Yeni havalimanının açılması öncesi ve sonrası herkesin dilinde olan konu, İstanbul havalimanının konumu idi. Bu konumda oluşacak hava olaylarına yönelik bir çok haber okuduk. Yolcular, bindikleri uçağın sarsıntısız uçarak ve hiç hissettirmeden iniş yapmasını her nedense sadece pilota bağlıyorlar. Yolculuğun nasıl gittiğini sorduğunuzda genelde pilotumuz çok iyiydi hiç sarsılmadan uçtuk ve indik demelerinin yanı sıra pilotun uçağı çok sarstığını ve çok kötü ve sert bir iniş yaptığını söylerler. Tabii ki bu görüşler halkımızın görüşleri. Aslına bakacak olursanız çok korkulacak bir konu değil. Pilotlarımızın iniş tekniklerini bildiklerinden şüphem yok.
Peki bizler hava olaylarına nasıl bakarız veya nasıl bakmalıyız?
Sizlerinde bildiği gibi uçağın dikey ekseni etrafında yapılan her manevra en arka kısımda, ortalara kıyasla kendini daha fazla hissettirir. Her ne kadar da bir çok insan, bir uçuş esnasında meydana gelen her türlü sarsıntıyı pilotlardan bilseler de,biz havacılar uçuş veya iniş esnasında yaşanan, alışılmışın dışındaki manevra ve sarsıntıların, pilotun iyi ya da kötü olduğu ile alakası olmadığını biliriz.
Aslına bakarsanız, tamamı ile rüzgarsız hava pek yoktur. Çok ender olduğu için özellikle yan rüzgarın hızı yaklaşık 20 km/h ya ulaştığında ancak yan rüzgar yada İngilizce olarak Crosswind Landing’ den bahsedilir. Crosswind Landing dediğimizde de, farklı iniş yöntemleri uygulanır.
Farklı iniş yöntemlerine geçmeden önce, yan rüzgar ya da İngilizce olarak Crosswind denilen hava olayına bir bakış atalım.
Uçağın uçuş yönüne, 90 derecelik dikey açıyla etki eden her rüzgar yan rüzgardır. Fakat gerçek hayatta bir çok problem, okul kitaplarında ki gibi ideal değildir. Aynı şekilde, uçağın uçuş yönüne sadece 90 derecelik acı ile etki eden rüzgara da gerçek hayatta, uçağın uçuş yönüne herhangi bir açı ile etki eden rüzgardan daha az rastlanır. Herhangi bir açı ile uçağa etki eden rüzgarın, uçağa tamamı ile yandan 90 derecelik acı ile etki eden parçası, fiziksel ismiyle Vektörü hesaplanır, ve o Crosswind olarak baz alınır.
Bir örnekle açıklamak gerekirse: Uçağınızın uçtuğu yöne, 40 derecelik açı ile 40 kt hızda rüzgar etki ediyor. Bir bakıma uçağınız, yatay eksenine 40 derecelik bir açı ve 40 kt (1 kt = 1,8 km/h) ile esen rüzgara karşı uçuyor. O rüzgarın uçağa 90 derecelik açıyla yandan etki eden vektörü, rüzgarın hızı ile rüzgarın uçağın yatay ekseni arasındaki açının sinus değeri ile çarpılarak bulunuyor, yani; 40 kt x sin 40 = 25,7 kt. Uçağınıza Crosswind etkisi 25,7 kts hızla olmuş oluyor bu örneğimizde.
Pilotlar için Crosswind hesaplamalarını kolaylaştırmak amaçlı çizelgeler hazırlanmıştır.
Yukarıda ki örnekte, daha önce matematiksel olarak hesapladığımız örneği çizelge üzerinde göstermeye çalıştım.
Birde Crosswind Landing’ler de başvurulan iniş yöntemlerine kısaca göz atalım.
- Sideslip
Bu yöntemde, uçağın bir kanadı diğerinden daha aşağıda kalacak şekilde hafif yan yatırılır ve pistin başına gelene kadar uçuş yönüne açılı olacak şekilde uçulur. Pistin başına gelindiğinde ise, teker koymadan uçağın burnu uçuş yönüne çevrilir ve iniş gerçekleşir. Kanatlar paralel şekilde yaklaşılmadığı içim, iniş takımlarından biri daha önce yere basar.
- Crab
Bu yöntemde ise uçağın kanatları aynı yükseklikte tutulmaya çalışılır, böylelikle piste teker koyma esnasında kanatların yere paralel olması sağlanır fakat teker koymadan kısa bir süre önce, uçağın burnu pistin yönüne çevrilmesi gerekir.
Fakat bir üçüncü yöntem olarak pilotlar iki yöntemi kombine ederek de iniş yapabilirler.