ABD’de en sihirli kelimedir “vergi mükellefi”. Meşhur benzetmedir, “ABD’de adam öldür ama vergi kaçırma.” derler. Vergi kaçırdığınız zaman IRC (İnternal Revenue System- Dahili Gelir İdaresi) tepenize çöker. Devlete zarar verdiğiniz veya zarara uğrattığınız zaman hemen karşınıza “vergi mükelleflerinin parası o” diyerek dikilir devlet. Çünkü ABD’de vergiler kaynakta kesilmez. Elde ettiğiniz geliri siz beyan eder sonra da verginizi doğrudan vergi idaresine ödersiniz. İşveren sizin verginizle ilgilenmez. Brüt maaşınızı öder, “Vergini kendin öde.” der. Dolayısı ile elinize geçen dolarları götürüp vergi idaresine teslim etmek bayağı zor gelir insana. O nedenle de hesap sorma kültürü gelişmiştir. Bizde ise brüt ücret kavram farklıdır. Elimize geçen net paraya bakarız. İşverenimiz vergiyi, SGK primini, sendika aidatını keser bizim adımıza ilgili kurumlara yatırır. Kesintiler elimize değmediği için üstünde fazla durmayız. Tersini düşünelim. 5.000 TL net maaş yerine 7.500 TL olan brüt maaşınız size verilse, “bu paradan kesintileri kendin götür yatır “denilse o paralarla güç bela vedalaşanlar, paralarının nereye gittiğini sorgulamazlar mı? Örneğin vergilerimizle neler yapıldığını sormaz mı? Bakın 2021 bütçesinin gelir tarafında 1 trilyon 100 milyar TL var. Devlet bu gelirinin 922 milyar lirasını vergilerden karşılıyor. Yani devletin harcadığı paraların neredeyse % 90’ını vergilerimiz oluşturuyor. Bu paranın içinde maaşlarımızdan kesilen gelir vergisi de var, benzin, sigara, tüketim malzemeleri, araba, telefon alırken, elektrik, doğalgaz kullanırken, lokantada yemek yerken ödediğimiz ÖTV ve KDV gibi vergiler de var. Zaten bu tüketimden alınan adaletsiz vergileri öderken ruhumuz bile duymuyor. Vergi arada kaynayıp gidiyor.
SENDİKA AİDATLARININ HESABINI KİM SORACAK?
Bunları niye yazdık? Bakın her ay maaşınızın % 1.5 oranındaki bölümü yetkili sendikaya sizin ruhunuz bile duymadan transfer ediliyor. Para hesabınıza girmeden, elinize veya cebinize değmeden sendikaya ışınlanıyor. E, siz de sanki bu para sendikacı arkadaşların doğal hakkıymış gibi ses çıkarmıyorsunuz. Dolayısı ile “nereye harcanıyor bu paralar kardeşim?” diye sorma ihtiyacı hissetmiyorsunuz. Arkadaşlar da güzel güzel harcıyorlar sizin aidatlarınızı. Mesela altlarına milyonluk araba çekiyorlar, güvenlik görevlisi adı altında koruma tutuyorlar, eski bir sendika çalışanının dediğine göre “hem her gün dışarıdan şefin dürümü yiyip hem de yemek fişi ve market çekleri alıyorlar, sınırsız özel sağlık sigortası yaptırıyorlar, araba ve benzin, Beymen’den ve diğer lüks mağazalardan hediye çekleri, tekne turları, 5 yıldızlı otellerde tatiller, free biletler, 30.000 TL aylık maaş da cabası”... Evet , sayın aidat mükellefleri, verdiğiniz aidatların hesabını sormak gerekmiyor mu sizce? Bordronuza bakın ve sendika aidatı olarak kesilen paranın cebinizde kaldığını düşünün. Aylık rakam küçük gelebilir belki, o zaman 12 ile çarpın, yıllık rakamı bulun. O parayla belki arabanızın kaskosunu karşılarsınız, belki çocuğunuzun servis parasını, belki apartman aidatınızı… Belki o zaman “nereye gidiyor bizim paralar?” diye sorarsınız.