Değerli okurlar havacılıkta veriler 2019 rakamlarına yaklaşıldığını gösteriyor. Böyle olunca da, şirketlerin pandemide “yük” olarak gördüğü uçuş ekipleri ama özellikle pilotlar tekrar kıymete bindi. Şimdi şirketler ellerindeki pilotları tutmaya, sivil havacılık bürokrasisi de pilotları ülkeden çıkarmamaya çalışıyor.
Geçen hafta Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün, bundan 7 sene önce çıkardığı ve Nisan-Ekim arası dönemde şirketler arası ekip geçişini yasaklayan genelgeye yaptığı ilave gündemin ilk sırasına oturdu. Yapılan düzenlemeye göre, şirketlerinden ayrılmak isteyen pilotlar yurtdışına gitmek isterse şirketlerinden onay belgesi alacak. Şirket “sen istifa ettin, ben de sana belge falan vermiyorum” derse, pilot 6 ay beklemek zorunda. Eğer şirketine eğitim borcu varsa, pilot bu borcunu ödemeden kendisine onay belgesi verilmeyecek. Aslında borcu ödemek de yetmeyecek. Mecburi hizmet yükümlülüğü varsa örneğin 10 sene çalışmadan bu belgeyi alamayacak. İnanılır gibi değil. Pilot kararını vermiş gidecek. Ama SHGM diyor ki “şirketin izin vermezse gidemezsin.” Bu işler zorla olmaz. Yıllar önce bu köşeye taşıdığım bir karikatür vardı. Kapısında Güzellik Merkezi yazan bir binanın içinde beyaz önlüklü bir adam, çirkince bir kadına tekme-tokat girişmiş. Arkadan bir başka beyaz önlüklü, adamı uyarıyor: “Boşuna uğraşma hocam, zorla güzellik olmaz!” İşte durumumuz aynen bu.. Bari şirketlerinden ayrılan pilotların ayağına elektronik kelepçe takın veya her hafta eski şirketlerine gidip imza atma zorunluluğu getirin de, tam olsun ! Şaka bir yana, kaptanlar giderse gitsin, biz şirketlerimizdeki ikinci pilotlarla da idare ederiz deme şansımız da yok. Çünkü en çok ikinci pilotlar gitmek istiyor. Bu işten en karlı çıkanlar ise, birkaç ay önce şirketlerinden ayrılan veya atılan pilotlar oldu. Eğitim borçları yoksa hemen onay belgelerini alıp yurtdışı macerasına başlayabilecekler.
Gerçekten tuhaf bir anlayış. Adam boşanmış, başka biri ile evlenmek istiyor. Ama eski eşinin bu evliliğe onay vermesi gerekiyor ! Neyse, olaya bir de iyi tarafından bakalım. “Her şerde bir hayır vardır” derler ya, bu genelgenin tek olumlu yönü, tüm sivil toplum kuruluşlarını aynı çizgiye getirdi. Havasen, Hava-İş ve TALPA hemen tepki gösterdiler. Pilvak’tan ise ses çıkmadı. SHGM’nin bu konuda geri adım atıp atmayacağını bayramdan sonra göreceğiz. Ama THY başta olmak üzere tüm şirketlerden beklentimi de yazmadan geçmeyeyim. İsteyen her pilota yasanın öngördüğü süre kadar çalışmaları kaydıyla kmuvafakat belgesi versinler ve iş barışını bozan, geride kalanların endişelerini artıran bu kararı boşa çıkarsınlar. Bir öneri de Türk pilotlarının yurtdışına gidişini zorlaştıran SHGM’ye. Elleri değmişken, bir düzenleme daha yapsınlar ve yabancı pilotların ülkemize gelişini de zorlaştırsınlar.