Karşıma, mevcut kriz en çok nereleri etkiledi diye bir soru çıksa anında “her şeyi” diye cevaplarım. Koronavirüs ’den mutlaka bir gün kurtulacağız ama o süreç sonrası kim bilir nelerle karşılaşacağız. 65 yaş üstü uygulamasına maruz kalanlardan biri olduğumdan neredeyse 50 gündür sokağa adım bile atmadım. Evde sıkıldığımda kendimi bahçeme atıp çiçeklerle böceklerle uğraşıp durdum. Saç sakal birbirine girmiş durumda.
Bu arada hobi olarak başladığım haber sitemde sizlere yerli ve yabancı havacılık haberleri sunmaya çalıştım. Kısaca bol bol vaktim olduğundan TV’lerdeki haberleri kaçırmıyor ve bol bol kitap ve gazete okuyorum. Hiç dizi seyretmeyen biri olarak dizileri kaçırmaz oldum. Aslında bu yazdıklarımın çoğu normal hayatımda sıklıkla yaptığım aktiviteler değildi ama alıştım…
Kısaca bu hayata da adapte olabildim.
Şimdi bakıyorum da ben şundan nefret ederim, bunu kesinlikle yapmam dediğimiz birçok şeyi yapmak zorunda kalıyor, ayrıca alışıyoruz da…
YENİ YAŞAM BİÇİMİNE HAZIRLANIN
Bundan sonra maçlara, kafelere, barlara, restoranlara, AVM’lere gitmek zor olacak. Arkadaşlarımızla görüşürken sarılmak, öpüşmek, el sıkışma vb sosyal temaslarda bulunmak belki de hiç olmayacak. Devamlı bir korku ile yaşayacağız. Sıradan bir öksürük bile yanınızdakini ürkütecek.
ABD, ALMANYA, FRANSA gibi maddi yönden güçlü ülkelerin bile zorlandığı bir ortamda bizler hayatımızı nasıl idame ettirebileceğiz. Ekonomisi güçlü olmayan bir ülke olarak işsizliğe, pahalılığa nasıl dayanacağız?
Bunlar benim TV seyreder ve gazeteleri okurken aklıma gelenler…
Şimdi de sektörümüze dönelim. Havalimanları ve havayolları çok zorda kaldılar ve bu zorlukların ne kadar daha süreceği bilinmiyor. Yabancı ülkelerin havayollarına ve havalimanlarına verdiği devlet yardımlarını ülkemizin yeterince verebilmesi şimdilik mümkün görünmüyor.
Yolcuların yaşanan krizden sonra eskisi gibi ucuz biletlerle seyahat edebilmesi, alınan her türlü önlemin giderleri de artıracağı gerçeği ile pek de mümkün görünmüyor
Uçak yolculuğunda,öksüren bir yolcu olursa,o yolcu en arka bölümde ayrılan yere alınacakmış. İnsanlar, alerjik, Parlak ışığa maruz kaldığında veya sıcaklığın ani değişiminde de hapşırabilir. Şimdi hasta olmayıp,alerjik bir durumda hapsıran yolcuyu, coronavirüs’e yakalanmış gibi arka koltuğa mı oturtacaksınız. Yanında eşi ve çocuğu varsa hepsi birden mi arkaya oturtulacak? (Tabii ki yer varsa)
Havayolları ve havalimanları bir dolu tedbirler alarak bu badireden kurtulmaya çalışıyorlar. Aylardır uçamamalarının yanı sıra birde virüs nedenli bir dolu ek önlem almak masraflarını artırıyor. Üçlü koltuğa iki kişi oturtma da düşünülen tedbirlerden biri. Ancak bu uygulamayı yaptığınızda, sosyal mesafe şartları yerine getirilemiyor ki… Uçakların koridor genişliği sosyal mesafeye uyuyor mu?
Şüphesiz en güvenli yolculuk havayolları ile yapılıyor. Havalimanı ve havayollarının tedbirleri mükemmel. Yolcular ise hala temkinli. Ancak, bir gün mutlaka seyahat edecek olduklarından tedirgin de olsalar başka olanakları yok. Uçak,Otobüs,Gemi farketmez risk varsa hepsinde var.
Havayolu ve Havalimanlarımız bu gerçeği bildiklerinden inanılmaz tedbirler alıyorlar.
Düşünsenize biletiniz var, havalimanına gideceksiniz ve mutlaka maskeli ve sosyal mesafelere dikkat ederek içeri gireceksiniz. Termal kameralar ateşinizi ölçecek. Belki de gittikçe yaygınlaşan hızlı tanı korona testleri yapılacak. Kontuarlarda yine aynı sorunlar… Temassız ödeme sistemleri kullanılacak.
Bir nevi yolculara bulaşıcı hasta muamelesi yapılacak.
Bunlar yolcuların karşılaşacağı durumlar. Ya uçak altında taşınan bagajların dezenfekte işlemi…
Ayrıca, uçaklarda kabin içine el bagajı alınmayacak deniyor. Bu uygulama netleşirse, en büyük sorun, bilhassa bayanların mutlaka yanlarında taşıdığı ve arada sırada makyajları tazelediği çantalarında yaşanacak. Bazılarının binlerce Euro vererek aksesuar olarak yanlarında taşıdığı markalı çantaları alıp bagaja koymaya kalktığınızda kıyamet koparacaklardır.
Varış havalimanında döner bantlardan bavul almak da ayrı bir sorun yaratacak gibi. Bazı titiz yolcular acaba bavulumun sapını kimler elledi, virüs bulaşmış olabilir mi diye tedirginlik duyabilirler. Bu nedenle ceplerinde eldiven taşıyıp bavulu almadan önce giymeleri gerekecek.
İkram konusuna gelindiğinde bence iç hatlarda ikrama hiç gerek yok. Üç saati aşkın uçuşlarda ise ambalajlı ürünler kullanılabilir. Daha uzun süreli uçuşlarda ise vakumlu kutular içinde sıcak yemekler sunulabilmek mümkün. Bunların hepsi maliyeti artıran unsurlar.
Sizi yolcu etmek isteyen eş, dost, akraba yanınızda havalimanı terminaline giremeyeceği gibi, sizi terminalin içinde oturarak karşılayamayacak. Neresinden bakılırsa bakılsın, virüs tehlikesi sıfırlanıncaya kadar uçak yolculuğu, konfordan uzak bir serüven olacak gibi duruyor.
Şüphesiz bir gün bunlara da alışılacak ama bu süreç bayağı sancılı ve uzun bir süreç gerektirecek gibi…
NOT/ Kanunlar ve kurallar mutlaka mantığa uygun yapılmak zorunda. Hal böyleyken, Pazar günü 65 yaş ve üstü kişilere 5o gün sonra verilen sokağa çıkma hakkı hiç ama hiç mantığıma uymadı. Sokağa çıkabiliyorsun ama araba kullanamıyorsun. Düşünsenize aracınız 50 gündür aynı yerde duruyor. Aracınızın ağırlığı lastiklerinizin hep aynı bölümüne bastığından o lastikler yapısal bozulmaya mahkûm. Ayrıca 50 gün motor çalıştırılmamış olduğundan akü sorunu da çıkabiliyor.
Ayrıca; 65 yaş altındakilerin sokağa çıkma müsaadesi olduğunda herkes aracını kullanabiliyorken,65 yaş üstüne 50 gün sonra neden araç kullanma hakkı verilmez, anlayan beri gele… Kuaför,Berber,Araç kullanma yok. Bu nasıl bir mantıktır?
Eyyyy Yetkililer;
Kuaförler pazartesi gününden sonra açılacakmış. 65 yaş üstü saç sakal birbirine karışmış dağ adamı gibi olmuşlarken, kuaförleri açma gününü neden Pazar günü yaparak 65 yaş üstünün de saçını sakalını kestirmeye veya düzeltmesi için imkân tanımadınız? Sizin mantığınızla,saçımızı,sakalamızı kestirebilmek için bir 50 gün daha beklememiz mi gerekecek.(Tabii ki o günde kuaför ve Berberler açıksa) Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. Bu nasıl bir planlamadır?