Zeytin Dalı Grubu Basın Bülteni

Değerli Basın Mensupları ve Hava İş Üyeleri,

11-12 Kasım tarihlerinde Hava İş Sendikasının 28. Olağan Genel Kurulu yapıldı ve önümüzdeki 4 yıl için yeni yönetim kadrosu seçildi. Yaşananları Genel Kurul öncesi, Genel Kurul ve sonrası için sizlerin seçtiği Zeytin Dalı Grubu olarak Özetlemek istiyorum.

 Bir önceki seçimde yaşanan kirli pazarlıklarda  ‘Atarım ha’ tehditleri ile uçucu delegelerin salona girememesi sonucu Ali Kemal Tatlıbal ve ekibi yönetime seçilmişlerdi. 4 yıl boyunca diledikleri gibi sendikayı yönettiler. Bu dönemde neler oldu;

TİS 3 yıllık yapıldı ve çalışanların her iki yılda bir elde edebildikleri kazanımlar kaybedildi. TİS imzalandığı andan itibaren yasalarca güvence altına alınmış olmasına rağmen tek taraflı olarak değiştirildi ve sendika buna göz yumarak çalışanlarını korumadı.

7-29 esaslarında mutabık kalınmışken FTL uygulaması için yapılan toplantı çağrısına icabet edilmedi ve uçucuların ucu açık uygulamalarla ortada bırakılmasına sebep olundu. Uçuş emniyeti ve insan olmanın onuru hiçe sayılarak yapılan planlamalarla son derece mutsuz, rahatsız ve yorgun bir uçuş ekibi yaratılmasına gizli yapılan protokollerle onay verildi. Duyulduğunda da bunlar birer başarı hikayesi olarak gösterilmeye çalışıldı.

4 yıl içinde toplanan 50 000 000 tl aidat geliri , perde arkasındaki şaibeli kişilerin organizasyonunda yok edildi, Grev Fonunda kanunen bulundurulması gereken 5 000 000 tl bile buhar oldu, hatta bu fonun kendisi bile hiç oluşturulmadı.

13 banka hesabından sadece bir tanesinden elde edilen bilgilere göre, kuruluşu bile şaibeli olan nakliyat ve inşaat şirketlerine inanılmaz miktarlarda paralar aktarıldı. Maaşlı sendika avukatı  ve hukuk danışmanı varken dışarıdan avukatlara milyonlarca liralık ödemeler yapıldı. Terör örgütü davalarından tutuklu avukatlara bile ödeme yapıldı ve basında bile itiraf olarak yer aldı.

A0 kadrosu ve bunun uygulamalarındaki çarpıklıklar konusunda en ufak bir girişimde bulunulmadı. Aydın Uçuş Okulu personeline yapılan haksız uygulamalar hiç gündeme getirilmedi  ve bir sendika olarak oradakilerin hakları savunulmadı.

Bugün Sendika yönetiminde olan bazı yöneticiler, 305 eylemine ve greve katılanlar aleyhinde şahitlik yaparak atılmalarını sağladılar. “Mobbing” yaparak haksız yere personelin işten atılmasını sağlayanlara sahip çıktılar.

Bodyguardlarla, lüks arabalarla, bol keseden harcamalarla üyelerin alın teriyle kazanıp verdiği aidatları har vurup harman savurdular ve onların hiçbir dertlerine çözüm arayışında olmadılar.

Genel Kurula hazırlık safhasında yaşananlar ise ibretliktir; Delege seçimleri tam anlamı ile bir hukuk cinayetidir. Kanun ve tüzüğün her açığını kullandılar. Bir kamyoncu delege sadece kendisini temsil ederken bir uçuş işletme delegesi 170 uçucuyu temsil edebildi. Üstelik dalga geçercesine “size 85 delegelik çoktu, aslında bir ( sadece 1) delegelik vermemiz lazımdı” dediler. Bütün seçimleri gizlilik ve baskın şeklinde, liste ve isimler üzerinde oynamalar yaparak gerçekleştirdiler. Şubeleri hukuksuz bir şekilde birleştirerek kamyonculara yer açtılar. Ankara ve Anadolu şube seçimlerini kanuna ve tüzüğe aykırı olarak silahlı militanlar eşliğinde yaptılar. Şube Başkanı kurula katılıp faaliyet raporunu sunamadan kurulu bitirdiler. Muhalifleri zor kullanarak etkisiz hale getirdiler, Antalya seçimlerinde muhalif grup başkan adayını ve avukatını darp ettiler.

Genel Kuruldaki tek muhalif grup olan Zeytin Dalı Grubunun uçucu delegelerinin katılmaması için ellerinden geleni yaptılar, tüm hatırlatmalara rağmen ilgili günlerde uçuş planlanmasını sağladılar. Sözde 12 saat öncesinden şirkete bilgi verip hukuksuzluklarını maskelemeye çalıştılarDoğal olarak bazı arkadaşlarımız uçuş nedeniyle katılamadı, bazıları da sabahlara kadar uçup ancak oy kullanmaya yetiştiler. Bunlar ya bizim yaptığımız işin tabiatını bilmeyecek kadar cahiller  ya da bizden çok korktukları için katılmamızı engellemeye çalıştılar. Bu konuda açtığımız davaya cevap bile veremeyip yine hukukun açıklarına sığındılar.

Genel Kurulda  sayısı hala tarafımızdan tam olarak bilinmese de 100 civarında olduğu tahmin edilen kamyoncuların oyları ile istedikleri sonucu aldılar. Aidatları % 2 yaptılar, bizim ” %0.5 olsun” teklifimiz karşısında oylamada %1.5 e bağladılar. Çünkü biliyoruz ki, yeni 4 yıllık dönemde bunlara daha çok para lazım. Göreceksiniz 4 yıl sonra, yine toplanacak 100 milyon tl den eser kalmayacak. Yaptıkları bütçeyi de dakikalar içinde önce 50 milyon indirip sonra 25 milyon artırdılar. Bu, ne kadar sağlıklı bir bütçe yaptıklarının ifadesidir. Gayriciddi bu bütçeyi de kamyoncuların desteği ile onaylattılar.

Genel Kurulda başta, Şeyda nakliyat, Ottoman Nakliyat, Köroğlu İnşaat olmak üzere akçeli iddialar ile ilgili soruların hiç birisine cevap veremediler. Kanunen ortaya koymaları gereken 2014, 2015, 2016 yıllarının YMM denetleme raporlarını gösteremediler, çünkü yoktu. Yani o yılların mali faaliyetleri karanlık. Kendi Denetim Kurulu  raporu 2017 yılının 3 ayını, YMM denetleme raporu ise sadece 2017 yılının 9 ayını kapsıyor. Tabii ki, “her şey yolunda” anlamında yuvarlak ifadelerle.

Genel Kurulda mal -mülk alma, satma ve kredi alma yetkisini kamyoncuların desteği ile geçirdiler. Sahip olunan arsa ve binaların değerleri ile ilgili yaptıkları hataları önlerine koyduk. Cevap veremediler. Umarız,  birilerinin “sendika parasıyla otel alıp işletme” rüyası üyelerin kabusu haline gelmez.

Kendilerinin de sözde şikayet ettiği Tüzük, bu işlerle hiç alakası olmayan kişilerin oylarıyla kendi istedikleri gibi yenilendi. Müdahil olma isteğimiz önce reddedilip sonra jest olarak bir arkadaşımız komisyona ilave edildi. Ancak hazırladıkları taslakta harf hatasını bile düzeltmemize izin verilmedi. Tüzük maddeleri Genel Kurulda okunmadan müzakere edilmeden jet hızıyla geçirildi. Adeta delegelerden tüzük kaçırıldı.

Salonda seçilmiş uçuş işletme delegeleri varken haddini bilmez birisini Uçuş İşletme temsilcisi diye konuşturmak istediler. Biz salonu terk ettik . Konuşmasında uçuculara “nankör”, şirket yöneticilerine “cahil ve beceriksiz” diyen bu şahsın konuşması kamyoncular tarafından büyük alkış aldı. Merak edenler konuşmanın tamamını sosyal medyadan bularak izleyebilirler. Kabini temsilen zorla konuşma izni alabildiğimiz bir arkadaşımızın konuşmasını da dinlemenizi tavsiye ederim. Bizim mesai şartlarında ne kadar zora sokulduğumuzu ve sendikanın bu konuda hiçbir şey yapmadığı gibi işverenle yaptığı işbirliğini nasıl başarı olarak gösterdiğini yine facebook sayfamızda okuyabilirsiniz.

Genel Kurul sahnesinde Ali Kemal Tatlıbal ‘ın da itiraf ettiği gibi mevcudun % 75 ini oluşturan, aidat gelirinin % 90 ını  ödeyen uçucular arkasında olmazsa bu sendika kof bir sendikadır ve işveren önünde hiçbir gücü, etkinliği ve itibarı olamaz. Bunun bilincinde olarak prensipte, hamasi sözlerle uzattığı zeytin dalını kabul ettik ama çok kısa sürede tamamen popülist bir hareket olduğunu gördük. Bizi yine yanıltmadılar. Genel Kurulun 2. Günü yapılan seçimlerde Sandık Kurulunu kendi elemanlarından oluşturarak ne kadar iyi niyetten uzak olduklarını bir kez daha gösterdiler. Hala bizleri duymuyor, anlamıyorlar. Sendika başkanı defaatle hatırlatıp önüne koyduğumuz gerçeklerden çok uzakta. Bizim birlik ve güçlü olma irademizi suiistimal edenlerin piyonu olarak yeni yönetim kurulunda o senaryo yazarlarına yer verdi. Aidatları kamyoncuların oylarıyla iki katına çıkarıp onlar için sadece gelecek paranın önemli olduğunu gösterdi.  Kendisi  bu paradan almadığını yeminlerle anlattı. Beyanına itibar etsek bile yetmez. Onların namusuna emanet edilen bu paranın başkaları tarafından yenilmesine veya karanlık odaklara kaydırılmasına da engel olmak zorundadır. Çünkü başkan olarak yetki ve sorumluluk kendisindedir..

THY çalışanları elbirliği ile zor durumdaki şirketlerini çok çalışarak düze çıkardılar. Şirketimiz de bunun karşılığında 25 nci TİS ile imza altına alınan ancak sendikanın girişimleri ile ötelenen kazanımlarını geri verme kararı aldı. Ödenecek para sizin zaten hak ettiğiniz kazanımdır. Şirketimizin jesti bunun bir ay önce vermesidir. Görüldüğü gibi yine sendikanın olumlu bir katkısı yoktur, Sendikanın bu doğal süreçten nemalanmaya çalışması ve rol kapma telaşı tarafımızdan ibretle izlenmektedir.

Sonuçta, Zeytin Dalı grubu olarak bizi seçen uçucuların tercümanı olduk. Hiçbir ideoloji, parti veya şahsın uzantısı olmadığımızı, sadece sizlerin sesi olduğumuzu ortaya koyduk. Bu tavır ve anlayışımızı da ısrarla sürdüreceğiz. Bu sendika, yeni dönemde de bizi duymaz ve sadece vereceğimiz aidatlarla ilgilenirse çaresiz olmadığımızı duyurmuştuk. Havacılık zincirinin her biri önemli bir halkasını oluşturan ve bize inanan yer personeli arkadaşlarımızla birlikte gereğini yapmaya hazırız. Bize bunu yapmaya mecbur edecek olan bu sendikadır. Şimdi karar onların. Sonrasında karar bizim olacaktır.

Saygılar sunuyorum

                                                                Zeytin Dalı Grubu Adına

                                                                Kaptan İskender ÇARKCI

Exit mobile version