Turkish Coalition of America ve Turkish Cultural Foundation kurucusu işadamı Yalçın Ayaslı, Borajet’in satışı sonrasında yaşanan süreç ve Türkiye’de savcılığın hakkında çıkarılan dolandırıcılık iddiası ile ilgili bir açıklama yayınladı. 1968 yılından beri ABD’de yaşayan ve Amerika’daki Türk diasporası için yaptığı çalışmalarla bilinen Ayaslı, Borajet’i Bugaraj isimli şirkete hiçbir devir bedeli almaksızın ve hatta banka borçlarının tamamını ödemeyi üstlenerek devrettiğini kaydetti. Borajet’i satın alan SBK Holding’in finansörü olan Jacob Ortell Kingston ve Levon Termendzhyan’ın Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkileri, ABD’de yürütülmekte olan bir kısım ceza soruşturmalarına da yansıdığını vurgulayan Ayaslı, ‘’Termendzhyan hakkında ABD’de yürütülen dava ve soruşturmalarda kendisini temsil eden avukat Mark Gregos aynı zamanda Los Angeles’da ASALA örgütü tarafından katledilen merhum Başkonsolos Kemal Arıkan’a suikast düzenleyen teröristi temsil eden ve Türkiye’ye karşı 1915 Ermeni olayları nedeniyle ABD’de başlatılan bir kısım davaları açan avukattır,’’ dedi.
Ayaslı, ‘’Yakın geçmişte kim olduklarını ve işbirliklerini öğrendiğim bu kişilerin benim ABD’de Türkiye lehine başta Ermeni diasporasına karşı memleket sevgisiyle yaptığım çalışmalar nedeniyle şahsımı ve malvarlıklarımı hedef seçtikleri geç de olsa çok net şekilde ortaya çıkmıştır,’’ diye konuştu.
Ayaslı’nın kamuoyuna açıklaması şu şekilde: ‘’Muhtelif medya kuruluşlarına verdiğim açıklamalardan da bilindiği üzere, Borajet yatırımımı, 2016 yılında şirketime ve adıma leke süren asılsız iddialar neticesinde içine düştüğü ekonomik sıkıntılardan kurtulması, çalışanlarının ve müşterilerinin mağdur olmamaları için ve faaliyetlerini sürdüreceği inancıyla 2016 yılı Aralık ayında devretmeye karar verdim.
2016 Aralık ayı sonunda Borajet’i, ekonomik zorluklar içindeki şirketleri satın alma ve yönetmede uzman bir girişimci olarak tarafıma tanıtılan, Sezgin Baran Korkmaz’ın sahibi olduğu SBK Holding bünyesindeki Bugaraj isimli şirkete hiçbir devir bedeli almaksızın ve hatta banka borçlarının tamamını ödemeyi üstlenerek devrettim. Ancak şirketi devrettikten sonra SBK Holding’in ABD’de haklarında muhtelif suçlardan dolayı yasal takipler bulunan bir grup tarafından finanse edildiğini öğrendim.
Devir sonrası, anlaşmanın amacına uygun olmayan davranış ve taleplere karşı direnmem nedeniyle, hakkımda öncelikle finans kurumları nezdinde karalama kampanyası başlatılmış, daha sonra SBK Holding’i finanse eden kişilerden Jacob Ortell Kingston’ın sahibi olduğu MEGA varlık isimli şirket üzerinden malvarlıklarım üzerinde haciz işlemleri yapılmıştır. Bunlardan netice alınamayınca, Bugaraj Şirketi tarafından şahsıma bir ticari dava açılmış ve yine malvarlıklarım üzerinde haciz uygulanmak istemiş ancak ticaret mahkemesinin bu isteği reddetmesi üzerine hakkımda birçok asılsız suçlamalarla savcılık nezdinde yasal süreçler başlatılmıştır.
Hakkımda tüm hukuki süreçleri başlatan Sezgin Baran Korkmaz ve sahibi olduğu SBK Holding’in finansörü olan Jacob Ortell Kingston ve Levon Termendzhyan’ın Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkileri, ABD’de yürütülmekte olan bir kısım ceza soruşturmalarına da yansımıştır. Geçtiğimiz hafta içinde Sezgin Baran Korkmaz büyük jüri önünde saatlerce ifade vermiştir. Bu olay ABD’de pek çok medya kuruluşu tarafından haber yapılmış ancak ülkemizde ise hiçbir şekilde dikkate gelmemiştir.
Yine ABD’de yayımlanan haberlerde, birer suç örgütü olarak tanımlanan Kingston ile Termendzhyan haklarında vergi kaçakçılığı ve akaryakıt kaçakçılığından tutun da kara para aklamaya kadar kabarık suç dosyaları bulunduğu belirtilmektedir. Ayrıca, Termendzhyan hakkında ABD’de yürütülen dava ve soruşturmalarda kendisini temsil eden avukat Mark Gregos aynı zamanda Los Angeles’da ASALA örgütü tarafından katledilen merhum Başkonsolos Arıkan’a suikast düzenleyen teröristi temsil eden ve Türkiye’ye karşı 1915 Ermeni olayları nedeniyle ABD’de başlatılan bir kısım davaları açan avukattır.
Yakın geçmişte kim olduklarını ve işbirliklerini öğrendiğim bu kişilerin benim ABD’de Türkiye lehine başta Ermeni diasporasına karşı memleket sevgisiyle yaptığım çalışmalar nedeniyle şahsımı ve malvarlıklarımı hedef seçtikleri geç de olsa çok net şekilde ortaya çıkmıştır. Bugün savcılığın dolandırıcılık iddiası ile şahsımı ve bir çalışanımı mahkemeye sevk ettiğini öğrenmiş bulunuyorum. Türkiye sevgisi ve Türkiye menfaatine yaptığım çalışmalar nedeniyle 43 senedir yaşamakta olduğum ABD’de birçok saldırı ve tehdit ile mücadele ettim. Bu tehdit ve saldırılardan ABD’de sonuç alamayanlar şimdi ülkemin savcı ve hakimlerini alet ederek sonuç almak çabası içindedirler. Bu yasadışı işlere bulaşmış kişilerin kurdukları oyunlar ve şikayetleri üzerine yargılanıyor olmak beni yıldırmayacaktır. Bilakis, bu yaşadıklarımı senelerdir Türkiye sevgisi ile yaptığım çalışmaların başarısının bir göstergesi olarak değerlendiriyorum ve gurur duyuyorum. Hukuk süreçleri neticesinde haklarımın korunacağına ve adaletin yerini bulacağına hiç bir şüphem bulunmamaktadır. Bu kişiler hakkında haklarımın korunması ve başkalarının mağduriyetlerinin engellenmesi adına her türlü hukuki girişim başlatılmıştır ve yasaların elverdiği ölçüde gerekli açıklamalar şahsım tarafından yapılacaktır.”(turkavenue)