaya devam ediyorlar. Güvenlik önlemi alacağınıza işçilerin iş güvenliği önlemini alın. İşçiler bu bedeli hayatlarıyla ödemek istemiyorlar” diyerek yetkilileri göreve davet etti.
‘Bir kez daha patronlar devlet eliyle korundu’
Duruma ilişkin değerlendirmede bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, iktidarın sermayeyi koruduğuna değinerek, “Bir kez daha patronlar devlet eliyle korundu. İşçiler gözaltına alınarak direniş kırılmaya çalışıldı. Şu anda işçilerin yaşam alanı işgal altında.” dedi. İşçilein baskı ve tehditle çalışmaya zorlandığını belirten Züleyha, “Maaşlar ödenmiyorsa iş bırakmak ve sendikada örgütlenmek yasal bir haktır. Ama sendikacı arkadaşlarımızı gözaltına aldılar. Hukuksuzluk tüm ülkede olduğu gibi burada da devam ediyor. OHAL sürecinde kimin yanında oldugunu açık eden iktidar bugün de kimin yanında oldugunu açık bir şekilde ifade etmiş oldu. Ekonomik krize giren iktidar ve işveren bunun bedelini işçiye ödetmeye çalışıyor. Yoksulun sırtından kendi zenginliklerine zenginlik katıyor. Kendi yandaşlarına peşkeş çeken iktidar işçilere gelince bütün haklarını yok sayıyor. Bugün bir kez daha bunu gördük. Işçilerin talepleri karşılanana kadar bu işin takipçisi olacağız” diye konuştu.
‘İşçiler, işçi servisleriyle karakola götürüldü’
Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ise şunları kaydetti: “Saat gece 3’te 30’arlı biçimde gözaltılar yapıldı. Direnişin öncüsü olan arkadaşlarımız gözaltına alındı. 500’e yakın işçi gözaltına alındı. Patron talimatıyla gözaltına alındıkları çok açık. Çünkü arkadaşlarımız işçi servisleriyle gözaltına alınarak çevredeki karakollara götürüldü. Diğer işçiler de formen baskısıyla tekrar işlerine geri döndürülmek isteniyor. Buna karşın şantiyede direniş sürüyor. Saat 19.00’da Kadıköy Kalkedon Meydanı’nda diğer sendikalarla birlikte işçilerle dayanışma eylemi düzenleyeceğiz. Bizler gözaltıların serbest bırakılmasını istiyoruz. Gözaltılar yapılana kadar da direnişimiz devam edecek. Kaymakamla yapılan toplantı direnişi bitirmemiz yönündeydi. Ama biz işçilerin talepleri karşılanmadan işçilerin direnişi bitirmeyeceğini söyledik. Bugün zorla baskıyla çalıştırıyorlar arkadaşlarımızı ama iş barışı olmadan bu şantiyede insanca çalışma koşulu beklenemez. Bu süreci örgütleyeceğiz. ” (birgun)
***
İşçiler taleplerini şöyle aktarmıştı:
Valla Canim işçilerim, oy vermeyecektiniz o zaman bunlara!! işveren ne kadar yandaş ise oraya işçi olarak girenlerin çoğu da yandaş. Maaş vermiyorlarsa bırakın gidin. Kaç dönemdir oy veriyorsunuz. Millet olarak ağlama sızlanma dönemi bitti gitti artık. Artık hakettiğiniz kadar demokrasi verilecek bu ülkede. Reis nasıl uygun görürse. Bir babayiğit de çıkıp bu haliyle bu havalimanını illa 29 Ekim’de açmak tamamen moronluktur diyemiyor korkudan. Bugünkü Koltuk gidecek korkusuyla Osmanlı zamanındaki yeni çerinin yaşadığı kelle korkusu tamamen aynıdır. Almanlar dünyaya rezil olmayı göze alarak hazır olmayan havalimanını 3 yıldır erteledi. Önemli olan açıldıktan sonra hizmetin aksamaması çünkü . Birisinin bunu Reise anşatması lazım.Ağlamayı keselim artık ve el birliğiyle ne kadar yandaş varsa daha da zengin edelim. Bize müstahak
Türkiye de adaletin sadece parti isminden ibaret olduğunun en büyük kanıtı.Gözü paradan başka birşey görmeyen patronlarına karşı kanuni hakkını isteyen işçilere helal olsun!Hakkını aramaktan aciz uçak teknisyenlerine de kapak olsun!
Bu ülke bu kafayla bu yönetimle adam olmaz, olamaz, bir adım ileri de gidemez. Gecenin 3’ünde biber gazı, kapı kırmak neyin nesi? Bu adamlar terörist mi? Haklarını arayan işçiler. Haklarını ver, insanca çalıştır onlar da çalışsın bu kadar basit. Bu sorunları tepe yonetimi bilmiyor muydu? Öyleyse bunlar nasıl yönetici? Bunlar çözülemeyecek şeyler mi? Çalışacak kimse bulamayınca polisler, iga yöneticileri, akpliler mi inşaatta çalışacak? Sömürü, işsizlikle tehdit, baskı nereye kadar? Bu kadar sömürünün, haksızlığın, adiliğin, rezilliğin, adaletsizliğin olduğu bir ülkeye yüce Allah huzur, bereket, refah verir mi, vermiyor da ama kimin umurunda?