“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.”
Adam SMİTH
Bundan tam 8 ay önce 06 Haziran 2021 tarihinde “Gökyüzünde ay yıldızlı iki marka daha” başlıklı bir yazı yazarak Türk Hava Yolları çatısı altından iki ayrı markanın doğmak üzere olduğunu dile getirmiştik.
Türkiye’yi dünyada en geniş ve en iyi şekilde tanıtan ve bir dünya markası olan (Turkish Airlines) Türk Hava Yolları 1 milyar 380 milyon TL sermayeli bir anonim ortaklıktır. Sermayesinin yüzde 50.88’i halka açık, yüzde 49.22’si de Türkiye Varlık Fonu’na ait olan Türk Hava Yolları A.O’nun, THY Teknik A.Ş’nın yanı sıra 14 şirkette de ortaklığı vardır.
Bunun yanı sıra bünyesinde alt marka (Sub brand) olarak Anadolu Jet ve THY Kargo (Turkish Cargo) adlı yapılanması vardır. Bu iki markanın bağımsız birer şirket olabilmesi için geçen yıl bir takım çalışmalar yapıldı.
THY’nin Low Cost Carrier’i (Düşük ücretli taşıyıcı) gibi algılanan, Anadolu kentlerinin havayolu ulaşım faaliyet ihtiyacını ekonomik olarak karşılamak için 2008 yılında THY Bölgesel Uçuşlar Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Anadolu Jet, 5 olan uçak sayısını daha sonra 36 uçağa (Hepsi Boeing 737-800) çıkararak (Hedef 57 uçak) yurt içinde 43 havalimanında ve dış hatlarda ise 16 ülkede 26 noktaya uçarak bu güne kadar 67 hatta 107 noktaya 100 milyonu aşkın yolcu taşıdı.
Bu başarıyı taçlandırmak için Anadolu Jet’in bağımsız bir marka olarak yoluna kendi kanatlarıyla devam etmesi kararlaştırıldı. Yuvadan ayrılmanın en zor kısmı uçak ve personel devri ile sermaye transferi olsa gerek. Bu iş ne yazık ki 2021 ‘de gerçekleşemedi. İlker Aycı döneminin en iddialı projelerinden biri olan yeni şirket bu yıla ve yeni gelen Prof. Dr. Ahmet Bolat yönetimine kaldı.
Olup olmayacağı gözden geçirilecek.
Yine aynı şekilde 25 kargo uçağıyla son iki yılda çok iyi performans sergileyen Turkish Cargo’nun da aynı adla yeni bir şirket olması için aylar süren çalışmalar yapıldı. SHGM’ye gerekli başvuruların yanı sıra, THY Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada kargo birimini tüm mal varlığı ve operasyonuyla ‘iştirak modeli ile kolaylaştırılmış usulde kısmen bölünme” yöntemiyle ana şirketten ayıracağını bildirmişti. Bu konuda bir genel kurul kararı alınması gerekiyordu, ama ne yazık ki bu konu için genel kurul toplanamayınca yeni şirketin kurulup kurulamayacağının kararı da bu yıla ve yeni yönetime kaldı diyebiliriz.
Türk Hava Yolları’nın bölünerek iki yeni marka daha yaratmasının doğru bir iş olup olmayacağına veya gündemden çıkarılmasına da yeni yönetimin karar vereceği bir iş olarak masada bekliyor.
Elbette, Türk sivil havacılık şirketlerinin sayısının artmasından gurur duyarız. Yeni markaların sayısının artması ve gökyüzünde boy göstermesini sabır ve heyecanla beklerken yıllar sonra farklı iki yeni şirketin daha kuruluş aşamasına olduğu haberlerini de duyuyoruz.
İlk olarak 2021 yılında kurulacağını duyduğumuz İzmir merkezli Anka Air adlı şirket uçabilmek için somut adımlar attı. Şirketin kime ait olduğu ve arkasında bir sermaye gurubunun olup olmadığı belli değil. Oluşumun arkasında ünlü bir siyasetçinin oğlunun olduğu söylentisini bir kenara bırakarak iş başındaki THY kökenli Erol Canpolat ve Turan Özler kaptanlara başarılar diliyoruz. THY’den iki adet A330 alarak, yine THY’nin kargo uçuşlarını yapacağı söylenen ve ön izni alan bu şirketin SHGM’den uçuş işletme ruhsatını alarak bir an önce uçuşlarına başlaması bizim de temennimiz.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yeni şirket kurulmasına yıllarca neden ‘Hayır’ dediği hep tartışılan bir konuydu. En son 2008 yılında Borajet’in kurulmasından sonra hiçbir şirkete uçuş izni verilmedi.
(Bu arada 10’u aşkın şirket de kapandı)
Birçok şirketin kurulup, kısa sürede iflas etmesi şirket kurulmasının önündeki en büyük engel olarak gösterilirken, bazıları da THY’nin kendi pazar payına ortak olmamaları için yeni şirket kuruluşlarını engellediğini ileri sürmekteydi.
Bir başka şirketin kuruluş hazırlıklarını görünce, SHGM yeni şirket kuruluşuna artık izin verecek diye düşünüyorum.
İkinci yeni şirketin yabancı ortaklı ve Antalya merkezli olacağı söyleniyor.
Türkiye ayağında ACT Airlines’in eski Genel Müdürü ve son döneme kadar Onur Air’in Yönetim Kurulu Üyesi olan genç neslin deneyimli yöneticisi Fatih Bardakçı yer alıyor. SHT 6A talimatı gereği şirket sermayesinin yüzde 51’inin sahibinin TC vatandaşı olması gerekiyor.
İlk etapta 3 adet A321 uçakla ile uçuşa başlayacak şirket kısa adı BBN olarak bilinen İzlanda kökenli Blue Bird Nordic ile bağlantılı. Şirketin Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta faaliyet gösteren kanadıyla
Türkiye’deki ticari potansiyeli değerlendirmeyi düşünüyorlar. SHGM’ye ön izin için başvuran yeni şirket, yolcu dışında 2 adet B 737-800 uçakla kargo taşıyıp, 2 adet de B777-200 alacakmış.
Her iki şirketin de işletme ruhsatlarını alabilmesini ve Türk sivil havacılığına hayırlı olmalarını diliyorum.
İyi uçuşlar Türkiye’m.